Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

yagmacilar ucucular ve hastaliklar


zamurito - Posted on 27 Mayıs 2010


Uçucular malumunuz. Birleşim noktamızı şu anki konumunda sabitleyerek bizde kişisel önemlilik duyumu yaratırlar ve bu önemlilik duyumunun yardımıyla kişisel yansımamızla oynayarak enerjimizi alırlar.


"Bunlar kendi bilinç kotalarını toplamak için düzenli aralıklarla gelen asalaklar. Sadece hayatta kalmayı sürdürebilmemize yetecek kadarını bırakırlar bize ve bazen de bunu bile bırakmazlar. Bazen gereğinden fazlasını alırlar ve insan ağır hasta olur ve hatta bundan ölebilir." Carlos Castaneda


Hastalık denen durumu bu açıdan değerlendirmek hayli ilginç. Bunun, bir hastalığı tedavi etmekle ilgili çok önemli bir ipucunu verdiği ortada. Savaşçının yolu, uçucuların enerji transferi yapmalarını engelleyen bir enerji biriktirme yolu olduğuna göre, Don Juan'ın neden "Savaşçının yolu sağlığın şahikasıdır" dediği de gayet anlaşılır oluyor. Bu açıdan bakarsak herhangi bir hastalığın tedavi edilmesiyle ilgili çok heyecan verici bir seçeneğe sahip oluruz.


Kendimize verdiğimiz akıl dışı önemden kurtulmamız ve her daim kendimize gülebilmemiz dileğiyle herkese sevgiler...



bu çok ilginç bir konu!



Ucucunun Araçları


Evrenin derinliklerinden gelip insana musallat olan antite daha çok aç kalma korkusundan beslenmektedir insanın farkındalık zırhını kemirmektedir kendisi muazzam bir güçtür hafife alınamaz


Örgutlü ve farkındalıklıdır ancak konsantrasyonu zayıftır,açlık,kişisel önem,kibir uçucunun kendi zihninin ürünüdür


Kullandığı motivasyon araçları


endişe/korku/kaygı/beklentiye dönük bir durumdaysak uçucu bizi kemiriyor demektir onun için lezetli bir av durumundayız


Evrimimiz ne durumda?


Tavuğun başına gelen şey malesef insanoğlunun da başına gelmiştir,uçucu tarafından sosyalleştirilmiş ve evcilleştirilmiş bir tür olarak yola devam ediyoruz evrimimiz uçucu tarafından sekteye uğratılmış durumdadır.


Hep aynı yaşamsal tekrarların içinde dönen bir metafora yakalanmıştır insanoğlu metafor döngüsü ve yarattığı burgaç sanki hep farklı şeyler yapıyormuşuz algısı yaratıyor ve biz defoyu göremiyoruz.


Bazen sağduyumuz ne oluyorda hayatımda herşey yolunda gitsede yinede kaygılanıyorum lan diye cılız ama kaliteli bir iç diyalog seslendirse

Uçucu hemen araya girerek yeni konfor alanları yaratarak bu kaliteli iç diyaloğu ve sağduyuyu bastırır.


Muazzam Bir Güç Olarak Uçucu


Genleşmeden,büyumeden,suni ihtiyaçlardan ve bu ihtiyaçların sürekli çoğalmasından çeşitlenmesinden açığa çıkan heyecan dalgasından sorumludur


yani açığa çıkan enerji uçucu için semiz kaynaktır.


Gezegenimiz üzerinde bu kadar çok çeşitlilik içeren metanın bir çoğunun çöp olduğu ortadadır kendi enerjisini ve yaşadığı matrisi böylesine hunharca kullanması kendi sağduyusu ile hareket etmediği uçucunun motivasyonuyla hareket ettiğinin bir göstergesidir


Zihinleri Uçucu tarafından ele geçirilmiş ebeveynler tarafından yetiştiriliyoruz


Doğduğumuzda tam ve eksiksiz doğarız farkındalık zırhımız başımızın üstüne kadardır hafif ve akışkanızdır kusursuz yansız ve tarafsızızdır.


Önce aile içinde ilk formatı anne baba atar tüm dikkatimizi kullanarak bizi kodlarlar doğrular/yanlışlar/etik değerler/dinsel ritüeller/davranış kalıplarıyla temel dramamızı yaratırlar işte bu benim dediğimiz herşey aslında kodlardır


Anne baba sorgucu bir karakterdeyse bizim temel dramamız mesafe olur


Eğer anne baba korkutucu karakterlerse bu seferde temel dramamız kendine acıma olmaktadır yani bize ait bir şey yok ortada bize yapışan kimlikler ve davranış kalıplarıdır hepsi


(özetlemede anne ve babanın karakterleri iyi analiz edilirse hem onların hemde bizim temel dramamız yani bize yapışan kendimizmiş gibi savunageldiğimiz davranış kalıplarıda açığa çıkmış olur)


Aldığımız eğitimlede ben dediğimiz kimlik pekişmiş olur sosyal ilişkiler aracılığıyla kendimizi bir yerde tarif etmeye başlarız her fikir kontra'sıyla var olmaktadır sağduyunun hakim olduğu pek az şey vardır tonalde


Haberleri izlerken savaş konusunda tartışan akademisyenlerin kendi kişisel önemliliklerini dayattıklarına sık rastlarız yada orada burada insanlar birbirine kıyarken spikerin şimdi reklama gidiyoruz cümlesi tonal cehennemindeki cinnet halini çok iyi ifade etmektedir


Hafife alınmayacak bir güç olarak UÇUCU


Savaşları çok sever kıyım yıkım kaos şiddet enerji deviniminin yoğun olduğu alanlardır


Dinsel motivasyonlar kesinlikle uçucunun kurgusudur.açığa çıkan korkuyu drenajlar


Gelecek kaygısı/işsizlik/yokluk/aç kalma korkusu ki kendi temel korkusudur bizi habire kemirir sade ve temiz tonali hiç sevmez


Farkındalık zırhımız ayak tabanlarımızın altında ise bununla ancak ite kaka bir yaşam sürdürebiliriz dahada düşerse zaten uçucu öldürüyor bizi gazete sayfalarndan 3. Sayfa böyle cinnet haberleriyle doludur varlık artık ite kaka da sürdüremiyecek durumdaysa yaşamını uçucu son bir enerji dalgası yaratarak (kıskançlık/tecavüz/namus/borç batağı) onuda alır zaten


Geri kalan öyküde farkındalığın karanlık denizine dahil olur kartala yem olur(kısaca varlık doğdu yaşadı ve öldü)


Yazının başında konsantrasyonunun zayıf olduğundan bahsetmiştik evet konsantrasyonu yoktur.


Savaşçı yaşamını iyi özetler tekrarlarından kurtulursa uçucunun araçlarıyla hareket etmez ne zaman kara kaugıya kapılsa buna uçucunun yol açtığını bilir artık iç diyalogu daha kalitelidir korku açlık ve beklentiyle hareket etmez işte uçucunun sıçtığı andır o artık savaşçıya musallat olamaz arada bir yoklar bakarki farkındalık artık dizlerinin üstüne çıkmış savaşçıyı kemiremez artık ve veda zamanı gelir uçucu uğramaz artık savaşçı kendi sağduyusuyla hareket ederde yeryüzünü gözleriyle içine çeker o bir algı baloncuğudur enerji bedeni tamdır sağlıklı akışkan görülmeye değer bir varlıktır.


Son söz


Hiç hafife alınmayacak bir yağmacıdan bahsediyoruz insan türünü tümüyle ele geçirmiş ve kemirmekte olan başka bir tür.inanılmaz ince çalışır bilim edebiyat felsefe din new age alanlarda bolca cirit atar farkedilmesi çok zordur savaşçının tüm yaşamı boyunca dikkat etmesi gerekir taki biçim yitirene kadar.


Hergün yaptığımız şeylerin içine sızar yakalayıp tokatlaması çok zevklidir/düşkünlük gösterdiğiniz tekrarlara iyi bakın yapmamalarla şaşırtıp tokatlayin:))


Sevgiler savaşçı dostlar :))



haklısın ben uçucu demiyom inorganikler diyom belki senin tanımlaman daha doğru ucucu ,kurtulmak coook zor ama iç sesini durdurmanın yanında hızlı kaçmak için biraz para (ucucu) gerektiğini düşünmekle küçük tiranlar arasında kalmak hareketsiz bıraktığını kabul ediyorum burada özetleme konusuna katılmıyorum silmek daha iyi tokatlama konusunda ise iz sürme diyorum savaşcı öne çıkmaz duvarı atlar



yürek taşıyan yol yapmamadır



Selam felaket:)


Bu sadece bir tanımlama meselesi değildir buna açıklık getirmemiz gerekiyor


İnorganikler


Uçucular


İki ayrı varlık türüdür


İnorganikler farkındalığı olan biçimi olmayan ama biçim oluşturabilen varlıklardır.


Bize yakın bir bantta yaşarlar,rüyalarda sık karşılaşırız tonalden insanın hortlak,hayalet,cin,karabasan diye tarif ettiği varlıklar inorganiklerdir korkunun açığa çıkardığı enerjiyi drenajlarlar


Don huan onları uzak akrabalarımız olarak adlandırmıstir biz fazla alınganız onlarda fazla kaçıktır.çok fazla içiçe olabileceğimiz bir tür değildir


Ruyalarında inorganiklerle karşılaşan biri bunu kendinden menkul bir durum sanabilir biz merak edip bakış attığımızda onlarda bize bakış atarlar


Çok içli dışlı olmaya gerek yok 1-2 deneyimden sonra çok üzerinde durulmamalı inorganikler özellikle sevgi duygusuna yapışırlar hatta obsesyon derecesinde tutkuludurlar


Meçzuplar ve akli demgesizlik yaşayanlara musallat olup onları sarsarak enerjilerini drenajlarlar


Düşkünlük gösterdiğimiz şeyleri hissederek rüyada form değiştirerek bizi tuzağa düşürerek enerjimizi emerler cok erk kaybettiren deneyimlerdirl bunlar


Onlarda kendi dünyalarının tutsağı durumundadır bir kurtarıcı mesih beklemektedirler kartalın farkındalık yayılım bantlarından sadece biridir evrende hiç bir güç kartalın yayılımlarının dışında ve üstünde değildir


Evren yırtıcı ve avcılarla ağzına kadar doludur inorganiklerde ucuz avclardır özgürlük arayışları yoktur


Uçucular


Evrenin başka bir köşesinden gelip insan bandına dadanmış bir avcı varlıktır insandaki muazzam farkındalık zırhını görüp üzerimize çökmüştür en büyük korkusu açlıktır ve kendi zihnini bize geçirmiştir.


Çamur gölgeler olarak adlandırılmışlardır.konsantrasyonları yoktur savaşçı disipliniyle bu kara bulutumsu zıplayarak devinen gücü altedebilir


,kurtulmak coook zor ama iç sesini durdurmanın yanında hızlı kaçmak için biraz para (ucucu) gerektiğini düşünmekle küçük tiranlar arasında kalmak hareketsiz bıraktığını kabul ediyorum burada özetleme konusuna katılmıyorum silmek daha iyi tokatlama konusunda ise iz sürme diyorum savaşcı öne çıkmaz duvarı atlar


Bunlar sana ait cümleler :)sanki google translate kullanarak başka bir dilden türkçeye çevirmişsin gibi duruyor:))) yada aceleyle kafandan geçenleri sözcüklere çevirirken biraz fire vermiş gibi duruyorlar gibi ne dersin?


Uçucuyu tokatlamak orada esprili bir benzetme yahu :) kendi yaşamlarımızın basit defolarının izini sürüp yaşam öyküsüne dönüp bakmadan çok ince çalışan bir avcının izini nasıl süreceğiz felaket?


Sevgiler savaşçı dostlar



teşekkürler koşanbulut konuyu daha iyi anlamamı sağladın uçucularla bu ara fazla ilişki içindeyim duvardan atlamak gibi kolayı seçmek işime geldi tokatlamak lazımm



Don juanın Carlosa uçucuları gösterdiği bir yöntem var hatırlarsanız.Acaba bizimde görme şansımız varmı yada aramızda gören kimseler varmı?



koşanbulut özetleme konusunda bilgi verirsen sevinirim



özetleme defteri konudunda var felaket bakabilirsin.:))



Bu bilgi bana ait değil savaşçı yolculuğunu 27 kuşaktır sürdürmüş nagual elias nagual julian don huan genaro ve izdeşler ve bizimde dahil olduğumuz 27 kuşaktır aktarilagelen bu bilgi hepimizin ortak niyetini iceriyor burdan senin teşekkürüde alıp sonsuzluğa açilan don huan ve diğer savaşçı dostlara gönderelim :)


Selamlar mez. Uçucuyu görme deneyimini gece karanlıkta odanda deneyimleyebilirsin zıplayan ve kayan gölgeler şeklinde görünür dehşetengizdir altimiza siçabiliriz :))



Evet mez in de bilgilendirdiği gibi özetleme bolumunde detayli bir biçimde var



basit bir soru neden deftere yazılıyo eskiden insanlar okuma yazması olmadığı dönemde özetleme nasıl yapıyorlardı. tamam biraz tembel bir insanım



Bugunden baslayarak geriye dogru isim isim yazarak olaylarin izini surmek daha kolaydir bunu yaptiginda goreceksinki olaylar kisiler arasinda bir link hattı var hepsi birbirine bağlı deftere yazmadan yuzlerce olayi ve ismi siralamayi sasirmadam yapabilirim diyosan sorun yok :)sma bir bu gune bir bes sene sonraya donuk ozetleme yapacaksan oradan bisey cikmaz dahada karisir kafalar.her olayin birbiriyle her duygunun seni surukledigi icinden cikilmaz durumlara enerji kayiplarina surukledigini goreceksin biraz tembelim dediğin anda bile bunun kok sebebi uzerine oturup duşunmen gerekiyo neden bir direnç oluşuyo benmi söyliyeyim sen kendin bulurmusun?


Hadi soyliyeyim bu tamda uçucu zihni işte senin birşeylerle ilgili olduğunun farkında kaotik davranmanı sağlayarak konsantrasyonun olußmasın diye seni oyalıyor ne dehşet bir durum dimi?


Dedik uçucunun konsantrasyonu yoktur savaşçı disipliniyle onu alteder uçucuya meydan okumak al sana bir meydan okuma pratiği :)



Teşekkürler koşanbulut.



felaket sorduğunun sorulardan birine cevap yazmamışım insanların okuma yazma bilmediği dönemlerde orneğin don huan cahil bir kızılderiliyken tinin onu nagual juliana işaret etmesi daha sonra o cahil kızılderilinin bir bilgi adamına dönüşmesi nasıl akıl almaz bir şeyse hiç okuma yazma bilmeyen birinin özet yaparken tinin onun yardımına koşacağı aşikardır.niyet halkası evrendeki en güçlü enerjidir sen bir niyetlen kusursuz davran bak nasıl kapılar açılıyor


Farklı bir cevap ta şu olabilir hiç kimsenin okuma yazma bilmediği bir yerde insanların basit bir dilleri ve ilişki ağları olur insan ilişkileri bu kadar bulaşık ve karmaşık değildir dolayısıyla daha az öykü oluşur onu özetlemek de daha kolaydır çünkü öykü yükü azdır.


şimdi öylemi durum farklı bu kadar kalabalık ve birbirine linklerle bağlı büyük topluluklar varken sistematik davranmak şarttır o yüzden özetleme defteri diyoruz.


mez teşekküre gerek yok bilgi dediğim gibi bana ait değil silsilenin bize armağanıdır sende başka birine bir bilgi parçacığıyla destek olduğunda bana olan teşekkür borcunu ödemiş olursun bu daha kusursuz bir yaklaşım gibi geliyor bana ne dersin :)))



özetleme konusunda castenada kitaplarında bu kadar bilgi yok don juan konuşmalarına bakıyorum 27 kuşak konusunda tam bir ayrıntılı bilgi mevcut değil aynı zamanda karton kutu veya kuruşunkalem kağıt ve yazılanı yakma eylemi mevcut değil basit olarak don juan yöntem dikte etmez şunu yap demedi sadece toplum ,senin bir çok iyi özelliğini yok etti ve kendine acıma ile kendini beğenmenin acıma olduğunu söyledi, özetleme yöntemi freud ve takipçilerinin bir yöntemi savavçınının yöntemi,iz sürme, disiplin ve ayrılmadır bence .yol farklıdır sihir yoldur.Şaman yolu basit ve eğlencelidir çünkü yolda önce öldük sonra çok korktuk,yaşlandık ve yola devam ediyoruz



Uzun bir süredir bu arkonlar (uçucular, yağmacılar, vs.) konusunu araştırıyorum. Doğrusu bu konu hakkında gerçekten çok az bilgi var ve var olan bilgiler CC'nın DJ ile yarım yüzyıl önceki şartlarda oluşturulmuş. Elbette DJ'nın verdiği öğütleri günümüz şartlarında uygulayarak bu yağmacılara karşı bir savaş verebilir ve başarılı olabiliriz. Ancak son elli yılda yağmacılar kelimenin tam anlamıyla ezici bir üstünlük sağladılar. Bunu teknoloji eliyle yaptılar. Bizi doğadan ve doğallıktan uzaklaştırmakla yetinmeyip, doğayı ya tamamıyla yok ettiler ya da suni hale getirdiler. Hayatın her evresinde onların bu yıkıcı ve kesinlikle planlı stratejilerini görebiliriz. Kardeşini arkonlara kurban veren biri olarak söylüyorum: Bu konu gerçekten konuların konusudur ve mutlaka en az iki kişi ile birlikte araştırılmalıdır. En önemlisi sessizliktir ve zihnimizin bize ait olmadığını kabul etmektir. Geçmişin büyük savaşçılarına saygı duyuyorum. Ancak günümüz savaşçıları bana fazlası ile zayıf ve başarısız geliyor.



son elli yıl değil tüm ataerkil dinlerı çıkma tarihi ve en son tüketim yüzyılında yeni rüya alanı internet" marx haklıdır insalar arasında ilişki yoktur metalar metalarla ilişki vardır "oyüzden don juahan



Evet felaket, makro ölçekte bakarsak İskenderiye Kütüphanesi'nin yakılmasını ve sonrasında esaretimizin artarak devam etmesini görebiliriz. Benim bahsettiğim son 50 yıl tezi, robotlaşma üzerine. İnsanların özellikle son 20 yılda düşünsel anlamda robotik olduklarını söylersek abartı yapmamış oluruz. Elbette bunun başlangıcı ataerkil dinlerin doğuşuna kadar uzanır.



felaket senin sorun çok hoşuma gitti, demişsin ya eskiden okuma yazma yokken nasıl yazıyorlardı,, O dönemin savaşçılarına da bizim zamanımızı internetten iletişimlerimizi hatta gruplar oluşturma yolumuzu anlatsan belki kıçıyla gülerler,, burası bir durak yeri gelip geçici hangi devirde olursa,,



işte uçuccuların uygulamalarına bir örnek.. trajikomik :)

http://facedl.com/fvideo.php?f=aqauqaqxxnuqixaix&yuzuklerin-efendisi-gollum-artik-hur-deli



Uçucular savaşçıyı sadece kendi zihniyle değil başkalarının zihinlerini kullanarakta alt etmeye çalışıyor,



Kahvaltı yaparken yanında oturduğum bir arkadaşım kendi simidinden bir parça böldü ve bana uzattı, ona kahvaltı yaptığımı ve istemediğimi söyledim. “Ne zaman yaptın kahvaltını” dedi. “Bazen çok erken yaparım” dedim.

“Senin durumunda kendimi düşünüyorum da, ben hayatta yapamam, sabah erken kalkıp kendime kahvaltı hazırlayamam, sen kesinlikle düzene aykırısın” dedi. Sonra telefonu çalınca konuşmayı bıraktı. Ona bakarak zihninin nereden geldiğini duyumsamaya çalıştım, tabii ki onlar, uçucular. Bu sanat eseri başka kimin olabilir ki… “Düzen” dediği, kendi tembelliğinden bahseden kimin eseri olabilir ki. Şu simitler de uçucuların eserimidir diye düşünmeye başladım, sonra bu çok komik geldi. Beklide insanların tükettiği bunca hazır gıdalar onların eseridir… Hiç aç kalmadığı ve parası olduğu halde aç kalacakmış gibi tüketen insanları hatırladım. Telefon görüşmesi bitince onunla vedalaşıp oradan ayrıldım.

Otostop çeken yaşlı bir adama gelmesi için işaret yaptım. Koşmaya çalışıp koşamayan bir hali vardı, kapıyı açıp yanıma oturdu, elinde eski bir çantası vardı. Dış görünüşünden çok yaşlı görünüyordu, “nereye gidiyorsun amca” dedim. “Kırşehir’e gidiyorum, sabahtan beri burada el kaldırıyorum kimse almadı, hep boş geçen kamyonlar ve taksiler var ama almıyorlar işte” dedi. “Evet, çok araç geçiyor ama neden almazlar ki” dedim. “Çekiniyor kimisi, kimisi korkuyor, almıyor geçip gidiyorlar işte” dedi. Gideceği yere bir buçuk saatlik mesafe vardı, biraz sessizce oturduk sonra ona sordum, “çalışıyor musun, nerden geliyorsun?” dedim. “Çobanım ben, köylerde çobanlık için iş arıyordum, iki gündür geziyorum ama iş bulamadım” dedi. “çobanlık için iş bulunmaz mı, her yerde hayvancılıkla uğraşanlar var” dedim. “evet, hayvan çok, çoban arayanlar da var ama beni görünce sen çok yaşlısın dayı, yapamazsın diyorlar” dedi. “Kaç yıldır çobanlıkla uğraşıyorsunuz” diye sordum. “ben çocukluğumdan beri çobanım hep bu işle uğraştım, hayvanı çok iyi bilirim” dedi. Biraz sessiz oturduktan sonra konuşmaya başladı. “gece çok üşüdüm, bir oda veremediler bana” dedi. “neden” dedim. “Eskiden yolculara verirlerdi bir oda” dedi. “Nerede kaldın ki” dedim. “duvarın yanına büzülüp yattım, çantamda da bi tane gocuk var o da ısıtmıyor” dedi. “Amca senin evin nerede” dedim. “Evim Kırşehir de, ben çobanlık işi aramaya çıktım. Köyleri geziyorum, iş bulmak için. İki gündür gezdim ama iş vermiyorlar işte, yaşlısın diyorlar. Akşamüstü camiye gittim, hacıya sordum boş oda, yer var mı yatacak dedim, yok dedi. Bunların hacılığı böyle işte, bunlar bu kadar hacı-hoca” dedi. “insanlıkla bu kadar işte” dedim. “Öyle, artık insanlar böyle olmuş, insanlık ölmüş, hacıdır, merhametlidir diyorsun ama adamın ciğeri beş para etmez olunca böyle işte” dedi. Arka koltuktan bir şişe su alıp ona uzattım, içti. “o kadar köy var, bir tanesinde işveren olmadı mı” diye sordum. “Yok, olmadı zaten artık eskisi gibi değil, köylerin çoğu azaldı, insanlar büyük şehre gidiyo, köyde uğraşan pek yok, ancak yaşlılar kaldı,” o sırada yanından geçtiğimiz bir köyü göstererek “bak işte burası da boş, evlerini kilitleyip hepsi yurt dışına, Avrupa’ya gitti” dedi. Sessiz geçen bir süreden sonra amca uyuklamaya başladı. Amcanın anlattıklarından sonra düşünmeye başladım, insanların toplu halde bir arada toplanması… Uçucuların bizi daha kolay kontrol etme amacı mı yoksa? Castaneda’nın bir yazısı aklıma geldi, “Çünkü onlar şimdi büyük bir riskle karşı karşıyalar. İnsanlık durmaksızın ve hızlı bir şekilde iletişimde ve bilgi herkese ulaşabilir. Ya her türden telkinle bizi gece gündüz bombardımana tutup kafamızı dolduracaklar, ya da birileri olup biteni anlamaya başlayacak ve diğerlerini uyaracak.” Amcayı uyandırdım ve ineceği yere yaklaştığımızı söyledim. Biraz daha ilerleyince durmamı istedi, “sağ ol yavrum, hep sana dua edeceğim” dedi ve indi.

Yemek için bir yere oturup yemeğimi yedim. Uzaktan bağırarak gelen bir adamın sesini duydum. Dönüp baktım, akli dengesi bozuk birisi diye düşündüm. Yanından geçenlere dönüp bir şeyler söylüyor, kimse onu umursamayınca bağırarak koşmaya başlıyor, sonra tekrar yine birisine bir şeyler söyleyip yine koşmaya başlıyordu. Aklıma Castaneda’nın deliler için söyledikleri geldi, “deliler uçucuların varlıklarını en iyi hissedenlerdir…” Ona bakınca kendisine ait olmayan bir şeyle yaşamak zorunda olduğunu hissettim. Sağ tarafımda eski bir duvarda bir yazı dikkatimi çekti, “Ağaçlar özgürdür” yazıyordu. Sonra bilişsel sistemim harekete geçip bu yazının hangi olaya ait olabileceği aklıma geldi. Şu meşhur olaylar aklıma geldi. Yüz binlerce insanın harekete geçtiği olaylar. Hatırladığım şeylere gülmek istedim, çünkü bu uçucular çok kurnaz... Savaşçının özgürlüğü ile sıradan insanın özgürlüğünün ayrıldığı noktaları düşünmeye başladım. Bize ait olmayan bir zihinle uğraşıp durmamızı… Özgürlüğün uçucuların zihinleriyle uğraşmak olmadığını, bunu tümden yok etmek gerektiğini düşündüm… Castaneda’nın uçucular hakkında söylediği bir şeyi şimdi hatırladım ve okudum “uçucular bizi gelenek ve adetlerimiz içinde kontrol ederler. Dinin efendileri, tarihin yaratıcıları onlardır. Onların sesini radyodan dinliyor ve fikirlerini gazetelerden okuyoruz.” … Tarihin yaratıcıları uçucular… Yanımdaki iki kişinin konuşması dikkatimi çekti, biri “çok sigara içiyorsun” dedi, diğeri cevap vererek “yoo canım istediği için içiyorum, canımın istediği her şeyi yapıyorum” dedi. Köleler de özgür olabilir mi diye düşündüm, “özgür köle” kavramı aklıma geldi, kendi zihinleriyle bir dünya yaratıp onun içerisinde özgür olduklarını düşünmeleri, fakat zihinlerinin kendine ait olmadıklarını bilmeden, tıpkı kümesin içindeki tavukların dışarısını hiç görmeden kümesin içinde beslenip özgür olduklarını düşünmeleri gibi… Arkamdan bir ses geldi, bir kadın yanındaki birine bir şey söylüyordu, “Başlıycam senin keyfine haa, yeter yaa burama geldi artık.” Ne ile ilgili konuştuklarını bilmesem de bir şeyi biliyorum…



Okuma yazmayı söktüğüm 70 lerin ikinci yarısından beri UFO ("Unidentified Flying Object"/ tanımlanamayan uçan nesne) konusu ilgimi çekerdi. Yıllarca bunları görmek için mesai harcadım; Bir gün ufo mufo yoktur, bunlar saçmadır diyene kadar kendime. Zamanla inancımı kaybettim. Bu gün yaşadığım şehrin meydanına bir tanesi inse, sanırım en uzaktan izleyen ben olurum. Ancak bu ilgisizlik, CC ve Don juan ile karşılaşınca beni yeniden üzerinde düşünmeye sevk etti. 1950 yıllarda gözlemlenmeye başlayan ufolar, CC 60 lı yıllarda bu bilgilerle hemhal olmasına rağmen kitaplarında bahsi geçmiyor. Kendisinin ve diğer çömezlerinde literatüründe karşılaşmadım. İnorganik varlıkların günümüzde almış oldukları vizyonsel görünümlerinin ufo olarak tanımlanması doğru olabilirmi?



İlginç bir soru. Benim düşünceme göre hayır. Neden böyle düşündüğüme gelince, birincisi Uçucuların başka gezegenlerde de farkındalıklarını kullandıkları varlıklar olabileceğini düşünüyorum. Çünkü Don Juan uçucuların bizim gezegenimize başka bir gezegenden geldiklerini söylüyor . İkincisi Armando Torres'in kitabında CC, büyücü grubunun Orion'da yaşadıklarını söylüyor. Üçüncüsü her zaman başka gezegenler de yaşam olduğunu düşünmüşümdür. (Küçükken her konuyu biraz daha abartır ya insan. Gece yatağıma yattığımda uyumadan önce gelip beni almaları için dua ederdim. Ancak şimdi anlayabiliyorum yaptığım şeyin korkunçluğunu. )


Bu nedenler yüzünden o görünenlerin gerçekten ufo olduğunu düşünüyorum.



Organik olmayan varlıkların, organik bir yıldız sisteminde, yaşamlarını sürdürüyor olmaları nasıl tanımlanabilir?



Bir havalık nefesten tutun, bir yağmur damlasına, bir dağdan on tonluk kamyona, hepsi titreşen enerjidir. Mikroskop altında herhangi birşeye bakın, ne kadar yoğun olursa olsun, ne kadar ‘katı’ görünürse görünsün, onun titreşen enerji olduğunu görürsünüz. Ne kadar yavaş titreşirse o kadar ‘katı’ görünür, ne kadar hızlı titreşirse o kadar ruhani ve şeffaf olur ve hızı bizim fiziksel ‘5’ duyumuzun ötesine geçinceye kadar görünür, sonra kaybolur... Bir bisiklet tekerleğine bir bakın. Yavaş dönüyorsa ‘katı’ görünür, ama hızlı dönüyorsa tekerleğin telleri bulanıklaşır ve artık ‘katı’ görünmez, hatta bisiklet ileri doğru gittiği halde tekerlekler ters yöne doğru gidiyormuş hissi verirler. Optik illüzyonlar, ‘Büyük İllüzyon’un sadece küçük birer ifadesidirler. Yıllardan beri yazıyorum; ışığın hızı, saniyede 186.000 mil, mümkün olan en yüksek hız değil. Sadece bizim frekans menzilimizin dış limiti. O hızın üzerinde hareket eden herhangi birşey, başka bir menzile, başka bir yoğunluğa girer ve biz onu algılayamayız. İşte UFO’lar ve dünya dışı varlıklar böyle görünüp kaybolurlar, çünkü frekanslarını değiştirirler. John A.Keel’in belirttiği gibi; UFO görüldüğü zaman boyutlar arası materiyalizasyonlardaki renk değişiklikleri, cisimlerin elektromanyetik spektrumu ‘taradıkları’ şeklinde tanımlanıyor. UFO’lar genellikle morumsu bir renkte görünüyor, sonra görülebilir ölçeğe gelince kırmızılaşıyor, o noktada bazen maddesel cisim gibi ‘katı’laşıyorlar.


David Icke



"Uçucu" denilen varlıklarla ilgili öylesi ifadeler kullanılmış ki,onlara güç veriliyor gibi...Sonuçta malum ANNUNAKİ hikayesine göre bizi melezlemiş olanlar bunlar...


Kendi güya yaratmış oldukları insanlar üzerinde de "Hak Sahibi" düşüncesinde manüplasyon yapmaları da olağan...Mesele onlardan korunmak mı-onlarla uzlaşmak mı?...


"Aurik Zarf" ın içine yerleştikleri zaman yapabileceğimiz çokça bir şey yok...Bu anlamda 3B de beyinimizi etkilerken,4B de astral bedenimizi kontrol edebiliyorlar...


"Özetleme"nin kısmen çözüm olduğunu düşünüyorum...Çünkü "Karmik Matris"i ve "Astrolojik Modelleme"yi de aşamıyor,"Özetleme"...


Bilindiği gibi beynimizdeki "Reptil" bölgeden bizi en alt düzeyde yönetebilirler..."Limbik" bölge ile duygularımıza hükmedebilirler...İş kalıyor,"Neo-Korteks" e...



anlamadınız



Castaneda'nın bahsettiği uçucuların fotoğrafı bu olsa gerek, Tony Karam çekmiş. Ayrıca Taisha'nın röportajında şekli anlatan bir yazı var "şekil iki yada üç kat yükseklikte, ana piramidin solunda görünüyor ve arka planda dağlar vardı. Ben şekli kabataslak çizdim. Kolları ile insan gibi görünen veya başının üstünde kanatları var, uçuyor, bacakları dizlerinden bükülmüş ve arkasına uzamış."





dağların silikleşmesi dışında herşey uygun. O fotoğraf muhtemelen budur.



foto orjinalmi? sizmi uyarladınız?



Bu da böyle birşey olabilirmi?


http://www.bilinmeyen.com/sites/default/files/images/ufo.JPG



Rizedeki ufo görüntüsü shalkın paylaştığı resim değil. Onun uçucunun direk resmi olduğu iddia ediliyor.



rs:

foto orjinalmi? sizmi uyarladınız?



rs, bu fotoyu internetten buldum. Castaneda'nın 'uçucuların görüntüsü bir fotoğrafta belirmiş' diye birşeyden bahsettiğini duymuşsunuzdur. En son 'Omega Tensegrity Atölye Çalışmasında'(şu an sitede çevirisi yapılıyor) Taisha Abelar bu fotoğrafı insanlara göstermiş ve kimin çektiğini falan açıklamış (Tony Karam isimli bir adam). Bu çalışma 1995 yılında oldu ve illaki bu fotoğraf internete düşmüştür (öyle tahmin ediyorum) ayrıca fotoğrafı gören ve bu notları yazan Corey Donovan şekli şöyle tarif ediyor: "şekil iki yada üç kat yükseklikte, ana piramidin solunda görünüyor ve arka planda dağlar vardı. Ben şekli kabataslak çizdim. Kolları ile insan gibi görünen veya başının üstünde kanatları var, uçuyor, bacakları dizlerinden bükülmüş ve arkasına uzamış."


Sonuç olarak internette "Tony Karam, voladores, flayers, Teotihuacan , vs.. " yazarak en yakın bu foto çıktı ve tarife uyuyor. Yani fotoğrafta oynama yapmadım. İstersen sende araştır belki farklı şeyler bulursun,

Ama sonradan, 'uçucu gören masum köylü olayına' dönmesin bu konu :))



Nagual ile Karşılşma kitabında;

Carlos insanoğlunun büyücülerin "uçucular" dediği, kendini

asalaklığa vermiş kozmik bir antite grubuna rehin düştüğünü

ifade etti. Bu konunun eski görücüler tarafından gizli tutulmuş

olduğunu, ama bir yoradan dolayı, onu ifşa etmenin zamanının

geldiğini anladığını söyledi. Yora, bir Hıristiyan Budist olan arkadaşı

Tony'nin çekmiş olduğu bir fotoğraft!. Bu fotoğrafta, Teotihuacan

piramitleri sit alanı üzerinde toplanmış bir insan kalabalığının

üzerinde asılı duran, tehditkar ve karanlık bir varlığın

resmi net olarak görünüyordu.


Fotoyu çeken bu kişi olabilirmi? https://www.facebook.com/MarcoAntonioKaram/about/



Shalk; eğer o foto gerçekse Rize de çekilen görüntüyle uyuşuyor. Üstelik Rize deki video, videoyu izlerseniz oturur vaziyette insan siluetine benzer bir varlık var. oldukça büyük ve yükseliyor.



Her masum köylü uçucuyu görürmü bilmem :))

Savaşçı görmek zorundadır.



rs:

Fotoyu çeken bu kişi olabilirmi? https://www.facebook.com/MarcoAntonioKaram/about/


Shalk; eğer o foto gerçekse Rize de çekilen görüntüyle uyuşuyor. Üstelik Rize deki video, videoyu izlerseniz oturur vaziyette insan siluetine benzer bir varlık var. oldukça büyük ve yükseliyor.


rs, aslında bu tür fotoğrafları veya videoları inceyecek ilgim pek yok, sadece çeviride denk geldiği için merak ettim ve bunu buldum. Facebook adresindeki kişinin Tony Karam olup olmadığınıda bilmiyorum, zaten İspanyolca yazılar var.

Sanırım sen bu durumlarla ilgilisin, araştırmalarını paylaşırsan zevkle okurum.



shalk; ingilizce ile aram çok iyi değil, bu linke bir bak. son kısmı çok ilginç bir belge sunuyor! Marco Antonio Karam ile ilgili bir bölüm var. http://world-news-research.com/castan.html



rs:


Yazıda çeşitli konulardan bahsedilmiş. Şimdilik sadece şu bölümü okudum :

"H: Marco Antonio Karam"

- Tony Lama

- the new nagual


ve burada yazdığına göre fotoğrafı bu adam çekmiş. Castaneda fotoğrafı gördükten sonra bu adamın Los Angeles'a taşınmasını söylemiş, Daha sonrada Castaneda bu adama yeni nagual olduğunu söylemiş. Adam bu duruma kafayı takmış ama sonradan bu öğretinin palavra olduğuna kendini ikna etmiş ve Castaneda'nın öğretisini karalayıp uydurmadı, zararlıdır, yalan dolan dolu diye söylemiş. Sonra Castaneda'da bu adam hakkında egoist, yalancının teki, götveren falan demiş.



görünen köy uzak değildir. dereyi gördünmü pacanı hemen sıva gir



LULU AMELU (Türkçesi; İşçi ya da amele, TDK'ya göre tanımı başkasının yararına bedenini, kafa gücünü veya el becerisini kullanarak ücretle çalışan kimse. İşçi kavramı insanoğlunun mülkiyet kavramını geliştirmesinden sonra ortaya çıkmıştır.)


SÜMER lere ait bilgiler


Sümer anlatılarına göre yeryüzünde ağır şartlar altında çalışmaktan yorulan TANRILAR ,

günlük işleri kendileri için yapacak yeni bir tür yaratmaya karar verirler.


Yeryüzünün ve suların efendisi EN.Kİ bu işin organizasyonunu üstlenir. Ve ana tanrıça NİN.MAH ‘ la birlikte yeryüzünün toprağına kan ve yaşam vererek ,

“ kendi görünüşlerinde” Bir işçi nesil yaratırlar. LULU AMELU.


Lulu Amelu sözcüğünün anlamı net olarak İŞÇİ dir.

Birtakım özellikleri tanrılara benzemekle beraber , onların güç , yetenek ve ölümsüzlüklerine sahip değildirler.

Yalnızca kendilerine verilen işleri yapmaya yeteneklidirler.


Lulu Amelu yu yaratan tanrılar ondan kesin itaaat ve bağlılık isterler ;

bunun yolu da sürekli çalışmaktan geçmektedir.

“ Çalışmak en büyük ibadettir.” Sözünü fazlası ile çağrıştıran bu söylem , ilk yaratılan insana “ çoğalması ve mutlu olması “ için bir EŞ yaratmakla devam eder.


Erkek LULU nun kaburga kemiği kullanılarak dişi yaratılır ve ona eş olarak verilir. Yani seks tanrıların bir armağanı olmuştur Lulu Amelu ve dişi Eşine.


Yaşamın bu sürecinde , LULU AMELU ve DİŞİ eşine bilgi ağacına dokunmamaları ve ONUN MEYVELERİNDEN yememeleri emredilir. Yerin ve suların efendisi EN.LİL işçi olarak yaratılan bu canlıların ortalıkta fazla dolaşmasından ve “ Tanrilara ait bilgilere “ ulaşmasından tedirginlik duymaktadır.


DİŞİ nin YASAK MEYVE den ( Bilgi ağacının meyvesinden ) yemesi ile , bulundukları mekandan kovulurlar. BİLGİ den uzak bir mekana bırakılırlar. BİLGİ onlara ebediyyen yasaklamış olur. Sümer anlatılarının bir başka versiyonunda ise , BİLGİ nin ölümsüzlük bilgisi olduğu belirtilmektedir.


CC'nin tanımı;

'"Uçucular' enerjimize karşılık bize zihnimizi,bağlılıklarımızı

ve egomuzu vermişlerdir. Onlar açısından bizler birer köle değiliz,

ama bir tür ücretli işçiyiz. Bu ayrıcalıkları ilkel bir türe uyumlu

kılmış ve ona düşünme yeteneği vermişlerdir, bizi bununla evriIttiler,

aslında uygarlaştırdılar. Bunlarsız, ya hala mağaralarda

saklanıyor ya da ağaçların tepesinde yuva yapıyor olacaktık.



Seers Academy


İngilizce alt yazısı aşağıda çeviren olursa memnun oluruz. Otomatik Türkçe çeviri pek anlaşılır değil.


0:05In the infinite variety of inorganic beings

0:08which the dreamer may encounter in his journeys thru the universe,

0:13there's a special kind, very close to us, related to the human being,

0:20which can be considered even as our cousin.

0:25Don Juan and Carlos Castaneda called these beings the Flyers.

0:31There are several ways to perceive them.

0:33They can be perceived in everyday world, in dreaming,

0:39They can be perceived as energy as it flows in the universe

0:44or from within the interpretation system.

0:49If we perceive them as energy as it flows in the universe,

0:54the flyers appear as black shadows.

0:59Subjectively, the black shadow can be seen floating towards you,

1:04it moves directly over the sleeping person,

1:08and then it goes down, creating a strong oppression.

1:12The person paralyzes, they feel breathing is impossible,

1:18and fear and desperation settle in.

1:21Then the flyer can begin feeding on our energy.

1:28When a normal person feels this, they say that an "Old Hag" rides their chest.

1:34The immediate solution to this experience

1:39is to intertwine the fingers and place the joined hands over the navel.

1:47Thus, the activity of the flyer is immediately interrupted.

1:55Another defense strategy is to concentrate,

2:00visualizing the whole room or the whole house bathed in light,

2:04seeing all the walls, the floor and the ceiling made of mirrors.

2:11All these techniques can keep the shadows away.

2:17I'll show you a photo I took at Yautepec, Morelos, in the year 2007.

2:24When I took it I didn’t see anything,

2:27I liked the semicircular shape of the clouds and shoot it.

2:32Later on, when I saw it, I realized there was something very strange,

2:37there was a shadow floating in the sky.

2:41When I zoomed the image, the shadow in the photo

2:49looked a lot like the winged serpents of the ancient Egypt,

2:55or like the plumed serpent of the Mesoamerican civilizations.

3:02Coincidence?

3:03Flyer – Winged Serpent

3:21When the flyers are perceived from within the interpretation system,

3:26they can be seen as crocodiles,

3:30Komodo dragons,

3:36Gila monsters,

3:41snakes,

3:45gargoyles,

3:50or as dinosaurs.

3:56The flyers have been near the human being since hundreds of years ago.

4:02We really don’t remember anything before them.

4:08They can be interpreted in different ways, depending on the culture and the time.

4:16In ancient cultures they were considered gods, angels or demons, dakinis...

4:26And now, in the times of technological development and sciences,

4:34they are called "extraterrestrial beings."

4:41The next video was filmed over Mexico City in the year 2009.

4:47In it we can see a shadow floating in the air, with an undefined shape.

4:52It was too far away to be captured in detail,

4:57but it floated without moving, slowly drifting away from us, the witnesses.

5:08Flyer – UFO

5:47Now we have to address a very controversial issue.

5:50What do extraterrestrials have to do with don Juan or Carlos Castaneda's teachings?

5:57Once a man asked the Nagual.

6:00He wanted to know his take on such beings.

6:03Castaneda said that don Juan was only interested in sober, serious alternatives.

7:48He said he was only interested in sober, serious alternatives.

7:52When speaking about extraterrestrials,

7:55it was better to walk with the knees a little bent and always watching the skies...

8:03Otherwise, the extraterrestrials may pull our leg.

8:12He didn't deny their existence.

8:16In my opinion, it's just a contemporary interpretation

8:21of the inorganic beings that the shamans have always been able to see.

8:30When perceived thru the interpretation system, the flyers are seen as reptiles...

8:39Dinosaurs, Gila monsters, Komodo dragons...

8:45So, modern ufologists have called them "reptilians",

8:51and say they are the world's occult government.

8:55Curiously, Castaneda said something very similar.

8:59That the flyers are the creators of social order

9:05and of the world that the social order makes us perceive.

9:09Castaneda said that his only source of information about the flyers was don Juan,

9:15that he hadn't find it anywhere else, from any other teacher.

9:19But nowadays there are many voices protesting,

9:24denouncing the current situation.

9:29An external intelligence that uses humans as cattle.

9:35Just like we put hens in hen coops,

9:39these inorganic beings, the flyers or reptilians, as you prefer...

9:45Put us in human coops.

9:48Human beings are no better than sheeps or cows,

9:53they can't think independently.

9:56They just follow the herd wherever it goes, even to the slaughterhouse.

10:03How did the flyers acquire that dominion over human beings?

10:08Don Juan said the flyers gave us their mind.

10:13At the beginning of this film we said that human beings have two minds:

10:17The mother mind, the mind we have when we are born, the Infinite in us...

10:26And the foreign installation or ego.

10:31It keeps jumping from one thing to the next, restlessly, unstoppable,

10:36always keeps repeating to us how we are and how the world is.

10:43The flyers control our minds and also

10:46the social order, the educational system, and the government.

10:52We are groomed to respect hierarchies. The flyers' mind is hierarchical,

11:00it humiliates before its superiors,

11:03and humiliates those below.

11:05It's full of routines, it's boring, it's confusing, it has no concentration.

11:17One of the most important sorcery tasks is to get rid of the flyers' mind,

11:24to find the escape hatch of this prison in which we are incarcerated.

11:29To pass in front of the eagle, or thru the dragon's eye, to attain freedom.

11:37UFO experts say this beings may come from other dimensions

11:42in inter-dimensional ships.

11:45But there is no such thing as other dimensions,

11:48there only are other positions of the assemblage point.

11:56The flyers, the inorganic beings, the reptilians, have us incarcerated.

12:04How do we know that?

12:07Because we live in an organic system,

12:11which is encapsulated into an inorganic system.

12:19From the point of view of ordinary men, there is life only on Earth,

12:26and the rest of the universe is a desert, it is empty.

12:32Why?

12:34Why is the universe apparently devoid of life?

12:40Because we, our organic universe, has been imprisoned within an inorganic universe.

12:49As we struggle to escape this imprisonment, we will find life in the whole universe.

12:58NASA has been informing that they found water in the moon, water in mars,

13:05that they have found traces of life in a Saturn's moon,

13:09that it is possible that once there was life on mars.

13:14These signs reveal that we are beginning

13:18to free ourselves, in global terms, of this prison.



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön