Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

kirilma noktasi


Don Juan içsel sessizliğin birçok tanımını veriyor, düşüncelerin devreden çıkması, gündelik farkındalıktan ayrı bir düzey, derin bir sükunet durumu, algılamanın duyulara dayanmadığı bir durum, dünyayı durdurmak yani çevremizdeki şeylerin olduklarından farklı olması, algılama hünerleri göstermeye yetenekli olmak, evrende denetimsiz olarak bulunan duyusal verilerin duyularımız tarafından yorumlanmasının durduğu an ve mutlak özgürlük. Bütün bunlar bizi “büyücülükteki herşeyin doğduğu yer”e götürür. Ancak bunun olması için devasa bir şeyin bizi “sarsması” bununla beraber bir “kırılma noktasına” ulaşmak için alıştırmalar yapmamız gerektiğini, o zaman içsel sessizliğin yavaş-yavaş birikerek çoğaldığını anlatır, Castaneda bu yöntemi kendine bir meydan okuma olarak kabul ederek uygular.


Bir gün don Juan ile birlikte Hermosillo’nun meydanında yürürken Castaneda çevresinin farkına farklı vardığını düşündüğü esnada don Juan “tanıdığım her büyücü eninde sonunda kırılma noktasına varır” dedi, bunun “bir sinir buhranı mı?” sorusuna karşılık don Juan kırılma noktasının bir sinir buhranı değil, yaşantıdaki sürekliliğin bir anda kırılması olduğunu, ve Castanedanın kırılma noktasının arkadaşlarını bırakması eylemi olduğunu söyler. Castanedanın bu olay için karşı çıkışı arkadaşlarının “dayanak noktası” olduğunu ve böyle bir şey yapmasının mümkün olmadığıdır. Don Juan da tam bunun için onları terketmesi gerektiğini ve bir büyücünün dayanak noktasının “sonsuzluk” olduğunu anlatır. Önerisi ise Castanedanın yaşadığı yeri terkedip berbat bir yere taşınması gerektiğini hatta odasının nasıl olacağını anlatır.


Don Juan “Bir büyücü böyle bir yeri ölmek için kullanır, fizik olarak değil birey olarak ölmeni istiyorum, bireyselliğin bedenle çok az ilşkisi var, birey zihinden ibaret ve zihin sana ait değil” dedi ve Castaneda’nın otomatik karşı çıkışı “Nedir bu saçmalık?” olarak hemen geldi. Don Juan bir gün bunu anlatacağını ancak bir büyücünün öldüğünün anlaması onun yalnız olup olmamasının fark etmemesidir diye bir açıklamada bulundu. Buna karşı Castaneda böyle bir şeyi yapamıyacağını, yalan söylemenin bir anlamı olmadığını söyledi. Do Juan bu cevaptan hiç etkilenmemiş ve “Hiç sorun değil!”, “bundan sonra seninle konuşamıyacağım, ama birlikte olduğumuz zaman içinde epeyi şeyler öğrendin” diyerek kalabalığın arasında birden kayboldu, sanki kalabalık don Juan’ı yutmuştu. Her şeyin bir anda ve acısız bitmesi Castanedayı şaşırttı ve son görüşmede muazzam bir enerji yüklendiğinin farkına vardı. (Genelde bizim bu toplantılardan sonra benim de muazzam bir enerji yüklendiğimi belitmeliyim)


Castaneda için her şey eski haline dönmüş, bir tek don Juan’ın asla söylemediği fakat çok net hatırladığı “büyücüler dünyasından ayrılmanın yalnızca eğitsel anlamda olduğu” kafasını karıştırmıştı. Arkadaşı Bill’e yapamadığı teşekkür yüzünden çektiği acıyı ve don Juan’ın önerilerini dikkate alarak şimdi kendisine iyiliği dokunmuş tüm kişilere teşekkür ederek onurlandırmaya karar verdi.


İlk kişi olarak Rodrigo’yu seçti, ancak onunla rekabet etmeyi kesince bir anda tıpkı onun gibi olduğunu gördü. Rodrigo bir türlü üniversiteyi bitiremiyordu, anlamsız şekildeki kendine güven buna engel oluyordu, nihayet Rodrigonun ders çalışmak için amfetamin alarak 2 gün uyumadan çalışıp imtahan salonunda bayılacak şekilde uykuya dalması ve hastaneye kaldırılması benzerliğin savunulacak tarafı kalmadığını ve herşeye boş vererek Holywood’da eski bir otele yerleşti. Bu otel don Juanın anlatığı otelin tamamen aynısıydı, halılar, duvar kağıdı ve tabelasındaki yanıp sönen ışık bile, böylece yine don Juanın dediği oldu ve Castaneda bireyselliğinin ölüp yalnız olup olmamanın gerçekten hiç fark etmediğini anlamasına kadar bu otelde kaldı. Sonra okuluna yakın bir daireye taşınarak bir taraftan antropoloji çalışmalarına devam ederken diğer taraftan bir kadın ortakla karlı bir iş kurdu. Ancak bir gün bundan sonraki yaşantısının bilim adamlığı ile iş adamlığı arasında secim yapma kaygıları ile geçeceği kafasına dank etti. Umutsuz bir şekilde yolunu kaybetmişti, ta ki bir sabah daire kapısının israrlı çalışı ve karşısında don Juan’ı görene dek, don Juan bahsedilen kırılma noktasına ulaştığını ve içsel sessizliğin gerçekleşmeye başladığını “Sonsuzluğa göre bir savaşçı için tek zahmete değer girişim özgürlüktür. Bir saat içinde her şeyi feshedebilirmisin?”. Castaneda zaten bunu yapmak zorunda olduğunu biliyordu. Don Juan tüm işlerini feshetmeyi başardığında bir Meksika kasabasındaki Pazar yerinde bekliyeceğini söyledi. Bunun şaka gibi olduğunu, oraya nasıl gelmesi gerektiğini sordu. Don Juan “önce işini dağıt, çözüm o zaman gelecek!” diyerek evden çıkıp gitti.


O anda yapabileceği tek şey sessizlik ve sükuneti bulmak olduğunu biliyordu ve don Juan’nındaha önce

Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir. öğrettiği özel bir oturma biçimi ile içsel sessizliğe ulaştı . Bu oturuş biçimi şöyleydi; Dizlerini kırarak tabanlarını birbirine dayıyor ve elleriyle ayak bileklerini tutarak birbirine bastırıyor, bir ucu yastık kaplı 35 cm boyundaki bir tahtayı ayaklarının arasına koyarak bedenin


ağırlığını başına vererek buradan destek alıyordu. Bu pozisyonda her zaman birkaç saniye içinde uykuya dalıyordu ve daldı da! ve bir anda kendini don Juan’nın bekliyeceği Meksika kasabasında buldu, burada en hayran olduğu şey, banka oturup tepeyi seyretmekti, yolda yüklerini sırtlamış insanlar sanki toprağın içinden doğuyorlarmış gibi önce başları görünürdü, yokuşu çıktıkça badenleri belirirdi ve en tepeye vardıklarında bütünüyle görünür olurlardı... Bankta don Juan bekliyordu onu “Buraya içsel sessizliğinle ulaştın, kırılma noktana vardın. Bir ara umudumu yitiriyordum ama gitmedim, yapacağını biliyordum” dedi. Rüya o kadar berrak, korkutucu biçimde gerçekti ki sorunumu çözdüğüme inandım, bunun bir rüya-imgesi olsa bile diye düşündü Castaneda. Sanki düşüncelerini okumuş gibi don Juan “ Sadece bir rüyada değilsin, ama ben kimim ki bunu sana söyliyeyim? Bir gün içsel sessizlikten rüyaların oluşmayacağını kendin bileceksin, çünki bunu bilmek senin seçimin olacak.



Bilgi erktir diyor DJ. Bu bilgiye ulaşıp gündelik dünyaya bildiğimiz alıştığımız gibi devam edemiyoruz, Savaşçı gibi yaşamaya başlamamız gereken bi zamana bi kırılma noktasına geliyoruz.

Kişisel tarihimizi peşimizden sürükleyerek bu bilgilerdeki erki kullanabilmemiz mümkün değil. Her birimizin dayanak noktaları var: eşimiz, işimiz, rüyamız, ailemiz, arkadaşlarımız, sanatımız, itibarımız v.b Bunların varlığı ya da yokluğu bizim için hala çok şey ifade ediyorsa ilerlememizin hiç bir yolu yok.

Bütün dayanak noktalarımız içsel söyleşimizin beslendiği yerler olduğuna göre onlar hala önemliyken içsel söyleşiyi kesemeyiz. Bireyselliğimizin (zihnimizin) öldüğü, dayanak noktalarımızın varlığının ya da yokluğunun önemli olmadığı bi noktaya gelmemiz gerekiyor. Dayanak noktalarımızı bi kere daha gözden geçirmekte fayda var.

'Kırılma noktası; duvarcının tuğlalar arasına yerleştirdiği harç gibidir, başlangıçta birbirine bağlı olmayan tuğlalar ancak harç katılaştığında bi yapı oluşturur' diyor DJ.



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön