Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

don juan kimdi aslinda


Bu bölümde Carlos, Don Juan’la ilk karşılaşmasındaki anları hatırlıyor. Hepimizin bildiği, terminal karşılaşması. Don Juan onun gözünün içine bakmıştı ve carlos söyleyecek tek söz bile bulamamıştı.


Bir de imajinasyon meselesi var. Bu ilk karşılaşmanın ardından Don juan’ı arayan Carlos, ilk karşılaşmayı her hatırladığında bir başka ayrıntıyla besleyip hayalinde canlandırmıştı Don Juan’ı. Fakat karşılaştığında belleğindeki adamla tamamen farklı birini buluyor karşısında. (Bunun sebebi ne olabilir?)


Don Juan, Carlos’u karşısında görünce hiç şaşırmıyor. Carlos zorlu çabalar vererek oraya geldiği için takdir beklentisinde ama elbetteki böyle bir takdir görmüyor, “önemli olan yerimi bulmuş olman” diyor Don Juan sadece…


Sonra carlos’un sırtına vuruyor. “Söyleyeceğim her şeyi anlayacaksın” diyor. Gerçekten de carlos o esnada müthiş bir zihin berraklığına kavuşuyor. Kendini tanıtıyor yeniden. “ben Juan matus’um. Bu benim adım. Bunu söylüyorum çünkü onunla, benim bulunduğum tarafa geçmen için sana bir köprü oluşturuyorum. “ (Bu cümle ilgimi çekti)


Daha sonra kendisinin bir büyücü olduğunu söylüyor. Yirmiyedi kuşaktır varlığını sürdüren bir büyücüler silsilesine mensup olduğunu da söylüyor. Kendi kuşağının naguali olduğundan bahsediyor. (nagual tarifi var burada)


Büyücü olmaktan bahsediyor daha sonra.


“Büyücü olmak, hayal edilemeyecek şeyleri olabilir kılacak bir farkındalık düzeyine erişmek demektir. Büyücülerin eylemleri sadece soyut olan, insani özellikler taşımayan alemdedir. Büyücüler sıradan insanların arayışlarıyla hiç ilgisi olmayan bir amaca ulaşmak için mücadele verirler. Büyücülerin emelleri, sonsuzluğa erişmek ve onun bilincine varmaktır.”


Büyücülerin üstünlüğüne ilişkin en can alıcı noktayı ortaya koyuyor Don juan. Tüm insanları, enerjiyi doğrudan görebilecek farkındalığa genel anlamda sahip olanlar, büyücüleri ise enerjiyi doğrudan gördüğünün düşünsel düzeyde bilincinde olan yegane insanlar olarak sınıflandırıyor. Farkındalığı “enerji”, enerjiyi de asla durağan olmayan daima kendiliğinden devinen sürekli bir akış olarak tanımlıyor.


Kişi bir kez büyücülük yolundaki o eşiği geçtiği zaman artık başına gelen hiçbir şeyin kendi etkinlik alanında kalmadığını, sonsuzluk aleminin sınırları içine girdiğini açıklıyor. Arizonadaki ilk karşılaşmalarında her ikisinin de o eşiği geçtiğini söylüyor.


Niyet konusundan bahsediyor daha sonra. “seninle beni bir araya getiren sonsuzluğun niyetiydi” diyor. “Sonsuzluğunun niyetinin ne olduğunu saptamak imkansız, ancak o orada, senin ve benim olduğum kadar gerçek. Büyücüler ona havadaki ürperti derler. Büyücülerin avantajı havadaki ürpertinin var olduğunu bilmeleri ve fazla gürültü patırtı etmeden ona boyun eğmeleridir. Büyücüler için kafa yormak, merak etmek, tahminler yürütmek yoktur. Ellerindeki tek olasılığın sonsuzluğun niyeti ile birleşmek olduğunu bilir ve sadece bunu yaparlar.”



Don Juan, gerçekten yaşadı mı? Yoksa CC'nin hayali mi?


Bir çok insan DJ'nin varlığına inanmıyor. Peki ben neden CC'nin kitapların da okuduğum her şeyin doğruluğuna bu kadar yürekten inanıyorum?



Hani bir söz geçiyor ya, "savaşçı inanmaz, inanmak zorundadır" diye. Bu aslında durum. Normal inanç gibi değil yaşadığın şey. Bilmek gibi daha çok.



bir ben var benden içürüü dedi biriside ben milyonlarca birisiydim dedi ben başkasıdır dedi birisi iç ses susmalı ki kendini aşağalaman bitsin sonra birisi internete kayboldu



Uçan bir sihirbaz görünce "kesin ip vardır," diyebilen bir zihinsel sistem, Castaneda'yı okuyunca da "Don Juan uydurmadır," diyebilir. Bunlar normal şeyler. Asıl şüphe edilmesi gereken, herşeye hemencecik inanan düşünüş tarzıdır. O sebeple Don Juan da yalan Castaneda da yalan, bunların alayı yalan dolan, hiçbirine inanmamak en iyisi.

İnanmak zorunda kalıncaya kadar, hiçbirşeye inanmamak en iyisi,



kara murat kim



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön