Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

birlesim noktasinin konumu


Carlos C. Ve Don Juan farkındalıktaki ustalaşma konusunu konuşmak için Don Juan’ın Meksika’daki evinde bir araya gelmişlerdir. Ev aslında nagual topluluğunun tüm üyelerine ait bir yerdir. Ama ev sahipliğini Silvio Manuel üstlenmiştir. Herkes oradan Silvio Manuel’in evi olarak bahseder ama Castaneda buraya Don Juan’ın evi demeye alışmıştır. Dağlara yaptıkları bir gezinti sonrasında bu yanılsamasının nedenini Don Juan’a sorar. Don Juan bunun bir yanılsama olmadığını ve oraya Silvio Manuel’in evi denme nedeninin nagual topluluğundakiler için bir iz sürme alıştırması olduğunu söyler. Eğer başka türlü düşünürlerse bu, onların toplulukla bağlantılarını yadsımakla aynıdırJ Bunu duyan Castaneda, kendisine daha önce söylemediği için hemen karşı çıkar ve alışkanlıklarıyla hiçbir aykırılığa neden olmak istemediğini söyler. Don juan gülümseyerek o evden istediği gibi söz edebileceğini bunu dert etmemesini söyler. Mesala nagual kadın oraya “gölgeler evi” demektedir.


Sohbetleri bu noktadan sonra bölünür ve birkaç saat sonra Don Juan, Castane’dayı arka sundurmaya çağırtıncaya kadar onu görmez. Yanına gittiğinde Genaro’yla hararetli bir sohbetin içinde olduklarını fark eder ve etrafını inceler bu esnada… Çiçekler dikkatini çeker. Öğleden sonra güneşinin çiçek saksılarında yarattığı gölgeler dikkatini çeker. Bitkilerin budanması ve saksıların yerleştirilmesi son derece göz alıcıdır. Bunları yapanın nagual kadın olduğunu söyler Don Juan… Öğleden sonraları buraya gelip gözlerini gölgelere dikmektedir nagual kadın. Bu düşünce Castaneda’yı irkiltir. Bu saatin yarattığı yoğun sarı ışık, kasabanın sükuneti, Castaneda’nın nagual kadına duyduğu sevgi, hepsi bir anda savaşçının sonu olmayan yolundaki tüm yalnızlığını çağrıştırır ona… Yeni görücüler tümüyle özgürlük savaşçılarıydı ve tek aradıkları tam farkındalığa ulaştıklarında gelen o en son kurtuluştu. Duvardaki gölgelere bakarken, nagual kadının tüm hissettiklerini bütün duruluğuyla anlar Castaneda… Ve sorar “gerçekten ne yapıyoruz? Yoksa savaşçılar yalnızca kendilerini ölüme mi hazırlıyor?”


“savaşçılar kendilerini farkında olmaya hazırlarlar ve tam farkındalık kendilerine hiç önem vermediklerinde gelir. Ancak hiçbir şey olduklarında her şey olurlar.” diye yanıtlar Don Juan..


Kısa bir sessizlikten (arada da Carlos’la dalga da geçtikten) sonra, Don Juan, Genaro’nun Castaneda’ya birleşim noktasının konumuyla ilgili bir şey göstereceğini söyler. Genaro, arkaya kaykılıp uyluklarını bağrına çekerek yürümeye başlar. Bir çeşit erk tırısıdır bu… Castaneda onu izlemeye başlar, bir süre sonra ona katılmaktan kendini alamaz. Sundurmayı böylece dolanırlar. Her adımda olağandışı bir berraklık fark eder Castaneda… Durduklarında kesin bir dikkate ulaşmıştır, her tınıyı duyabilir her hareketi fark edebilir hale gelir. Yapılması askıda kalmış bir aciliyet hissine kapılır önce. Ardından kendisini son derece saldırgan, atletik ve cesur olarak duyumsar. Bu ruh halindeyken önünde yayılan muazzam bir geniş alan ve arkasında da bir orman görür. Nefes alışı garip bir şekilde hızlanmıştır, yerinde duramamaktadır, olduğu yerde koşmaktadır. Sonra Genaro ve Don Juan’ın yanına geldiğini görür. Genaro onu omzuyla dürter. Sola doğru iteler, hatta duvardan geçeceğini sanır Castaneda… ruh hali yine değişmiştir. Bu sefer fiziksel bir bezginlik, yorgunluk, kayıtsızlık hisseder. Fakat aynı zamanda tinsel bir kuvvet deneyimlemektedir. Ayakta duramadığından yana doğru yatar vemuhteşem bir Tanrı sevgisi ve iyilik hissiyle dolar. Bu sefer de kendini kilisede mihrabın önünde bulmuştur. Koca bir haç taşıyan kadınlar ve erkekler görür, onlara katılmak istemektedir. Sevinç içindedir, dua etmek istemektedir. Yine kendini kaptıracakken Genaro oradan da geri getirir onu…


Ertesi gün bu deneyim üzerinde konuşurlar. Don Juan, Genaro’nun erk tırısıyla Castaneda’nın birleşim noktasını kaydırdığını söyler. C.C içsel söyleşisini durdurabildiği için bu olmuştur. Üzerine basa basa, içsel söyleşinin durdurulmasının önemini yineler Don Juan. İçsel söyleşi, birleşim noktasını sabitleyen şeydir çünkü… “Bir kere sessizlik sağlanırsa her şey olasıdır” der.


Castaneda içsel söyleşisini bilinçli olarak durdurduğunu ama anlatmaya kalkarsa bunu anlatamayacağını, çünkü nasıl yaptığını bilmediğini söyler. “Bunun açıklaması yalınlığın ta kendisidir” der Don Juan yine… “Sen ona istenç duydun ve yeni bi niyet, yeni bir buyruk koydun ortaya. Sonra senin buyruğun, kartalın buyruğu oldu” İçsel söyleşi başladığı yolla sona erebilir; bi istenç eylemiyle… Kendimizle konuşmaya başlamak bize öğretilmiş bir şeydir. Öğretilirken işin içine bilmeden istençi katarız. Kendimizle konuşmayı öğrendikçe istençle uğraşmayı da öğreniriz. Kendimizin kendimizle konuşmasına istenç duyarız. Bunu durdurmanın yolu aynı yöntemi uygulamaktır. Yani istenç duymalı ve niyet etmeliyiz.


(Bu öğrenim doğumdan başlıyor. Daha önce de tartışmıştık bu konuyu. Çocukların doğduklarında sabit bi birleşim noktaları yoktur. Yani çocuklar, görürler aslında doğduklarına)


Birleşim noktamızı değişmezcesine sabit tutabilmemiz ustalıklı bir sihirbazlıktır Don Juan’a göre… “Dışarıdaki yayılımların kuvveti, birleşim noktamıza bazı yayılımları seçtirir ve bağlanma ve algı için demetler. Bu kartalın buyruğudur fakat algıladığımızın tümüne yüklediğimiz anlam bizim buyruğumuzdur, bizim sihirli armağanımızdır” Bildiğimiz gibi birleşim noktasının oynaması yeni yayılım bağlantıları ve yeni algılara yol açmaktadır. Birleşim noktasının oynaması için ilk zamanlar sanrılandırıcı bitkiler vermiştir Castenada’ya… Erk bitkilerinin böyle bir etkisi olduğunu ama yüksek ateş, açlık, yorgunluk ve buna benzer bazı şeylerin de aynı şekilde etkili olduğunu söyler Don Juan. Sıradan insanın kusuru, bu kayışların sonucunu bütünüyle anlıksal sanmasıymış.


Birleşim noktasının yana kayış etkilerinden söz ederler sonra… Bu kayışlarda bir araya toplananların çoğu günlük hayata dairdir. Yeni görücüler bu tür hayalleri otomatikman yadsır. Çünkü böyle hayaller insanın kayıtlarının ürünüdür. Özgürlük arayışındaki savaşçılar için de bir değeri yoktur. Yana kayıştan kastedilen, yayılım bandında derinliğine değil genişliğine bir kayıştır. İnsanın yayılım bandının iki kenarında da tuhaf kalıntı depoları, insan öbekleri vardır. Eski görücüler için bunlar önemli değerdeydi ama yeni görücüler için böyle değildi. En basit şey aslında bunlara kapılmak, takılıp kalmaktır. Sağ uçta sonu gelmez fiziksel aktivite, şiddet, öldürme, şehvet hayalleri buluruz. Sol uçtaysa tinsellik, din, Tanrı bulunur. Çoğu insanda alışılmış şartlarda doğal tepki olarak sola doğru olurmuş kayma. Bir de aşağı kayış durumu var, ki, bu hayvan şekillerine giren büyücülerin yaptığı, buraya iblisin yeri der Don Juan. Kolaydır ama bizim ilgimize zıttır. Dişi görücüler erkeklere nazaran daha sık aşağı kayabilirler.


Birleşim noktasının sabitlenmesi bütün organizmalar için söz konudur. Her biri yeni doğduğunda, bileşim noktaları sabit değildir ama belirli bir olgunluğa erişildiğinde onların da bileşim noktaları sabitlenir. Eğitimlidir onlar da tıpkı bizler gibi… insanın farkı, yayılım demetlerini daha fazla demetleyebilmek yetisinde olmasıdır. İnsanın birleşim noktası, yayılımların bağlanış önceden seçtiği bazı parçaları alır ve onlarla daha lezzetli bir yapı elde eder. İşte bu yüzden diğer yaratıkların algıladıklarından daha gerçektir insanın algıladıkları… hatta o kadar gerçekler ki, onları gerçek olarak algılamak için bileşim noktamıza verdiğimiz buyruk sayesinde bu kadar gerçek olduğunu unuturuz biz. Kendimizi, verdiğimiz buyruktan koruma erkine sahip değiliz.



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön