Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

kitap 3 bolum 15 %e2%80%93 yap mama


11 Nisan 1962


Erk tırısı deneyiminden sonra Don Juan ve Castaneda dönerler. Don Juan, Castaneda’ya hiçbir şey yapmamasını, olan şeyleri düşünmemesini, ilgilenmemesini önerir. Bir günlük bir dinlenmeden sonra, o varlıkla aralarına mesafe koymanın iyi olacağını söyler ve oradan birkaç günlüğüne ayrılamalnın akıllıca olacağını ekler. Arınmak için gözünün bebeği gibi sevdiği o yere gitmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde hastalanacağını bile söyler Castaneda’ya Don juan.


Belirledikleri o yere akşama doğru ulaşırlar. Don Juan daha önce de yapmış olduğu gibi uyumuş olduğu noktaya dalları ve yaprakları serer. Bir avuç yaprağı Castenada’ya verir ve onları karnına yerleştirir. Birkaç dakika sonra Castenada’nın bedeni ılıklaşır ve havada asılı dururmuşcasına bir duyumsama hali oluşur. Kendini bu hale bırakır zor da olsa J Bir süre sonra içi coşkuyla dolar, yaşamından bahsetmeye başlar Don Juan’a. Özünde kötü bi insan olduğuna inandığını falan söyler. Kimseyi sayıp sevmediğini itiraf eder. Yaptıklarından pişmanlık duymaması gerektiğini söyler don Juan castaneda’ya. Zira davranışlarını kötü, kaba v.s. gibi etiketlemesi kendi kendisine yersizce önem vermesi anlamına geldiğini de söyler.


Bu konuşmaların sonunda asıl ilgimi çeken kısım şu oldu. Bir yerde şöyle dedi Don Juan. “İşin püf tarafı insanın neyin önemli olduğunu bilmesidir. Biz kendimizi ya mutsuz ya da güçlü kılarız. Her ikisi için de harcadığımız çaba aynıdır.”


Ertesi gün volkanik dağlara doğru tırmanırlar. Orada bir minik deneyim yaşar castaneda. Dağların olduğu yöne bakar ve orada farklı bir şey görür. Daha sarımtırak renkte bir yerdir gördüğü. Uzun süre aynı yere bakar ama nasıl bir yer olduğunu kestiremez bir türlü. Deviniyormuş hissi verir Castanedaya. Hatta nabız gibi attığını düşünür. Gzölerini kısarak baktığında rüzgar orayı sürüklüyormuş gibi dalgalanıyordur. “Gözünü ondan ayırma” der Don Juan. Bir süre sonra dağ silsilesinin kendisine doğru yaklaştığını duyumsar Castaneda. Midesi karıncalanır. Rahatsız olup ayağa kalkar. O oluşkunun daha aşağıda bir yerde olduğunu fark eder daha sonra yere otururken daha yükseğe çıktığını fark eder. Bir süre sonra aslında baktığı şeyin dağda değilde ilerdeki kaktüste asılı bir kumaş parçası olduğunu anlar. Kahkahayı basarak bunun optik bir yanılma olduğunu söyler castaneda. Don Juan gidip o kumaş parçasını alıp çantasına yerleştirir. Onda erk olduğunu söyler ve Eğer oturmaya devam etseydi kimbilir daha neler göreceğini de ekler.


Tan ağarırken dağlara yönelirler.


Burada ilgimi çeken bölüm bir kaya ve çakıl parçasıyla ilgili yaşanan deneyimdi. Yapma konusu burada geçti.


-Yapmama öyle zor bişeydir ki ondan kesinlikle söz etmemelisin. Dünyayı durdurana dek. Yani ancak ona ilişkin o zaman özgürce konuşabilirsin. Şayet konuşmadan edemiyorsan elbet.


-Kaya, “yapma” yüzünden bir kayadır. “yapma” o kayayı kaya, şu çalıyı çalı kılan şeydir. Yapma, seni sen, beni de ben kılan şeydir.


-Kayaya bakmak yapmadır, onu görmek yapmamadır.


-bir bilgi adamı, örneğin bu kayanın bir kaya olduğunu sırf “yapma” yüzünden bilir, bu durumda bu kayanın bir kaya olmasını istemediği takdirde yapması gereken tek şey “yap-mamaktır”.


-bu dünya bu dünyadır. Zira sen onu öyle kılmak için gereken “yapma”yı bilmektesin. O “yapma”yı bilmeseydin dünya bambaşka bişey olurdu.


Eline bir çakıl alır ve devam eder.


-Bu bir çakıldır çünkü sen onu çakıla çeviren yapma yı bilmektesin. Senin bunu bir çakıl kıldığını söylüyorum zira bunun için gerekli olan yapma yı durdurmam gerekiyor. Dünyayı durdurman için, senin önce yapma yı durdurman gerekiyor.


-yapma nın gerçekleştirdiği ilk şey onu bu boyuta indirgemektir. O halde bir savaşçının dünyayı durdurma amacıyla yapacağı ilk şey, bu küçük taşı, ya da herhangi bi şeyi yap-mama ile genişletmektir.


-yapma, senin bu çakılı şu koca kayadan ayırmanı sağlar. Yap-mamayı öğrenmek istiyorsan, diyebilirizki, onları birleştirmen gerekir.


-gölgelere bakarak çok şey öğrenilebilir.


- bir alıştırma; don juan castanedayı yere yatırır. Sağ kolunu dirseğinden kıvırır. Sonra elini ayası önüne bakana dek çevirir. Parmaklarını, eli bir kapı tokmağını tutuyormuşcasına kıvırır. Sonra kolunu bir çarka takılı bir kolu itip çeker gibi dairesel bir hareketle ileri geri devindirir. Bir savaşçı ne zaman kendi bedeninden bir hastalık ya da nahoş bir duyguyu defetmeye çalışsa bu hareketi yapar der Don Juan. İşin püf yanı, insanın kendi elinin özgürce hareket etmesini engelleyici ağır bir nesnenin ya da yoğun bir kütlenin varlığını hissedene dek direnen muhayyel bir gücü itip çekmesiymiş. (el soğumadan durulacak. El ılık kaldıkça dünyanın çizgileri gerçekten hissedilebilir.)


-kayaya bakmak yapma gölgesine bakmak yap-mamaktır.



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön