Birkaç aylık bir görüşme ayrılığından sonra 1971 yılının güzünde yola çıkan CC, don genaro nun orta meksikadaki evinde olduğunu düşünürken Sonora daki evinde DJ bulur. 6 günlük yoldan kurtulduğu için mutludur. DJ ona “Nasıl olsa bulacaktın beni” der. Ve bu durumda 6 gün borçlu olduğunu belirtir. Bu 6 gün boyunca ilginç deneyimler yaşayabileceklerini ifade eder.
CC yeni kitabından bahsetmek ister, o sırada DJ öyle uzun, yabansı bir biçimde bakar ki karnının gıdıklandığını, sanki bedeninin orta kemsinin yumuşak bir biçimde itildiğini hisseder. (Büyücülerin bakışlarıyla bile insanları bu şekilde etkileyebilmeleri oldukça ilginç bir durum.)
CC erk bitkilerini neden bol bol kullandırdığını sorar. Bunun üstüne DJ o nu sarsmanın tek yolunun bu olduğunu söyler. Kimi insanlara gerek olmadığını, ama dünyaya sağlam bağlanan insanlara gerektiğini söyler. Daha sonrada aslında bunun önemi olmadığını, “Önemli olanın bir savaşçının kusursuz olması” gerektiğini belirtir. Arkasından “Bir savaşçının varacağı en önemli yer özün bütünselliğidir.” Der.
Çölde yarım saat yürüyerek, 4 metre çapında düzgün temizlenmiş bir alanda otururlar. CC burada ne yaptıklarını sorduğunda DJ burada bilgiyle buluşma olacağını söyler. Burada açıklamalarla ilgili ilginç bir dialog geçer. DJ büyücülerinde açıklamalara ihtiyaç duyduklarını söylediğinde CC en büyük kusurunun bu olduğunu düşündüğünü söyler. Fakat DJ “senin kusurun hem sana hem de senin dünyana uyan açıklamalar peşinde olman” der. Büyücünün de açıkladığını fakat bunu katı mantıkla yapmadığını söyler. “Büyücülerin dünyasını açıklayabilmesi için kişisel erk toplaması gerektiğini” ekler.
Özgüvenle ilgili bir konuşmada, DJ ile CC arasında fikir ayrılığı vardır. DJ sokaktaki adam ve savaşçı arasındaki özgüven farkını şu cümlelerle ifade eder. “Sokaktaki adam seyircinin gözündeki kesinliği arar, buna da özgüven der. Savaşçı ise kendi gözlerinde kusursuzluğu arar, buna alçak gönüllülük der.”
Öğretileri açığa çıkarmasının kimi insanları rahatsız ettiğini söyleyen CC ye şu cevap gelir. “Yaptığımız ve olduğumuz her şey kişisel erkimizde kalır. Eğer yeterince erkimiz varsa, bir cümle bile hayatımızı değiştirmeye yeter. Yeterince kişisel erkimiz yoksa bilgeliğin en önemli parçası bile bi gıdım fark etmez”
Bu kısımda bir örnek verir. “Şu anda etrafının sonsuzlukla kaplı olduğunu ve istersen bunu kullanabileceğini” söyler. Bu bilginin hiçbir işe yaramadığını bilmesinin bu gücü kullanmasına yetmeyeceğini kibarca anlatmış olur. Devamında şu sözler çıkar DJ dan “Bizler ışıldayan varlıklarız. Işıldayan varlıklar için önemli olan tek şey kişisel erktir. Ama kişisel erkin ne olduğunu sorarsan bunu açıklamam, açıklayamaz sana.”
Rüya görme ile ilgili olarak “rüyada elleri görme” uygulaması hakkında konuşurlar. (Bu uygulama rüyada kişinin kendi ellerini kaldırıp bakmasıdır.) Rüyada konu seçme üzerine karşılıklı sohbet ederler. (Bu bizim istihareye benziyor galiba)
Bundan sonraki konu, istençle iç söyleşiyi durdurabilmeyi öğrenmiş olması CC nın. (Yöntem: gözlerini bir şeye odaklamadan uzun uzun yürümek, ve gözlerle odaklanmadan bakmak. Detaylı anlatımı merak eden kitaptan bakabilir. Sy 24) CC içsel söyleşiyi 10 dk durdurduğunda panzehirmiş gibi tekrar içsel söyleşisine tutunduğunu anlatır. DJ “Bizi yere çivileyen şeyin içsel söyleşi olduğunu söylediydim sana. Kendimizle, dünya şöyle ya da böyledir diye konuştuğumuz için dünya şöyle yada böyle oluyor.
Dünya görüşümüzü değiştirmek büyücülüğün dönüm noktasıdır. İçsel söyleşiyi durdurmak bunun tek yoludur.”
Burada CC gece karanlıkta çalıların arasında bir deneyim yaşar. Ve “erk tırısı” şeklinde koşarak eve giderler. CC neler olduğunu sorduğunda DJ o na bilgiyle buluşacağını ve o nu fark ettiği için tebrik eder. CC orada insan ve kuş karaltısı gördüğünü söylemesi üzerine, o nun insan yada kuş değil bir güve olduğunu söyler. “Bilgi bir güvedir”
CC korktuğu için gitmek ister, neler olup bittiğini sorar DJ a. DJ de gitmesinin saçma olduğunu payına düşeni alması gerektiğini söyler. Bu noktada alçak günülülükle ile ilgili şu cümleleri sarfeder. “ Bi savaşçının yolunda alçakgönüllülüğe yer olmadığını düşünürdüm. Ne büyük yanılgı! Şimdi bir savaşçının alçakgönüllülüğünün bir dilenci ile aynı olmadığını çok iyi biliyorum. Savaşçı başını kimseye eğmez. Aynı zamanda kimsenin o na baş eğmesine de izin vermez.”
Güvenle ilgili düşünceleri dile getirdikten sonsa DJ den şu sözler dökülür. “Olaylar ancak, kişinin onların gerçekliğini kabul etmesinin ardından gerçektirler. Örneğin, bu akşam olanlar senin açından gerçek olamaz. Çünkü hiç kimse sana bunların gerçekliğini kabul ettiremez.”
Dünyayı tanımlama ve bu tanıma uydurma konusunda uzunca konuşurlar. Bundan kurtulmanın tek yolunun bir savaşçı gibi davranmak olduğunu “Bilgi ve Erk” in o zaman geleceğini söyler DJ. Dünyayı sözcüklerle değil eylemler ve sezgiyle tanımlamak gerektiğini dile getirir.
Yaşadıkları olaylardan etkilenen ve korkan CC ye “Diken üstünde durma. Yer yüzünde bir savaşçının yüz yüze gelemeyeceği hiç bir şey olamaz. Anlamıyor musun? O kendisini ölü kabul ettiği için yitirecek bir şeyciği kalmaz. En kötüsü başına gelmiştir.” Der DJ.
Gecenin sorunu, insanları görmek olduğunu söyleyen DJ “Önce iç söyleşini kes, sonrada görmek istediğin kişinin imgesini getir. Kişi sessiz bir anında, kafasında başka bişey yokken tek bi düşünceyi tutabilirse bu bir komut olur.” (Tabii bu kısımda güve sana yardımcı olacak diyor ama acaba bizimde böyle bir uygulama da bulunmamız doğru olur mu? İç sesimizi kestikten sonra birinin imgesini getirmek…)
CC ardı ardına arkadaşlarını imgelemeye başlar ve hepsini DJ e anlatır. 32 kişinin sonunda huzursuz bir haldedir. Hoşnutluktan iğrenmeye doğru gitmiştir CC nın duyguları. DJ insanların arzu, sorun, üzüntü, kaygı gibi görüntülerle olduğunu açıkladı. (Aslında çevremizde ne kadar çok bu tür insanlar, bizde dahil) CC kendini oldukça kötü hisseder bunun üstüne DJ kendi seçtiği kişileri imlemesini söyler. İlk gruptan oldukça farklıdır yeni gördükleri. Çekici ve dingin bir görüntü hali vardır. Eligio ve Pablito da büyük birer sarsıntı yaşar.
48. kişi olarak Don Genaro (DG) yu çağırmasını ister. Altın baloncuğun içinde gördüğü görüntüyi DJ e anlatmak için gözlerini açtığında DG yi karşısında gören CC taş gibi kaskatı kesilir.
Bu olanlardan sonra CC kendisine mantıklı bir açıklama yapmaya başlar. DG nin aslında hep buralarda olduğunu kendisine ikna etmeye çalışır. Uzun bir mantık sorgulamasına girer. Bir taraftan DJ ile DG nun her şeyi yapabileceğine inanırken, diğer taraftan mantığı bunu reddetmektedir.
Konuşmalar ilerlediğinde CC güvenin sesini yine duyar ve mantıklı açıklamaları yıkılmıştır, çünkü DG yanında oturmaktadır. Peki buraya nasıl geldiğini tekrar sorar. Aldığı yanıt, gelenin DG nin çifti olduğudur. Kafası daha da karışır. Bunun üzerine DJ bilgi adamlarının kendilerinin çiftini üretebileceklerini söyler. “Öteki çiftin kendindir” cümlesi üzerine kafası daha çok karışan CC karşıtlar (ya-veya) mantığına oturtamaz bütün bu açıklamaları. DJ “Çift, insanın bizzat kendisidir, o nu rüya görmesi sırasında gerçekleştirir. Çift bir büyücünün erk eylemidir. Sana kimbilir kaç kez dünyanın anlaşılmaz olduğunu söylemişimdir. Bizlerde öyleyizdir, dünyada yaşayan her varlık da böyledir. Bu durumda, çifti akıl çerçevesine oturtmak olası değil. Buna tanıklık etmene izin verildi işte.” CC çiftinin ayırdında olup olamayacağını sorduğunda ise, diğerinin nerde olduğunu hiçbir büyücü bilemez. Cevabını alır. DJ sürdürür “Şöyle düşün. Dünya doğrudan bize teslim olamıyor, çünkü dünyanın tanımı araya giriyor. Biz hep bir adım gerideyiz. Dünya deneyimimiz, bu deneyimi anımsamaktan başka bir şey değil. Şimdi şu anda olan ve geçen anı durmadan anımsıyoruz. Yalnızca anımsıyor, anımsıyoruz.”