Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

ozetleme


"Özetleme, büyücülerin zamanlarının çoğunu adadıkları bir çalışmadır.Yaşıyor olduğun sürece hiçbir zaman çok geç değildir.Enerjinin ne kadar yitirildiği ve çarpıldığı bu açıdan önemli değildir.Her zaman sıfırdan başlayıp enerjini yeniden yapılandırabilirsin.Önemli olan ilk adımı atmak ve başlamaktır. Enerjilerini korumak ve yeniden yapılandırmak isteyenler için en etkili yol özetlemedir.


“Bir büyücü bilir ki eğer hayaletlerinden kurtulmazsan, onlar senin için gelirler.”


Bu nedenle bir büyücü arkasında çözülmemiş bir konu bırakmaz. İnsanlar yaşamlarını geçmişlerinde yaşanmış olaylara çengellenmiş şekilde, bu olaylar tarafından incitilerek geçirirler.Bunlar kurtulmayı akıl edemediğimiz artık anlamsız yüklerdir. Enerjimizi, geçmişte yaptığımız duygusal anlaşmalara bağlı bırakmak tam bir deliliktir."


Carlos Castaneda



Özetleme yaparken basın sağdan sola nefes alıp verirkenki devinimi,hatırlamak istediğimiz ana geldiğimizdemi?,yoksa özetleme yapmaya başladığımız anda mi yapılmalı?



Soluk alıp verme hareketi hemen başlarsa olaya yoğunlaşmak zor olabilir.olayın tamamı hatırlandıkça o an hissedilen tüm duygular ortaya çıkmış olur. o zaman soluk alıp vermek benim için daha iyi sonuç veriyor.

özetleme yapmak istediğimiz konu ayrıntılı bir şekilde gözden geçirilirken özetlenen olaya yeni bir duygu yüklemesi yapmamak gerekiyor. Bu çok önemli. Yaşanılanları gözden geçirirken yargılamak yada onaylamak neşe sevinç ya da üzüntü hissetmemek olayın olduğu anlardaki duyguları yeniden hatırlamak farketmek ve duygulara istencimizle dokunmak gerekiyor. Ben göbek deliğinin yaklaşık iki parmak altında bulunan -kişinin boyuna göre yer değişir mi bilmiyorum- istenç noktasından telcikler yada püskül gibi bir şey çıktığını o çıkan telcikleri-püskülleri özetleme yaptığım ana-olaya uzattığımı imgeleyip başımı telciklerle eş zamanlı bir şekilde hareket ettiriyorum. Yani başımızı sağa doğru çevirdiğimizde olayın yaşandığı zamana uzandığını imgelediğimiz telciklerinde sağa doğru hareket ettiği imgelenecek. İstenç noktasından çıkan telcikleri yelpaze gibi düşünürsek olayı yelpazeler gibi ateşi körükler gibi başımızla birlikte hareket ettirilecek. Başlarda istenç noktasında hiç bir şey hissedilmezken bir süre sonra özetleme yaptıkça artan bir duyum farklı bir yogunluk hissedilmeye başlıyor. İstenç noktası kullanılmadan yapıldığında duygularımı o olaydan geri çekemediğimi o olayı tekrar tekrar özetlediğimi biliyorum.

DJ istenç merkezini kullanmadan özetleme yapmanın kaybolan enerjimizi geri getirmeyeceğini söylüyor.



Eline sağlık açıklayıcı oldu.peki nekadar süre başımızı sağa sola nefes alarak devindirmemiz gerekir.özetlemis olduğumuz olayin özetlendigini nasıl anlıyoruz.?



Özetlemenin sonuçları çok etkili olduğu için yapması 'çok zor'. Zihin direniyor. Bedenimiz özetleme yapmaya daha hazır. Ben özetleme dolabı hazırladım içinde saatlerce sıkılmadan oturdum ama bir tek olayı özetleyemedim günlerce aylarca. Özetleme yapabilmek için enerji biriktirmem gerektiğini farkettim. Yaşamıma çeki düzen verdim. Fazlalıklarımı hızlı bir şekilde hayatımdan çıkardım. Her an her yerden ve herkesten ayrılabilecek duruma geldim. Özetleme bir hobi gibi ele alınmamalı. Amaca ulaştıran bir araç olduğunu bilerek hareket etmek gerekiyor. Özetleme yaparken hayatlarımız hızlı bir şekilde değişiyor. Bu değişime hazır olmak gerkiyor. olaylar özetlenmeden önce o olayı hatırlamak istemeyiz; düşündüğümüzde kızgınlık, utanç, öfke, korku hissederiz yada çok sevinçli bir olaydır, hep o olaya bağlanırız. Olayları düşündüğümüzde olumlu yada olumsuz duygu hissetmiyor olmak gerekiyor, olaya yansız bakabiliyorsak üzülmeden gurur yada sevinç duymadan utanmadan yargılamadan suçlamadan bakabiliyorsak özetlemişizdir diye düşünüyorum. Özetleme yaparken soluğu içimize tam çekip tam vermek gerkiyor. Olayın duygusallaştırmasıyla yüzeysel soluyabiliyoruz, ozaman aynı olayı tekrar özetlemek gerekiyor. Şimdi özetleme yaparken dolap kullanmıyorum. Her gün niyetleniyorum.Kendimi ışık ve sese karşı izole ediyorum. (göz bandı ve kulak tıkacı) sırası ile özetleme yapamıyorum . Sessiz kaldığımda en çok rahatsız eden olaylar öne çıkıyor ben de onları özetliyorum.



Özetlemenin süresi yok kesinlikle bazan iki saat bazan iki gün bazan on dakika özetleme yapıyorum ongün sonra aynı olayı bir daha özetliyorum yine duygu kalırsa bir daha özetleyeceğim. Aslında hiç hoşlanmıyorum özetleme yapmaktan ama özetleme olmadan yolda yürümek mümküm değil.Müjdeci sayabileceğim bir özetleme yaşamadım henüz. Sonrası daha kolay olur sanırım.



Çok güzel aciklamissin.Eline sağlık . Özetleme yaptikca etkisi ve doğrusu, yanlışı o zaman ortaya çıkacak.Peki özetlemenin verdiği enerjiyi rüyalarında da kullana biliyormusun?



Özetleme yapmaktan hiç hoşlanmıyorum aslında ama özetleme yapmadan rüyada ilerlemek çok tehlikeli. Rüya görmenin dışında yollarla enerji biriktirip rüya görebiliyorum ama özetleme yapmadan o rüyada kaybolabilir insan. Özetlemeyi yüklerimi atıp hafiflemek için yapıyorum. Rüyada sırtımda bir sürü yük dolaşamıyorum :)



Anladım teşekkürler.Peki "başka yollarla enerji biriktirip rüya görebiliyorum" demiştin.özetlemek ve tensegrty harici hangi yolu kullaniyosun rüya için enerji biriktirmede.?



Güzel açıklama evet. Teşekkürler.Ama bir nokta da, bence istenç noktasıyla bağlanılmış gibi hissetmeden de yoğun enerji serbestleştirilebilir. Hatta nefesimizi ve başın sağa sola çevrilmesini, ya da yerimizde oturmayı epey zorlaştıracak kadar etkili şeyleri düşündüğümüzde, ya da o an kötü bir ruh halinde olduğumuzda, yaptığımız yarım yamalak özetlemenin yoğun ve bloklar halinde enerji serbestleştirdiğini düşünüyorum. Önemli olan devamını getirmek. Benim gördüğüm, özetlemenin her şekli etkili ama oturup yapmıyoruz, zor kısımı o.



Evet haklısın en zor kısmı başlamak.Bir kaç kez doğada denemiştim dere kıyısinda olduğumdan odaklanmak zor oldu suyun sesinden sanırım ama temiz havanın enerjiside harika oluyor.)



Enerji toplamak için bir çok yol var ben özetleme yapmayı gerektirmeyecek şekilde davranmaya çok çaba sarfediyorum. Günlük yaşamımda enerjimi en çok kişisel önemliliğin, akraba ve arkadaşlarımla ilişkilerimde kaybettiğimi farkettim. Birinci derece akrabalar dahil herkesle enerji bağlarımı kestim. Hiç bir beklentileri kalmadı. Özel gün kutlamaları özel gün ziyaretleri telefon görüşmeleri onlar adına düşünmek sorumluluk almak bunların hiç birisini yapmıyorum artık.


Kişisel görünüşümle ilgili kaygılarım epey azalttım. Yeni bir yere taşındım yeni insanlara yaşam öykümü anlatmıyorum.


Partnerimle ilgili çok kuşkucu kıskanç ve kontrol edici davranıyordum telefon görüşmelerine müdahale ediyordum v.d. En çok benim enerjimi çeken bu kısım ve ben bıçakla keser gibi birden kestim tüm bu saçmalıkları.


Alınganlık kibir bunlarda bende çok vardı. Bu konularda refleksim güçlü her olayda kendimi yakalıyorum hemen kendimle dalga geçiyorum. Kibrin 'iyi' kısımlarını tutuyorum ama.


ben yemek yerken birisi burnunu silse yemek yiyemezdim midem bulanırdı. Şimdi hiç öyle şeyler hisset miyorum.

Yapmamada çok enerji sağlıyor.Fubol sahasında üç ay geri geri yürüdüm her gün bir saat, şimdide o kadar uzun süre değil ama yine yapıyorum evde çiöeklerin gögeleri seyrediyorum çiçeklerle konuşuyorum

Güneş çalışması yapıyorum güneşin olduğu her gün(Büyü geçişlerimde belirtilen şekilde)

Başım kuzeye gelecek şekilde uyuyorum.

Keskin uçları Pembe kuvarsı avucuma alıp sıkıyorum acı hissederken düşünce yada yorum olmuyor sessizlik de enerji veriyor.

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Bütün bunlar bir süre sonra bizde dönüşüme neden oluyor. Yetişkin çocuklar gibi değilde yetişkin gibi oluyoruz. Bunlar kitaplarda yazıyor ama ben yinede kendi yaşadıklarımı yazdım



kadınlar için rahim çok önemli rüya görmede. Dikkatin sürekli rahmin üzerinde tutulması gerekli.Ben gün içinde dikkatimi rahmime vermek için rahmin üzerine gelecek şekilde kurşun ağırlık, deri parçası yada ısırgan:)bağlıyorum, Bu olmazsa olmazı kadınların. Erkekler içinde göğüs kemiğinin ucuna dikkat verilmeli diye yazıyordu kitapta.

Aklıma gelmişken yazayım bana en çok enerji kaybettiren konulardan biride hep haklı çıkma isteğimdi. o da gücünü yitirdi ama hep dikkatli olmam gerekiyor.



Anladım.Enerji kaynağın kısaca savaşcın yolu diyorsun.)



Nisa bu yolun yolcuları hep aynı yerden mi geçer bilmiyorum, ama aynı durumları bende yaşadım. Tek fark senin dişi olman galiba. Çok basit ve anlamsız gibi görünen bu durumların etkileri çok büyük oluyor. Yaşam daima tuzaklar kuruyor ve bize kimse yardım edemez. Savaşçı olarak yaşamaktan başka çaremiz yok. Ne kadar gönüllü olursak olalım, isterse don Juan'ın çömezi olalım bizi ancak kendimiz kurtarabilir. Hep merak etmişimdir benim durumumda bir dişi olsa nasıl yapardı diye. :) Sanırım kusursuzluk burda gizli. Ben doğadaki uygulamalara daha çok ağırlık verdim, ne de olsa erkeğim. Kim ne yapsın dağda gezen bir erkeği :). Diğer taraftan bizi en çok tanıyan ve bize en yakın insanlar enerjimizi en çok harcayan etkenler. İki seçenek var ya onlarla kalıp enerjimizi onlara vermeyeceğiz. Ya da onlaradan uzaklaşacağız. İlk seçeneği tavsiye etmem. Düşmanlarımız bize çok kurnazca saldırıyor. Her taraftan bizi deniyorlar, en sonunda açık bir kapı bulup ordan tüketebildiğini tüketiyorlar..



Buradan büyücü klanı cıkar gibi geliyor bana.)



Çıkar. 2-3 tane çıkar. Çünkü kafalar farklı farklı. Sayımız az olduğu için de mücadele kıran kırana geçer! :))



Mez, topla gel arkadaşları, bak izmirin dağlarında hala çiçekler açıyor...)



Karşıdaki kişiye acıma(özde kendimize acıma )bizim en büyük düşmanımız. Yakınımızdakilerin bizden gücümüzü aşan (maddi manevi)beklentileri olduğunda, hemen empati kuruyoruz kişiyide kendimiz gibi zayıf kabul ediyoruz ve beklentisini karşılamazsak; yalnız, aciz, değersiz hissedeceğini zannediyoruz ve kendimizi aşan taleplerini kendimizi tüketme pahasına yerine getiriyoruz.Bu zayıflığımızla yüzleşmemek için davranışımıza fedakarlık, sorumluluk duygusu sevgi v.b bir sürü isim veriyoruz. Biz güçlüysek karşıyıda güçlü kabul ediyoruz ve ona göre talebini dğerlendiriyoruz yada güçlenmesini umuyoruz; güçlenmeyecekse dibe vurmasını ve gücünün farkına varmasını bekliyoruz. Hiç bir acıma hissetmeden.

Güçlenmenin yolu her bir davranışımızın izini sürmek, üstünkörü değil ama derinlemesine...

Seninde dediğin gibi Kirac, savaşçı olmaktan başka yol yok. Savaşçının yolunu bildiğimiz ve ürkekçede olsa o yola adım attığımızda, keyfi davranışlarımıza tinin hiç acıması yok, dümdüz yere yapıştırıp silidir gibi geçiyor üzerimizden , toparlamak çok çok zor, ölmek dahil her şeyi beklemek gerekiyor o zaman. Henüz 'vakit varken'...



Bu tür bir sorumluluk duygusundan ben de muzdaribim..Yavaş yavaş kurtuluyorum. Bu ayrıca hem karşımızdakileri hem kendimizi olduğumuz yere sabitlememiz anlamına geliyor.. Kara büyücülük yani..

Acımak ya da acı çekecek vs yerine onların hayatı ve her zorluğu kıvırabileceklerine inanmak, ya da bunu dilemek daha iyi oluyor. Ama tabii, bu başkalarının sorunlarına duyarsız kalmak, zalim ya da kaba olmak anlamına gelmiyor. Tam tersine, Carlos Castaneda daha yüksek farkındalığa sahipsek çevremizdeki olaylarla ilgili sorumluluktan kaçınmamamız gerektiğini söylüyor. İşgüzarlıkla ya da suçluluk duygusuyla hareket etmemek, enerjimize uygun davranmak mesele.



Buradan bir değil bir kaç klan bile çıkar.


Bir arkadaşım vardı, yapmama yaptığını söyleyerek elektrik faturasını bile yatırmamış onun yüzünden bir kaç gün karanlıkta kalmıştık. Mum ışığında içsel sessizliğe geçmişliğimiz olmasına rağmen yapmamayı neresinden anladığını hep merak etmişimdir.



:))



Kesinlikle doğru söylüyorsun, kaba yada zalim olmamak gerekiyor. Her sorun insanların karşısına rastgele çıkmıyor izin verdiğimizde herkes sorunuyla baş edebiliyor ve baş edemese dahi güçlenerek çıkıyor.Evrendeki o güç herkese gerekli yerde gerekli müdahaleyi yapıyor aslında tamda büyümemiz için ihtiyacımız olan sorunları yaşıyoruz.

Duyarlı davrandığımızda işin içine kendi kişisel çıkarımız giriyor en masumunda bile ; bize iyi denilmesi, kabul görme isteği, sevilme, egonun daha güçlenmesi yani.Birde karşılık bekleme, benzer durumda benzer davranışın bize gösterilmesini bekleme gibi enerji bağları oluşturabiliyoruz.

Nagual Julian herkese her şeyini veriyor ama karşılığında hiç bir şey hissetmiyor, önemsemiyor; öyle davranabiliyorsak olabilir .Ben kendime acıma duygum azaldıkça daha duyarlı oluyorum gerçek anlamda.



Evet bunlar hep gerçek. özetlemeye ya da farkındalık çalışmalarına dalmak şart. Esas özetleme konusunda, farkındalığı genişletme konusunda gösterilen dirence karşı acımasız olmak lazım.



Înanki çok iyi olur deniz hep birlikte kır da bi sohbet piknik havasında.Fakat çalışmaktan Bursanin dibimdeki dağlarına bile çıkamıyorum.Belli olmaz ama geliriz bir gün.Sen çıkarsan bizim yerimizede kokla açan çiceklerinii..)



Ben de aynı durumda olacağım çalışmaya başlayınca ama yaza doğru zaman yaratabiliriz. Yamanlar dağı buraya 15 dk mesafede. Gidersem koklarım :))



Bence Çok iyi olur Umarım yaratabiliriz.)



yukarıdaki metinlerde özetleme için geçen yargılamama, yorum yapmama vb doğru, ama özetlediğin zaman-kişi-dönem vb den kaynaklanan duyguları hissetmemek gerek cümlesi yanlış.

aynı duyguların açığa çıkması gerek, özetleyenin bunun enerjitik bağlarını kopartıp dışarı atması gerekiyor.

bağın kopması o duyguların da açığa çıkması demek, açığa çıkan da hissediş biçimindedir.


hissedilmiyorsa enerjitik bağı kopmamıştır, bağı kopartamayan özetleyen onu dışarı atamaz.


kolay gelsin



Anladığım kadarıyla özetleme yapıldığında Duygular o yaşanan andaki gibi tekrar çıkana kadar hatırlanıyor.O anki duygu tekrar duyumsanıyor fakat o andaki verdiği rahatsızlığı yada neşeyi,sevinci yada her ne ise objektik yansız bakarak,davranarak soluk alıp vermeyle temizleniyor.bir nevi yaşadığın duyguların farkında olma durumu doğrumudur?



Özetlenecek olayı görselleştirip istencimizle o laya dokunup aynı anda temizleyici soluk alıp verdiğimizde birleşim noktamız o ana kayıyor.(niyetin gücü) O andayız ve o anda duyguları temizliyoruz.Diğer türlü olursa özetleme yaparken yaşadığımız duyguları yeniden özetlememiz gerekir ve yeniden ...

Bir savaşçı gibi kendimize acımadan -çok önemli- özetleme yapabilmek gerekiyor. O andan sonra özetleme çok kolay olur ve CC'nin dediği gibi yolda arabada duşta her yerde yapılabilir. Diğer türlü enerji bağlarımızı koparamayız.

Duygu hissettigim değerleri yeniden sorguladım:aile, ahlak, kadın olmak, tabular,ölüm v.d. Bu kavramlara savaşçının bakış açısından bakmayı deniyorum. Kişisel önemlilik çok acil yok edilmeli her yerde önümüze aşılması güç bir engel olarak çokıyor.



Özetlemeden kazandığımız enerjiyi rüya görmede kullanacaksak ki amaçlana o;çok önemli bir konuya geliyoruz. Cinsellik için kullandığımız enerji ile rüya görme için gereken enerji aynı. Hem özetleme yapıp hem cinselliğe karşı ilgili olmak dolu tası eğri tutup dökmemeye çalışmak gibi zor. Kazanılan enerjiyi korumayacaksak özetleme ile günlük yaşamlarımız eskisine göre çok daha iyi olur ama savaşının yolunda ilerleyebilir miyiz? İlerlenebileceğini savunanlar var.



insan biçimine sahip olduğumuz için cinselliğe karşı ilgiliyiz. İnsan biçimini yavaş yavaş kaybettikçe cinselliğe olan ilgimiz de azalıyor. İnsan biçimi duygularımızla beslendiği için duygusallığa karşı da çok dikkatli olmamız gerkiyor.Sevinç özlem hüzün merak şüphe ... ne kadar sık yaşadığımız duygular.bir savaşçı insan biçiminden kurtulmadan kendini asla değiştiremez diyor DJ. Duygularımıza karşı kibrimizden kaynaklı kimi anlarda mağrur bir duruş sergileriz ya ağlamak üzereyizdir ama ağlamayız bir şey hissetmiyor gibi davranırız ya, işte tüm duygulara karşı öyle davranmaya başlamak gerekiyor. Bir süre sonra -uzunca bir süre sonra- birden farkediyoruz artık aynı olaylara karşı aynı duyguları hissetmiyoruz. Duygu hissetmenin amacımız açısından olumsuz olduğunu unutmadığımızda önce rol yaparak sonra içselleştirmiş olarak yansızlaşmaya başlıyoruz. İnsan biçimi hemen kaybolmadığı için de cinsellik yaşanabiliyor. Kadınların çok eşliliği belki durdurması gerekir çünkü çok enerji kaybediyoruz. Şimdilik tek eşlilik çözüm gibi. Tamlığın bozulmaması da çok önemli.



sevgili elida, zihinsel duygularla bedensel duyguları ayırmak gerekiyor yalnız.



özetlemeyi uygulayan olan arkadaşlar var mı? bu süreçte enerji düzeyinizde fark edilir bir artış oldu mu?



Ben bir ara düzenli uygulamıştım. En büyük etkisi sokakta yürürken hissettiğim kolaylık ve güven içinde olma hissiydi.



Ben de uyguluyorum yıllardır. Halen devam ediyor. Enerji dersen uçuyorum.



anlayamadım sonsuz, duyguları zihinsel ve bedensel açıdan ayırmak ne açıdan önemli ?



Mesela bedensel korku ile zihinsel anlamda kullanılan korku (yani kaygı) farklı şeylerdir. Aynı şekilde neşe, coşku, hüzün gibi duygular bedenseldir. Ama üzüntü, mutluluk, stress, kaygı vs. zihinseldir.



Bedensel duyguları; olumlu ve/veya hissedilmesi engellenemeyen duygular gibi anladım ben. Neşe, coşku hüzün gibi duyguları, 'ben' duygumuz devam ederken hissedemeyiz diye düşünüyorum. Don Genaro, Don Juan çok coşkulu neşeliler bununla birlikte kendileri ile ilgili kaygıları yok. Kişisel önemlilikleri yok. Benim hissedeciğim sevinç yada coşku; ben duyguma, kibrime iyi gelen olaylar karşısında hissettiğim, başkalarının yada koşulların etkilemesi ile hemen değişebilen bir şey.

Hüzünde yine aynı sonsuzluğun dokunuşu ile hissedilen hüzün ile benim hüznüm aynı değil. Benim hüznüm romantizm bağlamında hissedilen devamı her an kendine acımaya dönüşebilecek bir hüzün.

Öğrenilmiş davranış, öğrenilmiş duygular alışıldık 'ben' imizin devamını sağlıyor. Hepimiz nerde hüzünleneceğimizi nerde ağlayacağımız, öfkeleneceğimizi v.s v.s çocukluğumuzdan itibaren öğreniriz. Öğrendiğimiz duygular ister bedensel ister zihinsel olsun insan biçimini besliyor.



Benim deneyimim, bence her türlü hüznün içinde "sonsuzluğun dokunuşu ile hissedilen hüzün" var. Bunun içine öfke, isyan, yorgunluk, gibi şeyler karışmış oluyor ama yine de var.



renovation...



yıllarca hep aynı çukura düşmemek gerekir..



Hüznü dikkatlice gözlemlediğimizde(belirişini hangi anlarda ortaya çıktığı v.b.)kendine acımayı buluruz. Hüzün güçsüzlüğümüze bir tepkidir ve kibirden beslenir. DJ hüzünden kurtulmanın yolu hüzünle dalga geçmek diyor. Aynı kibirden kurtulmakta olduğu gibi hüznünde nezaketle üstesinden gelinmiyor.



Özetleme konusu hangi kitapta anlatılıyor?



kendine acıma noktası kendini beğenme ile aynı özetlemeninin trapiye dönüşmesi sizi rahatsiz etmiyormu ? büyücülük ile diğer dinsel ritüellere benzer davranışlar aynı olmadığını bile bile neden bu yolu kullanmayı ve bu yolu kendine acıma olarak seçmenizi anlıyorum



Tam anlayamadım ama; önemli bir şeye dikkat çekmek istiyorsun sanırım, biraz açarak yeniden ifade edermisin



Huzun ve kendine acima arasinda bir alaka oldugunu sanmiyorum , huzne kendine acima demek indirgemeci bir yaklasim ya da kafa karisikligi .

Huznu tanimlamak zor ,sessiz bilgi ile kavranacak birsey , kendine acima/onmeseme ise ilkel tip bireysellik durumu .



Huzunle ilgili cok guzel bir bolum varmis zaten simdi gordum .



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön