Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

10 bolum


30 mayıs 1969 da tekrar don juan'ın yanına giden ve daha doğru dürüst selamlaşmadan tekrar görme deneyimi yaşamak isteyen Castanedaya, don juan henüz hazır olmadığını söyler. Bunun üzerine castaneda, sabırsızlığını yenebilmek için ne yapabileceğini sorar. Şu dialog geçer.


- Bir savaşcı gibi davran yeter.


- Nasıl yani?


- İnsan, savaşcı gibi davranarak öğrenir bunu konuşarak değil.


- Bir savaşcı ölümü aklından çıkarmaması gerekir demiştin, ben bunu yapıyorum. Heralde başka şeylerde yapmam gerekiyor?


Bu konuşmalar üzerine don juan, sana uzun uzun anlatmak gerekiyor diye tersliyor.


Neden beklemesi gerektiğini soran castanedaya don juan, bekçiyle tekrar karşılaşması halinde sağ çıkamayacağını, tekrar denemeden önce bekçiyi unutması gerektiğini söyler. Bekçiyi unutamayacağını belirten castanedaya, don juan şu sözlerle yanıt verir.


"Bir savaşcı, unutmak için istencini ve sabrını kullanmalıdır. Bunlarla yapamayacağı şey yoktur zaten."


Bu noktada istencin ne olduğuna dair sorular castanedan gelmektedir.


Bu bölüm oldukça önemli olduğundan (istencin ne olduğu), bire bir kitaptan okumayı ve üzerinde konuşmayı uygun gördüm. Sayfa 170-171-172-173 boyunca don juan istenç üzerine açıklamalar yapmaktadır.


Bu bölümden sonra, don juan kendi velinimetinden (hocasından) bahseder. Castaneda ile aynı özellikleri taşıdığını, çok iyi bir büyücü olduğunu ama göremediğini söyler. Savaşcı olarak yaşamak zorunda kaldığını anlatır. İnsan bir kere gördükten sonra artık savaşcı gibi yada başka bişey yaşaması gerekmez der. Eğer görememesi durumunda her zaman bir savaşcı gibi yaşamak zorunda kalacağını söyler castanedaya.


Don juan şu sözleri sarfeder…


Güce dönüşen her bi bilginin güç kaynağı ölümden başka bişey değildir. Son aşama ölümdür ve ölümün dokunduğu her şey güce dönüşür. Büyücülük yolunu izleyen her kimse ölümle burun buruna olduğunu bilir. Keskin bir biçimde ölümünün bilincindedir. Bu ölüm bilinci olmasaydı sıradan birisi olurdu zaten.


Demekki bir savaşçı olmak için, insanın en başta kendi ölümüne ilişkin keskin bir bilinçlilik içinde olması lazım. Ama aklımızı ölüme takarsak, ilgimizi kendimizden başka bir şeye yöneltmemiz olanaksızlaşır. Öyleyse bir savaşçı olmak için ikinci şey. Yansızlıktır. O zaman, birden ölüverme düşüncesi bir saplantı olmaktan çıkar ve seni ırgalamaz artık.


Bu son paragraf oldukça önemli benim için. Don juan anladın mı diye sorar. Castaneda anladığını ama yansız nasıl kalabileceği kısmının kafasını karıştırdığını söyler. Nasıl yansız olamayacağını sorar. Her şeyden uzak tutacaksın kendini der don juan. Castaneda bir çekilgin (münzevi) gibi dünyadan el ayak çekemeyeceğini söyler. Bunun üzerine don juan münzevilerin yansızlıkla bir ilgisi olamayacağını onların kendilerini münzeviliğe adadıklarını söyler. Ve ekler insanın kendini hiç bişeye bağlamamasını sadece ölüm fikri sağlar. Ölümün sezdirmeden yaklaştığını bilmek hiç bir şey için takılacak, saplanacak vakit olmadığını hatırlatır insana. Ölümü durduramayacağını anladığında geriye tek bir şeyi kalır elinde, o da karar verme gücü. Yani o kişi neyi seçeceğini çok iyi bilmek zorundadır. Bir seçim yaptığında da tek sorumlunun kendisi olduğunu bilir acınacak, yerinecek zaman kalmadığını da bilir. Kararları kesindir, çünkü ölümü o na oyalanacak zamanı vermez.


İşte böylece, bi savaşcı ölümün bilinciyle, ve yansızlığıyla ve kararlığının verdiği güçle tüm eylemlerini belirli bir noktaya yönelterek yaşamını düzenler. Ölümün bilinci o nu yansız kılar ve tutkularını dingincesine yöneltmesine neden olur. Yaptığı seçimler en yerinde seçimlerdir. İşte bu yüzden bir savaşcı tat ala ala ve büyük bir etkinlikle yürütür yaşam düzenini.


Bir insan bu biçimde davranabiliyorsa, artık o na bir savaşcı diyebiliriz, sabırlı olmayı öğrenmiş diyebiliriz.


Sabırlılığı öğrenen bir savaşcı, artık istence yönelmiştir. Nasıl bekleneceğini bilir. Ve bekler savaşçı. Acele etmeden öğrenir. Çünkü istencini beklediğini bilmektedir. Ve bir gün gelir, olağan durumlarda yapılmasına olanak olmayan bir şeyi yapıverir. Bu olağan dışı durumun farkında bile olmayabilir. Ne var ki bu olağan dışı durumlar başına gele gele, bi tür gücün ortaya çıkmakta olduğunu çakıverir. Bilgi yolunda ilerledikçe gövdesinden yayılan bir güç. Bu güç ten önce büyük bir acı içinde aylarca kıvranıp durabilir. Bu çaresizlik ve çırpınış büyük bir gücün müjdecisi olabilir.


Burada nitszche nin "danseden bir yıldız doğurmak isteyen, içinde karmaşa ve acıyı yaşaması gerekir" sözü aklıma geldi.


Bu durumlar bittikten sonra, savaşçı her şeye yabansı duygular içinde olduğunu görür. Gövdesinden, göbeğinin hemen altında yada hemen üstünde ki bir yerden fışkıran bir duyguyla istediği her şeye gerçekten dokunabildiğini bulgular. İşte istençtir bu duygu. Ve savaşçı onunla tutmayı becerince, artık o savaşçıya büyücü oldu denir ve istencine kavuşmuş denir.


Castaneda ağrılardan korkarak, bu kıvranışları çekip çekemeyeceğini sorar. Bunun üzerine don juan illa ağrı çekilecek diye bir şey olmadığını, kendisinin ağrı sızı falan duymadığını, birden olduğunu söyler.


Ve ortaya çıkışını anlatır. (burayı bire bir kitaptan okuyalım. Sayfa 178)



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön