Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

ufak tiranlar


Castaneda nagual topluluğunun evinde kalmaktadır ,don Juan la yürüyüşe çıkarken la Gorda karşılarına çıkar ve onuda yanlarına almalarını ister.Don Juan sert bir sesle özel konuşacağını söylediğinde ,benim hakkımda değimli der la Gorda.Don Juan ‘’haklısın ‘’der ve çıkarlar.Bu arda Cc nin yine canı sıkılmıştır.don Juan’’ la gGorda hakkında konuşacak değiliz,yalnızca kendisine verdiği devasa önemi kışkırtmak istedim ‘’ eğer onu iyi tanıyorsam eminim şimdi oturmuş kendisiyle konuşuyor,kırılan özgüvenini onarmaya çalışıyor ve reddedilmenin ,aptal yerine konmanın haklı öfkesini dindirmeye çalışıyordur .Çıkıp gelirse hiç şaşmam ‘’der.


Castaneda don Juan a yakınmayla karışık ,geçen iki gün boyunca onunla konuşmak istememesinden rahatsızlık duyduğunu söyler.DJ bir an gülümser ‘’Kibrini kışkırtıyordum Kendini önemseme en büyük düşmanımız bizim.Bizi güçsüz düşüren ,dostlarımızın yaptıklarına ve yapmadıklarına duyduğumuz gücenme duygusudur.Kibir zamanımızın çoğunu başkaları tarafından yapılanlara alınarak geçirmemizi sağlar.


Kibri yaşamımızdan çıkardığımızda an incitilmez hale geleceğimizi sana göstermeye çalıştım.Hiç beklemediği anda birden Castaneda nın suratında la Gorda nın tokatı patlar .La Gorda yüzü sinirden kıpkırmızı arkasında durmaktadır.’’Şimdi hakkımda söyliyeceğin ne varsa söyle ‘’der CC ye.Cc sinirden kaskatı kesilmiştir Don Juan bir kahkaha patlatır ve gülerek uzaklaşır.Cc gözlerini dikip la Gorda ya bakar o an gözünde la Gorda tüm değerini yitirmiştir. Bir an bir şey olur ve don Juan ‘ı bu kadar neşelendiren şeyin ne olduğunu fark eder.La Gorda ve o korkunç benzeşiyorlardır.Kibirleri muazzam boyuttaydı,yediği tokadın verdiği şaşkınlık ve öfkeyle,la Gorda nın kızgınlık ve kuşku duyguları tümüyle aynıydı.Don Juan haklıydı kibrin yükü korkunç ağırdı.


Eve döndüklerinde DJ La Gordanın yaptıklarını herkese anlatır.Tabi tüm gurup dalga geçer CC buna üzüldüğünü söylediğinde DJuan kibrin üstesinden nezaketle gelinmeyeceğini söyler.


Don Juan açıklamalarına devam eder: ‘’Görücüler eski ve yeni olarak ikiye ayrılır.İlk kategori,özdenetim uygulamasına istekli ve etkinliklerini yararlı amaçlara yöneltebilen,böylece diğer görücülere ve genelde insanlığa yararlı olanlar.İkincisi,özdenetime veya yararlı amaçlara önem vermeyenler.Görücüler ikinci kategoriye girenlerin kibir sorununu aşamadıkları düşüncesinde birleşiyorlar.


Kibir basit ve masum bir şey değildir.Bir yandan bizde iyi olan her şeyin özü,öte yandan çürümüş her şeyin özü.Kibrin çürümüş yanından kurtulmak ustalıklı bir taktik gerektirir.


Castaneda kibri silme düşüncesinin kimi zamanlar hoş gelmesine rağmen çok anlaşılmaz bir şey olmasından yakınır.Bu belirsizlikten dolayı da uygulayamadığını söyler.


Don Juan’’Kim bilir kaç kez söyledim sana !bilgi yolunu izlemek isteyen kişinin düşlem gücünün yüksek olması gerekir diye.Görüyorsun ya,bilgi yolundaki hiçbir şey bizim istediğimiz kadar anlaşılır değil’’


Savaşçılar kibirle taktik yüzünden savaşırlar ilkeleri yüzünden değil.Yani bu ahlak meselesi değildir.


Castaneda nın sen ahlaklı bi insansın sözüne D Juan sen benim kusursuzluğumun ayırdına vardın hepsi bu diye cevap verir.’’Kusursuzluk ise erkenin doğru kullanımından başka bir şey değildir.Ben beni kusursuz kılan erkeyi biriktirdim.Bunu anlaman için senin de yeterince erke biriktirmen gerekiyor.


Savaşçılar taktik listeleri oluştururlar.Yaptıkları her şeyi sıralarlar.Böylelikle rahatlamak ve erkelerini artırmak amacıyla bunlardan hangilerini değiştirebileceklerine karar verirler.Taktik listesi,yaşamak ve esenlik için öz oluşturmayan,davranışsal kalıplardan oluşur.Savaşçılar bu listede kibri,erkeyi en çok tüketen ve dolayısıyla kökünden yok edilmesi gereken eylem olarak görüyorlar.Savaşçılar için en önemli meselelerden biri,bu erkeyi bilinmeyenle yüzleşmek için serbest bırakmaktır.Bu erkeyi yeniden yönlendirmenin adı da kusursuzluktur.


Bu konuda en etkin taktik kendi içinde etkileşen altı öğeden oluşuyordu. Bunlardan beşine savaşçılığın özellikleri deniyordu;denetim,disiplin,sabır,zamanlama ve istenç.Kibrini kaybetmek isteyen savaşçının dünyasının parçalarıydı bunlar.Belki de en önemlisi olan altıncı öğe ise,dış dünyaya aitti ve adı ufak tirandı.


Ufak tiran bi işkencecidir,savaşçının ölüm kalım erkini elinde tutan ya da en basiti rahatsız ederek çılgına çeviren biri.Yeni görücüler ufak tiran sıralamalarını oluştururken bile mizahi bi yan bulmuşlardı.Mizah insan bilinçliliğinin zoraki listelemeler ve hantal sınıflamalar yapmasını engellemenin tek yoluydu.Yeni görücüler evrenin ilk ve tek yöneticisi olan erkenin sınıflandırmasını yaparken,bunun başlıca kaynağına basitçe tiran demeyi uygun bulmuşlardı.


Despotların ve yetke meraklılarının geri kalanı na ise ufak tiranlar adını almıştı.Ufak tiranların iki alt sınıfı vardı ilki eziyet yapan ve yayan ama ölüme neden olmayan ufak tiranlardan oluşuyordu.Bunlara ufacık tirancıklar adı verilmişti.İkincisi ise sonsuz sıkıntı verenlerden oluşuyordu.bunlara ise mini minnacık tiranlar adı verilmişti.


Ufak tiranlarında ayrıca dört sınıfa ayrıldıklarını biri tiranlığı sertlik ve şiddetle işkence yaparak gösterirken ,bir diğeri ortalığı karıştırıp dayanılmaz sıkıntı yaratarak,bir başkası hüzünle insan üstünde baskı kurarak gösteriyordu.Ve sonuncusu da savaşçıları kızgınlıktan kudurtarak işkence yapıyordu.


Taktik yalnızca kibirden kurtarmakla kalmaz,savaşçıları bilgi yolunda önemli olan tek şeyin kusursuzluk olduğu nihai kavrayışınada hazırlar.


Genellikle sadece dört öz nitelik oyuna dahil olur.Beşinci isteç,savaşçıların son karşılaşması için,saklı tutulur.Çünkü istenç başka bi katmana bilinmeyene aittir.Öteki dördü,tamamıyla ufak tiranların yerleştiği yere bilinene aittir.İnsanları ufak tirana dönüştüren şey bilinenin takınaklı bi şekilde yönlendirilişidir.


Savaşçılar ufak tiranlar karşısında yılmaksızın dayanabilirlerse,bilinmeyenle zarar görmeden yüzleşebilirler kuşkusuz,ve ardından,bilinmeyenin varlığına haydi haydi dayanabilirler.


Bilinmeyen karşısında yılmaksızın dayanabilen bir savaşçının,kuşkusuz ufak tiranlarla da zarar görmeden yüz yüze gelebileceğini düşünmek, doğaldır.Ama bu ille de böyle olmayabilir.Eski çağlarda mükemmel savaşçıların mahvına yol açan,bu varsayıma güvenmeleriydi.Karşı konması olanaksız erk konumlarındaki kişilere meydan okuyup onlarla uğraşmak kadar savaşçının ruhunu tavına getiren başka hiçbir şey yoktur.Savaşçılar, bilinmeyenin baskısına dayanabilmek için gerekli sağduyu ve dinginliğe ancak bu koşullar altında ulaşabilir.


Üstün bi görücünün oluşumundaki en önemli unsur ,sınırsız yetkeye sahip ufak bir tirandır.


CC ‘’ sen kendine bir ufak tiran bulabildin mi diye sorar.D.Juan’’ şansım vardı kral bir tanesi beni buldu.Seninle aynı duygular içindeydim o zamanlar ne kadar şanslı olduğumun farkında değildim.


Öykü: Don Juan ın ufak tiranıyla karşılaşması…32………


Sonrasında Don Juan ı velinimeti bulup ona bakmıştı.Don Juan bu öyküyü anlattığında velinimeti ‘’O ustabaşı gerçek bir ödül ,günün birinde o eve geri dönmelisin der .


‘Gerçekten o eve geri döndün mü diye sorar Cc. ‘’Tabiki döndüm üç yıl sonra ,bu fırsat kaçmazdı.Velinimetim savaşçılığın öğelerinden dördünü :denetim,disiplin,zamanlama ve sabrı kullanarak bir taktik geliştirdi.


DonJuan,velinimetinin kendisine o iblisle görüşmesinin ne gibi yararlar sağlayacağını açıklarken yeni görücülerin bilgi yolundaki dört adımı nasıl ele aldıklarını da anlattığını söyler:İlk adım,çömez olma kararıydı.Çömezler,kendileri ve dünya hakkındaki görüşlerini değiştirdikten sonra ikinci adımı atıyor,kendi üzerlerinde mutlak denetim ve disiplin sağlayarak savaşçı oluyorlardı.Sabır ve zamanlamanın özümsenmesinin ardından sıra üçüncü adıma,bilgi adamı olmaya geliyordu.Bilgi adamları,görmeyi öğrenerek dördüncü adımı attıklarında artık artık görücü oluyorlardı.


O zamanlar Don Juan içsel bir duruma özgü olan denetim ve disiplin konusunda ilerlemiş durumdaymış.Ama öteki iki öğenin esamesi okunmuyormuş.Sabır ve zamanlama öyle tam anlamıyla içsel bir durum değildi ,bilgi adamının alanına girermiş.


D.Juan ‘’Bi ufak tiranı dize getirme düşüncesi yalnızca savaşçının tinini pekiştirmekle kalmaz,aynı zamanda haz ve mutluluk verir.’’


‘’ Sıradan insanların savaşım sırasında düştüğü en büyük hata,mücadelesini dayandıracak bir taktik kurmamasıdır ;insanların kendilerini aşırı ciddiye almaları en büyük kusur; hem kendi eylem ve duyguları,hemde tiranınkiler her şeyden önemli oluyor onlar için.Savaşçılarınsa hem çok iyi düşünülmüş taktikleri vardır,hem de kibirden kurtulmuşlardır.Gerçekliğin yaptığımız yorumdan başka bir şey olmadığını anlamak onları bundan kurtarır.


Don Juan,ufak tiranlar kendilerini ölesiye ciddiye alırken,savaşçıların bunun kıyısından bile geçmemelerinin farkına varmakla bile, ustabaşını dize getireceğine inanmış.


Öykü …..Don Juan ın dönüşü…36-41……



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön