Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

sonu spiritualizme baglanacak aslinda cok kisa uzun bir yazi 4 son


Durumu basitleştirmek ve daha anlaşılır kılmak için yazar John Fowles'tan çevrilmiş bir hikaye ekliyorum. Bu hikaye onun 1965 yılında yayınlanan “The Magus” kitabındandır.


Bir zamanlar her şeye ama başarılı sonuçlara inanan geç bir prens vardı. Prenseslere inanmıyordu, adalara inanmıyordu, Tanrıya inanmıyordu. Babası olan kral, ona bu şeylerin var olmadığını söylemişti. Babasının bölgesinde, prensesler, adalar ve Tanrıdan bir işaret bulunmadığından, prens babasına inanıyordu.

Ama bir gün, prens saraydan ayrılıp komşu topraklara gitti. Burada, şaşkınlıkla her sahilden adaları gördü, ve bu adalarda, isimlendirmeye cesaret edemediği varlıklardan kaynaklanan, gariplik ve sıkıntı vardı. Bir tekne ararken, gece elbiseleri giyen bir adam sahilden ona yaklaştı.

Genç prens, “Bunlar gerçek adalar mı?” diye sordu.

“Tabi ki gerçek adalar” diye cevap verdi gece elbiseli adam.

“Ve bu garip ve sıkıntılı varlıklar?”

“Hepsi hakiki ve gerçek prensesler”

“O zaman Tanrının da var olması gerekiyor!” haykırdı prens.

Selamlayarak, “Tanrı benim” diye cevap verdi gece elbiseli adam

Genç prens mümkün olduğu kadar çabuk eve döndü.

“Demek geri geldin,” dedi babası olan kral.

“Adalar gördüm, prensesler gördüm, Tanrıyı gördüm,” dedi prens sitem ederek.

Kral hareketsizdi.

“Ne gerçek adalar, ne gerçek prensesler, ne de gerçek Tanrı mevcut değil.”

“Ben oları gördüm!”

“Bana Tanrının nasıl giyindiğini söyle.”

“Tanrı bir gece elbisesi giyiyordu.”

“Elbisesinin kolları kıvrılmış mıydı?”

Prens kıvrılmış olduklarını hatırladı. Kral gülümsedi.

“Bu bir büyücü elbisesi idi. Kandırıldın.”

Bunun üzerine, prens tekrar komşu topraklardaki sahile gitti, ve aynı gece elbiselerini giymiş adamı gördü.

“Kral olan, babam, senin kim olduğunu anlattı,” dedi prens kızgınlıkla. “Geçen sefer beni kandırdın, ama bu bir daha olmayacak. Şimdi bunların gerçek adalar ve gerçek prensesler olmadığını biliyorum, çünkü sen bir büyücüsün”

Sahildeki adam gülümsedi.

“Kandırılan sensin, evladım. Babanın krallığında, birçok ada ve birçok prenses var. Ama sen babanın büyüsü etkisindesin ve bunları göremiyorsun.”

Prens düşünceli bir şekilde eve döndü. Babasını gördüğünde, doğrudan gözlerinin içine baktı.

“Baba, senin gerçek bir kral olmayıp, yalnızca bir büyücü olduğun doğru mu?”

Kral gülümsedi ve ceketinin kollarını geriye doğru kıvırdı.

“Evet, evladım, ben yalnızca bir büyücüğüm.”

“O zaman diğer sahildeki adam Tanrı idi.”

“Diğer sahildeki adam başka bir büyücü idi.”

“Gerçeği bilmem lazım, büyünün ötesindeki gerçeği.”

“Büyünün ötesinde bir gerçek yok,” dedi kral.

Prens üzüntü doluydu. “Kendimi öldüreceğim.” Dedi.

Kral büyü ile ölümün ortaya çıkmasını sağladı. Ölüm kapıda durdu ve prense başı ile bir işareti yaptı. Prens ürperdi. Güzel ve gerçek olmayan adaları ve gerçek olmayan ve güzel prensesleri hatırladı.

“Çok iyi,” dedi, “Ben bu üzüntüyü taşıyabilirim.”

“Gördün, evladım,” dedi kral, “sen de büyücü olmaya başladın.”



ve ......sahilde karşıya geçerken boğuldu adalar gerçek



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön