Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

insan gruplari


Yeni görücüler iki ana grup insan olduğunu görmüşler: başkalarına aldıranlar ve aldırmayanlar. Bu iki aşırı uç arasında bunların sonu gelmeyen bir karışımının bulunduğunu görmüşler. Nagual Julian aldırmayan insanlar ulamına aitmiş; Don Juan kendisini karşı ulama ait saydı.

“Ama sen bana Nagual Julian’ın cömert olduğunu, sırtındaki gömleği dahi sana verebileceğini söylememiş miydin?” diye sordum.

“Kesinlikle öyle,” diye yanıtladı Don Juan. “Sadece cömert değil, aşırı çekici, cazip biriydi. Her zaman çevresindeki herkesle derinden ve içtenlikle ilgilenirdi. Şefkatliydi ve açıktı, sahip olduğu her şeyi ihtiyacı olan herhangi birine ya da sevdiği birine verirdi. Buna karşılık herkes tarafından sevilirdi çünkü usta bi iz sürücü olarak onlara gerçek hislerini yansıtırdı: onları hiç takmazdı.”

Bir şey söylememe rağmen Don Juan söylediklerine inanmazlığımın ya da hatta sıkıntımın farkındaydı. Yutkunup başını bir yandan diğer yana salladı.

“Bu iz sürmedir,” dedi. “Gördün mü, daha Nagual Julian öyküme başlamadan, şimdiden sinirleniyorsun.”

Ben nasıl hissettiğimi açıklamaya çalışırken koca bir kahkaha patlattı.

“Nagual Julian kimseyi umursamazdı,” diye devam etti. “Bu yüzden insanlara yardım edebilirdi. Ve ederdi de; sırtındaki gömleği dahi verirdi onlara çünkü onları hiç dert etmezdi.”

“Yani diğer insanlara yardım edenler onları hiç umursamayanlardır mı demek istiyorsun, Don Juan?” diye sordum tamamen dargınlıkla.

“İz sürücüler böyle der,” dedi pırıl pırıl bir gülümsemeyle. “Örneğin Nagual Julian, fevkalade bi sağaltımcıydı. Binlerce ama binlerce insana yardımcı oldu ama bunu hiç üstlenmedi. İnsanların, topluluğundaki başka bir kadın tarafından sağaltıldıklarına inanmasına izin verdi.

“Eğer o insanlara aldıran bi adam olsaydı bunun için tanınmayı beklerdi. Diğerlerine aldıranlar kendilerine aldırırlar ve gereken yerde tanınmayı isterler.”

Don Juan, insanlara aldıran ulama ait olduğundan hiç kimseye hiçbir zaman yardım etmemiş. Cömertlik yaparken rahatsız hissedermiş; hatta Nagual Julian gibi sevilmeyi bile aklı almıyormuş ve de sırtındaki gömleği birine vermek onu kesinlikle enayi gibi hissettirirmiş.

“İnsanlara o denli aldırıyorum ki,” diye devam etti, “onlar için bi şey yapmıyorum. Ne yapacağımı kestiremiyorum. Ve her zaman biri üzerinde kendi isteklerimi zorladığım hissiyle kendimi yiyip bitirirdim.

“Tabii ki, bütün bu duyguları savaşçının yoluyla alt ettim. Herhangi bi savaşçı insanlarla Nagual Julian’ın olduğu gibi başarılı olabilir yeter ki birleşim noktasını insanların onu sevip sevmemesine ya da varlığını yok saymasına bile aldırmadığı bi yere oynatsın. Ama bu aynı şey değil.”



Don Juan banada +1 yaz bende aynı gruba dahilim.



Bu belli bir açıdan bakarak yapılan bir sınıflama , sematik bir anlamı yok ama belli nitelikleri kazanımları açıklama açısından pratik , diye düşünürüm.

Ben sanırım bazen bir grupta bazen öbür grupta olmuşumdur . Bence bu sabit bir kişilik özelliğe de değildir.



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön