Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

8 bolum


Bekçi ile karşılaşma 2


İçmek isteyip istemediğimi sormamıştı. Pipoyu elime tutuşturup çekmemi söyledi. Duraksamadan dediğini yaptım. Büyük bir istekle bütün harmanı tüttürdüm çektim.


Daha önce olan şeylerin tıpkısı gene olmaktaydı…


#Castaneda’nın yine gevezelik etmeye başlaması üzerine Don Juan dışarı çıkar.#


Bir böceğin hasırın üzerine konduğunu görüverdim. O ana dek bilmediğim bir tedirginlik vermişti bana bu. Coşku, acı, korku karışımı bir şeydi duyduğum. O anda doğaüstü bir şeylere tanık olacağım, kesin biçimde doğuvermişti içime.


İyice bakayım şu hayvana diye geçirip şöyle bir toparlandım. Her yanı ayrı ayrı kendi başına canlıymış gibi görünüyordu. İnsanın gözünü oynatması gibi…


İşte o anda, ilk kez olarak, insanın canlı olup olmadığının yalnızca gözlerinden anlaşılabileceği düşüncesi dank etti kafama. Oysa bu bekçinin –bir milyon gözü – vardı.


Bu bekçiyi gözlemlemek, mikroskopla bir böceğe bakmaktan çok daha karmaşık bir şeydi.


Bekçi önümde uçuşmaya başladı. Hiç ses çıkarmadığı aklıma geldi o sırada. Sessiz bir danstı bekçinin yaptığı.


Bu bekçinin, perdedeki sessiz bir filimden başka bir şey olmadığını, beni incitemeyeceğini, korkunç bir görüntü yaratmaktan öte bir şey yapamayacağını düşünüyordum.


Bekçi kanatlarını oynatıp yerde kayarcasına uzaklaştığında onu alt ettiğime gerçekten inanmıştım. Don Juan’ın kendi sandığımdan fazlasını bildiğime değin diretmesi neden olmuş olmasındı bu inancıma! …


Her ne hal ise, şimdi ne yapmam gerektiğini kestiremiyordum.


Önümde bulutlu, donuk sarı, gazdan oluşmuşa benzeyen bir ufuk görünüyordu.


Birden bekçi gene belirdi ufukta.


Bir an kanatlarını titretti ve üzerime çullandı, tıpkı bir boğa gibi saldırmıştı. Acıyla haykırdım ve uçtum ya da kendimi havaya fırlatarak bekçinin ötesine geçtim. Burası başka bir dünyaydı, insanların dünyası… Ve kendimi don Juan’ın odasında ayakta durur buldum.


19 Ocak 1969


-Bekçiyi geçtiğimi sanmıştım dedim don Juan’a ,


–Hadi canım sen de! dedi.


Don Juan 2 gündür konuşmuyordu, şu var ki konuşmamış olmak çokça dinlendirmiş, gevşetmişti beni.


- Talihin varmış da o renkler bekçinin sırtındaymış dedi. O renkler, gövdesinin önünde olsaydı, daha da kötüsü, başında olsaydı, şu anda çoktan ölmüştün sen. Bi daha görmemen gerekir o bekçiyi. Demek ki, o ovayı geçecek yaradılışta değilsin sen! Ben de senin, orayı aşabileceğini sanmıştım. Ama unutalım artık bunları. Zaten, birçok yoldan yalnızca biriydi bu.


Sayfa 162



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön