Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

yeryuzunun son savasi


Yeryüzünün Son Savaşı


Öğleyi epey geçe, çölde saatlerce dolaştıktan sonra dinlenebilecekleri gölgelik bir yerde otururlar. Don Juan konuşmaya başlar ve avcılığa dair pek çok şeyi öğrendiğini ama onun arzuladığı kadar değişmediğini söyler Castaneda’ya.

“Tuzakların nasıl yapılacağını bilmek yetmez, yaşamını gerçek bir yaşam kılmak için tam bir avcı gibi yaşamalısın. Değişim zordur, kimi zaman değişmenin gerektiğini kavraman yıllar alır.” der. Castaneda Don Juan’a onu anladığını söyler. Avcılığı öğrenmeye başladığından beri eylemlerini gözden geçirmeye başlamıştır, Don Juan’ın yöntemlerine ısındığını hissetmeye başlamıştır. Onun davranışlarında güçlü bir şeyler olduğunu düşünmektedir. Ustalığı konusunda şüphesi yoktur ancak bu üstünlüklerini ondan bir şeyler istemek amacı ile kullanmadığını, Don Juan’ın onun yaşamını değiştirme tutkusunun kişisel çıkarlarının ötesinde bir şey olduğunu yada onun başarısızlıklarını görüp kendi yetkesini kullanmak istemesinden kaynaklandığını düşünür. Ama onun yöntemlerinin yaşamında ona acı ve yoksulluk getireceği inancı taşıyordu hala. Açmazı buydu. Ne var ki onun ustalığına saygı duyuyordu.


Don Juan taktik değiştirmeye karar verdiğini söyler. İyi bir avcının gerektikçe taktik değiştirdiğini belirtir. Castaneda aklından neler geçtiğini sorar.


Don Juan: “İyi bir avcı sadece avının alışkanlıklarını değil, bu dünyada insanları da hayvanları da ve her şeyi yöneten güçler olduğunu bilmelidir. Bizim yaşamımızı, ölümümüzü yöneten güçler.” der. Sonra bir süre sessiz kalır, ellerini ovuşturur. “Kendini kolay kolay durdurabileceğini sanmıyorum. İnatçı olduğunu biliyorum ama fark etmez. Ne nedenli inatçı olursan değişmeyi başardığında o denli iyi olur senin için.” der.


Castaneda elinden geldiğini yaptığını söyler. Don Juan buna katılmadığını, elinden daha iyisinin geleceğini söyler. Castaneda kendini savunmaya çalışır ancak her seferinde aptal durumuna düştüğünü hatırlayınca konuşmasını yarıda keser.

Don Juan “Sen hep eylemlerini açıklaman gerekirmişçesine davranıyorsun, sanki bu dünyada bir tek sen varmışsın gibi yanılgı içindesin. Yine senin kendini beğenmişliğin. Kişisel geçmişin de aşırı taşırı. Eylemlerinin sorumluluğunu aldığın da yok, ölümünü bir danışman olarak kullanmıyorsun, hepsinden önemlisi ulaşılabilirliğin pek fazla. Yaşamın hala seninle tanıştığım zamanki gibi. Bok üstün bok.”


Castaneda kendini savunmaya yeltenir Don Juan onu eliyle susturur ve devam eder.


“İnsan bu tekinsiz dünyada bulunmanın sorumluluğunu üstlenmesi gerekir. Tekinsiz bir dünyadayız.”

Castaneda başını olumlarcasına sallar ancak Don Juan aynı şeylerden söz etmediklerini belirtir. “Sana göre dünyanın tekinsizliği, dünyanın seni sıkmadığı zaman dünya ile çelişmenden kaynaklanıyor; ben seni bu şaşırtıcı dünyada, bu şaşırtıcı çölde, bu şaşırtıcı zamanda bulunmanın sorumluluğunu üstlenmek gerektiğine inandırmak istiyorum. Her bir eylemini önemsemeyi öğrenmek gerekiyor. Zira sen bu dünyada kısa bir süre kalacaksın, dünyanın tüm harikalarına tanık olamayacağın denli kısa bir süre. “


Castaneda bundan daha iyisini yapamayacağını söyler. Don Juan ise neler yapabileceğini bilmiyorsun daha ancak bol bol zamanın olduğu kanısındasın, yaşamının sonsuza dek süreceğini sanmaktasın der. Castaneda öyle düşünmediğini söylediğinde, Don Juan o halde neden bekliyorsun diye sorar. Castaneda, değişmek istemeyebileceğini hiç düşündün mü der.


Don Juan kendisinin de bunu düşündüğünü, ne varki yaşamını beğenmediğini, tıpkı onun gibi yaşamından bıktığını anlatır. Şimdi ise yaşamının ona yetmediğini söyler.


Castaneda yaşam biçimini değiştirmesi için ısrarını ürkütücü ve keyfi bir şey olduğunu düşündüğünü ama belli bir düzeyde ona katıldığını ama düşüncelerini buyururcasına söylediğinde ona karşı öfke duyduğunu belirtir. Don Juan böyle bir tutum için zamanı olmadığını söyler Castaneda’ya. “Senin şu an yaptıkların ola ki senin son savaşındır. Bir dakika daha yaşamanı sağlayacak bir güç yoktur bu evrende” diye ekler. Castaneda “Onu biliyoruz” der öfkesini dizginleyerek. Don Juan “ Hayır bilmiyorsun. Bilseydin bir avcı olurdun” diye itiraz eder. Castaneda ölümün bilincinde olduğunu ancak bunu düşünmenin ona bir yararı olmayacağını, kaçınmak için yapabileceği bir şey olmadığını ileri sürer. Don Juan “Şayet bu senin yeryüzündeki son savaşınsa, o halde ben senin bir ahmak olduğunu söylerim. Yeryüzündeki son oyununu bu aptalca tutumunla heba ediyorsun.” der. Castaneda ona haklısın dediğinde, Don Juan ona hak vereceğine eyleme geçmesini, değişmesini söyler.


Castaneda kendisini eğer değişime hazırlıyorsa, bunun azar azar değişmek anlamına geldiğini ileri sürer. Don Juan ona hiç değişmediğini, bu nedenle azar azar değiştiğini sandığını ama bir gün ansızın uyarı olmaksızın değişerek şaşıracağını söyler. Ölüm de aynı böyle ansızın geliverir diye ekler. Bunun için ne yapabilirsin diye sorar. Castaneda mutlu bir yaşam sürdürmek der. Don Juan peki mutlu bir yaşam sürdüren kimseye rastladın mı diye sorar. Castaneda düşünür ve hayır der. Don Juan ben rastladım der. “Onların mutluluğu, zamanlarının olmadığı kesin bilgisi ile eyleme geçmelerindedir. Onların eylemlerinde yabansı bir güç vardır. Özellikle, eylemdeki insan o eylemlerinin onun son savaşı olduğunu bilir ve onun bu son eylemi olabileceğini bilerek eyleme geçmesinde, benliğini tutuşturucu yabansı bir mutluluk vardır. Sana eylemlerini o aydınlığa çıkarmanını öneririm” der.


Castaneda onunla aynı fikirde değildir. Ona göre mutluluk, eylemlerinin özündeki sürekliliğin bulunduğunu varsaymaktan, yapmakta olduğu şeyi yapmayı sürdürebileceğini varsaymaktan kaynaklanıyordu. Don Juan şapkasını yere atar ve çiğner. “Zamanın yok senin dostum. Senin süreklilik dediğin şey seni çekingen kılmaktan başka işe yaramaz.. Senin eylemlerinde yeryüzündeki son savaşını verdiğini bilen birinin sergilediği doğallık, güç, amansız zorlama bulunamaz. Senin sürekliliğin seni ne mutlu kılar ne de güçlü.” Castaneda öleceğini düşünmekten korktuğunu, tasalandığını itiraf eder. Don Juan bundan yararlanmasını, kendisini ölümle arasındaki bağa odaklamasını, dikkatini hiç zamanı kalmadığı gerçeğine odaklamasını ve eylemlerinin özgürce akmasına izin vermesini, her bir eyleminin yeryüzündeki son savaşı olduğuna odaklanmasını söyler. Eylemlerinin bu şekilde güçlülük kazanacağını aksi takdirde çekingen bir adamın eylemleri olarak kalacağını belirtir.


Castaneda çekingen olmak çok kötü bir şey mi diye sorar. Don Juan “Değil, şayet ölümsüz olacaksan. Öleceksen çekingenlik için zaman yoktur. Çekingenlik, senin salt düşüncelerinde olan bir şeylere yapışıp kalmana sebep olur. Çekingen olmak, bizlerin nasibimizi aramamızı, hakkımızı kendi çıkarlarımıza kullanmamızı önler.”


Don Juan zamanının olmadığını, şu anki eyleminin bile son savaşı olabileceğini söyler ve aklının yatması için yıllar geçeceğini, sonra eylemlerini buna göre gerçekleştirmesi için yine yıllar geçeceğini söyler ve ekler “Umarım yeterli zamanın kalmıştır Bunun yabansı bir dünya olduğunu söylemiştim. İnsanları güden ürkütücü güçlerin ne zaman ne yapacağı belli olmaz, onların görkemi de görülmeye değer”.

Castaneda, “Bizi güden güçler mi var?” diye sorar. Don Juan “Elbette var. Bizi güden güçler, erkler var.” Don Juan aniden kalkar ve buyurgan bir sesle Castaneda’ya, tuzak kurup bir tavşan yakalamasını ve alacakaranlık bastırmadan onu kızartmasını söyler. Castaneda hemen kalkar işe koyulur. Çok geçmeden bir tavşan yakalar. Ancak tavşanı kulaklarından dışarı çekerken farkına varır. Daha önce yakaladıkları avları hiç kendisi öldürmemiştir. Tavşanı bırakarak Don Juan’a bakar ve “Öldüremem onu” der. Don Juan “Niyeymiş? Yüzlerce kuş, bir sürü hayvan öldürmüştün” der. Castaneda daha önce avlarını tüfekle öldürdüğünü, hiç elle öldürmediğini söyler. Don Juan buyurgan bir sesle “Öldür onu!” der. “Öldüremem!” der Castaneda. Don Juan bağırarak tavşanın ölmesi gerektiğini söyler. Artık onun çölde koşup durmasının sona erdiğini, oyalanmaya hakkı olmadığını, zira tavşanları güden erk yada tinin bu tuzağa yönelttiğini söyler. Castaneda tavşanın acıklı durumunu duyumsamaktadır kendisini tavşanın yerine koyar ve birkaç kez ölmüş dirilmiş gibi olur. Sanki o tavşan o’dur. Tavşana bakar, tavşan da ona bakar, bu bakışma perçinlercesine onları özdeşlestirir. “Vazgeç yahu ben bu tavşanı öldüremem, bırakalım gitsin ” diye ünler. Sonra tavşanı kulaklarından yakalamaya çalışır, tavşan tuzağın içinde oradan oraya kaçar yakalayamaz. Kafesi kırmak için tekmeler tavşanın kaçması umuduyla ama kafes kırılmaz. Ayağıyla kafesin yan tarafını ezerek dalları kırar tavşanı dışarıya çeker. Tavşan ölü olarak ellerinde asılı kalmıştır. Tavşanın nasıl ölmüş olacağını düşünmeye başlar, bedeni korkuyla ürperir. Başına ağrı girer bir taşın üzerine oturur. Don Juan yanına gelir kulağına fısıldar. Alacakaranlık geçmeden tavşanı yüzüp kızartması gerektiğini söyler. Castaneda nın midesi bulanmaktadır. Don Juan ona fısıldayarak, “İnsanları ve hayvanları güden güçler o tavşanı, tıpkı bir gün seni de kendi ölümüne yöneltecekleri gibi, sana doğru yöneltiler. Senin ölümün bir gün bir başka şey yada kimse için nasıl armağan olacaksa, tavşanın ölümü de senin için bir armağan.”


Don Juan avını kutsaması için tavşanın etinden bir lokma dahi olsa biraz yemesi gerektiğini söyler Castaneda’ya. Castaneda kesinlikle olmaz diye karşı çıkar ama diretemez. Don Juan

“ Bizler o güçlerin elinde bir oyuncağız. Kendini önemsemeyi bırak da sana sunulan armağının hakkını ver” der. Castaneda tavşandan bir parça alır, eti sıcaktır. Don Juan eğilerek kulağına fısıldar; ”Senin tuzağın, o tavşanın yeryüzündeki son savaşıydı. Söylemiştim ya, onun artık bu güzelim çölde koşup oynayacak zamanı kalmamıştı.”.



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön