Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

sekizinci bolum 28


İki hafta sonra, bir Pazar öğleden sonrası, dona Mercedes El Ricon’a gideceğini bildirdi. Telaşlanarak “yeniden hastalandı mı?” diye sordum. Dona Mercedes yatak odasındaki hamağından kalkarak “hayır ama talimatlarımı uyguluyor mu diye emin olmak istiyorum. Söz dinlemeyen bir hastadır” dedi. Ellerini omuzlarıma koyarak “bugün sen ve ben Clara’ya yardımcı olacağız. Şans çarkını onun hesabına çevireceğiz”. Yola bakan kapıyı örten mavi ile pembe boyalı dolaba yöneldi ve anahtarını arandı. Anahtarla dolabın kapısını açmadan bana döndü ve “Tüm eşyalarını topla ve arabana yerleştir. Clara senin arabadaki eşyalarını görünce Caracas’a dönmekte olduğunu düşünecek ve seninle birlikte gitmeyi isteyebilecektir. İçsel olarak El Riçon’dan ancak ayrılırsa vakit iyileşeceğini biliyor” dedi.


****====****


Eşyalarımın azlığı beni şaşırttı. Çok daha fazla eşya getirmiştim ama sonradan birçoklarını Agustin’in genç hastalarına verdiğimi hatırladım. Dona Mercedes çantamı arabaya yerleştirmeme yardım ederken “Clara’nın hikâyesi senin için beklenmedik bir hediyedir. En azından ben beklemiyordum. Hesapta olmayan bir şekilde hikâye ortaya çıktı. Fakat konumuzla ilgili, uygun bir hikâyedir. Seni onunla konuşman için teşvik ettim. Onun gölgesi altında iken onun yaşamında şans çarkının nasıl döndüğünü hissetmişsindir. Clara cadının gölgesini kontrol etmekte doğal bir yetenek sahibi olan kişilerden biridir” dedi. Gerçekten de, Clara’nın güçlü bir kişiliği vardı. Duygusal çelişiklerin onu kasvetli ve karamsar yaptığını hissettim. Bende, sürekli söylenmemiş bir şeyleri düşünen ve daima meşgul görünen bir insan kanısı uyandırmıştı. Dona Mercedes Clara hakkındaki yorumlarıma katıldı ve Clara’nın her ikimizin ortak yardımına ihtiyacı olduğunu ekledi.


“Sana şöyle açıklayayım” dedi. “Clara öylesine güçlü ki hem senin hem de benim cadı gölgelerimizi etkileyip şans çarkını onun için çevirmemizi sağladı.”


“Bu ne demek, dona Mercedes?”


“Bu şu demek ki, sen ve ben onun buradan ayrılmasına yardım edeceğiz. Yardımsever insanlar olduğumuzdan dolayı değil, fakat onun bunu yapmamıza bizi zorladığı için.”


İçimde ona itiraz etmem için kuvvetli bir dürtü vardı. En azından benim durumumu açıkça ifade etmem gerekiyordu. “Benim herhangi bir şey yapmam için hiç kimse beni zorlamıyor” dedim. Dona Mercedes bana şakacı bir bakış attı ve yarı acımalı yarı alaylı bir ifadeyle “onun için küçük parmağını bile oynatmayacağını mı söylüyorsun?” diye fısıldayarak sorarken çantamı kaldırıp arabanın arka koltuğuna yerleştirdi.


“Hayır, böyle bir şey söylemek istemedim. Sadece Clara’nın beni hiç zorlamadığını söyledim. O sormadan ben seve seve yapabilirim”.


“Ah, işte bağ burada. Clara tek söz söylemeden bizi zorluyor. Ne sen ne de ben tarafsız kalamayız. Her ikimiz de onun gölgesi altında uzun süre kaldık”.


****====****


Dikiz aynasından Candelaria’yı görebiliyordum; el sallayan, yalnız ve bulanık bir görüntü. Arabanın antenine rüzgârda gürültüyle dönen sarı, kırmızı ve mavi renkleri olan bir fırıldak bağlamıştı. Dona Mercedes’e “Candelaria bizimle birlikte Caracas’a gelmek ister miydi?” diye sordum. Uyuklamak için yerine yerleşmiş olan dona Mercedes “Hayır, Candelaria Caracas’tan nefret eder. Başşehrin kıyısına ulaştığı anda baş ağrısı çekmeye başlar.”


Arabayı El Rinçon’ın önünde durdurduğum anda, ona yardım etmemi beklemeden dona Mercedes arabadan dışarı fırlayıp eve doğru aceleyle koştu. Süratle ona yetiştim ve bir süpürgeden gelen sese doğru onunla birlikte gittim. Clara avluyu süpürüyordu. Bize baktı, gülümsedi ama tek söz etmedi. Sanki sessizliği ve gölgeleri süpürüyordu. Çünkü yerde tek bir yaprak bile yoktu. Dona Mercedes çeşmeyi çevreleyen mermerin üzerinde iki adet mum yaktı ve gözlerini kapatarak Calara’nın işini bitirmesini bekledi.


İki mumun arasına oturan Clara “dediğiniz her şeyi yaptım” dedi. Dona Mercedes ona bakmadan belli belirsiz bir kokuyu saptamak istercesine havayı kokladı. “Beni dikkatle dinle Clara” dedi. “Seni sağlığına kavuşturacak olan şey bu evi terk etmendir”. Clara heyecanla “Neden terk edecekmişim? Büyükbaba evi bana bıraktı. Burada kalmamı istedi”.


“Evin sana ait olmasını istedi. Burada kalmanı istemedi. Bunu ölmeden önce sana söylediğini hatırlamıyor musun?”


Clara’nın artan huzursuzluğunu görmezden gelen dona Mercedes bir puro yaktı. Yavaş ve eşit nefesler çekerek puroyu içerken Clara’nın başını ve omuzlarını masajlamaya başladı. Clara’yı havadan yalıtmak istercesine etrafına dumanlar üfledi.


“Bu ev sana ait olmayan hatıralarla ve hayaletlerle dolu. Sen burada sadece bir misafirdin. Geldiğin andan itibaren evin yönetimini eline aldın. Çünkü şanslıydın ve de gücün vardı”. Bu iki kuvvet sende şefkat ve insan ilişkilerinde rahatlık şeklinde gizli idiler. Fakat burada hiç kimse kalmadı. Ayrılmanın zamanı geldi. Burada sadece hayaletler kaldı. Gölgeler ve sana ait olmayan hayaletler.”


“Fakat ne yapabilirim ki?” diye Clara gözleri dolarak sordu.


Dona Mercedes “Caracas’a git. Git ve Luisito ile yaşa” diye seslendi. Clara alınmış bir şekilde “Gerçekten mi dona Mercedes? Böyle bir şeyi nasıl teklif edebilirsiniz ki? Bu çok uygunsuz”. Dona Mercedes neşeyle Clara’ya baktı ve başını geriye iterek “Şimdi teyzelerin gibi konuştun. Salak olma Clara, uygunsuz olan aşırı ahlaklı görünmektir. Oniki yaşından beri Luisito ile neler yaptığını unuttun mu?”.


Clara dalgın halde sessiz kaldı. “Acele karar veremem” dedi. Gülümsedi ve ayağıyla zemini çizerek “buraları bırakmam mümkün değil”.


“Bırakabilirsin, eğer cesaretin varsa. Şu Misuya da bugün gidiyor. Seni Luisito’ya götüreceğiz”. “Emilia ne olacak?” diye Clara sordu.


“Emilia teyzelerinle mutlu olacak. Teyzelerin El Rinçon’a gelmeyi çoktan beri istiyorlar. Bu yer onların hatıralarını ve bütün duygularını taşıyor. Burada üç kadın zamanı geri sarıp, var olmamış ideal bir dönemi yaşayabilirler. Geçmişin gölgeleri günceli solduracak ve hayal kırıklıklarını silecek” diye dona Mercedes yanıtladı.


Dona Mercedes bir süre sessiz kaldı. Sonra da sözlerinin aciliyetini aktarmak için, Clara’nın ellerini avuçlarına alarak “Sarı elbiseni giy. Sarı sana yakışıyor. Sana güç verecek. Hemen değiş, başka bir şeye ihtiyacın yok. El Rinçon’a geldiğinde başka bir şeyin yoktu. Gene öylece ayrılman gerek.” Clara’nın tereddüt ettiğini görünce “kız, bu senin son şansın. Daha önce misiuya’ya; senin sıhhatte olman için, çocukken yaptığın gibi, Luisito’yu tümüyle ve teslimiyetle seven gerektiğini söyledim.


Clara, göz yaşlarının parlattığı iri gözlerini kapatarak “fakat onu seviyorum, ondan başka kimseyi sevmediğimi biliyorsun” diye fısıldadı. Dona Mercedes ona düşünceli bir şekilde baktı ve bana dönerek “Doğru” dedi “düzinelerce zengin kişiden evlenme teklifi aldı. Hâlâ da alıyor ve onları hayal kırıklığına uğratmaktan hınzırca zevk alıyor. Hatırlayabildiğimden daha fazla nişan bozdu”.


Clara’nın kahkahası yüksek perdeden çınladı. Kolunu dona Mercedes’in omzuna koydu ve dudaklarıyla yanaklarını süpürdü. “Sen her zaman her şeyi abartırsın” dedi. Ses tonundan mutlu olduğu belli oluyordu. “Fakat bu kadar hayranıma rağmen Luisisto’dan başkasını sevmedim”. Dona Mercedes Clara’nın kolunu tutup onu odasına doğru yönlendirdi. “Luisito’yu gerçek dünyada da, aynen El Rinçon’un çöken duvarları arasında sevdiğin gibi sevmelisin”. Clara’yı içeri doğru iterek “git sarı elbiseni giy. Seni cipte bekleyeceğiz” dedi.


****====****


Bizi Caracas’taki apartman kapısında karşılayan şaşırtıcı derecede yakışıklı adam ile Clara’nın Luisito’yu tanımlayışı arasında büyük farklar vardı. Yirmili yaşlarında olduğunu biliyordum ama siyah kıvırcık saçları, yeşil ile sarı karışımı gözleri ve düzgün beyaz teniyle çok daha genç görünüyordu. Gülümsediğinde yanaklarında gamzeler oluşuyordu. Yürürken belirgin olan topallaması dışında hareketlerinde herhangi bir tuhaflık yoktu. Girişken karakteri ve kendine güvenen tavrı acımaya yer bırakmıyordu.


Luisito bizi görünce hiç şaşırmamıştı. Mükellef bir akşam yemeği ikram etmesiyle de dona Mercedes’in buluşmayı önceden ayarladığını anladım. Geç saate kadar kaldık. Unutulmaz bir geceydi. Dona Mercedes’i hiç bu kadar keyifli görmemiştim.



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön