Konu: 10 - İz Sürücülerin İzini Sürmek
Eve dönüşte, sorularıma yanıtlar bulmamın olanaksızlığını anlamam uzun sürmedi. Aslında sorularımı biçimlendiremiyordum bile. Bunun nedeni belki de ikinci dikkatin sınırlarının çökmeye başlamış olmasıydı; çünkü o dönem Florinda Grau ve Carol Tiggs ile günlük yaşamımın dünyasında karşılaştığım zamana rastlıyordu. Onları hiç tanımazken aynı zamanda onlar için anında ölüme gidebilecek kadar da yakından tanıyor olmamın şaşkınlığı beni hırpalıyordu. Taisha Abelar ile birkaç yıl önce karşılaşmıştım; ve nasıl olduğu hakkında en ufak bir fikrim olmadan onu tanıyor olmamın altüst edici duyumuna daha yeni alışıyordum. Aşırı yüklenmiş sistemime iki kişi daha eklemek bana çok fazla geldi. Bitkinlikten hastalandım ve don Juan'ın yardımını istemem gerekti. O ve yoldaşlarının yaşadığı güney Meksika kasabasına gittim.
Don Juan ve büyücü arkadaşları, sıkıntılarımdan biraz daha söz etmeye başladığımda kahkahalarla güldüler. Don Juan onların aslında bana değil, kendilerine güldüklerini açıkladı. İdrak sorunlarım, ikinci dikkatlerinin sınırları çöktüğünde tıpkı bana olanlara benzeyen kendi yaşadıklarını anımsatmıştı onlara. Don Juan onların bilinçliliklerinin de benimki gibi hazırlıksız yakalandığını söyledi.
"Her büyücü aynı acılardan geçer," diye devam etti. "Büyücüler, ve genel anlamda insanlar için, bilinçlilik sonsuz bi keşif alanıdır. Bilinçliliği arttırmak için almayacağımız hiçbi risk, reddedeceğimiz hiçbi yol olmamalıdır. Bununla birlikte, bilinçliliğin yalnızca sağlam zihinde çoğaltılabileceğini aklından çıkarma."
Sonra, don Juan zamanının sona ermekte olduğunu, ve o ayrılmadan önce yapabildiğimce çok yol almam için olanaklarımı akıllıca kullanmam gerektiğini tekrarladı. Bu tip konuşmalar bende hep derin bir hüzün yaratırdı önceleri. Ama ayrılışının zamanı yaklaştıkça, daha bir teslimiyetle davranmaya başlamıştım. Artık hüzün duymuyordum; ama hâlâ panik içindeydim.
Ondan sonra başka bir şey konuşulmadı. Ertesi gün, isteği üzerine don Juan'ı arabayla Mexico City'e götürdüm. Öğle saatlerinde vardık ve doğruca kente her gelişinde kaldığı yere, Paseo Alameda'daki Prado Oteline gittik. Don Juan'ın o gün öğleden sonra dörtte bir avukatla randevusu vardı. Çok zamanımız olduğundan, ünlü Cafe Tacuba'da yemeğe gittik; gerçek yemeklerin sunulduğu iddia edilen, kentin göbeğindeki bir lokantaydı burası.
Don Juan aç değildi. Yalnızca iki tane tamale ısmarladı, bense mükellef bir ziyafeti gövdeye indirdim. Bana güldü ve sağlıklı iştahıma dair sessiz çaresizlik hareketleri yaptı.
“Senin için bi eylem planı önereceğim," dedi kısaca kuru bir ses tonuyla, yemeğimizi bitirdiğimizde. "Üçüncü rüya görme kapısının son görevi bu, ve iz sürücülerin izini sürmekten oluşuyor; son derece gizemli bi manevra. İz sürücülerin izini sürmek, bi büyücülük ustalığı gerçekleştirmek için organik olmayan varlıkların âleminden amaçlı olarak erke çekmek demektir."
"Ne tür bir büyücülük ustalığı, don Juan?"
"Bi yolculuk; bilinçliliği doğal çevrenin bi öğesi olarak kullanan bi yolculuk," diye açıkladı. "Gündelik yaşamımızın dünyasında su, yolculuk etmek için kullandığımız bi doğal çevre öğesi. Bilinçliliği, yolculuk etmek için kullanılabilecek benzer bi öğe olarak hayal et. Bilinçliliğin ortamı yoluyla evrenin her tarafından öncüler bize gelir, ya da tam tersi; bilinçlilik aracılığıyla büyücüler evrenin uç noktalarına giderler."
Öğretileri sürecinde don Juan'ın benim farkına varmamı sağladığı kavramlar kalabalığı içinde bazıları vardı ki, hiç dil dökmesine gerek kalmadan tüm ilgimi üzerinde topluyordu. Bu, onlardan biriydi.
"Bilinçliliğin fiziksel bir öğe olması devrimci bir fikir," dedim huşu içinde.
"Fiziksel bi öğe olduğunu söylemedim," diye düzeltti beni. "O erkesel bi öğe. Bu ayrımı yapmak zorundasın. Gören büyücüler için bilinçlilik bi pırıltıdır. Erke bedenlerini o pırıltıya tutturabilir ve onunla gidebilirler."
"Fiziksel ve erkesel öğelerin farkı ne?" diye sordum.
"Fark şurada; fiziksel öğeler, yorumlama dizgemizin parçaları, ama erkesel öğeler değil. Bilinçlilik gibi erkesel öğeler evrenimizde mevcuttur. Ama biz sıradan insanlar olarak yalnızca fiziksel öğeleri algılarız; çünkü bize öyle öğretilmiştir. Büyücüler erkesel öğeleri aynı nedenden ötürü algılarlar; onlara öyle öğretildiği için."
Don Juan'ın açıklamasına göre, bilinçliliği doğal çevremizin bir öğesi olarak kullanmak büyücülüğün özüydü: eylemsel açıdan büyücülüğün yörüngesi, ilk önce, büyücülerin yolunu kusursuz biçimde izleyerek içimizde var olan erkeyi özgür kılmak; ikinci olarak rüya görme yoluyla erke bedenimizi güçlendirmek için bu erkeyi kullanmak; ve üçüncü olarak da, erke bedenimiz ve bütün fizikselliğimizle başka dünyalara girmek için bilinçliliği doğal çevremizin bir öğesi olarak kullanmaktı.
"Başka dünyalara iki tür erke yolculuğu vardır," diye devam etti. "Birinde, bilinçlilik büyücünün erke bedenini alıp nereye isterse götürür; ötekindeyse, yolculuk yapmak için bilinçlilik yolunu kullanmaya, yaptığının tam bilincinde olarak, büyücünün kendisi karar verir. Birinci türden yolculuğu yapmıştın. İkincisi çok büyük disiplin ister."
Uzun bir sessizlikten sonra, don Juan, büyücülerin yaşamında ustalıklı bir yönetim gerektiren meseleler bulunduğunu, ve erke bedenine açık bir öğe olarak bilinçlilikle uğraşmanın, bunların en önemlisi, yaşamsalı ve tehlikelisi olduğunu söyledi.