Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

kartalin armagani kitabina ccnin eklentisi


İngilizce kitaplarda bulunmayan ama İspanyolca kitaplara CC tarafından eklenmiş bir bölüm var. Bu bölüme ingilizce olarak internette denk geldim.


https://drive.google.com/file/d/0B-Ak3xDdP0eJaloxYUdOYjBCclU/view?usp=sharing



hyau, bu yazıda sitede en son çeviriler yaparken karşılaştığımız kelimelerle ilgili açıklamalar varmış, "Chacmool", "savaşçı bekçiler" vs.. Bazı bölümleride eski röportajlardan alıntı sanırım ve sitede bu röportajların Türkçeleri olması lazım. Ayrıca, Mavi Öncünün yazdığı şiirler varmış, ilk defa gördüm bu şiirleri.

Bazı bölümlerini çevirmeyi düşünüyorum,



PDF Sayfa No: 16

Soru : Ben ne zaman 'göreceğim'? İstikrarlı bir şekilde Tensegrity yapıyorum ve aynı şekilde yapabildiğim kadar özetleme yaptım. Sonraki nedir?


Castaneda; "Başından beri büyücülerin arayışlarının temel amacı, evrende akış halinde olan enerjiyi görmektir. Don Juan'a göre, savaşçılar binlerce yıldır yorumlama sistemimizin etkilerini kırmak için çaba harcıyorlar ve enerjiyi direkt olarak algılayabiliyorlar. Bunu başarmak için, binlerce yıl boyunca,

zorlayıcı ve zahmetli adımlar geliştirdiler. Biz onları 'alıştırmalar' veya 'prosedürler' diye isimlendirmek istemeyiz, daha ziyade 'manevralardır'. Bu manada, savaşçıların yolu, kendilerini desteklemek için sürekli olarak manevra tasarlamaktır ve böylece enerjiyi doğrudan doğruya görme amacını yerine getirebileceklerdir. Savaşçının yolunun çeşitli temel dayanakları, 'Savaşçının Yolunun, Felsefi-Pratik Paradigma Olarak İncelenmesi' isimli derginin her sayısında tartışılırken, büyücülerin çabalarını, kişisel önemin hakimiyetini yok etmek için yönlendirmek olduğu belli olacaktır ve bunun anlamı yalnızca yorumlama sistemimizin etkilerini askıya almaktır. Büyücüler bu etkileri askıya almanın bir tanımına sahiptir; onlar bunu 'Dünya'yı durdurma' diye isimlendirir. Büyücüler bu konuma ulaştıkları zaman, enerjiyi direkt olarak görürler. Don Juan'nın bu uygulamaları 'alıştırmalar' veya 'prosedürler' diye isimlendirmekten kaçınmamızı tavsiye etmesinin sebebi; savaşçının yolunu izlerken veya Tensegrity ve özetleme yaparken kişinin kendi değişimine niyetlenmek zorunda olmasından dolayıdır; kişi Dünya'yı durdurmaya niyetlenmelidir. Yani, sadece adımları takip etmek değil, adımları takip etmenin etkilerine niyetlenmek daha önemlidir.



Ben bunu unutmuşum :) Tercüme etmeye de başlamıştım, neden bıraktım şu an hatırlamıyorum ama galiba CC'nin yazı dili bana biraz ağır gelmişti.


Son tercüme ettiğimiz metinden sonra bu baya derli toplu. 56 sayfa... Küçük bir el kitapçığı gibi.



en son yaptığımız çevirilerden sonra bütün yazılar kolay geliyor banada :) , arkadaş sağolsun notları aldığı için ama doktor gibi yazmış,



Bilgisayarımda ilk iki sayfanın çevirisini buldum. Bazı yerleri kırmızılanmış olsa da... :)


Kontrol edip ekliyim buraya.



tamam oldu, koyduğun yazıların başına PDF sayfa numarasını yazarsan iyi olur, çevirisi yapılan sayfalarıda bilmiş oluruz, benim koyduğum yazının başınada yazdım sayfa numarasını. Sanırım PDF sayfa numarası herkezde aynıdır.



Sayfa No: 1


Here is a translation of The Six Explanatory Propositions which were included in the Spanish language version of the Eagle's Gift but were never published in the English versions of the book.


Kartalın Armağanı kitabının ingilizcesinde bulunmayan fakat İspanyolcasında bulunan 6 açıklayıcı önermenin tercümesi.



Sayfa No: 1


In spite of the amazing maneuvers that DJ did with my awareness, along the years I stubbornly insisted in trying to intellectually evaluate what he did. Although I have written at length about these maneuvers, it has always been from a strictly experiential point of view and, besides, from a strictly rational perspective. Immersed as I was in my own rationality, I couldn't recognize the goals of the teachings of Don Juan. To understand the stretch of these goals with a certain degree of precision, it was necessary that I lost my human form and arrived to the totality of myself.


D.J., farkındalığım için inanılmaz manevralar yapmasına rağmen, uzun yıllar boyunca yaptıklarına entelektüel açıklamalar getirmeye inatla ısrar ettim. Her zaman deneyimsel ve akılcı bir bakış açısından bu manevralar hakkında uzun uzadıya yazdım. Ben, D.J.’nın öğretilerindeki hedeflerin farkına varamayacak kadar kendi ussallığım içine dalmıştım. Bu hedefleri hassas bir kesinlikle anlamak için, insan biçimimi kaybetmem ve bütünlüğümü kazanmam gerekliydi.


The teachings of Don Juan were meant to guide me through the second stage of a warrior's development: the verification and unrestricted acceptance that within us lies another type of awareness. This stage was divided into two categories. The first one, for which Don Juan required Don Genaro's help, dealt with two activities. It consisted of showing me certain procedures, actions and methods that were designed to exercise my awareness. The second one had to do with the six explanatory propositions.


D.J.’nın öğretileri, bir savaşçının gelişiminin ikinci aşamasına doğru, bana bir rehber niteliğindedir: doğrulama ve sınırsız kabul, içimizdeki farkındalığın başka bir şeklinde yatar. Bu aşama iki kategoriye bölünmüştür. Birincisinde, D.J.’a, Don Genero’nun yardımının gerektiği 2 etkinlik ele alınmıştır. Farkındalık alıştırmalarım için tasarlanmış, belirli işlemler, yöntemler ve eylemler bana gösterilerek oluşturuldu. İkincisi, altı açıklayıcı önerme ile yapılmak zorundaydı.


Due to the difficulties that I had in adapting my rationality in order to accept the plausibility of what he was teaching me, Don Juan presented these explanatory propositions in terms of my scholastic records.


Mantıksallığımın adapte olmadaki uyum zorluğundan dolayı, bana öğrettiklerinin inandırıcılığını kabul edebilmem için sıralanmalıydı. Don Juan benim bilimsel kayıtlarımın şartları içinde bu açıklayıcı önermeleri ortaya koydu.


The first thing he did, as an introduction, was to create a division in myself by means of a specific blow on the right shoulder blade, a blow which made me enter an unusual state of awareness, which I couldn't recall once I was back to normality.


Bir giriş olarak ilk yaptığı şey, sağ kürek kemiğimin üzerinde belirli bir darbe ile, bende bir bölünme yaratıp, normale döndüğüm zaman hatırlayamadığım, beni farkındalığın farklı bir durumuna sokuyordu.


Until the moment in which Don Juan made me enter such state of awareness I had an undeniable sense of continuity, which I thought of as a product of my vital experience. The idea that I had about myself was that of being a full entity that could explain everything it had done. Besides, I was convinced that the dwelling of all my awareness, if there was such, was in my head.


Don Juan beni böyle fakındalık durumuna soktuğu ana kadar yadısanamaz bir süreklilik duygusundaydım ki yaşamsal tecrübelerimin bir sonucu olduğunu düşündüm. Kendim hakkında sahip olduğum fikir ise tam bir varlık oluyordum. Bu durum onun yaptığı her şeyi açıklıyabilirdi. Ayrıca, farkındalığımın kafamın içinde var olduğuna inanıyordum.


However, Don Juan showed me with his blow that it exists a center in the spinal cord, at the height of the shoulder blades, that is obviously a center of enhanced awareness. When I questioned Don Juan about the nature of this blow, he explained that the nagual is a director, a guide who bears the responsibility of opening the way, and that he must be impeccable to impregnate his warriors with a sense of confidence and clarity. Only under these conditions is a nagual in the possibility of giving this blow on the back to force a displacement of awareness, because the power of the nagual is what allows the transition. If the nagual is not an impeccable practitioner, the displacement doesn't occur, as when I tried, unsuccessfully, to put the other apprentices in a state of heightened awareness hitting them on the back before we ventured into the bridge.


Halbuki, Don Juan’nın darbeyle bana gösterdikleri, gelişmiş farkındalığın belli bir odağıdır ki omuriliğin merkezinden kürek kemiğinin üstünde bulunur. Bu vuruşun doğasıyla ilgili Don Juan’a ne zaman soru sorsam, Nagual’ın, yolu açma sorumluluğu olan, bir yönetici, bir klavuz olduğunu ve savaşçılarını güven duygusu ve berraklıkla doldurmada kusursuz olmalı diye açıklardı. Bu koşullar altında sırta darbe ile farkındalığı yerinden oynatan kuvveti verme imkanı sadece bir nagualdadır çünkü geçişi sağlayan nagualın gücüdür. Eğer Nagual kusursuz bir uygulayıcı değilse, istediği kadar denesin, yer değiştirme olmaz, başarısız olur. tıpkı köprüye girmeyi denememizden önce, diğer çömezlerin sırtındaki noktaya vurup onları yükseltilmiş farkındalık durumuna sokmak için çabaladığım başarısız girişimler gibi.



Düzeltme Sayfa No: 1

(sayfanın son cümlesi)


as when I tried, unsuccessfully, to put the other apprentices in a state of heightened awareness hitting them on the back before we ventured into the bridge.


Diğer çömezleri yükseltilmiş farkındalık durumunun içine sokmak için onların sırtındaki noktaya vurmayı, köprüye girmeden önce göze aldık.


Düzeltme: tıpkı köprüye girmeyi denememizden önce, diğer çömezlerin sırtındaki noktaya vurup onları yükseltilmiş farkındalık durumuna sokmak için çabaladığım başarısız girişimler gibi.



shalk, düzeltme diye yazma direk "düzenle" tuşuna bas ve değiştir. Neden değiştirdin diye sormayacağım söz. :)


Zaten o cümle beni de rahatsız etmişti!



tamam :)

ama sen benimkileri düzeltirsen eğer, düzelttiğin yeri gösterirsen iyi olur, ingilizceyi de gelistirmeye çalışıyorum aynı zamanda.



Anlaştık :)



Sayfa No: 2


I asked Don Juan what this displacement of awareness implied. He said that the nagual has to strike on a precise spot, which varies from person to person but which is always located in the general area of the shoulder blades. A nagual has to see to specify the spot, which is located in the periphery of one's luminosity and not on the physical body itself; once the nagual identifies it, he pushes it in, more that striking it, and thus creates a

concavity, a depression in the luminous shield. The state of heightened awareness resulting from this blow lasts as much as this depression lasts. Some luminous shields go

back to their original forms by themselves, some have to be struck in another point to be restored, and some others never go back to their oval shapes.


Farkındalığı yerinden oynatma ile kastedilenin ne olduğunu Don Juan’a sordum.

Kişiden kişiye yeri değişir ki, nagual tam noktasına vurmalıdır, ama her zaman kürek kemiklerinin arasında ki alanda bulunur dedi.

Kişinin çevresinde bulunan, fiziksel bedeninde olmayan özel noktayı bir nagual görebilir; nagual onu bir kez tanımlar, onu içine iter, daha göz alıcıdır ve bir çukur yaratır, ışıltılı bölgede bir çökme olur.Bu darbe sonucunda oluşan yükseltilmiş farkındalık durumu, çöküntü devam ettiği sürece devam eder.Bazı ışıltılı bölgeler asıl şekillerine kendiliğinden tekrar geri dönerler, bazıları başka bir vuruşla düzeltilir ve bazıları oval şekillerine asla geri dönemezler.


Don Juan said that seers see awareness as a peculiar glow. Everyday awareness is a glow on the right side, which extends from the physical body's exterior to the periphery of our luminosity. Heightened awareness is a more intense shine associated with great speed and concentration, a fulgor which saturates the periphery of the left side.


Don Juan, görücüler, farkındalığı tuhaf bir parıltı gibi görür dedi. Gündelik farkındalık sağ tarafta parıldar ki ışıltılı bölgemizden fiziksel bedenin dış tarafına doğru uzanır. Yükseltilmiş farkındalık daha yoğun parlaktır, büyük bir hız ve yoğunlaşma ile birleşmiş, sol tarafın çevresini doldururan bir yangındır.


Don Juan said that seers explain what happens with the blow of the nagual as a temporal dislodging of a center located in the luminous cocoon of the body. The Eagle's

emanations are in reality evaluated and selected in that center. The blow alters their normal behavior.


Don Juan “Gürücüler, nagualın darbesiyle vücudun parlak kozasında bulunan bir merkezin yerinden oynaması eş zamanlı olur diye açıklar” diye açıkladı. Kartalın yayılımları, seçilmiş bu merkezin içinde gerçeklikle değerlerdirildi. Darbe onların normal davranışlarını değiştirir.


Through their observations, seers have reached the conclusion that warriors must be put in that state of disorientation. The change in the way awareness works under these conditions makes this state an ideal territory to dillucidate the commands of the Eagle: it allows warriors to function as if they were in everyday awareness, with the difference that they can concentrate in everything they do with unprecedented clarity and strength. Don Juan said that my situation was analogous to the one he had experienced. His benefactor created a deep division in himself, making him move once and once again

from the awareness of the right side to the awareness of the left side. The clarity and freedom of his left side awareness were in direct opposition to the rationalizations and endless defenses of his right side. He told me that all warriors are cast into the depths of the same situation that polarity molds, and that the nagual creates and reinforces the division to be able to lead his apprentices to the conviction that there is an awareness in human beings yet unexplored.


Savaşçılar yönlerini şaşırdıkları durumlarda görücüler, onları gözlemleri sayesinde, bu hal içine sokulmalı sonucuna ulaştı.Farkındalık yolu çalışmalarında değişiklik bu koşullar altında yapılır, bu durum kartalın kuralını açıklamak için ideal bölgedir; sanki onlar gündelik farkındalıklarındaymış gibi savaşçıların hareket etmesine imkan sağlar, bir farkla ki onlar her şeye dikkatlerini görülmemiş berraklık ve güçle verebilirler. Don Juan, onun yaşadığı deyimlerin benim yaşadığımla benzer olduğunu söyledi.Velinimeti onda derin bir farkındalık yaratırdı, tekrar tekrar farkındalığını sağ taraftan sol tarafa haraket ettirirdi. Sol taraf farkındalığı, berraklık ve özgürlüktü ve sağ tarafının sonsuz savunmalarına, akılcı yaklaşımlarına, dolaylı olarak başkaldırıydı.

O bana dedi ki; tüm savaşçıların biçiminin derinliklerinde ki aynı yapıdır, iki kutuplı model ve nagual (bunu) oluşturur ve çıraklarına inanmaları için öncülük edebilmesi bölünmeyi güçlendirir.



İnternetim gün boyu problemliydi. Ancak giriş yapabildim.


2. sayfanın "1.-What we perceive as the world are the Eagle's emanations" bölümünde bırakmışım tercüme çalışmalarımı.


Bu metinde Don Juan "dillucidate" diye bir kelime kullanmış. Sanırım bir kelime oyunu yapmış. Çünkü internette böyle bir kelime bulamadım. Bu kelimeyi yazdığım zaman google bunu mu demek istediniz diye "elucidate" kelimesini öneriyor.



aslında varmış böyle bir kelime ama sözlüklerin hiçbirinde yok. Genelde "in order to dillucidate" diye kullanmışlar cümle içinde. En son bir tane sözlükte buldum, 1750'li yıllardan İngilizce-Galler sözlüğünde,"egluro" olarak yazıyor, yani "açıklamak(explain)" anlamında bir fiil.



Don Juan'ın kelime hazinesi baya iyiymiş. :) 300 sene öncesinin ingilizcesine de hakim olduğuna göre...



Shalk, metindeki 6 maddeyi çevirmeyi düşünüyorum, kartalın yayılımlarını ve kuralı anlatan...



Tamam, bende yardım ederim, ama diğer çevirileri yaptığımız kadar hızlı yapamıycam bu aralar.

Çevirisine başladığın madde numarasını önceden bildirirsen iyi olur yada sayfa numarasını.



Yavaş yavaş benim de işime geliyor :) Diğerinde çok hızlıydın. Yetişemiyorum diye moralim bozuluyordu :(



diğerinde konuya dalınca biraz hızlandık galiba, ama belli olmaz, bundada dalarsam hızlanabilirim :),

sen yine kendi keyfine göre ayarla,



1.-What we perceive as the world are the Eagle's emanations.


1.-Bizim dünya olarak algıladığımız kartalın yayılımlarıdır.


Don Juan explained to me that the world we perceive does not have a transcendental existence. Since we are familiarized with it we believe that what we perceive is a world of objects which exist such as we perceive them, when in reality there is not a world of objects, but, rather, a universe of Eagle's emanations.


Don Juan bana algıladığımız dünyanın benzerlerinden üstün bir varoluş olmadığını açıkladı. Biz onunla aşina olduğumuzdan beri, var olan bir nesnelerin dünyasını algıladığımıza inanırız, fakat algıladığımız gibi gerçekte bir nesnelerin dünyası yoktur, aslında, Kartal'ın yayılımlarının bir evrenidir.


These emanations represent the only immutable reality. It is a reality that encompasses all that is, perceivable and unperceivable, knowable and unknowable.


Bu yayılımlar sadece değişmez gerçeği temsil eder. O, algılanabilir ve algılanamaz, bilinebilir ve bilinmez, her şeyi kapsayan gerçektir.


Seers who see the Eagle's emanations call them commands because of their urging force. All living creatures are urged to use the emanations, and they use them without getting to know what they are. Ordinary men interpret them as reality. And seers who see the emanations interpret them as the rule.


Kartal'ın yayılımlarını gören kimi büyücüler onların baskıcı gücü nedeniyle, buyruklar olarak isimlendirir.Tüm yaşayan varlıkları, yayılımları kullanması için baskı yapar ve onlar bunları ne olduğunu bilmeden kullanır. Sıradan insanlar onları gerçeklik olarak yorumlar ve büyücüler gördükleri için, yayılımları kural olarak yorumlar.


In spite that seers see the emanations, they don't have a way of knowing what it is they are seeing. Instead of entangling themselves with useless conjectures, seers occupy themselves in the functional speculation of how the Eagle's commands can be interpreted. Don Juan sustained that to intuit a reality which transcends the world we perceive stays at the level of conjecture; it is not enough for a warrior to conjecture that the Eagle's commands are instantly perceived by all creatures that live on Earth, and that none of them perceives them in the same way. Warriors must try to behold the flow of emanations and "see" the way in which man and other living beings use it to build their perceptual world.


Büyücüler Kartal'ın yayılımlarını görüyor olmalarına rağmen, ne gördüklerini bilmelerinin bir yolu yoktur ve işe yaramayan varsayımlara kendilerini bulaştırmak yerine, Kartal'ın buyrukları işlevsel olarak nasıl yorumlanabilir tahminleri üzerinde yoğunlaştılar. Don Juan, varsayım seviyesinde algıladığımız Dünya'yı aşan bir gerçekliği sezme durumunu desteklerdi; Dünya üzerinde yaşayan tüm canlılar tarafından anında algılanan ve aynı şekilde onların hiçbiri tarafından algılanmayan Kartal'ın buyrukları üzerinde fikir yürütmek, bir savaşçı için yeterli değildir. Savaşçılar, yayılımların akışını görmek için gayret etmeli ve “görme” yöntemi, insanlar ve diğer canlılar tarafından algısal dünyalarını oluşturmak için kullanılır.


When I proposed to use the word "description" instead of Eagles's emanations, Don Juan said that he was not making a metaphor. He said that the word "description" connotes a human agreement, and that what we perceive stems from a command in which human agreements do not count.


Ben Kartal'ın yayılımları yerine “betimleme” kelimesini kullanmayı önerdiğim zaman, Don Juan, bir benzetme yapmadığını söyledi. O, "betimleme" kelimesi bir insani anlaşmayı çağrıştırır ve biz, bir buyruktan gelenleri algılarız ki insani sözleşme sayılmaz, dedi.



Shalk sana bir soru :)


Sayfa 3, 2.madde başlığı Attention is what makes us perceive the Eagle's emanations as the action of skimming


bu cümlede skimming kelimesi için bir önerin var mı?



:) bende bu kelime hakkında konuşmak istiyordum, bütün maddelerde geçiyor bu kelime. Kitaplardan hatırladığım kadarıyla böyle bir ifade geçiyor. Bu ifadenin İngilizcesini ve Türkçesini 'İçten Gelen Ateş' kitabında buldum, sende incele istersen, kafamızda bişey oluşur;


He explained that the assemblage point not only effects the alignment needed for perception, but also obliterates the alignment of certain emanations in order to arrive at a greater refinement of perception, a skimming, a tricky human construct with no parallel.

He said that the new seers had observed that only human beings were capable of further clustering the clusters of emanations. He used the Spanish word for skimming, desnate, to describe the act of collecting the most palatable cream off the top of a container of boiled milk after it cools. Likewise, in terms of perception, man's assemblage point takes some part of the emanations already selected for alignment and makes a more palatable construct with it. "The skimmings of men," don Juan continued, "are more real than what other creatures perceive. That is our pitfall.


Birleşim noktası, algı için gerekli bağlanışı etkilemekle kalmaz aynı zamanda belirli başka yayılımları benzersiz insani hilelerle algının daha fazla arıtılması, süzülmesi için silip yok edermiş.

Yeni görücüler, salt insanların, yayılım demetlerini daha fazla demetleyebilmek yetisinde olduklarını gözlemiş. Süzmenin, İspanyolca karşılığı, desnate yi bir kap kaynamış sütün soğuduktan sonra üstünden en leziz yeri olan kaymağını toplamak eylemini betimlemek için kullandı. Aynı şekilde, algısına göre, insanın birleşim noktası yayılımların bağlanış için önceden seçtiği bazı parçaları alır ve onlarla daha lezzetli bir yapı elde edermiş.“İnsanın süzmeleri,” diye devam etti don Juan, “diğer yaratıkların algıladıklarından daha gerçek. İşte bizim düştüğümüz tuzak bu.


(Sanırım 'skimming' kelimesi için; birşeyin en iyi taraflarını süzüp almak anlamında kullanabiliriz.)



Kitaba sadık kalmayı tercih ederim ama sanki anlam olarak biraz eksik kalıyor "süzmek".



ingilizce - ingilizce sözlükte şöyle yazıyor;

: to remove a layer of something from the surface of a liquid

: to look over or read (something) quickly especially to find the main ideas


"en iyi kısımlarını süzme"

"en iyi kısımlarını toplama"

"yüzeyden seçip toplamak"


mesela;

the action of skimming: en iyi kısımlarını süzme eylemi.


cümlenin durumuna göre ifadenin açıklama şekline karar veririz. Bazen sadece "süzmek" desekte olur yada "yayılımları ayıklamak"



Sayfa No:3


2.-Attention is what makes us perceive the Eagle's emanations as the action of skimming.


2.-Dikkatimiz, Kartal'ın yayılımlarını algılatan süzme eylemidir.


Don Juan used to say that perception is a physical faculty that living creatures groom; the final result of this grooming is known, among seers, as "attention". Don Juan described attention as the action of hooking and channeling perception. He said that this action is our most singular feat, which covers all the spectrum of human alternatives and possibilities. Don Juan established a precise distinction between alternatives and possibilities. Human alternatives are those that we are enabled to choose as persons who function within the social environment. Our landscape of this dominion is quite limited. Human possibilities are those that we are capable of achieving as luminous beings.


Don Juan algılamanın, yaşayan varlıkların hazırlanıp yetiştiği bedensel yatkınlık olduğunu söylerdi; bu yetişmenin kesin sonucu büyücüler arasında 'dikkat' olarak bilinir. Don Juan dikkati, algılamanın çengel atma ve kanal açma eylemi gibi tanımlardı. İnsanlığın bütün yelpazesini kaplayan bu eylem seçenekleri ve imkanlarıyla, bizim en büyük bireysel başarımızdır. Don Juan, seçenekleri ve imkanları birbirinden kesin olarak ayırdı. İnsanlığın seçenekleri, sosyal çevre dahilinde işlevini yerine getiren kişilikler olarak hareket etmeye izin vermemizdir. Bu hakimiyet alanında manzaramız oldukça sınırlıdır. İnsanlığın imkanları ise ışıldayan varlıklar olarak gerçekleştirme ve erişme kapasitemizdir.


Don Juan revealed to me a classificatory scheme of three types of attention, emphasizing that calling them "types" was erroneous. In fact, they are three levels of knowledge: first, second and third attention; each one of them an independent dominion, complete in itself. For a warrior that is in the initial stages of his learning, the first attention is the most important of the three. Don Juan said that his explanatory propositions were attempts to bring into first frame the way in which the first attention works, something that passes completely unadverted to us. He considered imperative for warriors to understand the nature of the first attention if they were going to venture into the other two.


Don Juan, dikkatin üç tipini vurgulayan bir sınıflandırma şemasında “tip” diye isimlendirmenin yanlış olduğunu bana anlattı. Aslında, onlar bilginin üç seviyesidir: birinci, ikinci ve üçüncü dikkat; bunların her biri kendi içinde bütün ve bağımsız bir bölgedir. Bir savaşçı için, öğreniminin aşamalarında en başta gelen, üçünün içinde en önemlisi ilk dikkattir. Don Juan, onun açıklayıcı anlatımlarının birinci dikkat çalışmalarında ilk çerçeveyi oluşturmak için bir girişim olduğunu ve bu çalışmaların, dikkati tamamen değiştirmeden yapılan bazı geçişlerden oluştuğunu söylerdi. Savaşçılar için, diğer ikisinin içine gireceklerse ilk dikkatin doğasını anlamak zorunluydu.



Hyau, bazı düzeltmeler yaptımda, şu cümle biraz yoruma açık, sende incele isterse, olmazssa tekrar değiştirelim.


Don Juan used to say that perception is a physical faculty that living creatures groom; the final result of this grooming is known, among seers, as "attention".

Don Juan algılamanın, canlı varlıkların hazırlanıp yetiştiği bedensel yatkınlık olduğunu söylerdi; bu hazırlanmanın kesin sonucu büyücüler arasında 'dikkat' olarak bilinir.



Hmmm... Shalk sen bunu yazdığında bir anda ne farkettim?


:)


Ben buraya "spectrum" kelimesini tayf olarak yazmıştım bu kelimenin yelpaze olarak daha uygun olacağını düşünerek değiştirmek için foruma girdim.


Sonra yazdıklarına takıldım.


İlk önce şunu düşünelim "living creature" yani canlı varlıklar "groom" yetiştirmek, hazırlamak, damat, vs...


Neyse...


Biz türkçede bir şeyin yetiştirilme durumu var ise canlı varlık, cansız varlık diye ayırım yapmıyoruz. Cansız varlık yetiştiriyorum dersek adamı döverler...Bu yüzden canlı varlık diye yazmanın bir anlamı yokmuş gibi geliyor bana.


Hazırlanmak kelimesi yerine de yetiştirmek kelimesini düşündüm. Çünkü bizler büyütülürken hazırlanmıyoruz, yetiştiriliyoruz.


Peki birebir ingilizceden çevirmek mi yoksa türkçeye uygun şekilde mi yazmak? (Bu işi ne kadar ciddiye almışım bakar mısın? Kendi sorum bana komik geldi.)


İkincisi sen spectrum kelimesini çoktan yelpaze yapmışsın. Çok güzel. Harika. Ama ben foruma eklediklerimi tekrar geri dönüp okumuyorum. Çünkü okumam birebir cümleleri karşılaştırmamı gerektiriyor ki çok zor ve sıkıcı. Diğer kısımları ben çevirmeye devam ederken belki hala aynı kelime ile devam edeceğim... :) Tükürdüğümü de yalamak istemiyorum. :D


Hadi gel de çık işin içinden!!!!



:) sorun değil hyau, sen canın nasıl istiyorsa öyle yap, ben hepsini kontrol ediyorum zaten, hepsinide aynı şekilde düzenlerim, zaten kelimeler genel olarak aynı anlamdalar fakat kulağa geliş şekli bakımından değiştirdiklerim oluyor. Mesela 'kişisellik' kelimesini 'bireysellik' yapmıştım, çünkü 'kişisellik' bu kitaplarda genelde 'kişisel önemi' çağrıştırıyor, aslında ikiside aynı anlamda, yani çok büyük değişiklikler yok, bazı yerlerde de cümlenin okunuşu akıcı gelmezse cümlede ufak tefek değişiklikler yapıyorum. Yani sen canın istediği gibi uygula,


yalnız bu 'living creatures' kelimesi için "yaşayan varlıklar" yazıyorum. En azından yetiştirilen şeyleri belirtmiş olur, ama senin dediğin gibi sadece "varlık" desek bizler yine bu açıklamayı anlarız ama ben biraz genele hitap etsin istediğim için "living" kelimesinide belirtmek istiyorum.



Tamam. :)


Kişisellik değil bireysellik.



bende 3.Maddenin çevirisine başlıyorum, sayfa olarak değilde komple 3.Madde.


bu arada çevirilenleride temize çekiyorum haberin olsun.



Sayfa No: 3


He explained to me that the first attention has been taught how to move instantly through a whole spectrum of the Eagle's emanations, without emphasizing at all that fact, in order to reach "perceptual units" which all of us have learned that are perceivable. Seers call this feat "skimming", because it implies the capability of suppressing those emanations which are superfluous and selecting which of them must be emphasized. Don Juan explained this process taking as an example the mountainthat we were seeing at that moment. He stressed that my first attention, at the moment of seeing the mountain, had skimmed an infinite number of emanations to obtain a miracle of perception; a skimming that all human beings know because each one of them has attained it by himself.


Don Juan'nın bana açıkladığına göre, hepimizin zaten öğrenmekte olduğu algılanabilir birimler olan 'algısal birimlere' ulaşmak için, gerçekte hiçbir vurgulama olmaksızın Kartal'ın yayılımlarının bütün bir yelpazesinden anında nasıl geçileceği, birinci dikkatimize öğretilmektedir. Büyücüler bu başarıyı 'süzme' olarak isimlendirir, çünkü yayılımların hangilerinin gereksiz olduğunu ve hangilerinin seçilip vurgulanması gerektiğini kontrol etmek için baskılama yapma yeteneği gerekir. Don Juan bu işlemi açıklamak için, o anda gördüğümüz bir dağı, örnek vermek için kullandı. Önemle belirttiğine göre, benim birinci dikkatim, dağ görme anında bir algı mucizesi elde etmek için sonsuz sayıda yayılımları süzmekteymiş; bir süzme yapmayı tüm insan varlıkları bilir, çünkü bu başarıyı onların her biri kendi başına elde eder.



Hyau, son çeviride düzeltmeler yaptımda, kontrol etmeksizin sadece Türkçe yazıyı okuyabilirmisin, anlaşılmayan ifadeler var mı?



Shalk, okuduğum kadarıyla farklı düşünüyoruz bu konuda. :)

Bu işe biraz ara verelim.



oldu Hyau, benim bitirdiğim çeviri vardı onuda koyayım bari,



Sayfa No : 4


3.- The skimmings are made sense of by the first ring of power.


3.- Yayılım süzmeleri, birinci erk çemberi tarafından anlamlandırılır.


Don Juan used to say that the first ring of power is the force that stems from the Eagle's emanations to affect exclusively our first attention. He explained that it has been represented as a "ring " because of its dynamism, of its uninterrupted movement. It has been called ring "of power" due to, first, its compulsive character, and, second, because of its unique ability to stop its works, to change them or reverse their direction. The compulsive character is better shown in the fact that it doesn't only urge the first attention to build and perpetuate skimmings, but it also demands a consensus from all the participants. Each one of us is demanded a complete agreement upon the faithful reproduction of skimmings, since conformity to the first ring of power must be total. It is precisely this conformity which gives us the certainty that skimmings are objects which exist as such, independent from our perception. Besides, the compulsiveness of the first ring of power does not cease after the initial agreement, but it demands that we continuously renovate the agreement. Our whole life we must operate as if, for example, each one of our skimmings was perceptually the first one for each human being, in spite of languages and cultures. Don Juan granted that even if all this is too serious to be taken jokingly, the urging character of the first ring of power is so intense that forces us to believe that if the "mountain" could have an awareness of its own, it would consider itself as the skimming that we have learned how to build.


Don Juan'nın söylediğine göre, özellikle bizim birinci dikkatimizi etkilemek için, Kartal'ın yayılımlarından kaynaklanan baskı, birinci erk çemberini oluşturur. Erk çemberinin dinamizmi ve kesintisiz oluşu sebebiyle, bir 'çember' gibi tarif edildiğini açıklamıştı. Onun 'erk' çemberi olarak isimlendirilmesinin ilk sebebi, zorlayıcı karakterli olması ve ikinci sebebi de, kendi çalışmalarını durdurmak, onları değiştirmek veya onların yönlerini tersine çevirmek için mükemmel kabiliyete sahip olmasıdır. Aslında zorlayıcı karakter yapısının daha uygun tanımı da, aralıksız bir biçimde süzmeler yapmak ve oluşturmak için sadece birinci dikkati zorlaması değil, ayrıca tüm katılımcı olan varlıklardan ortak fikir ve görüş birliği talep etmesidir. Birinci erk çemberinin eksiksiz bir biçimde tamamlanması gerektiği durumuna uyum sağladığımızdan beri, her birimizden, süzmelerin sadık ve kararlı bir şekilde yeniden kopyalanması için eksiksiz bir anlaşma talep edilir. Tam olarak bu uyum sağlama konusu da, var olan nesnelerden oluşan ve bizim algımızdan bağımsız olan yayılımların, bize kesinlik bilgisi olarak verilmesi durumudur. Bunun yanında, birinci erk çemberinin zorlayıcılığı, ilk anlaşmadan sonra kesilmez, devamlı olarak anlaşmaları yenilememizi talep eder. Tüm yaşamımız boyunca bunu kullanma mecburiyetindeyiz, örnek olarak, diller ve kültürlere rağmen, süzmelerimizin her biri, her insan için algısal olarak sanki ilk ve tek gibidir. Don Juan şunu kabul etmiştir ki, tüm bunların ciddiyeti alay konusu olsa bile, birinci erk çemberinin zorlayıcı karakteri çok yoğun ve şiddetlidir, mesela, bir dağın farkındalığı olsaydı, bizim oluşturmayı öğrendiğimiz süzmeler gibi kendini dikkate alıp düşünüyor olurdu, durumuna inanmamız için bizi zorlar.


The most valuable feature that the first ring of power bears to a warrior is the singular capability of interrupting its flux of energy, or to totally suspend it. Don Juan said that this is a latent capability which exists within us all as a backup unit. In our narrow world of skimmings, there is no need to use it. Since we are so efficiently buttressed and shielded by the net of the first attention, we do not realize, not even vaguely, that we have hidden resources. However, if another alternative to follow would present itself to us, such as is the warrior's option to use the second attention, the latent capability of the first ring of power could start to function and could be used with spectacular results.


Birinci erk çemberinin bir savaşçı için en değerli özelliği, çemberin kendi enerji akışını kesintiye uğratma yada tamamen askıya alma yeteneğidir. Don Juan bunun gizli bir yetenek olduğunu ve hepimiz için yedek bir birim gibi olduğunu söylemişti. Bizim süzmelerimizin kısıtlı dünyasında, bunu kullanma ihtiyacı yoktur. Hatta etkili biçimde birinci dikkatin ağı tarafından korunup, desteklendiğimizden beri, gizli kalmış kaynaklarımızın, olanaklarımızın ve imkânlarımızın hiç mi hiç farkında olmayız. Ancak, takip edilecek ikinci bir yol gösterilecek olsa, bu yol savaşçının seçimi olan ikinci dikkatin kullanımı olurdu. Bu durumda birinci erk çemberinin gizli yeteneği, işlevini yerine getirmek için harekete geçebilir ve muhteşem sonuçları kullanılabilirdi.


Sayfa No : 5


Don Juan underlined that the biggest feat of sorcerers is the process of activating this latent capability; he called it blocking the intent of the first ring of power. He explained to me that the Eagle's emanations, which have already been isolated by the first attention in order to build the everyday world, exert an unbending pressure upon the first attention. For this pressure to stop its activity, the intent must be displaced. Seers call this an obstruction or an interruption of the first ring of power.


Don Juan şu önemle belirtmiştir ki, büyücülerin en büyük başarısı, bu gizli yeteneği etkili hale getirme sürecidir; bu süreci, birinci erk çemberinin niyetini durdurmak diye isimlendirmişti. Don Juan bana, günlük yaşam dünyasını oluşturmak için birinci dikkatimiz tarafından yalıtılmış olan Kartal'ın yayılımlarının, birinci dikkat üstünde sabit bir baskı uyguladığını açıklamıştı. Bu basıncın kendi etkinliğini durdurmak için, niyeti bütünüyle değiştirmek gerekir. Büyücüler bunu, birinci erk çemberinin durdurulması yada engellenmesi diye isimlendirir.



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön