Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

dorduncu bolum 14


Hafif bir ses beni ürküttü. Hareket etmek istedim ama başımı dayadığım sol kolum, kan deveranının azlığından uyuşmuştu. Kurutulmuş şifa bitkilerinin dökümünü aldıktan sonra yorgunluktan Mercedes Peralta’nın odasında uyuyakalmıştım. Adımı çağıran bir ses duyunca başımı çevirdim ve “dona Mercedes” diye fısıldadım. Hamağın bağlantı noktalarındaki metal halkalara sürtünme sesinden başka bir yanıt gelmedi. Parmak uçlarımda köşeye yürüdüm ama hamak boştu. Yine de onun biraz önce odada bulunduğunu ve onun varlığının, her nasılsa, oda içinde sürdüğünü belirgin bir şekilde hissediyordum.


Açıklanması mümkün olmayan bir sıkıntı beni sardı ve kapıyı açarak karanlık ve sessiz koridor boyunca koştum. Mutfağa giden holü geçtim ve avluya çıktım. Orada, iki ağaca bağlı hamağın içinde, dona Mercedes tütün dumanıyla sarılmış durumda bir gölge gibi yatıyordu. Yüzü bulanık dumanların arasından yavaşça belirdi. Daha çok, rüyadaki bir görüntüye benziyordu. Gözleri boş bir derinliğin tuhaf ışıltısıyla parlıyordu.


“Tam da seni düşünüyordum,” dedi. Hamaktan çıkmak için bacaklarını yukarı çekerek “burada ne yaptığın hakkında” diye ekledi. Ona, odasında uyuyakaldığımı ve boş hamağın gıcırtısından korktuğumu söyledim. Yüzünde kaygılı bir ifadeyle sessizce dinledi ve “Misuya, sana kaç kere bir cadının odasında asla uyuyakalmamanı söyledim. Uyurken çok savunmasız oluruz” diye ciddi bir ifadeyle ekledi.


Beklenmedik şekilde, gereğinden fazla konuşmuş gibi, kıkırdadı ve eliyle ağzını kapadı. Yanına gidip hamağın kenarında yere oturmamı işaret etti. Başıma masaj yapmaya başladı. Parmakları yılankavi hareketlerle yüzüme doğru iniyorlardı. Hatlarıma sakinleştirici bir uyuşukluk yayıldı. Derim, adalelerim ve kemiklerim usta parmakları altında adeta eriyorlardı. Tamamen huzurlu ve gevşemiş durumda, tam olarak uyku sayılamayacak bir uyuşukluğa girdim. Masaj yapan nazik dokunuşlarını yarı-şuurlu halde hissediyordum. Sonunda, sırtüstü durumda oradaki çimento levhanın üzerine uzandım.


Sessizce, dona Mercedes üzerimde ayakta durdu. Birdenbire ve yukarı doğru, ayın bulutlar arasındaki koşuşturmasına bakarak “İzle Misuya” diye seslendi. Gizlenen, beliren ve yükselen ay, telaşından bulutları yırtar gibiydi. Üzerinde altın paralar bağlı olan altın bir zinciri havaya doğru yükseğe atarak “izle, bu zinciri yeniden gördüğünde Caracas’a geri döneceksin” diye tekrarladı.


Bir an için zincirin karanlık şekli, bir bulutun ardından beliren parlak dolunay üzerinde hareketsiz durur gibi oldu. Benim Caracas’a dönmemden söz etmesine neyin sebep olduğunu düşünmekle fazlaca meşgul olduğumdan, zincirin geri düştüğünü görmedim. Bunu kendisine sorduğumda, Curmina’da ilelebet kalacağımı varsaymamın saçmalık olduğunu söyledi.



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön