1

Konu: Sonsöz

Birkaç gün sonra, tüm nagual topluluğu ve tüm çömezler, don Juan’ın bana söz ettiği yassı dorukta toplandık.
Don Juan çömezlerden her birinin herkese çoktan elveda dediğini ve hepimizin duygusallığa yer olmayan bir farkındalık durumunda olduğumuzu söyledi. Bizim için yalnızca eylem vardı. Biz mutlak savaş durumunda olan savaşçılardık.
Don Juan, Genaro, Pablito, Nestor ve benim dışımda herkes yassı doruktan biraz uzaklaşıp Pablito, Nestor ve bana olağan farkındalık durumuna gözden uzak girebilmemiz için imkân yarattılar.
Ancak daha önce, don Juan kolumuzdan tutup bizi yassı doruğun çevresinde yürüttü.
“Bi dakika sonra, birleşim noktasının oynayışım niyet edeceksiniz,” dedi. “Ve hiç kimse size yardım etmeyecek. Şimdi yalnızsınız. Niyetin bi emirle başladığını anımsamanız lazım.
“Eski görücüler, eğer görücü iç söyleşi yaparsa bunun uygun bi söyleşi olması şarttır, derler. Eski görücüler için bu, büyücülük ve öz yansımanın geliştirilmesiyle ilgili bi söyleşi anlamı taşır. Yeni görücüler için, bu söyleşi değil, niyetin sağduyulu buyruklar sayesinde tarafsızca idare edilmesidir.”
Tekrar tekrar niyetin idare edilmesinin kişinin kendisine verdiği emirle başladığını söyledi; buyruk sonra Kartal’ın buyruğu olana kadar tekrarlanır ve sonra buna uygun olarak, savaşçılar iç sessizliğe eriştiği anda birleşim noktası kayarmış.
Bu tarz bir manevraya olanak olması, yeni ve eski tüm görücüler için birbirine karşıt nedenlerle de olsa en önemli tek şeymiş. Bunu bilmeleri sayesinde eski görücüler birleşim noktalarını uçsuz bucaksız bir bilinmeyen içinde, akıl sır ermez rüya görme konumlarına oynatabilmişler; yeni görücüler için bu yem olmayı yadsımak anlamına geliyormuş ve birleşim noktasını mutlak özgürlük denen belirli bir rüya görme konumuna oynatarak Kartal’dan kaçmak anlamını taşıyormuş.
Eski görücüler, birleşim noktasını bilinenin sınırına oynatmanın ve asıl ileri farkındalıkta sabit tutmanın olanağı olduğunu keşfetmişler. Bu konumdan birleşim noktalarını yavaşça bu konumun ötesinde başka noktalara oynatmanın yararlılığını görmüşler -bu cesaretli fakat sağduyudan yoksun muazzam bir zafermiş, çünkü birleşim noktalarının hareketini hiçbir zaman geri döndürememiş ya da belki döndürmeyi hiçbir zaman istememişler.
Don Juan, sıradan işler dünyasında ölmek ya da bilinmeyen dünyalarda ölmek seçenekleriyle karşı karşıya kalan maceracı insanların kaçınılmaz olarak İkincisini seçeceklerini söyledi. Seleflerinin sadece ölecekleri yeri değiştirmeyi seçtiklerini fark eden yeni görücüler tüm bunların gereksizliğini kavramışlar;  yoldaşlarını denetlemeye çabalamanın gereksizliğini, diğer dünyaları birleştirmenin gereksizliğini ve hepsinden fazla da kibrin gereksizliğini.
Yeni görücülerin en talihli kararlarından biri, birleşim noktalarını ileri farkındalık dışında hiçbir konuma kalıcı olarak oynatmamalarıymış. Bu konumda, gereksizlik ikilemini çözmüşler ve çözümün, ölünecek bir dünya seçmek değil de mutlak bilinç, mutlak özgürlüğü seçmek olduğunu keşfetmişler.
Don Juan, yeni görücülerin mutlak özgürlüğü seçerek habersizce seleflerinin geleneklerini devam ettirip, ölüme meydan okuyanların özü haline geldikleri yorumunu yaptı.
Yeni görücüler, birleşim noktası sürekli olarak bilinmeyenin sınırlarına kaydırılır fakat bilinenin sınırında bir konuma dönmek zorunda bırakılırsa, o zaman birden bırakıldığında yıldırım gibi insanın kozası boyunca oynayarak, kozadaki yayılımların hepsini bir anda bağladığını bulmuşlar.
“Yeni görücüler bağlanış kuvvetiyle yanarlar,” diye devam etti don Juan, “kusursuzca sürdürülmüş bi hayatın niyetine dönüştürdükleri istenç kuvvetiyle. Niyet, farkındalığın tüm amber rengi yayılımlarının bağlanışıdır, yani mutlak özgürlüğün mutlak farkındalık olduğunu söylemek doğru olur.”
“Hepinizin yapacağı bu mu, don Juan?” diye sordum.
“Yeterli erkemiz olursa, kesinlikle,” diye yanıtladı. “Özgürlük, Kartal’ın insana armağanıdır. Maalesef, pek az insan bunun gibi harika bi armağanı kabul etmek için gerekenin sadece yeterli erke olduğunu anlar.”
“Eğer tek gereken şey buysa, o zaman kuşkusuz erkeyi cimrice kullanmalıyız.”
Bundan sonra don Juan hepimizi olağan farkındalık durumuna soktu. Alacakaranlıkta, Pablito, Nestor ve ben boşluğa atladık. Ve don Juan ile nagual topluluğu içten gelen ateşle yandılar. Mutlak farkındalığa girdiler, çünkü bu üstün özgürlük armağanını kabul edecek yeterli erkeleri vardı.
Pablito, Nestor ve ben koyağın dibinde ölmedik -ve önceden atlamış olan çömezlerin hiçbiri de ölmedi- çünkü hiçbirimiz oraya ulaşmadık; ölümümüze atlamak gibi böylesine muazzam ve akıl almaz bir eylemin etkisiyle hepimiz birleşim noktamızı oynattık ve başka dünyalar birleştirdik.
Şimdi ileri farkındalığı anımsamak ve bütünlüğümüzü yeniden kazanmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Ve ne kadar çok anımsarsak, kıvanç, hayretimizin o kadar yoğun, kuşku ve şaşkınlığımızın o kadar fazla olacağım da.
Şimdiye dek, sadece doğanın ve insan kaderinin en akıl sır ermez sorularıyla hayal kırıklığı tatmaya bırakılmıştık sanki. Taa ki don Juan’ın bize öğrettiği her şeyi doğrulayıp, Kartal’ın armağanını kabul etmek için yeterli erkeye ulaşacağımız zamana kadar.