Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

34 altinci dizi belirli sihirli gecislerle birlikte kullanilan aygitlar


Altıncı Dizi : Belirli Sihirli Geçişlerle Birlikte Kullanılan Aygıtlar


Daha önce de belirtildiği gibi, eski çağ Meksika’sı şamanları tendon enerjisi, dedikleri güce özel bir önem veriyorlardı. Don Juan’ın dediğine göre, yaşam enerjisinin beden boyunca tendonlar tarafından oluşturulmuş özel bir yol üzerinde hareket ettiğini öne sürmekteydiler.


Don Juan’a tendon derken kastettiği şeyin kasları kemiklere bağlayan doku olup olmadığını sordum.

“Tendon enerjisini nasıl açıklayacağımı bilemiyorum,’’dedi. “Basit olduğu için kullanım yolunu izlemekteyim. Çok ayrıntıya inmezsek, tendon enerjisinin ne olduğunu anlıyorsun, değil mi?”


“Belli belirsiz biçimde, evet, don Juan,” dedim. “Kafamı karıştıran, senin tendon sözcüğünü kemiklerin olmadığı yerlerde, örneğin karın bölgesinde de kullanman.”

“Eski büyücüler,” dedi, “boyundan aşağıya, göğüs ile kollara, ve omurgaya inen derinlerdeki kaslar boyunca devinen bi enerji akımına tendon enerjisi adını verdiler. Göğüs kafesinin kenarından uyluğa kadar giderek üst ve alt batın bölgesini kat ediyor ve oradan ayak parmaklarına uzanıyor.”


“Bu akım başı kapsamıyor mu, don Juan?” diye sordum, hayretler içinde. Bir batılı olarak, bu türden herhangi bir şeyin beyinden kaynaklanacağını bekliyordum.

“Hayır,” dedi, kesin bir ifadeyle, “başı kapsamıyor. Baştan gelen, farklı bi tiir enerji akımıdır; sözünü ettiğim o değil. Büyücülerin en zorlu hünerlerinden biri, en sonunda, başlarının üzerinde yer alan enerjinin merkezinde var olan şey ne ise onu dışarı atıp, bedenlerinin geri kalanındaki tendon enerjisini orayan demirlemeleridir. Ama bu, kusursuz bi başarı örneği. Şu anda elimizde olan, senin örneğinde olduğu gibi, boynun baş ile birleştiği yerde başlayan tendon enerjisinin sıradan durumudur. Bazı durumlarda tendon enerjisi elmacık kemiklerinin altında bi yere kadar yükselebilir; ama asla o noktadan yukarıya çıkamaz.

“Bu enerji,” diye devam etti, don Juan, “daha iyi bi ad bulamadığım için tendon enerjisi, dediğim bu enerji, sonsuzluğa yolculuk eden, ya da etmek isteyenlerin yaşamında dehşetli bi ihtiyaçtır.”


Don Juan, tendon enerjisinden yararlanmada geleneksel başlangıcın, eski çağ Meksika’sı şamalarınca iki yönlü kullanılan birtakım basit aygıtlar ile oluştuğunu söylüyordu. Bunlardan biri, tendon enerjisinin belirli merkezlerinde bir titreşim etkisi yaratmak, ötekiyse aynı merkezler üzerinde bir basınç etkisi oluşturmak içindi. Açıklamasına göre o şamanlar, titreşim etkisinin, hareketsizleşen enerjinin çözülüp serbest kılınması için bir araç olduğunu düşünüyorlardı. İkinci etki olan basıncın ise, enerjiyi yayarak dağıtmak için araç olduğu kabul ediliyordu.


Çağdaş insan için bilişsel bir çelişki gibi görünen bu gerçek— tutulan bir şeyi titreşimin gevşeteceği, basıncın ise onu yayacağı gerçeği—don Juan tarafından derinlemesine vurgulanmıştı; o, öğrencilerine dünyadaki bilişimiz içinde bize doğal görünenlerin enerji akışı söz konusu olduğunda hiçbir şekilde doğal olamayacağını öğretmişti. Günlük yaşamın dünyasında, diyordu, insanoğlu herhangi bir şeyi bir darbe ile ya da basınç uygulayarak kırar, ve titreştirerek yayar. Ancak bir tendon merkezinde takılıp kalmış olan enerji, titreşim yoluyla akışkan kılınmalı, ve sonra basınç uygulanmalı ki akmaya devam edebilsin.


Bedendeki enerji noktalarına bir ön hazırlayıcı olan titreşim uygulamadan, doğrudan bastırma fikri don Juan Matus’u dehşete düşürüyordu. İddiası, sıkışıp kalmış olan enerjinin, üzerine baskı uygulandığında daha da haıeketsizleşeceği idi.


Don Juan öğrencilerini iki basit aygıtla başlatmıştı. Eski çağlardaki şamanların bir çift yuvarlak çakıl taşı, ya da kurumuş tohum kesesi arayıp bulduklarını, ve bunları, belirli aralıklarla tendon yolu üzerinde takılıp kaldığına inandıkları bedenin enerji akışını manipüle etmede destek olacak titreşim ve basınç aygıtları olarak kullandıklarını anlatıyordu. Ancak şaman uygulayıcıların normalde kullandıkları çakıl taşları çok sert, tohum keseleri de fazla kırılgandı. O şamanların ısrarla aradıkları öbür nesneler, sırtüstü yattıklarında karınlarındaki belirli tendon enerjisi bölgelerine koyacakları el büyüklüğünde düz taşlar ya da sert tahta parçalarıydı. Bu bölgelerin ilki göbeğin hemen altında; bir öbürü göbeğin hemen üstünde, bir başkası da güneş sinirağı bölgesindedir. Taşlar ve benzeri nesnelerin kullanımındaki zorluk, bunların yaklaşık vücut ısısına uyacak şekilde ısıtılmaları yahut soğutulmaları gereğidir; üstelik bu nesneler genellikle çok serttirler; kayar ve sabit durmazlar.


Tensegrity uygulayıcıları, eski çağ Meksika’sı şamalılarının aygıtlarına eşdeğer ve çok daha iyi araçlar buldular: bir çift top, ve küçük, yuvarlak, ve yassı bir deri ağırlık. Toplar şamalıların kullandıklarıyla aynı ölçülerde; ama hiç kırılgan değiller; bir seramik alaşımıyla takviye edilmiş Teflon karışımından yapılmışlar. Bu karışım toplara sihirli geçişlerin hedefleriyle tümüyle uyumlu bir ağırlık, sertlik, ve pürüzsüzlük sağlıyor.


Öbür aygıt; deri ağırlık, tendon enerjisi merkezleri üzerinde sıkı bir basınç yaratmak için en ideal araç olarak saptandı. Taşların aksine, bedenin dış çizgilerine uyum sağlayabilecek bir esnekliğe sahip. Deri yüzeyi, ısıtılıp soğutulmaya ihtiyaç göstermeden doğrudan bedenin üzerine konabilmesini mümkün kılıyor. Ancak en dikkate değer özelliği, ağırlığı. Rahatsızlık vermeyecek kadar hafif, ve karındaki merkezlere baskı uygulayarak içsel sessizliği geliştiren belirli birtakım sihirli geçişlere destek olacak kadar da ağır. Don Juan Matus’un dediğine göre, yukarıda belirtilen üç bölgeden herhangi birine yerleştirilen bu ağırlık, kişinin enerji alanlarının bütünlüğünü faaliyete geçirir, ve bu içsel söyleşinin anlık olarak kesilmesi anlamına gelir ki, içsel sessizliğin ilk adımı da budur.


Belirli sihirli geçişlerle birlikte kullanılan çağdaş aygıtlar,

doğalarından ötürü iki bölüme ayrılır.



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön