Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

sonu spiritualizme baglanacak aslinda cok kisa yazilmis uzun bir yazi dizisi


1 - Milgram Deneyi

Yale Üniversitesinde Psikolog olan Stanley Milgram, 1961-62 yıllarında "Durumun Gücü", "İtaat", ve "Uyum" konusunda insanların nereye kadar gidebileceklerini ortaya çıkarmak için yapılan ve sonuçları önce 1963 bir dergi makalesinde ve daha sonra 1974'te yayımladığı "Otoriteye İtaat: Deneysel bir bakış" kitabında daha da ayrıntılı incelenmiştir.

(Buradaki amaç Nazi suçlularının yargılamaları esnasında cezadan kurtulmak için "Yalnızca verilen görevi / emri yerine getiriyorduk." iddiasının yalnızca yardakçılık suçu

olduğu muydu? ve bu toplumu ne kadar etkileyebilirdi.)


Deney kısaca şöyle yapılmıştı :

Bu deneyin konusu deneklere "Cezalandırmanın öğrenme üzerindeki etkisini" araştırmak olarak bildirilmişti. Deneye iki grup olarak katılacaklar ve bu kura ile belirlenecekti, bu iki grup Öğretmenler ve Öğrenciler olarak tanımlanmıştı. Ancak, kura çekimi hileli idi ve deneklerin hepsi öğretmen yapıldı, öğrenci olarak da Milgram'ın asistanı tespit edildi.

Öğretmen, kelime çiftlerini ezberlemeleri için öğrencilere veriyor ve öğrencinin cevabını alıyordu, (tabi ki, öğrenci bir başka odadaydı ve öğretmen yalnızca sesini duyabiliyordu ki o da düzmece idi.) hatalı cevapta elektriğe bağlı olan öğrenciye 15 Volttan başlayıp 450 Volta kadar yükselen elektrik şoku veriliyordu. Hatalar çoğaldıkça Volt da artıyordu.

Öğrencinin verdiği tepkiler bir kayıttı ve sesten çığlığı, yalvarmaya, duvarları yumruklamaya kadar gidiyordu.

Öğretmen ise verilen yanlış cevaptan sonra, şok vermek için tereddüt ettiğinde aşağıdaki cümlelerle yüreklendiriliyordu;

1. Lütfen devam edin

2. Deneye devam etmeniz gerekiyor

3. Devam etmeniz deney için çok önemli

4. Devam etmekten başka çareniz yok, devam edeceksiniz

Öğrencinin "kalp hastası" olduğunu zannetmelerine ve öğrencinin ölebileceğinine rağmen deneklerin % 65'i 450 Volta kadar şok vermeye devam etti.

Deneklere daha sonra yapılan psikolojik testlerde hiçbirinin Psikopat, Sosyopat veya Sadist ruhlu olmadığı tespit edildi.

Bu test başka deneklerle ve başka ülkelerde tekrarlandı ve sonuç genelde % 65 hatta bazı ülkelerde % 85'e kadar çıktı. Bu arada kadın - erkek arasında da herhangi bir sonuç farkı olmadığı ancak, otoritenin azalması ile itaatin de azaldığı gözlemlenmedi.

Sonuçta "Durumun Gücü" nün buna neden olduğu belirlendi. Emir - komuta zincirine girildiğinde ve kesin emir alındığında çok az kişi itaat etmeyi reddediyordu.


Buradaki en etkili mesele Denek olan kişinin Öğrenci ile doğrudan iletişimi olmaması, yalnızca sesini duyması. Denek, Öğrenci ile karşılıklı olduğunda, deneyin yüzdeleri büyük bir oranda düşüyor, hatta dokunma durumunda ise yüzdeler dramatik bir şekilde düşüyor. Kısaca görmediğimiz birini (ki genelde tüm dünyada olan olaylar böyledir) incitmek, gördüğümüz veya dokunabildiğimiz birini incitmekten çok daha kolaydır. Ben de hep merak ediyordum, neden insanların antisosyal olmaları teşvik ediliyor diye?


2 - Üçüncü Dalga Deneyi

Nerede ise aynı sonuçları veren, biraz farklı ikinci deney "Üçüncü Dalga" dır. Deney Ron Jones adındaki tarih öğretmenin Cubberley High School'daki 1967 yılında çocuklara "Mukayeseli Dünya Tarihi" dersindeki Nazi Almanya'sındaki Yahudi soykırımının halk tarafından nasıl müsaade edildiği konusun anlatmak yerine bu uygulama yapılmıştır.

Deney kısaca söyle yapılmıştı :

Jones öğrencilerine "Üçüncü Dalga" adını verdiği bir hareket başlattı, ve öğrencilerini bu hareketin amacının "Demokrasiyi bertaraf etmek" olduğunu söyledi. Bu hareketin kilit taşı, “Demokrasinin” “bireyselliğin” engel teşkil ettiğini, ve slogan olarak "Disiplinden, Birlikten, Hareketten ve Gururdan gelen Güç." olarak benimsediğini vurguladı.

Buradaki esas amaç "Demokratik Toplumlarda bile FAŞİZM'in çekiciliğinin toplumlarca benimsenip benimsenmeyeceği idi.

İlk olarak lise sınıfındaki bazı öğrencileri daha prestijli bir gruba ait olduklarını düşündüren bir sistem oluşturdu.

İlk etapta bu gruptaki öğrencilerin öğrenme motivasyonu önemli bir oranda arttı, daha sonra endişe verici bir şekilde aynı sınıfta olan diğer öğrencilere karşı dışlama (ötekileştirme) ve hor görme (büyüklenme) gibi kötü niyetli davranışlar konusunda daha istekli hale geldiler. Daha da önemli olan bu tür davranışlarını çok istekli olarak, sınıf ve okul dışında da devam ettirmeleri idi.

Jones çalışmayı şöyle başlatmıştı :


İlk gün, birkaç basit kural koydu.


Ders zili çaldığında öğrenciler 30 saniyede yerlerine geçecekler,

Söz almadan ve ayağa kalkmadan konuşulmayacak,

Söz alındığında söylenecekler üç - beş kelimeyi geçmeyecek,

ve her cümlenin sonunu "Bay Jones" diye bitireceklerdi.

İkici gün, Jones, bu sınıftaki öğrencilerin "Özel" olduğunu söylemiş, diğerlerinden ayırmış ve Disiplini sağlamakla sorumlu hale getirdiğini açıklamış, ve onlara "Üçüncü Dalga" adını vermiştir. "Üçüncü Dalga" nın okyanustaki en güçlü dalganın üçüncü dalga olduğu sahte efsanesini uydurmuş, bunun için bu adı onlara verdiğini söylemiştir. Bu gruba Nazi selamını öğreten Jones, bu öğrencilerin yalnızca sınıfta değil dışarıda da bu şekilde selamlaşmalarını emretmişti. Tabi ki öğrenciler bu kurala istisnasız uydular.


Üçüncü gün, Jones, deneyin kapsamını büyütmüş ve 13 öğrencili sınıfı 43 yapmıştır. Öğrencilerin hepsi derslerine daha hevesli sarılmaya başlamıştır. Bazı öğrenciler "İlk defa adam akıllı bir şeyler öğrendiklerini" söylemeye başlamışlar hatta "Bay Jones, niye diğer dersleri de böyle öğretmiyorsunuz?" diye sitem etmeye başlamışlardır. Öğrenciler kendilerine bir "ÜYE" kartı düzenlemişler hatta bir de "LOGO" tasarlayarak gruplaşmışlardır, ve bu grup dışındaki öğrencileri sınıfa almaya başlamışlar. Yeni üyelik için koşul ve kurallar belirlenmiş ve günün sonunda toplam katılımcı sayısı 200 olmuştur. Gün içinde bazı grup üyeleri diğer grup üyelerini kurallara uymadıkları nedeniyle jurnallemeye başlamışlardır.


Dördüncü gün, Jones, öğrencilerin inanılmaz bir şekilde projeyi benimsediklerini, disiplin kurallarına görülmemiş bir liyakatle bağlandıklarını fark edince, olayın kontrolden çıkma riskinin büyüklüğü karşısında deneyi durdurmuş ancak bu hareketin Ulusal bir hareket olduğunu ve ertesi gün Başbakanlıktan bir açıklama yapılacağını belirtmiştir.


Beşinci gün, Jones sınıfa bir televizyon getirmiş ve birkaç dakika karıncalı ekran görüntüsünü izlettirdikten sonra, gerçeği açıklamış, bunu Nazi rejimi dersi kapsamında faşizmi anlatmak için yaptığını belirtmiştir. Ardından, öğrencilere bir Nazi belgeseli izlettirerek amacını doğrulamıştır.


Açıkça görüldüğü gibi sadece DÖRT (4) gün içinde, deney kontrolden çıkama seviyesine ulaşmış ve sona erdirilme zorunluluğu doğmuştu.


Bu deneyin okul yönetimince duyulmasından sonra Jones, çalıştığı okuldan kovulmuş ama kovulma gerekçesinin bu deney olduğu resmi olarak açıklanmamıştır.



dalga kitabını oku daha basit ve etkili deney okulda



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön