DJ - Erk avlarken plan filan yapılmaz. Bir avcı ne çıkarsa onu avlar. O yüzden her zaman tetikte bulunmalıdır.
Pek yabanımsı bir şeydir bu erk. Onun tam olarak ne olduğunu belirleyebilmek olanaksızdır. Kimi şeylere ilişkin hissettiğimiz bir duygudur o. Erk, kişiseldir, sadece insanın kendisine aittir.
Bir erk savaşçısı onu tuzağa düşürerek, onu bulduğu öbür şeylerin arasına katar. Böylece, kişisel erk büyür, kimi zaman öyle birikir ki, bilgi adamı olup çıkılır.
*****
DJ, koluna bir fiske vurdu Castaneda'nın. CC, ikiyüz metre kadar ötelerinde dağın tepesinden inen bir sis tabakasını gördü.
DJ - Gözlerini sis kümesinin üzerinde ileri geri devindir, ama ona doğrudan bakma. Gözlerini kırpıştır ama onları sisin üzerine odaklama. Sis kümesinin üzerinde yeşil bir leke gördüğünde, onu gözlerinle bana imle.
CC - Oraya baktım gene. Yukarılardan inmekte olan sis sanki katı bir maddeymişçesine asılı durmaktaydı. Tam, yeşilimsi rengi gördüğüm noktanın hizasına gelmişti. Gözlerim gene yorulup da onları kıstığım zaman, önce sis kümesinin üzerine eklenmiş gibi görünen küçük bir sis yığını, onun ardından da aralarında ince desteksiz bir yapıya benzeyen bir sis şeridi gördüm; sanki tepemizdeki dağ ile sis kümesi önümde bir köprüyle birleşmiş gibi durmaktaydı. Bir ara, dağın tepesinden aşağıya, köprüyü bozmaksızın sürüklenerek inen sisi görebildiğimi sandım. Sanki üç boyutlu, som bir köprü vardı gerçekten. Bir an geldi, serap öylesine mükemmelleşti ki, köprünün alt tarafının, üst tarafına oranla daha koyu renkte olduğunu, yanlarının kumtaşı rengiyle tezat teşkil ettiğini bile ayırt edebiliyordum.
*****
CC. - Gerçekliğe ilişkin bu iki versiyonum arasındaki uyuşmazlık beni bir izah yolu aramaya sevk etti. Ben mışıl mışıl uyurken DJ'ın beni sırtında taşıyarak, uyandırmadan, bambaşka bir yere getirmiş olması pekâlâ mümkündü.
Birden aklıma yediğim kurutulmuş geyik eti içinde sanrılandırıcı bir madde bulunuyor olabileceği, hayallenmelerin de o yüzden ortaya çıktığı ihtimali geliverdi.
DJ - Oysa senin erk savaşın harikaydı. Seni helak etmiyordu. Asıl sen kendini tüm o uyuz düşüncelerinle, kuşkularınla şimdi helak etmektesin. Senin iptilan da bu işte.
**
DJ - Anlamaya çalışarak kendini helak etme. Bu dünya bir muammadır. Bakmakta olduğun her şey, göründüğünden başka bir şeydir de. Dünya düşündüğümüzden çok fazlasını içerir; öyle fazlasını ki, sonsuz diyebiliriz. Böyle olunca, onu anlamaya çalışmak demek, onu bildiğimiz bir şeye benzetmek demek olur. Sen de/ ben de, burada, senin gerçek dediğin dünyanın içindeyiz; zira ikimiz de bunu biliyoruz ama, sen erk dünyasını bilmiyorsun, o yüzden onu bildiğin bir sahneye benzetmektesin.
Erk savaşın daha sonuçlanmadı, tinine duygusuzluğu öğretmen gerek. Şayet bu dağlarda kısılıp kalmamayı istiyorsan, yaptığın hiç bir şeyin duygularını açığa vurmaması gerekir.