Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

biz ne zaman dogmus oluruz


Son günlerde en çok prim yapan bankalar malumunuz sperm bankaları. Konu pek çok açıdan tartışılıyor. Çocuk babasını tanımalı mı, dinen uygun mu, böyle çocuklar olursa toplumun geleceği ne olur gibi konular tartışıldı. Olayın en can alıcı kısmı hiç gündeme gelmiyor doğal olarak. Bunun başlıca sebebi bilişsel sistemimizin olayın bu kısmını görmezden gelecek şekilde oluşturulmuş olması: Biz ne zaman doğmuş oluruz? Annemizin karnından dışarı çıktığımızda mı? Yoksa ana rahmindeki döllenme anında mı?


Toltek geleneğinden gelen şamanlar, bizlerin ana rahmindeki döllenme anında doğduğumuzu söylerler. Anneden gelen bir parça farkındalık parıltısı, babadan gelen bir parça farkındalık parıltısıyla birleşir ve ortaya yeni bir farkındalık varlığı çıkar. Doğal olarak bu insanların bu konuda en çok vurguladıkları şey, döllenmeyle sonuçlanan sevişmenin niteliğidir. Gerçekten yakıcı bir tutkuya sahip aşıkların, son derece heyecanlı ve tutkulu sevişmeleriyle ana rahmine düşen varlıkların yüksek enerjiyle dünyaya geldiğini savunurlar. Tabi ki bu sevişmenin her iki taraf için de orgazmla sonuçlanmış olması gerektiğini söylemeye gerek yok. İnsanların çok çok büyük bir kısmının ne çeşit ilişkilerle dünyaya getirildikleri açık. Böyle bir ilişki ve sevişme sonrası dünyaya gelen şanslı azınlıktan biriyseniz ne mutlu size.


Bir de şu sperm çocuklarını düşünelim. Eksi bilmem kaç derecede dondurulmuş bir sperm. Bu spermin ne duygularla üretildiği bilinmiyor: Dondurucu bir yalnızlık içinde olan ve havada asılı kalmış bir farkındalık parıltısı. Sonra mekanik işlemlerle gerçekleşen bir döllenme. Anneden alınan yumurta acaba o esnada ne hissediyordur? Mikrofon uzatsak şöyle mi derdi acaba: ben hiç keyif almıyorum ya siz?


Dünyaya böyle gelmek ister miydiniz?

O zaman, doğmadan önceki günleriniz kutlu olsun…



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön