Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

buyuculuk yasalari


Aşağıdaki yasalara internette denk geldim. Bazıları Don Juan dan alınma. Ortaya atayım dedim, ayıklarız. Çoğu uydurma gibi duruyor, size uyanları uymayanları belirtin.


*Yaşamak demek, istediğinizi söylemek, istediğinizi olmak ve dilediğinizi *


*yapma hakkını kazanmaktır.*


Dünyayı değiştirmek istiyorsanız, ona bakış açınızı değiştirin.


*Bildiklerin havanın içindedir. Nefes al, bulacaksın.*


Yaşayan her şey, sadece değişik birer maske takmış bir evrendir.


*Büyücü dünyada yaşamaz, dünya büyücünün içinde yaşar.*


Biz biriz ve bir olduğumuz düzeyde hiçbir problemimiz yoktur.


*Neyi gördüğün üzerine düşünerek zaman harcama, niye gördüğünü düşün.*


Büyücünün dünyasındaki her şeyin temeli, ''Ben herşeyim'' bilgisine dayanır.


*Bir şeyi etiketlediğinizde onu değil, onun etiketini görürsünüz.*


Büyücü hiçbir şeyi iki defa aynı şekilde görmez.


*Aya bakacak kimse yoksa ay da yoktur.*


Gözünüz, gördüğü her şeye hayat verendir.


*Zeka olmadan hayat olmaz, sadece hareket olur. Masumane şekilde görürsen, *


*hayat verirsin.*


Zeka, evreni bir arada tutan zamktır.


*Bir kelime belli bir düzeyde mürekkep zerresiyken, diğer bir düzeyde bir

sorunun cevabıdır.*


Tüm duyularımız, ilk döllenmiş hücrenin içinde şifreli bir bilgi olarak bulunuyordu.


*''Ben'' duyguları, isimler, etiketler ve rollerle o kadar sınırlanmıştır ki gerçekten *


*kim olduklarını bulacak zaman bile bulamazlar.*


Büyücüye göre tamlık demek, tüm rollerden bağımsız olabilmektir.


*Büyücünün yaşamında zaman, ölçülebilir parçalara ayrılmış sonsuzluktur.*


Hepimiz zamansızlıkla çevriliyiz. Sorun, bununla ne yapacağındır.


*Doğumunuzdan itibaren en kişisel şeyleriniz-anılarınız, deneyimleriniz-sizi yalnızlığa *


*ve soyutlanmaya iter.*


Eğer seni her gün unutabilirsem, ertesi gün yeni bir sen görmek üzere uyanırım. İmajlardan sıyrılmış gerçek seni görürüm.


Bir kişi olduğun sürece okyanusta bir damla gibisin. Evrensel bilincin bir parçası olduğunda ise tüm okyanussun.


Aynı anda hem kendin, hem de her şey olabilirsin.


Aslında kişiyi değil, kendi bakış açınızı tanımlıyorsunuz.


Her gün ayrık hücreler gibi, yalıtılmış hislere sahip oluruz; tüm bunları birleştirdiğimizde duygusal bedenimiz ortaya çıkar.


Krala gücü, her zaman ayaklanıp bu gücü geri alabilecek halkı tarafından verilir. Bu yüzden tüm krallar korku içinde yaşar.


Birisinin sizi koşulsuz olarak sevdiğinden emin olmak istiyorsanız, onu koşulsuz sevmeniz gerekir. Birini sevmeyi öğrenmek için önce kendinizi sevmeniz gerekir.


Bir söz niyetle desteklenirse, farkındalık alanına bir mesaj veya dilek olarak girer. Arzuların gerçekleşmesi için başka hiçbir şeye ihtiyaç yoktur.

Çünkü evrensel farkındalığın işlem yapma yeteneği sınırsızdır. Tüm mesajları duyar ve harekete geçer.


Büyücü alana niyetlerini nasıl göndereceğini bilip gerçekleşmesini bekleyen kişidir.


Evrenin arzularınızı gerçekleştirme yeteneğini kısıtlayan düşünce kalıplarını kırmanız gerekiyor.


Değişime doğru ilk adım, kabul etmektir.


Ölümlüler sahip olduklarını kaybetmekten korktukları için ölümden korkarlar.


Evlilik bekarlığın kaybedilmesi ve bir eşin kazanılmasıdır. Kazanç ve kayıp, aynı madalyonun iki yüzüdür. Hayatta mutlak kazanç getiren tek şey farkındalığın kazanılmasıdır ki tüm arayışın amacı budur.


Felaketin enkazında bile fırsat tohumları görebilmeye başladığınızda güven oluşmaya başlıyordur.


Büyücü geleceğin şimdiyi yaratmasını seçer; gerçekte zamanı geriye doğru yaşamak bu anlama gelir.


Tanrı 'nın verme yeteneği, senin alma yeteneğine bağlıdır.


Acıyı gördüğünde git ve ortadan kaldır ama geri döndüğünde acıyla birlikte dönme.


Karşı konulmaz bir yasa vardır; öğrenci hazır olduğunda usta ortaya çıkar.


Her bebek, bir simyacı olarak doğar, sonra bu sanatı tekrar kazanmak üzere kaybeder.


Tanrının senin için planı kendini bulmandır. Çünkü sen onun gözünde yargılanmazsın. O'nun gözünde hiçbir hareketin iyi ya da kötü değildir. Göreli dünyanın amacı size bir birey olmayı öğretmektir. Kendinizi değersiz ve eksik hissederseniz, sadece bu yargılama bile Tanrı'yı sizden uzaklaştıracaktır.


Kendinizi tam anlamıyla anlamak için bu üç yönünüzü de fark etmelisiniz; verici, aracı ve alıcı.


Karşılığında bir sonuç almayacağınız hiçbir düşünce yoktur.


Görmediğiniz şeyi değiştiremezsiniz.


Tanrı yargılamaz ama zihin yargılar.


Özgürlüğünü elde edene kadar içindeki kişiliklerin arasındaki savaşın kurbanı olacaksın.


İçten gelen ''işte aradığım'' dürtüsü şu soruya dönüşür: ''Bunu istemem doğru mu?''


Uzlaşmakta zorlandığımız tüm iç çatışmalar, gölge benliğin oluşmasına neden olur.


Bizler, gölge benliklerimizin gardiyanlarıyız.


İçinizdeki savaşı bitirmek, tüm kişilikleriniz arasındaki çatışmaya bir son vermektir.


Kişilikler hep aynı şeylerden oluşmuştur; bir anıya bağlanmış eski bir enerji.


Deneyimlediğiniz şeyler konuştuğunuz üç şeyin bileşimidir;

anı,

enerji

ve bağlanma.


Bu üçünün bir araya gelmesi, bir alt-kişiliğin başlangıcının habercisidir.


Simya, dönüşüm sanatıdır. Simya bir arayıştır ve arayış her zaman aynı şey içindir; mükemmellik. Bu yüzden siz hem dönüşüm, hem dönüştüren, hem de dönüşensiniz.


Kaos ve düzenin aynı anda var olması hayatın doğasında vardır. Biri olmadan diğeri de olmaz. Yaşamla birlikte akmak isteyip aynı anda ona karşı koyamazsınız.


Ego, korkularını fark edip kendini denetlemeyi bırakmalıdır. Bu, bulunduğunuz arayış yolculuğunun büyük aşamalarından biridir.


Büyücü için tek özgürlük bilinmeyendedir çünkü bilinen her şey geçmiş ve ölüdür.


Felaketin enkazında bile fırsat tohumları görebilmeye başladığınızda güven oluşmaya başlıyordur.


Büyücü geleceğin şimdiyi yaratmasını seçer; gerçekte zamanı geriye doğru yaşamak bu anlama gelir.


Tanrı 'nın verme yeteneği, senin alma yeteneğine bağlıdır.


Acıyı gördüğünde git ve ortadan kaldır ama geri döndüğünde acıyla birlikte dönme.


Karşı konulmaz bir yasa vardır; öğrenci hazır olduğunda usta ortaya çıkar.


Her bebek, bir simyacı olarak doğar, sonra bu sanatı tekrar kazanmak üzere kaybeder.


Tanrının senin için planı kendini bulmandır. Çünkü sen onun gözünde yargılanmazsın. O'nun gözünde hiçbir hareketin iyi ya da kötü değildir. Göreli dünyanın amacı size bir birey olmayı öğretmektir. Kendinizi değersiz ve eksik hissederseniz, sadece bu yargılama bile Tanrı'yı sizden uzaklaştıracaktır.



Bütün bunlar yerine tek bir madde olsaymış daha iyi.


Büyücülerin dünyasında her şey olasıdır.



"Büyücü dünyada yaşamaz, dünya büyücünün içinde yaşar."


Sanırım bu yeterliymiş :)



Büyücülük "eylem" işidir, eyleme dönüşmeyen düşünsel olayların büyücülükle alakası yok!

Buradaki önermelerin çoğu saf düşünsel olaylardır, geri kalan pek azı ise kıyıdan köşeden eylemi andırır gibi gözükmektedir.



allam bu ne yeni ttk gibi, biri özet geçse ya :))



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön