Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

gurdjieff ve ouspensky ogretisi ustune psikolojik yorumlar ruyalar uzerine


RÜYALAR ÜZERİNE

IJ. Bölüm-Rüyalar üzerine son kısa tartışmamızda, rüyaların her merkezden

gelebildiği söylendi. Rüyalar hakkındaki en ilginç şeylerden biri,

gözleriniz kapalı olduğu halde şeyleri ve insanları, hatta hiç karşılaşmadığınız

insanları görmeniz, binaların içinde yürümeniz ve utanma ya da güven

hissetmenizdir. Başka bir deyişle, tüm duyularınız kesildiğinde, yani

dışsal duyularınız güneş ışığı, projektör ışığı ya da bu tür bir ışığı görmediğinde

bile, duyularınız vasıtasıyla dışsal hayatta deneyimlediğiniz her

şeyin meydana geldiği görülüyor. Buna rağmen sizin için tamamen gerçek

olan bir dünyaya girebilirsiniz. Sanırım, duyularımız tarafından kaydedilen

dışsal dünyanın, içinde yaşadığımız tek dünya olup olmadığı konusunda

bizi düşündürmeye başlatan ilk şey budur. Özdeşleşmemeyi öğrenmemişlerse,

insanlar tamamen gerçek gibi görünen kabuslar görebilirler, mutsuz

rüyalarla rahatsız edilirler.

365

Şimdi, son yazıda hakkında konuşulan rüyaya dönelim. Onu tekrar aktarayım:

"Bir tür çiftlikte yaşıyorduk. Çalışma insanları çevremizdeydiler. Bu

çiftliğin özelliği, nerede yürürseniz yürüyün, bir çiftlik avlusunda bulabileceğiniz

türden bir pislik ve çamur bataklığı üstünde, ayaklıklar üzerinde

yükseltilmiş yatay tahta perdeler üzerinde seyahat etmek zorundaydınız.

Kayarsanız onun içine batıyorsunuz ve düşürdüğünüz her

şey onun içinde kayboluyor. Masaya oturduğumuzda ve sohbet ederken

aşağımızda ne olduğunu unuttuğumuzda, aniden ayaklarımızın

bataklığın içine sarktığı gerçeği ile uyanıyorduk. Her an ayaklarımızı

onun üstünde tutmayı hatırlamak zorundaydık. .. "

Birçok rüyanın hiçbir anlamı olmadığını hatırlarsınız ama bu rüyanın

anlamı var. Bir rüyanın anlama sahip olup olmaması, kaynaklandığı merkeze

bağlıdır. Şeyler ölçeğinde her tür tesir bize ulaşır. Yaratılış Işını"nı anlamaya

başladıysanız tüm bu zaman süresince size ulaşan tesirleri bilirsiniz

ve bu tesirler farklı niteliklerdedir. Bu tesirler, psişik aparatımızın seviyesine

göre onun tarafından kaydedilir ya da başka şekilde söylersek, kendi

Varlık seviyemize göre daha düşük ve daha alçak tesirleri alırız. Bu Çalışma'da

kendimizi dinlemeye çalışmamız söylendi. Tabi ki, dinleyecek

hiçbir şey olmasaydı bu öğüt garip olurdu, fakat Yaratılış lşını'nı ve ondan

inen tüm tesirleri düşünürseniz, bu öğüdün saçma olduğunu düşünmeyebilirsiniz.

Böyle anlarda, üzerimizde rol oynayan daha yüksek tesirlerin var

olduğunu her zaman hatırlamalıyız fakat duyularımıza yapışırsak ve yaptığımız

her şeyle tamamen özdeşleşirsek, bu tesirlerin farkına varamayız.

Şimdi, Eski Ahit'in Vaiz kitabında ne söylendiğini hatırlayabilirsiniz:

"Çok tasa kötü düş, çok söz akılsızlık doğurur." (5:3) Bir şey sizinle konuşur.

Sanki bir insan, tamamen özdeşleştiği ve onun için bir anlamı olup her

şeymiş gibi ele aldığı sorunlar hakkında onunla çok ciddi bir şekilde konuşacak

birine bir şey söylemeye çalışıyormuş gibidir. Söylenenleri duymayacaktır,

onlara karşı sağır olacaktır. İçinde yaşadığımız işlerin çokluğu

sanki günlük bir curcuna yaratır. Duyamayız. Daha sadeleşmek gerektiğine

karar verdiğimizde ve yaşamdaki rollerimizden kendimizi ayırabildiğimizde,

belki sonradan dinlemeye başlarız.

Şimdi, "işlerin çokluğu arasından gelen bir rüya" bakış açısından tartıştığımız

bu rüya hakkında düşünelim. Rüyanın yapısının çamurla, bataklık

zeminle ilgili olduğunu fark edeceksiniz ve kişi onun üzerinde yürümeyi

öğrenmek ve bu konuda çok dikkatli olmak zorundadır. Çok kısaca bunun

hayat ve onun üzerinde nasıl yürüdüğümüz anlamına geldiğini söyledim.

Kişi, hayat tarafından sürekli olarak üretilen durumlar tarafından her zaman

bütünüyle yutulabilir; bu, iş de olabilir, aile içi ya da kişisel sorunlar

da olabilir ya da şu anda olduğu gibi genel hayatın berbat yönü de olabilir.

Fakat Çalışma'nın bütünü tüm bu çamurla özdeşleşme111ek/e ilgilidir ve

mesellerin görünen duyusal dilinde de ifade edildiği gibi, anlamı ayaklarımızı

bu çamurun dışında tutmayı öğrenmek zorunda olmamızdır. Çamur

insanın dışında değil, içindedir. Örneğin, negatif duygular çamurunu alın.

366

Bu, kişinin içinde midir, yoksa dışında mıdır? Bir kişinin, kendisine borçlu

olunduğunu hissederek ve bu konuda güceniklik hissederek yaptığı tüm

içsel hesap biçimlerini alın vs. Şu an itibarıyla bunun hakkında çok az şey

biliyoruz. Tahta perdelere ve ayaklıklara sahip olmak ve tüm bu çamur

içinde durmamaya dikkat etmek ne anlama gelmektedir? Bu demektir ki,

kendi içimizde nasıl yürüyeceğimiz konusunda çok dikkatli olmak zorundayız.

Bu psikolojiktir, yani kişinin kendi içi hakkındadır.

Eski Ahifte bulduğum, tartıştığımız bu rüya ile bağlantılı olarak anlayabileceğiniz

bazı ilginç pasajları burada aktaracağım. Çukur kelimesini ortaya

koymak zorundayım. Rüyanın çukura düşmemek, çamura batmamaktan

söz ettiğini fark edeceksiniz. Hayatta kolaylıkla kendiniz için bir

negatiflik, ümitsizlik, kendine acıma, içsel kale alma çukuru ve aynı zamanda

her şeyi dışsal şartlara, dışsal insanlara bağlama ve sonunda, hiçbir

değeri olmayan dışsal şeylerle tümüyle özdeşleşme çukuru yaratma aşamasına

gelebilirsiniz (ve birçok insan bu aşamada kalır). Ayrıca kişi, kendisi

hakkında hiçbir çaba göstermeme çukuruna da d üşebilir.

Şimdi Kitabı Mukaddes'ten tüm bunlara karşılık gelen bir bölümü aktaracağım:

"Ölüm çukurundan, balçıktan çıkardı beni; ayaklarımı kaya üzerinde

tuttu, kaymayayım diye." (Mezmıırlar, 40:2) (Tanrı ezoterik öğretidir.)

"Dağların köklerine kadar battım, Dünya sonsuza dek sürgülendi

arkamdan; ama, ya Rab, Tanrım, canımı sen kurtardın çukurdan." (Yun

us, 2:6) (Çalışma kişiyi çukurdan çıkarabilir.)

"Ya Rab, beni ölüler diyarından çıkardın. Yaşam verdin bana, ölüm

çukuruna düşürmedin." (Mezmıırlar, 30:3) (Tutunabileceğiniz bir şeye

sahip olduğunuzu hissederseniz, o zaman diri kalabilirsiniz.)

Mezmur şairlerinden biri, kendisi hakkında umutsuzluk içindeyken

der ki: "Ölüm çukuruna inenler arasında sayılıyorum, tükenmiş gibiyim;

ölüler arasına atılmış, artık anımsamadığın, ilgiden yoksun, mezarda

yatan cesetler gibiyim. Beni çukurun dibine, karanlıklara, derinliklere

attın." (Mezmıırlar, 88:4-6) (Uykuya daldığını hisseder.)

"Sevinçle coş! ... İşte kralın! O adil kurtarıcı ve alçakgönüllüdür. Eşeğe,

evet, sıpaya, eşek yavrusuna binmiş sana geliyor! ... halkınızı susuz

çukurdan çıkarıp özgür kılacağım." (Zekeriya, 9:9-1 1 )

Bu son ifade çok derin anlama sahiptir fakat "susuz çukur"un, "hiçbir

gerçeğin ve hiçbir anlayışın olmadığı bir hal" anlamına geldiğini fark edeceksiniz.

İnciller'e geri dönelim. İsa Ferisilere yani haklı olduklarından kesinlikle

emin olan ve her şeyi kendilerine atfeden insanlara der ki: "Onları yalnız

bırakın. Onlar körlerin kör liderleridir. Kör köre rehberlik ederse her

ikisi de çukura düşecektir."

Sanırım, her bireyin kendi içinde görmesi ve kendisi için anlamını fark

etmesi gereken bu çukurun, bu çamurun, bu bataklığın önemi hakkında

Kitabı Mukaddes'ten yüzlerce örnek daha aktarmak mümkün olurdu. Tar-

367

tıştığımız rüyadan göreceksiniz ki, üstesinden gelinmesi gereken konu budur.

Bu, deyim yerindeyse, ezoterik bir rüyadır, yani daha yüksek merkezlerden

gelen bir rüya. Bir insan böyle bir rüya görürse, onu kendine, kendi

akıllılığına atfetmemelidir. Bu, Çalışma'ya dair bir formülasyondur ve birçok

kez duyduğunuz gibi bu Çalışma, eğer onları duyabilseydik, daha

yüksek merkezlerin bize öğreteceği şeydir. Çalışma uydurulmadı. Bazı sıradan

insanlar tarafından uydurulan psikolojik bir sistem değildir. Sadece

daha yüksek İnsan' dan, şuurlu tesirlerden, daha yüksek merkezlerle temas

halinde olanlardan gelir çünkü kendi derin uyku halimiz nedeniyle daha

yüksek merkezlerin kendilerini duyamayız; sağır olduğumuz için onların

bu sürekli içsel öğretileri, daha yüksek merkezlerle zaten temasta olanlar

tarafından formüle edilen, dışsal bir Çalışma sistemine dönüştürüldü. Başka

bir deyişle, sadece kendimizi dinleyebilsek ve kişiliğin günlük tekerleklerinin

gürültüsünü susturabilseydik, zaten biliyor olacağımız şeyi dışsal

olarak, dışarıdan, dışsal duyulardan öğrenmek zorundayız.

Şimdi psikolojik olarak tahta perdelerin ne anlama gelebileceği hakkında

konuşalım. Tam anlamıyla mesellerin birindeki bir imgeye benzeyen bu

imgenin ne anlama gelebileceğini düşünebildiniz mi? Ya da ayaklıkların

psikolojik olarak ne anlama gelebileceğini düşündünüz mü? Bunu ve aynı

zamanda, rüyanın söylediği gibi, siz konuşuyorken ayaklarınızın çamurun

içine doğru batmasının ne anlama geldiğini tartışmanızı isterim. Rastgele

konuştuğunuzda ya da başkaları hakkında her tür mutsuz şeyden söz ettiğinizde

kuvvet kaybettiğinizi hepiniz fark etmiş olmalısınız fakat bunu

yapmıyor olsaydınız kendi içinizde daha güçlü olduğunuzu hissederdiniz.

"Sükunet güç verir." Bir insan konuşurken bile sessiz olmayı öğrenmelidir.

Güç anlamına gelen, bu içsel bütünlük hissidir. Tabi ki, her zaman binlerce

şey söyleyebilirsiniz, her zaman negatif duygularınızla diğerlerini zehirleyebilirsiniz,

her zaman nahoş şeyleri başkalarına verebilirsiniz, her zaman

söylenmiş bir şeye dokundurabilirsiniz; tüm bunlar sizi, tam anlamıyla

bir insanın içine batmaktan kaçınmaya çalışması gereken çamurun içine

doğru iter. Herkes kendi çamurunu görmelidir. Sıklıkla o, bir insanın çamur

olduğunu hiç düşünmediği şeydir. Örneğin, endişelenmeye hakkı olduğunu,

sürekli olarak hayatla ilgili şeyler, işi, kendi sorunları ya da özel

güçlükleri hakkında konuşma hakkı olduğunu düşünür. Kendi sorunları

hakkında şuurlu olarak konuşmak, mekanik olarak konuşmaktan tamamen

farklıdır. Tekrar ediyorum: Şuurlu olarak konuşmak, mekanik olarak

konuşmaktan tamamen farklıdır. Örneğin, problemleriniz hakkında şuurlu

olarak konuşmak ne anlama gelir? Formüle etmek anlamına gelir ve formülasyon

her iki yönden şuurlu olmak anlamına gelir: siz neye benziyorsunuz,

diğer insan neye benziyor vs. Sadece bunu yapmaya çalışın. İçinizdeki

her tür mekanik "ben"in konuşmak açısından kontrol edilmesi ve

kendi arzularından mahrum edilmesi anlamına geldiğini fark edeceksiniz.

Bunu yaparsanız gücün ne anlama geldiğini anlarsınız. Davut Peygamber'in,

içsel gücü olmadığı için içsel çukuruna battığından nasıl şikayet ettiğini

hatırlarsınız. Yaşamlarınızın kendinize ait olduğunu ve bir anlamda

kimsenin size yardım edemeyeceğini hatırlayın. Fakat eğer uygularsanız

368

Çalışma size yardım edebilir. fü•lki kişisL•I çalışmanın hl'lirli bir aşamasına

ulaşırız ve sonra yine bu çamu ra di.işl•riz. Başl,rn􀆮u.-ıa f,ırk l'd l' llll'yiz fok,ıt

bir süre sonra içsel durumumuzun gerçl'kten farkın.ı v.ı r ı r ı z Vl' soıır.ı, <.;.ı·

lışma bizim için bir anlam ifade ediyorsa eğer, bu çam urda olmaya d.ıy.ı·

namadığımızı hissederiz. Bu demektir ki, Çalışma'nın içsel tad ı bizim İ.İZl'·

rimizde etki etmeye başladı. Sonra artık, kötü dışsal koşullar yüzünden değil

de tamamen yeni bir şekilde, yani içsel durumumuz, kendi içimizde nerede

olduğumuz hususunda mutsuz olmaya başlarız. Bu aşamaya ulaşıldığında

Çalışma'nın bizim üzerimizde doğrudan işlemeye başladığından

emin olabiliriz ve sonra bizi bu "Çamur Çiftliği"nden koruyabilecek tek şeyin,

bu Çalışma'nın bize öğrettiklerinin pratiğini yapmak olduğunu biliriz.

Negatif "ben"inize, negatif imajinasyonunuza, şeylerin adil olmadığı hissine,

özdeşleşmeye ve böylece her şüpheye izin vermeye vs. yol verin; o za·

man ne tahta perdeleri ne ayaklıkları ne de bu Çalışma'nın herhangi bir

aparatını kullanırsınız. Tüm bu Çalışma, sadece bir yorum olan bu yazılar·

da "Çamur Çiftliği" dediğimiz şeyden bizi yukarı yükseltmek üzerinedir

fakat bu Çamur Çiftliğinin kendi içiniz olduğunu hatırlayın. Çalışma'nın

amacı bize yeni bir anlayış seviyesi kazandırmaktır. Kişisel tekamülümü·

zün hiçbir çamurun olmadığı bir sonraki katına bizi çıkarmaktır.

Bu rüyayı almamın sebebi, birinci aşamayı ya da seviyeyi göstermesidir.

Bir sonraki seviyeye ulaşmaz. Çamur olarak temsil edilen, üzerinde

bulunduğumuz Varlık seviyesi hakkında ne yapmak zorunda olduğumuzu

gösterir. Aynı zamanda, bilgi yönünden pratik yapmamız gereken belirli

şeylerin olduğunu gösterir; mesela tahta perdeleri ve ayaklıkları kullanmak

ve içimizdeki bu çamurun üzerinde dikkatle yürümek gibi. Başka

bir deyişle, bu Çalışma'nın pratik olarak kendimize uygulamamız gereken

ilk aşamasını gösterir. Daha Yüksek Duygusal Merkezin Çalışma'yı ne kadar

güzel bir şekilde formüle ettiğini fark edeceksiniz. Çalışma hakkındaki

formülasyonları, İnciller' deki Meseller' de bulunanlar kadar güzeldir.



Enerjik gerçeklerle örtüşen bir yanı yok.


Tamamen çöp



"öç alan tanrının çocukları" çok şanslısınız herşeyi bilen kitaplara ve güzel pratiklere sahipsiniz.İsaya uyun ve "körleri yalnız bırakın"



Öteki büyücü öteki bir büyücüdür ve çöp olan algısı olduğu gibi kendisi de çöptür.



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön