Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

yaparak uygulayarak ve yasayarak ogrenme


18 yıllık bir eğitimciyim. Kendi eğitimim dahil, 33 yıldır "okul" adı verilen eğitim kurumlarının içindeyim. Öğrencilik yıllarımda başarısızlık, hor görülme, önemsememe, eziklik, saflık, itilip-kakılma, aşağılanma... gibi, toplumsal ego kalıpları altında etiketlenmiş bir varlıktım. Nasıl olduysa! Bu etiketlerden sıyrılıp bu günkü meslek konumuma geldim. CC.' nın kitapalarını okumadan önce bu durumu çok sorguladım. Bu nasıl olmuştu? Kolektif zihnin birçok olumsuz etiketlemesine rağmen, bir varlık; sistemin kast sınıfında en alt basamağa ötelediği bir durumdan, hangi mekanizmayla çıkabilirdi? Don Juan' nın CC.' ya her daim söylediği "Yaparak, uygulayarak ve yaşayarak öğrenme" metodundan başka bir şey değilmiş yaptıklarım aslında. Uzun süredir eğitim hizmetimde de bu metodu uyguluyorum. Yine farkında olmadan. Paylaşacak çok şey var...



"Öğretmenin Rolü


Bireye uygun etkinlikler yaratma, öğrenenlerin hem birbirleri ile hem de kendisi ile iletişim kurmalarını cesaretlendirme, işbirliğini teşvik etme, öğrenenlerin fikir ve sorularını açıkça ifade edecekleri ortamları oluşturma gibi rolleri yerine getirmek.


Yapılandırmacı öğretmen kuzey yıldızı gibi olmalı. Öğrencinin nereye gideceğini söylemeden, yolunu bulmasına yardımcı olmalıdır.


Öğretmen otorite değil sınıf içinde gözlemci durumunda olmalıdır.


Öğrenenin Rolü


Öğrenenin kendi yetenekleri, güdüleri, inançları, tutumu ve tecrübelerinden edindikleri ile oluşan bir karar verme süreci yaratarak, öğrenme sürecinde seçici, yapıcı ve etkin olmalıdır.


Öğrenenler bilgiyi araştırıp keşfederek, yaratarak, yorumlayarak ve çevre ile etkileşim kurarak yapılandırmalıdır. Bu öğrenme ortamlarında sorumluluğunu yerine getiren bireylerin girişimci olma, kendini ifade etme, iletişim kurma, eleştirel gözle bakma, plan yapma, öğrendiklerini yaşamda kullanma gibi özelliklere sahip olmalıdır.


Öğrenmenin kontrolü kendisindedir. Öğrenmeye öğretmeniyle birlikte yön vermelidir.


Öğrenen kendi kararlarını kendi almalıdır.


Sonuç


Öğrenenlerin problem çözme yetenekleri ve yaratıcılıklarının gelişmesi sağlanır.

Bu süreçte öğretmen daha çok öğrenme ortamını düzenleme ve danışmanlık rollerini üstlenir. Öğrencinin, öğrenme sürecinde aktif olması ve öğrendiklerini var olan bilgileri ile yapılandırıp anlamlandırması sağlanır.

Öğrenen sektörde yeni gelişmelere önderlik edebilir. Özellikle gelişen bu yetenekle; öğrencilerin öğrenme ortamında pasiflikten kurtulup, bağımsız düşünebilen ve problem çözebilen bireyler haline getirilmesi sağlanır.

Bireyler ezbere ve hazır bilgileri kullanmaya değil, düşünmeye yönlendirildiğinden bilişsel yönü gelişir; böylece, öğrenen öğrenmeyi aşılması zor yüksek bir duvar olarak değil, keşfedilmeyi bekleyen gizemli bir dünya olarak görür. Bu da öğrencilerin motivasyonunu artırarak bireyleri yeni öğrenme etkinliklerine yönlendirir."


Yukarıdaki ifadeler ve tanımlar, ülkemizde eğitim alanında yapılmış ödüle layık görülmüş bir projeden alınmıştır. Bunların "Sessizbilgi" ile ne alakası var diye düşünebilirsiniz. Don Juan ve CC. arasındaki ilişkiyi fark edene kadar, benim içinde bir önemi yoktu. Tabiki eşdeğerliği görene kadar. Don Juan ve CC. arasındaki ilişki yani öğretmen-öğrenci diyalogu bizlere öğretilen ilişkiden çok farklıdır. Gezegenimizdeki sosyal yapının, eğitim anlayışındaki asıl amacı, ataların kendi kopyalarını yaratmaktan başka bir şey değildir. Don Juan ve CC. arasındaki ilişkiye de bu açıdan bakıldığında farklı bir durum arz etmiyor görülebilir. Ancak dikkatle iz sürülürse çok önemli bir fark ortaya çıkıyor...


Yukarıdaki örnek alıntı, lokal bir uygulamadır. Asıl amacı özgür bireyler yaratmaktır. Uygulayan toplumlar vardır. Fakat kurtulamadıkları birkaç "...izm" ler dolayısiyle kollektif egoya hizmet eder durum arz ederler.



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön