Cumartesi, 14 Nisan 1962
Burada DonJuan, Carlos’a bir ”yap mama çalışması” yaptırır zira gün ortasıdır, güneş tam kıvamındadır ve güneş ışıkları yap-mama için çok yardımcıdır:
:
Bunun için Carlos, Don Juan’ın talimatıyla giysilerini gevşeterek, bağdaş kurarak oturur ve karşıda iki tepenin arasında iç bükey bir köprü gibi uzanan bir yamacın yüzeyindeki alana gözlerini dikerek , yarı aralık gözlerle güneş ışığının da yardımıyla bakarken dağ bütünüyle ışıklanır ve Carlos gözlerini kısarak baktığında bütün dağ silsilesini ışıktan dokunmuş grift bir örüntü şeklinde algılar. Don juan bu görüntüyü sürdürebilmek için az solumasını , gözlerini dikerek değil de rahat bir şekilde yamacın hemen üzerindeki bir noktaya bakmasını söyler ve bunun sonucunda Carlos örümcek ağına benzer sonsuz bir ışık örtüsü algılar.
Don Juan bu ışık dokusu alanının içindeki karanlık bölgeleri ayırmaya çalışmasını ve bunu bulduktan sonra gözlerini açıp o noktanın yamacın neresinde olduğunu tespit etmesini ister. Carlos bakarken karanlık noktayı bulamaz ama gözlerini açarak bakarken bir gürültü duyar ve görüntü yavaş yavaş eski haline dönüşür. Don Juan bu gürültünün dağlara özgü bir dosta ait olduğunu söyler ve Carlos un bakmasını engeller, zira gücü yeterli değildir görüntüyle karşılaşabilmek için ve oradan uzaklaşırlar.
Karanlık noktalar erk nesnelerinin bulunabileceği yerlerdir ve Carlos bunu tespit etmiştir. Bu noktaya ulaştıktan sonra Don Juan bir çıkıntıdan Carlos un kazarak bir taşı çıkarmasını ister bir erk nesnesidir bu onu cilalayarak saklamasını ister.
Dönüş yolunda erk kuvars kristalleri arayan ve bir büyücünün çömezleri olan dört genç kızılderili ile karşılaşırlar. Daha sonra sol bacaklarını içe doğru kıvırarak Don Juan ın yaktığı bir kamp ateşinin etrafında yarım daire şeklinde otururlar. Bu da işler çapraşık gittiğinde eskiden büyücülerin bir oturma yöntemidir..
Don Juan gençlere kristallerle ilgili bilgi verir:
-Kristaller yuvalarından ayrılmadan önce tatlı dille ikna edilmeliydiler, bu durumda
kristaller o adamın kendisi olur ve aklın alamayacağı kadar erk sağlar
-Kristaller genellikle kümeler halinde bulunurlar , bulan kimse en uzun ve en iyi
görünümlü çubuklarda beşini seçmeli onları öbeğin rahminden söküp çıkarmalı ve
yontarak ve cilalayarak sivriltmeli ve kendi sağ elini parmaklarını boyutlarına
getirmelidir. Bunların öldürmek amacıyla fırlatıldıklarını ve büyücünün eline geri
döndüklerini söyler. Ama bunları silaha dönüştürecek tini çekmeli ,böyle yerler
tepelerin doruklarında olurmuş, bu amaçla ellerin ayası, yere dönük olarak toprağı
süpürürcesine dolaştırılarak yayılan bir ısının hissedilmesi ve orada bir ateş yakılarak
dostun cezbedilmesi ve onu yere yıkana dek onunla dövüşülmesi gerekirmiş. O civarlarda
dosta benzemeyen başı boş güçlerde varmış ama asıl önemli olan şey onların
bulunmasından çok onların veya herhangi bir nesnenin bile erkle iş başı edilmesini
sağlayan gücün bulunmasıdır.
“Erk verici tini bulamadıktan sonra kristallere sahip olmanın bir yararı yoktur, ama tin var
ise ele gelen her bir şey konabilir onun önüne” der Don Juan.
Onlar ateşin etrafında otururlarken Don juan onlara bir şey göstereceğini söyleyerek iri
bir kayanın arkasına geçer ve geri geldiğinde hepsine teker teker bakarak gözleriyle sağdan sola doğru tarar ve arkalarındaki karanlığa doğru gözlerini diker ve sonra kayanın ardında kaybolur.
Sonra Carlos la birlikte diğerleri anlarlar ki Don Juan hepsine farklı bir kılıkta görünmüştür.
Pazar, 15 Nisan 1962
Don Juan açıklar , der ki: “Size bir parça yap-mamamdan gösterdiydim.”
“Bir bilgi adamı kendini herkesin yapmasına çengelleyip acayip şeyler yaratabilir, yapmaya kısılmış olanlara göre acayiptir onlar ,aslında değildirler”
Bütün insanlar doğarken yanlarında getirdikleri, bütün diğer insanlarınkiyle birleşmiş olan bir erk halkası ile dünyanın kurulması amacı ile dünyanın yapmasına çengellenmişlerdir.
Oysa bir bilgi adamı bir başka erk halkası daha geliştirir, “yap-mama halkası”, yap-mamaya çengellenmiştir bu halka, bu halkayla
“” Başka bir dünya örebilir kendine bilgi adamı.”””
Oysa der Castenada ‘ya , sen henüz o erk halkanı geliştirmedin, ve bedenin yapmamayı bilmiyor.
Bizim hepimize yapma üzerinde muazzam bir fikir birliği içinde olmamız öğretilmiştir. Ama yap-mama da ona eş kuvvette ve ihtişamdadır.
Carlos bunları dinler ve karamsarlığa kapılır belkide bir bilgi adamı olmak için gerekli meziyetlere sahip değildir ve kendi dünyasını bırakıp Don Juan la, onun yanında onun dünyasında yaşamalıdır! Don Juan pencerenin dışında hareketli caddeyi göstererek derki:
“Orası o dünya senin avlanma alanındır,sen o dünyanın adamısın. Bir savaşçı dünyanın yapmasından kaçamaz, her bir şeyini kullanır dünyanın ve bundan dolayı vicdan azabı çekmez, ama kendisi kullanıldığı ve kısıldığında da aldırmaz, onuru kırılmış hissetmez”