Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

kartalin yayilimlari


Don Juan ve Castaneda ya ufak tiranlarınla ilgili konuşmanın farkındalık konusuna bir girişten başka bir şey olmadığını söyler.Castaneda o konuşmanın onda yepyeni bakış açısı yarattığını belirtir.Bir çok şeyin yerli yerine oturduğunu söyler.


D Juan hiçbir şey yerine oturmadı daha ,yarın olağan farkındalığına geri döndüğünde şu an da ayırdına vardıklarını anımsamayacaksın bile.Sana ,bana olan olacak Velinimetim,Julian,ufak tiranlar hakkında senin anladıklarını benim de ileri farkındalıkta anlamamı sağlamıştı.Ve sonuçta,günlük hayatımda,sebebini bilmeden fikrimi değiştirmeye başladım.


Yassı bir kayanın üzerine oturduklarında DJ tekrar konuşmaya başlar:’’Farkındalıkta ustalaşmanın,tüm bu gerçekler silsilesinin içselleştirilmesiyle meydana geldiğini açıklar.İlk gerçek dedi,dünya ile olan aşinalığımızın bizi,algıladığımız üzre kendi başlarına ve kendileri olarak varolan nesnelerle çevrili bir dünyada olduğumuzu sanmaya zorlamasıdır.Oysa aslında,mevcut olan şey nesneler dünyası değil,Kartal ın yayılımlarının bir evrenidir.


Kartalın yayılımlarını açıklamadan önce ,bilinen ,bilinmeyen ve bilinemeyenden bahsetmesi gerektiğini söyler.Farkındalıkla ilgili gerçeklerin çoğu eski görücüler tarafından keşfedilmiş.Fakat ayarlandıkları düzenceyi yeni görücüler oluşturmuş.Bu olmadan o gerçekler nerdeyse kavranılamazmış.


Bir düzence aramamak eski görücülerin en büyük hataların dan biri olmuş.Bunun ölümcül sonucu bilinmeyenle bilinemeyenin aynı şey olduğunu sanmalarıymış.Yeni görücüler sınırlar koyup,bilinmeyeni insandan gizlenmiş,üzeri örtülü korkutucu bir bağlam,fakat yine de insanın ulaşabileceği bir şey olarak tanımlamışlar.Bilinmeyen, belli bir zaman sonunda bilinen olurmuş Bilinemeyense,betimlenemez,düşünülemez,anlaşılamazmış.Hiçbir zaman bilinemeyecek olmasına rağmen yine de orada,göz kamaştırıcı ve aynı zamanda enginliğiyle korkutucuymuş.


Cc ‘’Görücüler ikisi arasındaki farkı nasıl ayırırlar .


DJ’’Bilinmeyen bize umut ve mutluluk verir.İnsan kendini dinç,keyifli hisseder.Hatta arttırdığı zihin kavrayışı bile çok tatmin edicidir.Yeni görücüler insanın en iyi bilinmeyende olduğunu görmüşlerdir.


Ne zaman bilinmeyen sanılan bilinemeyen çıksa sonuç felaket olmuştur.Görücüler tükendiklerini,kafalarının allak bullak olduğunu hissetmişler.Korkunç bir baskı onları ele geçirmiş.Bilinemeyenin hiçbir erke verici etkisi olmadığından bedenleri esnekliğini yitirmiş,mantık ve sağduyuları amaçsızca uzaklaşıp gitmiş.İnsanın bilinemeyende ulaşabileceği bir şey olmadığından aptalca hatta tedbirle bile ona karışmamak gerekirmiş.


Eski görücüler sadece görme becerilerinin kendilerini koruyacağına inanmışlar.İstilacılar canlarına okuyup korkunç ölümlerle hayatlarına son verinceye kadar dokunulmaz olduklarını düşünmüşler.


Yeni görücüler neyin yolunda gitmediğine değin fikir yürütmek yerine bilinmeyeni,bilinemeyenden ayıracak çizgeyi oluşturmuşlar.


CC’’Bilinmeyenin çizgesini nasıl yaptılar Don Juan?


DJ ‘’Denetimli görme kullanarak.Bilinmeyeni çizgeye dökmek,onu algımıza açmaktır.Düzen


li bir şekilde görmeyi uygulayarak,yeni görücüler,bilinmeyenle bilinenin aslında aynı yapıda olduğunu çünkü ikisinin de insanın algı sınırlarında olduğunu bulmuşlar.


Bizim algı kapasitemizin ötesinde kalansa bilinemeyenmiş.İkisini birbirine karıştırmak görücüyü en tehlikeli duruma sokarmış.Orada olanın çoğunun,bizim anlayışımız dışında olabileceği hiç akıllarına gelmedi.


Bilinmeyenle, bilinemeyen arasındaki fark anlaşıldığında yeni dönem başlamış.Bu fark eski ile yeni arasındaki sınırdır.Yeni görücülerin tüm yaptıklarının altında bu farkı anlamaları yatar.Görme eski görücülerin dünyasının yıkımı ile yeni görüşün yapılanmasında en önemli etken olmuş.Görme sayesinde yeni görücüler belli yadsınamaz gerçekleri keşfetmiş,onları,kendileri için devrimci,insanın doğası ve dünya hakkında sonuçlara ulaşmak için kullanmışlar.


Don Juan la şehir merkezinde gezintiye çıktıklarında makinelerden hassa aletlerden bahsederler.DJ aletlerin duyularımızın devamı olduğunu söyler .CC ise bu kategoride sayılamayacak aletler olduğunu ,çünkü fizyolojik olarak yapmamıza olanak olmayan işlevleri yerine getirdiklerini söyler.


DJ’’ Duyularımız her şeyi yapabilir diye belirtir.Castaneda ‘’Uzaydan gelen radyo dalgalarını alabilen aletler olduğunu,bizim duyularımızınsa alamayacağını söyler.Don Juan ‘’benim başka bir görüşüm var.ben duyularımızın etrafımızı saran her şeyi alabileceğini düşünüyorum.Biz kendimizin ancak ufak bir parçasını ortaya çıkarabildik.


Farkındalık hakkındaki ilk gerçek ,sana söylediğim gibi etrafımızdaki dünyanın tam olarak düşündüğümüz gibi olmadığıdır.Biz onu bir özdek dünyası olarak düşünüyoruz ama öyle değil.


Uslamlamayla ulaşılan sonuçların,hayatımızın akışını değiştirmede çok az veya hiç etkisi olamaz. İlk gerçek dünyanın aslında göründüğü gibi olduğu ve aslında olmadığıdır.Algımızın inanmaya zorladığı kadar katı ve gerçek değil,ama bi serap da değildir.Dünya söylendiği gibi bir yanılsama değildir;bi taraftan gerçektir,diğer taraftan değildir.Buna çok dikkat et,bunu sadece kabul etmen değil anlaman lazım.


Biz algılarız.Bu ,kesin bir gerçek.Ama ne algıladığımız,aynı türden bir gerçek değil,çünkü ne algılayacağımızı öğreniriz.Görücüler,orada bi madde dünyası olduğunu düşünmemizin sebebi farkındalığımızdır der.Fakat esasında gerçekte oradaki akışkan,sürekli hareket halinde ve yine de değişmeyen,sonsuza dek sürecek olan Kartal ın yayılımlarıdır.


Eski görücülerin bize bıraktığı en önemli mirasın,tüm hisseden varlıkların varoluş nedeninin farkındalığın arttırılması olduğunun keşfi dir.Eski görücüler sadece inançla ilgili olmayan bi cevap buldular.Eski görücüler ,tarifsiz tehlikeler göze alarak,tüm hisseden varlıkların kaynağı olan tanımlanamaz gücü gerçekten görmüşlerdir.Ona Kartal demişler,çünkü mümkün olan birkaç kısa bakış anında,siyah-ve-beyaz,sonsuz boyutlarda Kartal a benzeyen bir şey görmüşler.Onlar farkındalığı bağışlayanın Kartal olduğunu görmüşler.Kartal,hisseden varlıklar yaratıyormuş ki onlar yaşasın ve verdiği yaşamla farkındalığı zenginleştirsin.Ayrıca aynı zenginleşmiş farkındalığı,hisseden varlıklar ölüm anında terk edip gittikten sonra yiyip yutanın da Kartal olduğunu görmüşler.


Castaneda bu fikrin onu dehşete düşürdüğünü söyler.Don juan bunun sadece bir fikir değil bir gerçek olduğunu yeni görücülerin sadece fikirlerle oyun oynamadığını söyler.


CC’’Ama Kartal ne gibi bir kuvvet olabilir?


DJ’’Buna nasıl cevap verileceğini bilemem.Kartal,görücüler için,sana yerçekimi ve zaman nasıl gerçekse o kadar gerçek ve aynı onlar kadar soyut ve kavranamaz.Kartal ve yayılımları da doğrulanabilir.Ve yeni görücülerin bilimi de işte bunu yapmaya adanmıştır.


Castaneda Kartalın yayılımlarını açıklamasını ister.Don Juan Kartalın yayılımlarının kendi içinde değişmez bir şey olduğunu,var olan,bilinebilecek ve bilinemeyecek her şeyi kapsadığını söyler.Onlar bir varlık,neredeyse bir çeşitler kütlesi,göz kamaştırıcı duyular yaratan bir baskı.Onlar ancak bir anlık yakalanabilir.Kartalın kısa bir an görüntüsünün yakalanabileceği gibi.Görsel olarak Kartal yayılımların kaynağımıdır diye sorar Castaneda.’’Bu Kartalın görselliğiyle ilgil bir şey değil.Bir görücü tüm vücuduyla duyumsar kartalı.Hepimizin içinde bizi tüm bedenimizle tanık yapacak bir şey vardır.Görücüler,Kartalı görme eylemini basit kavramlarla açıklar;insan Kartalın yayılımlarından oluştuğundan,O nu görebilmesi için insanın sadece parçalarını eski haline döndürmesi gerekir.Sorun insanın farkındalığından çıkar;farkındalık dolaşıp karmaşıklaşır.İnsanın farkındalığı yorum yapmaya zorlanır.


Neden kartal dendiği sorusuna bu basitçe ,bilinemeyenin silikçe bilinene benzemesi durumudur diye cevap verir.


‘’ Henüz ustalaşmamış görücülerin en büyük kusuru,gördüklerinin şaşırtıcılığını unutmaya eğilimli olmalarıdır.Görüyor olmalarından dolayı şaşkına döner,bunu kendi dehalarına verirler.Usta bir savaşçı,yenilmesi handiyse imkansız olan insani gevşekliğini alt edebilmek için mükemmel bir disiplin timsali olmalıdır.Görmenin kendisinden daha önemli olan şey,savaşçıların gördükleriyle ne yaptıklarıdır.’’


Şu birkaç görücünün bize yaptığına bak.Onların ,bizi yöneten ve ölüm anında yiyen kartal görsüsüne saplanıp kaldık.Don Juana göre bilincimizi bir mıknatısın demir parçacıklarını çektiği gibi çeken bir kuvvetin varlığı daha yerinde bir anlatım olurmuş.


Kartalın yayılımlarının ancak ufak bir parçasına insan farkındalığı ulaşabiliyormuş ve bu ufak parça daha da azalarak günlük yaşamımızın sınırlamalarıyla cüzi bir orana iniyormuş.Kartalın yayılımlarının bu cüzi oranı,bilinen,insan farkındalığının ulaşabileceği ufak parça bilinmeyen ve geriye kalan hesaplanamaz alan da bilinemeyenmiş.


Tüm yaşayan canlılar ne olduklarını bilmeden Kartal ın yayılımlarını uygulamaya zorlanırlarmış.Yayılımlar organizmalar üzerinde baskı uyguluyor ve bu baskı sayesinde kendi algılanabilir dünyalarını oluşturuyorlarmış.İnsan olarak biz yayılımları uyguluyoruz ve ona gerçeklik diyoruz.Castaneda kartalı haz veren şairane imge olarak aldığını başka bir düzeyde de tam söylendiği gibi aldığını ve bunun onu dehşete düşürdüğünü söyler.


DJ’’Savaşçıların,hayatlarındaki en büyük kuvvetlerden biri korkudur.Onları öğrenmeye teşvik eder.’’


CC’’O yayılımlar insan tarafından nasıl kullanılıyor don Juan?’’


DJ’’Bir görücü için insanlar ışık saçan varlıklardır.Bu parlaklık,Kartal ın yayılımlarının bir parçası olan yumurtamsı kozamızla kılıflanmıştır.İşte bu parça, az sayıdaki, kılıflanmış yayılımlar,biz insanları oluşturur.Algılamak,kozanın içindeki yayılımlarla,dışarıdakileri birbiriyle karşılaştırmaktır.’’


‘’Örneğin görücüler,herhangi bir canlının içindeki yayılımları görür ve bunların dışarıdaki hangi yayılımlarla uyabileceğini söyleyebilir.Yayılımları kişisel yorum olarak ışık lifçikleri gibidir diyebilirim.Olağan farkındalığın kavrayamadığı,lifçiklerin farkındalığıdır.Yine kendi yorumum,lifçikler kendilerinin farkındadır,canlı ve titreşim halindedirler,onlardan o kadar çok vardır ki sayılarının anlamı yoktur ve her biri kendi içinde bir sonsuzluktur.



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön