23 Haziran 1961
Don Juan, CC nin olağan soru yağmurlarından birinin sonrasında, düşünceli bir şekilde, bitkileri öğrenmeye çalıştığı süre boyunca, hiç değişmediğini söyler Castenada ya.Önerdiği her şeyi çok uzun düşündüğünü ama bunların tümünün kendisine ters düştüğüne karar verdiğini dile getirir CC.Yine de , bitkiler konusunda bilgi edinmeyi gerçekten istediğini de ekler.Peyoteyi öğretmesini ister DJ den kendisine.Bunu öğrenmenin ciddi bir uğraş olduğu ve niyetin tek başına yeterli olmayacağı yanıtını alır sadece.Akşama doğru CC yi ilginç bir şekilde sınamaya başlar DJ.Kapısının önünde, her zaman oturup konuştukları alanda, yerde yuvarlanarak, tam bir mutluluk duyacağı dingin bir yer bulmasını söyler.CC , o noktayı bulmaya çalışırken, belirlenen bölgedeki tekdüze zeminin iki kez renk değişimine uğradığını sezer.Ancak bu çalışma onu yorgun düşürmüş ve renk değişimlerini sezdiği yerlerden birinde uyuyakalmıştır.Sabah DJ uyandırır Castenadayı ve başarılı bir deneyim geçirdiğini, sadece o noktayı bulmakla kalmayıp, onun karşıtı olan düşman noktayı ve her ikisiyle ilgili renkleri de bulabildiğini söyler.
24 Haziran 1961
Sabah, erkenden gittikleri çöldeki çalılıkta DJ Castenadaya, kutlu yada düşma noktayı bulmanın , yeryüzünde dolaşan bir insan için önemli bir gereksinme olduğunu açıklar.CC konuyu peyoteye getirmek istersede, DJ, kesin bir dille bu konuyu kendisi açmadığı sürece peyote sözcüğünü ağzına almaması gerektiği konusunda uyarır onu.
Yüksekce çalıların gölgesinde dinlenmek için oturduklarında DJ, konuşmasına devam eder.Bazen tez bir kutlu nokta bulunması gerektiğini söyler.İnsan dinlenmek için oturacağı yerin kötü bir yer olup olmadığını tez kestirmelidir.Bir keresinde, dinlenmek için oturduğu bir tepede, keyfinin kaçıp öfkelendiğini, o yerin aslında onun düşmanı olduğunu ve bununla ilgili küçük bir karganında uyarı yaptığını hatırlatır CC ye..Karganın bir yora olduğunu ama her zaman insanı uyaracak bir karga olamayacağı için , doğru yerleri kendi kendine seçmenin öneminden bahseder.
DJ ye göre, doğru yeri bulabilmek için yapılması gereken şey , gözleri şaşı etmektir.CC nin de bunu yapabildiğini ve evin önünde ki çalışma sonucunda o iki noktayla renkleri de bu yolla bulabilmiş olduğunu söyler.
DJ daha sonra, gözlerin aynı imgeyi ayrı ayrı görecek şekilde azar azar zorlanmasından ibaret olduğunu söylediği bu bakışı betimler.”İmgenin değiştirilmesi,dünyanın çift olarak algılanmasına bağlıymış.Bu çift algılama DJ ye göre insana, normal olarak göremeyeceği şeyleri görme yetisini bahşedermiş.”
Bu bakışın , uygun yeri bulmadaki öneminden de bahseder DJ.”Dinlenebileceğini duyumsadığın bi çalılığa , bi ağaca yada kayaya baktığında, gözlerin sana o yerin en iyi dinlenme yeri olup olmadığını duyumsatır” der CC ye.
Ancak gözlerin layıkıyla eğitilmesi zaman alan bir uğraştır.CC yi, başarısız bir yer seçme girişiminden kurtardıktan sonra söyler bunu DJ.İşin püf yanı gözlerle duyumsayabilmektir.CC nin sorunu ise , ne duyumsayacağını bilmemesinde yatar.Ne hissetmesi gerektiğine dair sorusuna DJ şöyle yanıt verir: “Ne hissedeceğini sana kimse anlatamaz..Isı, ışık yada göz kamaştıran bir renk değildir bu.Sadece yöntemi anlatabilirim sana.İki imgeyi birbirinden ayırıp da her bişeyi iki gördüğün zaman, dikkatini o iki imge arasındaki alana odaklamalısın.Dikkate değer ne değişiklik varsa, işte o alandadır.”
Bu diyalogların sonucunda DJ birdenbire “sen avcılıktan iyi anlıyorsun” der CC ye.”Avcılığı öğren ve artık bitkilerden sözetme”.
Bir avcı olmak, insanın pek çok şeyi bilmesi ve dünyayı farklı biçimlerde görebilmesi anlamına gelmektedir.Aslında DJ nin ve CC nin, o gün avladıkları ve pişirip yedikleri yılandan farkları yoktur.O nedenle onun yaşamına son verirken özür dilemiştir ondan DJ.Çünkü bilmektedir ki, bir gün kendi yaşamına da kesin ve ansızın son verilebilir.
Bir avcı olma düşüncesi CC için güzel ve romantik olması dışında bir anlam ifade etmemektedir.Oysa , avcı olmak için avcılığı sevmenin gerekmediğini söyler DJ.En iyi avcılar zaten avcılığı sevmeyenlerdir.Evet bu işi yaparlar ama hepsi o kadardır .
CC nin kafası karışmıştır.Başlangıcta bitkileri öğrenmek isterken birdenbire avcılıkla ilgili bilgilerin içinde bulur kendini ve ne isteyip istemediğini bilemez hale geldiğini söyler DJ ye.”Çok iyi.Ne istediğine dair kesin bir fikrin yoksa daha alçakgönüllü olabilirsin” der DJ.
Bir zamanlar kendisininde benzer bir durumda olduğunu anlatır DJ.”Bir gün , şayet saygın bir avcı olmak istiyorsam yaşamımın biçimini değiştirmem gerektiğini anladım.Boyuna sızlanan ve yakınan bir insandım.Kendimi aldatılmış hissetmemin haklı nedenleri vardı.Ben bir kızılderiliydim ve kızılderililer köpek muamelesi görürler.Bunu değiştirmek için yapabileceğim birşey yoktu , kaderimle başbaşa kalmaktan başka.Ama talihim varmış ki birisi çıkıp bana avcılığı öğretti.O zaman yaşam biçimimin yaşanmaya değmeyeceğini farkettim ve değiştirdim onu.”
Oysa CC kendi yaşamından şu anki halinden hayli memnundur.Ve bunu neden değiştirmesi gerektiğini sorar DJ ye..Aldığı yanıt şudur: “Senle ben, birbirimize eşit miyiz dersin?”
CC, üniversiteli ve batı uygarlığının kültürünü almış biri olarak, karşısında duran bu kızılderiliden daha üstün olduğunu düşünmekle beraber, alçakgönüllü davranmaya çalışarak, “Elbette eşitiz DJ” der.”Yoo”, diye yanıtlar DJ dinginlikle, “eşit değiliz biz”.Eşit olduklarını yineleyerek karşı çıkar CC. DJ yumuşak bir sesle, gene “yoo” der.”Eşit falan değiliz.Ben bir avcı bir savaşcıyım, sense bir pezevenksin.”
Bu sözler şok etkisi yaratır CC de..Öfkeli bir şekilde DJ ye bakar.DJ konuşmaya devam eder.Ona göre CC, bir başka kimseye pezevenklik etmektedir.Onun savaşı kendi savaşı değil, bilmediği birtakım insanların savaşıdır.Bitkileri yada avcılığı yada başka bir şeyi öğrenmeye niyeti yoktur aslında.Oysa, DJ nin kendi yaşamı, dakik eylemler ve duygular alemi, CC nin “yaşamım” adını verdiği yanılgılarla dolu ahmaklıktan sonsuz kerte daha etkilidir.
Bu konuşmalardan sonra DJ, zifiri karanlıkta kıpırtısız bir şekilde çok uzun süre oturur.Neredeyse kayaların siyahlığına karışmış gibidir silueti.CC o anda, DJ nin neredeyse artık varoluşunu yitirdiğini düşünmeye başlar.Onun orada, gerektiğinde sonsuza kadar kalabileceğini anladığında vakit gece yarısını bulmuştur.Onun dakik eylemler, duygular ve kararlar alemi gerçekten çok daha üstündü.