Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

kedilere mama vermek iyilik mi


Sevgili dostlar, geçenlerde bir arkadaşımızın dükkanının arka bahçesinde oturmuş, bir yandan kahve içiyor bir yandan da dünyanın gidişatındaki komik unsurları ayıklamaya çalışıyorduk. Ancak bu girişimimiz pek başarılı olmadı. Çünkü apartmanlar arasında kalan bu bahçemsi alanda bir sürü kedi yaşıyordu. Bu garip yaratıklar bizim oturduğumuz yerlere göz dikmiş, içtiğimizi adeta elimizden almak için pusuda bekliyorlardı. Haliyle biz de gerildik. O kadar pervasız ve salak bir haldeydi ki bu kediler, yanımızda bulunan ve mahallede hiç kimseye ve hiçbir varlığa en ufak merhamet duymamasıyla ünlü Zehirli Sinan'a bile yaklaşma gafletinde bulundular. Oysa bizim bildiğimiz kediler tetikte gezen yaratıklardı ve tedbirsizliğin bu kadarına asla yanaşmazlardı. Peki bu kedilere neler oluyordu da onlara zarar verme ihtimali olan insanlara bu kadar (yavşak sayılabilecek derecede) yanaşıyorlardı düşünmeksizin.


Bizim dükkan sahibi arkadaş, benim hatun bu kedilere hergün kutu kutu mama vererek bunları bu hale getirdi. Bütün kadınlar işbirliği içinde besliyor bunları. Normalde sayıları bu kadar olmazdı herhalde. Çevreye uyum sağlar, sadece güçlü olanlar kalırdı, ne kuş avlıyorlar ne de fare, kedilerin doğasını mamalayarak bozduk mu ne? dedi ve ekledi: "Valla arkadaş, sen herhangi bir canlıya iyilik mi edecen, önce bir dur da sor kendine: Benim iyilik etme ehliyetim var mı? Ben şöyle diyorum bu durum için, mamayla besleyen mamayla beslenir inşallah"


Haa bu arada bunu diyen arkadaş hayvanlara büyük saygı duyar ve kendi kişilik özelliklerinden bir kısmını doğadaki hayvanları gözlemleyerek geliştirmiştir . Ben şahidiyim. Sessizliği, girişimlerinde uğradığı başarısızlıkları mertçe karşılayabilmesi, yakınmaması vs. hep bu gözlemleri sonucu geliştirdiği yanları. Ancak yukarıdaki gibi kedilere bakarak hangi özellikler edinebilir bir insan onu da düşünmek lazım değil mi? Ayırt etmeden herkese yavşıyorlar, avlanmıyorlar, tetikte olma durumunu bırakmışlar filan...


Oysa bizim üst sokaktaki bir takım vahşi kediler alim allah yanlarına hiçbir canlıyı yaklaştırmıyor ve kimseye eyvallah demiyorlardı. Hangi kedi davranışı uygun davranıştır ve kedilere bu şekilde davranarak onlara gerçekten iyilik mi yapıyoruz yoksa başka birşey mi?



Konuyu okurken aklıma Armando Torres in kitabını Türkçeye çeviren Hasan Hüseyin Mert in evcillikle ilgili bir makalesi geldi;


"EVCİLLİK


Don Juan Matus, akademisyenlerin, dünyayı güzel ve aydınlık kılmak için tasarılar yaptıkları günün ardından, hepsini unutmak üzere akşam saat beşte evlerine döndüklerini söyler.


Evcillik ve erk, ters orantılıdır ; şamanlar, evcil hayvanların, kişinin erk hayvanı olamayacağını söylerler zira yeterince erkli bir hayvan evcilleşmeyecektir. Nagualizmin bilgisine ya da daha doğrusu insâni olanaklar dahilinde, insânın erişiminde olan bilgiye nüfuz edebilmek de özünde bir erk sorunudur ve bu durum, bu bilgiye nüfuz etmek isteyenlere kendi evcillikleriyle hesaplaşmayı şart koşar.


Evcilleşmenin biçimi ve evcilleşenin adı değişse de, kendini ayakta tutan her üyesini açık ya da örtülü biçimde ödül ve cezayla « terbiye » eden toplum, herkesi bir biçimde evcilleştirir. İnsân türü olarak evcilleştirilmemiz, neredeyse gözümüzü dünyâya açar açmaz başlar ; gerisi, ne türden bir evcil olacağımız ile ilgili bir durumdur. Örneğin, « görünmez » bir kafesin ardından kükrediklerinin farkında olmayan « aslan aydınlar » da « diğer evicller gibi » kafesin ardındaki özgürlüğü ötelemişlerdir. Onların evcilleştirilmişlikleri de ötekiler gibi kendinin bütünselliğine kavuşmak için elzem olan kopuşu gerçekleştirebilmelerindeki en büyük engeldir.


« Aslan aydınlar », günümüzün « toplumsal terbiyesi »nin bir gereği olarak engizisyonu mahkum etmiştir, ancak aynı « aslan aydınlar », Orta Çağ karanlığını yakılan bedenleriyle aydınlatmış büyücüleri, ironik biçimde, yine « toplumsal terbiyeleri » gereği, « kendi akıllarında » bir türlü aklayamamışlardır.


Sözde toplumun, gerçekte ise egemenlerin alî menfaatlerine zararlı görülerek zulme uğrayanlar, hep « cadılık » ile özdeşleştirilmişlerdir. « Cadı avı », Orta Çağ´ın bilgiye olan acımasız düşmanlığından, yakın dönem/günümüz « aydın» düşmanlığına kadar uzanan bir egemen şiddetinin adıdır. « Cadı avı » kavramının yakın tarih boyunca aydınlara, düzen muhaliflerine olan düşmanlığı da ifade ediyor olmasına rağmen, « aslan aydınlar »ın « kendi akıllarında » büyücüleri bir türlü aklayamamış olmaları, bu benzetmenin ardındaki gerçeği anlayamamış olmaları ; toplumsal evcilleşmenin, her bireye nasıl nüfuz ettiğini göstermesi bakımından dikkate değerdir.


Tarih, hep galiplerin kaleminden yazılır ve yazılanlar birer gerçek gibi bellenir ; büyücülük genelde, « büyücüler »in bilgiyle olan bağlantısını gözden kaçırmış olan « aslan aydınlar »ımıza ne yazık ki nahoş şeyler çağrıştırıyor. Egemen anlayışların, kendi toplumlarına kabul ettirdiği kötü büyücü imgesi; kendini bu egemen anlayışın uzağında gördüğünü iddia eden zihinlere de kazınmıştır ; çünkü onlar da içine doğdukları toplumun aklıyla evcilleştirilmişlerdir ve farkında bile olmadıkları birçok ön yargıya sahiptirler, bu anlamda, « aslan aydınlar » engisizyonun yavan propagandasını yutmuştur ; ırzına geçilmiş bir dünyânın çocukları olarak, hiç de sahiplenmek istemedikleri bir babanın damgasını « kendi akıllarında » taşımaktadırlar.


« Büyücü, tüm manevralarıyla, günlük gerçeklik görüşünü kırmak, dünyâyı durdurmak, gerçeklik üzerine fikir ve yargıları askıya almak, « şuna » « buna », evete hayıra bir son vermek, her bilgenin can attığı dalınçlı yansızlığın ermişlik durumuna ulaşmak niyetindedir. » (Octavia Paz)


Aslında sıradan insân da, göreli gerçekliği biricik bir dünyâ olarak sabitlerken, farkında olmadığı bir büyücülük manevrası yapmaktadır; aslında o, kendinin bilincinde olmayan, kendi doğasına yabancılaşmış/yabancılaştırılmış bir büyücüdür ve yaptığı işi öyle bir tutuculukla yapmaktadır ki, insânın bu manevrayı çok farklı biçimlerde yapabileceğini duymak bile istemez."



Sokaktaki kedi besleyen biri olarak sana katılıyorum Karga. Avcı doğalarını yerle bir ettik.


Peki, bizim evcilleştirilmiş kedilerden bir farkımız var mı?


Bu forumda bulunan herkes bunun cevabını biliyor zaten.



tüketici insan,hayvanların tüketici olmasını eleştiriyor;hayvan ne yapsın, vahşi doğasımı kaldı,( tüketim artarsa sayı artar), 10000-5000 yıl onları evcilleştir sonra doğaya dönsünler demek şaman olmalarını istemektir.siz neyseniz onlarda o.aynı yolu paylaşıyoruz canlı değil tüketici



Arkonların en büyük düşmanı kediler. Kedilerin gen yapısını bozarak bir düşmanı daha yok etmenin keyfini yaşıyorlar. İnsanoğlunada aynı şeyi teknoloji ile yapıyorlar. Aslında yok etmiyorlar, tam tersine çoğaltıyorlar. Bizler onların besinleriyiz. Tıpkı 40 günde yetiştirilen tavuklar gibiyiz onlar için. Çaresiz, yemek olduğundan/olacağından habersiz canlılar. Nag Hammadi yazmaları çok değerli.



Hic cig et verdinizmi kedilere?



Kaplan (kedimin adı) sevmiyordu çiğ eti. Hatta köfte falan da yemiyordu. Kızarmış tavuk eh şöyle böyle ama haşlanmış tavuk ciğeri favorisiydi.



Peki sizce kaplana yemek vermek iyilik miydi?



Kendimce iyilikti evet.



Efes antik kentin içinde birçok kedi vardi, etrafta yiyecekte yok, yada evler çöpler falan da yok. Sonradan öğrendim etrafta vaşak, pars falanda varmış, şu vahşi kedilerden. Demekki oradaki evcil kedilerde vahşi soydaşlarıyla olarak bulmuşlar gerçek doğalarını. Yıllar sonra sahiplerinden kaçan birçok evcil hayvan vardır, bunlar gören hayvanlar belkide : )



Siyah editor. Acikcasi urkuttu. kolluk kuvveti gibi olmus. Vasak ve parslardan bahsediyor .. niye bilmem bir an urkuntu doldu icime. Belki once okudugum yorumdaki soledad etkisi bilemiyorum. Birde bir sey sormak istiyorum facebook grubunuz cokmu gizli yoksa bende bir sorunmu var. Hayir neyimi begenmediniz? Agrima gitti acikcasi. Simdi pesine duserim ben bu isin sinsi bir vasak misali


Sonsuz yonetici bordo. Siyah editor kolluk. Degisik. Fazla uyumlu. Enteresan. Zaten bizlerin kafalar kafalar



Bu arada .. Denememissiniz. Paraya kiyip kedilere cig et atin . O hazzi bir yasayin. Tabiki kedi severlere sesleniyorum.



Öncelikle Editör, sorumlu, yönetici vs gibi şeylere çok takılmayın. Hepimiz aynıyız sadece bazıları daha fazla sorumluluk alıyor. Buradaki bilgi kaynağının çoğunu bu sorumluluk alan arkadaşlarımızın emeklerine borçluyuz.


İkinci kısım ben facebook hesabımı kapatalı neredeyse 10 ay olacak. Oradaki grubu ben kurmuştum, hesabımı kapatırken yine fazla facebookla ilgisi olmayan bir arkadaşıma devretmiştim yöneticiliği. Yani facebook kullanmıyoruz. Bu yüzden kendinizi yetim gibi hissetmiş olabilirsiniz. Burada yazıyoruz genelde konuyla ilgili. Facebook zaten bilgi paylaşımından çok sosyal durum paylaşımı sitesi bilirsiniz ki.


Son olarak karganın bahsetmek istediği zaten kedileri bizlerin besleyerek (mama ya da çiğ et) onların avcı doğasını öldürmemizle ilgili. (Benim anladığım kadarıyla)



bu arada Efes antik kentteki kedilere bende mama verdim, biraz bisküvi ve fıstik vardı, 3-4 tane yedi, karnı doyunca gitti hayvancağız, hiç demedi belki, 'başka bulamam tıka basa yiyeyim, akşam aç kalırım vs.' yani uzun lafın kısası, karnı doyacak kadar yiyen kediye mama vermek iyiliktir :)



"Lütfen hayvanlara fıstık atmayınız"


Tabelasından bir tane de Efes'e lazım.



Kedilere mama vermek iyilik mi degil mi dusunmem vermek istiyosam veririm ya da kedicik pesime takiliyorsa ilk firsatta mama veririm hatta yol boyu bi paket mamayi kose bucak dagitirim



Siz kedilere(evcillere) her ne yapıyorsanız, inorganikler de size aynısını yapıyor olabilir mi?



Sanmıyorum yani onlar beslemek degil beslenmek odaklılar



yağmacılar da şunu tartışıyodur "insanlara zihin vermek iyilik mi?"



Aynı şey değil. Yağmacının gözünde insanlar daha çok tavuk ya da koyun veya inek gibi. Elbette etimizden , sütümüzden yararlanmak için besleyecekler.



evcil olmak ne demek



tanımlamAyı kim yaptı evcilSİN EVET offf yaaaa diye konuşuyoruz bize zorla öğretileni farketmememiz için......

canlı robotlar her kimliğe dönüşür ama aşağılanmadan kurtulamayız ama kediler özgür



Hazır mamalara alışmış bir kedi nesli asla çiğ et yemez. Ancak henüz birkaç aylık olan kediye çiğ et verirseniz onu kabul edecektir. Son 10 yılda kedilerin genetik yapıları üzerine planlı, sistematik bir saldırı yapılıyor. Bunu hazır mamalarla yapıyorlar. Bu saldırıyı neden köpeklere değilde kedilere yaptıklarını meral ediyorsanız iki canlı arasındaki zihinsel farklılıkları ve özgürlük konusundaki durumlarını bilmeniz gerekir. Bir köpeğe rahatlıkla bir tasma takıp onunla gezintiye çıkabilirsiniz. Bunu bir kediyle yapmayı denediniz mi? Hiç şansınız yok. Konu sandığınızdan çok daha derin!



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön