Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

4 bolum birlesim noktasinin sabitlenmesi


Birisi yerde gösterdi bana kendini


Bir diğeri havada


Bir başkası nereye gitsem orada idi


Bir diğeri semada


İlim verdiler bana, ben de onlara


Eşit değildik ama


Çünkü ben özümde sabit, onlar ise


Sabit kalamazlardı


Her surete bürünürler


Suyun kabın rengini aldığı gibi..


İbn Arabi


Rüya Görme Sanatı


4. Konu: Birleşim Noktasının Sabitlenmesi


Rüya görme ile ilgili yorumları ve tartışmaları her zaman öğretilerinin başka konuları içinde gizlenmiş oluyor ve hep aniden apansız ortaya koyuyordu der carlos don Juan için. Yine böyle bir zamanda laf açar don juan ve eski büyücülerin organik olmayan varlıklarla rüyalarındaki ilişki sayesinde bileşim noktalarını ustaca yönetmekle ilgili o uçsuz bucaksız ve uğursuz konuda büyük ustalık kazandıklarından bahseder.


Sonra, organik olmayan varlıklardan hiç hoşlanmadığını söyler. Ona göre bunun temel nedeni onlardan duyduğu korku idi. Gereken zamanda korkumu yenemedim sonra da saplantı halini aldı, şimdi ise sadece bir itilme duyuyorum der. Çünkü onlarla taban tabana zıtız, onlar köleliği seviyor ben özgürlüğü onlar almayı seviyor ama ben de verecek göz yok ..


Sonra, alışılmışın dışında olan rüya seanslarımdan bahsetmemi istedi der carlos. Hiç kimseye bahsetmediği bu deneyimlerden don juanın haberdar olması, bu deneyimlerin organik olmayan varlıklara yaptığı bir ziyaret olduğunu ve rüyalarındaki yönlendirici sesin organik olmayan bir varlığa ait olduğunu söylemesi carlosu hem şaşırtır hem de sinirlendirir. Yine de bu rüyalarından bahseder. Sık sık bir rüyadan dışarıya belirli bir nesnenin çekimi ile zumlandığını ama rüyasını değiştiremediğini bunun yerine kendini bilmediği bir boyutta bulduğunu söyler. Onu firıldak gibi döndüren bir rehber tarafından yönlendirildiğini ve rüyalarından da dönerek hatta eşyalara çarparak uyandığını söyler. Don juan da bu deneyimlerin organik olmayan dostlarıyla yaptığı gerçek görüşmeler olduğunu söyler. Sonra konuyu yine eski büyücülere getirir onların yaşadığı tarihler hakkında konuşur ve yakında bu konu hakkında kesin bilgiler verecek birisiyle tanışacağını söyler don juan. Carlos şaşırır ve gündelik yaşamın bilinçliliğinde bunların zorlama hikayeler olduğu düşüncesinden kurtulamadığını ve bunlara inanmadığını itiraf eder. “yalnızca söylediklerim üzerinde kafa yorduğunda zorlama öyküler haline geliyorlar” der don juan. Sonra yine eski büyücülerden olan o özel adamla karşılaşmasından bahseder ve ikinizin karşılaşması yaşamsal bir önem taşıyor der ve konuyu kapatarak yeni bir hikayeye başlar. Hikayeye konu olan bir kilisenin zangocu olan nagual Sebastiandır. Nagual sebastianın ziyaretine yardıma ihtiyacı olduğunu söyleyen yaşlı bir Kızılderili gelir bir gün. Onun nagual olduğunu bildiğini ve kendisinden yardım almak üzere geldiğini söyler. Yaşamını sürdürmek için nagual enerjisine ihtiyacı olduğunu söyler ve bu konuda kendisine yardım etmezse onu kilise yetkililerine ihbar etmekle tehdit eder. Nagual sebastianda bu tehtidi göz ardı edemeyerek yardım etmeye mecbur kalır. Eski çağ büyücülerinden ölüme meydan okuyanlar olarak bilinenlerden birisi olduğu anlaşılan bu Kızılderili, enerjiyi, sebastianın göbek çukurundaki erke merkezinden acısız biçimde alacağını söyler. Don juan hikayesini ölüme meydan okuyanların zamanla kiracı olarak anıldığını söyleyerek noktalar. İki yüzyıldan fazla bir süredir don juanın çizgisindeki nagualler o bağlayıcı anlaşmaya uya gelmişler, kendilerinden sonra gelen naguallerin çığırını ve nihai amacını değiştiren ortak yaşamsal bir ilişki yaratmışlardır.


Birkaç ay sonra carlosun rüya görme uygulamaları garip bir şekilde yön değiştir. Don juana sormayı planladığı soruların yanıtlarını rüyalarında almaya başlar. Bu tuhaflığın bi yanı da bunların uyanık olduğu sırada gerçekleşiyor olmasıdır. Kafasında şekillendirdiği soru şudur; organik olmayan varlıkları insanlar kadar gerçek olarak kabul edeceksek, evrenin fizikselliği içinde var oldukları alem nerededir? Sonra bir insan sesi ona yanıt verir; o alem birleşim noktasının özel bir konumunda var olur. Aynen senin dünyanın birleşim noktasının alışılmış konumda var olduğu gibi. Bu durum carlosu kaygılandırır ve ilk fırsatta don juana sorar. Don juan ise büyük bir rahatlıkla bir büyücünün yaşamında bunun gibi şeylerin çok normal olduğunu söyler. Birinci ve ikinci rüya görme kapısı geçildiğinde rüya görücüler bir erke eşiğine ulaşırlar ve bazı şeyler görmeye sesler duymaya başlarlar. Aslında sesler değil bir tek ses, büyücüler bu sese rüya elçisi der. Bunun rüya görücülere bazı şeyler anlatarak destek veren yabancı bir erke olduğunu söyler don juan. Yabancı erke ile ne demek istediğini öğrenmek isteyen carlosa insani olmayan bir güç diye açıklama yapar. Ve biz onu alabildiğine insanileştiririz der çünkü bir sesi vardır. Bazıları ses olarak duyar bazıları hem görür hem duyar der. Bileşim noktalarımızı belirli bir yeni konumda sabitlememiz ne kadar güçlü olursa elçi ile olan deneyimimiz o denli güçlü olur der. Ama rahat ol bağımsızlığını bi derecede koruma yetin varsa bir şey olmaz elçi ne ise öyle kalır der. Elçinin de yaptığı şey yalnızca bildiğin şeyleri sana yinelemektir.


Rüya elçisi organik olmayan bir varlık mı diye sorar carlos. Rüya elçisi organik olmayan varlıkların aleminden gelen bir güçtür, rüya görücüler onunla mutlaka karşılaşır der don juan.


Ve aslında elçinin pek de umurunda olmadığını söyler don juan çünkü elçinin öğreticiğini reddetmiştir ve bu kararı almasında öğretmeni olan nagual julian etkili olmuştur. Onların öğrencisi olmanın bedelinin yüksek olduğunu söyler don juan bu bedel; yaşamımız, erkemiz, onlara olan bağımlılığımız ve özgürlüğümüzdür der. Bu tür ilişkilere karışmak var olan erkemizin tümünü tüketip özgürlük arayışımızı sınılandır. Dostlarının örneğini gerçekten izleyebilmek için eski büyücüler yaşamlarını organik olmayan varlıkların aleminde geçirmek zorunda kaldılar der.


Eski büyücüler rüyaları gerçek olayların alemi olarak ele aldılar ama sonunda çuvalladılar der don juan. Açgözlü oldular ve can alıcı dönüm noktasına geldiklerinde yanlış yolu tuttular. Bütün yumurtalarını aynı sepete koymuşlardı bileşim noktasını alabildiği binlerce konumda sabitlemekti bu. On binlerce konumu keşfeden eski büyücülerin öğrendikleri bütün harika şeylerden geriye sadece rüya görme ve iz sürme sanatlarının kalmış olmasına şaşkınlığını ifade eder. Rüya görme sanatının bileşim noktasının yerini değiştirmekle ilgili olduğunu tekrarlar ve iz sürmeyi bileşim noktasının değiştirildiği konumda sabit tutulması ile ilgili olduğunu söyler.


Rüya görme konumu nedir diye sorar carlos. Birleşim noktasının uyku sırasında yerini değiştirdiği herhangi yeni bir konum der don juan. Rüyalarındaki herhangi bir nesnenin görüntüsünü tutarak ya da kendi arzunla rüyalarını değiştirerek bileşim noktanı rüya görme konumunda sabitleyebilirsin der ve bunu yaparak yeni bir erke biçimini sürdürme kapasiteni geliştiriyorsun diye ekler.


Sonra sanki rüyadaymış gibi bir nesneye odaklanmasını ister ve keçiboynuzu ağacının yapraklarını işaret eder don juan. Bütün gereken bakışını yapraklarda odaklaması ve tutmasıdır. Bunu başaran carlos bir anda girdaba benzeyen bir duygu selinin içine çekilir ve sanki yeşillik tarafından yutulduğunu hisseder sadece görme duyusuyla ilgili değil birden çok duyguyla ilgili bir çekilmeydi bu onun için. Yapraklarla başlayan şey bir rüyaya dönüşür. Bu hayal ya da rüyanın orta yerinde ussal kuşkuların saldırısına uğrar ve hayal ile gerçeği ayırt edemez ama aynı rüyalarında olduğu gibi uzun süre kafa yormaya yetecek erkeye sahip değildir. Ani ve sarsıcı bir devinimle yaprak kümesinden çıkar ve kendini engin bir ufukla karşı karşıya bulur başka bir erke sarsılmasıyla neredeyse kemiklerinin dışarıya fırladığını hisseder ve her taraftan kocaman ağaçların fışkırdığı bir ormandadır. Sanora çölünün çoraklığında böyle bir orman olmasının mümkün olmadığını düşünerek rüya olduğuna ikna eder kendini. Ve bu olağan üstü görüntüyü tutmak ister çünkü rüya görme dikkatinden koparsa görüntü de kaybolacaktır ama bu olmaz. O zaman dehşet verici bir düşünce geçer zihninden ; “ya bu ne bir rüya ne de bir gündelik dünya değilse?”


Sonra korku içinde aynı bir hayvanın yapacağı gibi çıkmış olduğu yaprak kümesine geri çekilir ve don juanın yanında bulur kendini. Ama yine o, tutarlı düşünebildiği ama konuşamadığı bir hale girmiştir. Don juan bunun için kaygılanmamasını söyler bu büyücülerin yaygın bi şekilde geçirdiği nöbetlerdendir. Rüya elçisi de bunu teyit eder şekilde seslenir ve birkaç saatlik dinlenmeden sonra tamamıyla iyi olacağını söyler. Ussallığı sarsılan carlos bi kaç saatlik dinlenmenin ardından don juanın istediği üzere yaşadıklarının tanımını yapar. Ve donjuan ussallığına güvenmemesi konusunda onu uyarır ussallığı bozulduğu için değil olanlar ussallığın parametreleri dışında olduğu için bu mümkün değildir zaten.


Ussallığımız ne denli katı ve sabitse özgüvenimiz de o denli büyüktür ve dünyayı bildiğimiz her şeyi önceden kestirebildiğimiz duygusu da der don juan. Rüya görmenin bize sağladığı şeyin, bu dünyayı bildiğimiz duygusunu yok ederek, başka dünyalara girmemiz için bize gereken akışkanlığı vermek olduğunu da ekler. Rüya görmeye, hayal edilemeyecek boyutların yolculuğu diyordu. Bu öyle bir yolculuktu ki, insan olarak algılayabileceğimiz her şeyi algıladıktan sonra bileşim noktasını insan aleminin dışına fırlatıyor ve kavranamaz olanı algılıyordu.


Ve yine aynı noktaya gelinir; bileşim noktasının konumu. Eski büyücülerin laneti, insanoğlunun baş belası. Don juanın savı iki seçeneği olduğudur. Biri insanoğlunun ussallığını izleyerek bir açmazla yüzleşmektir; deneyimleri başka dünyaların var olduğunu söyleyecek ama mantığın böyle dünyaların var olamayacağını söyleyecektir. Öbür seçenek ise eski büyücülerin ussallığını izlemektir; bu durumda başka dünyaların varlığını kendiliğinden kabul edecektir. Sonuç başka bir tür açmaz olacaktır erk ve çıkar beklentilerine kapılmış olarak hayal gibi görünen alemlere fiziksel olarak taşınma zorunluluğunda kalacaktır...


Yeniden rüya görme uygulamalarına dönen carlos için rüya elçisinin sesi sıkıcı ve hayret verici olmaktan çıkmıştır. Artık onun için, işin doğal sürecinin bir parçasıdır ve don juanın rüya elçisinin sesini ciddiye almaktaki gönülsüzlüğünü anlamaya başlamıştır. hatta buna inandığından ötürü kendini ahmak hisseder. Bu denli olağan üstü bir olguyla doğrudan temasta olmak, kayıtsız kalmasına olanak bırakmıştır. Neye dikkatini yöneltse ona ait gizli şeyleri üç ayrı dilde açık seçik anlatan bir sesle muhataptır çünkü. Ona anlattığı şeyler ilgilendiğini gerçekten unuttuğu kişiler ve olaylar hakkındadır. Don juana bu garipliği sorar, bunun bileşim noktasının katılığı ile ilgili olduğunu söyler don juan. Yaşlı yetişkinler tarafından yetiştirildiğini bu yüzden tehlikeli biçimde iyi ahlaklı olduğunu açıklar. Ona sanrılandırıcı bitkileri vermekteki ısrarının da bileşim noktasını sarsmak ve ona çok az da olsa bir akışkanlık payı kazandırmak için olduğunu söyler.


Sayfa82


Tekdüzelik bileşim noktasının aynı konumda birlik içinde tutulabilmesi için gerekli der don juan. Eski büyücüler deneyimler sonucu şunu keşfettiler; birleşim noktasının yerini değiştirmek önemli olmakla birlikte, onu yeni konumunda – bu konum nerede olursa olsun- sabit tutmak daha önemlidir. Eski büyücülerin bileşikleri öyle bir düzeye gelmiştir ki algısal ve fiziksel açıdan bileşim noktalarının belirli konumlarının buyurduğu her şeye dönüşmelerine olanak verir haldedir. Bu oluşum bir kuş da olabilir, bir jaguar da.


Sonra, don juan keçiboynuzu ağacının yapraklarına odaklandığında olanların yeni bir yorumunu yapar. Önce ağacın erkesini algılamakla başladığını söyler. Oysa carlos rüya gördüğünü sanıyordur çünkü erkeyi algılamak için rüya görme telkinlerini uygulamıştı. Bu carlosa zihnindeki o ürkütücü soruyu hatırlatır ve don juana sorar: “izlediğim görüntü ne bir rüya, ne de gündelik dünyamız değilse?”


Değildi der don juan “ Akıl dışı olasılıkların gerçekleştirdiğini zihne kabul ettirmenin ne denli zor olduğunu biliyorum. Ama yeni dünyalar var. Onlar birbirlerinin etrafına sarılmış durumda, bir soğanın katmanları gibi. Var olduğumuz dünya, o katmanların birinden başka bir şey değil..


Carlos, öğretinin onu bu dünyalara gitmeye hazırlamak için olduğunu mu sorar. Hayır der don juan o dünyaların içine idman olsun diye gideriz. Eski büyücüler bileşim noktasının kaymalarını yeğliyorlardı; böylece her zaman, az çok bildikleri kestirebildikleri alanlardaydılar. Biz bileşim noktasının devinimlerini yeğliyoruz. Eski büyücüler, insani bilinmeyenin peşindeydiler. Biz insan ötesi bilinmeyenin peşindeyiz.” der.


Sonra carlos hakkındaki bazı kaygılarından bahseder don juan. Çünkü carlos kişilik olarak eski büyücülere benzemektedir. Bu yüzden daha dikkatli olması gerektiğini söyler.” Rüya görmek senin için fazla kolay ve bu bir lanettir eğer dikkatli olmazsak der. İnsanı bilinmeyene götürür oysa modern çağ büyücüleri insan ötesi bilinmeyeni elde etmek için uğraşırlar.” der.


İnsan ötesi bilinmeyen ne olabilir diye sorar carlos. İnsan olmaktan kurtulmuş olmaktır der don juan. İnsan topluluğunun dışında olan ama yine de algılayabileceğimiz, inanılmaz dünyalardır. Bu dünyalar bileşim noktasının devinimi ile ulaşılan rüya görme konumlarıdır. Eski büyücüler bundan uzak durdular çünkü çok fazla bağımsızlık istiyor ve kendini fazla önemsemekten kesinlikle kurtulmayı gerektiriyordu. Ödemeye güçlerinin yetmediği bir bedeldi bu.


“günümüzdeki rüya görme uygulaması yapan büyücüler için rüya görmek, imgelemenin ötesinde dünyalar algılamak için özgürlüktür. Özgürlük sözcüklerin ötesinde düşüncelerin ve duyguların ötesinde birkaç dakikalık bir şey için yaşamımızı ve daha fazlasını tehlikeye attığımız sonu olmayan bir serüvendir. Oradaki sonsuzluğun içine uçup gitme özgürlüğü, çözülüp dağılma, havalanma, bir mum alevi gibi olma özgürlüğü; o mum ki, milyarlarca yıldızın ışığının önünde durmasına karşın sapasağlam kalır, çünkü asla üstünlük taslamamıştır ne ise o dur, sadece bir mum…



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön