Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

savasci ne yapar ne yapmaz kaliplasmis dusunceler dogrular yanlislar falan


Falanlar filanlar olucak o basligin sonu..neyse..Ilk aklima gelen cerrahi operasyonlar. Savascinin doktorla hastalikla falan isi olmazmis gibi geliyor bana hep. (Yaralanmaz degiliz seysini okudum, biliyorum, evet) ama nasl desem en basit bir disimde curuk olsa kendimi boktan kusurlu bi savasci gibi hissediyorum. Enerjin yetse o dis cururmuydu hic diyorum. Misal oteki isimli arkadasimizi ele alalim. Oylesine kusursuzcasina enerji gerceklerinden bahsediyorki.. onda bir gram bile yag yoktur kesin. disinde 1 mm curuge rastlayamayiz falan diyorum. Misal yanlislikla gorsem adami bi yerinde bi ben bulsam aha derim .. cok sacma ama benide evren hipokondriya ile siniyor ve bu fikirleri kafamdan atamiyorum. Savascilk yolunda her daim dinc, dipdiri, dupduru, taptaze akislar falanlar filanlar dilerim diyerek simdilik noktaliyorum.. simdi soz sende oteki. Bize agzindaki lanet olasica curuklerinden bahset dostum. Bu forumda kusur dinlemek kusur dokmek istiyorum ya ben artik!!!! Ay yiteeeeer .



@Oteki yazmadan hemen yazıvereyim bak :)

bu kavramları ezberlemek, anlamak ve anlatmak zor değil, misal en son bilinçli rüya görme ile ilgili Renata Murez'in açıklamalarını dinledim (sitede paylaşacğım onları) ve şimdi bununla ilgili saatlerce açıklama yapabilirim ama... gel gelelim kendi rüyalarımda bilinçliliğin zerresi yok, rezil bir durumdayım :)



Senin ruyalarinda bilincliligin zerresi yoksa biz komple bitmisiz o zaman..



valla bilemem, bu bilgiler anlamak ve anlatmak için değil sadece, özellikle uygulamak için,



Selamlar rumana ve silhak :))


Rumananın sorularina oncelikle organik bedenimizin maruz kaldiğı etkenlerden başlayarak cevap vereyim.


Bir rüzgar esse biraz üşüsek karnimız ağırır ishal oluruz yada karışık şeyler yesek midemiz o karısık şeyleri sentezlemek için epey zorlanır.


Organik bedenimiz hassas ve kırılgandır aslında


 tatlıyı biraz kacirsan disci koltuğunda buluruz kendimizi.

 Ne yapalim organik beden yaşlanır tasarim böyle zaten hemen bunu enerji gercekleriyle ele alip acınlamamiz gerekir hızlıca öykü yükünü oluşturup senden geri almaya kaynağa hizmete zorlayan bir yayılımlar demetine  hizmet etmek durumu bunu bòyle ele almazsak tespitlerimiz havada kalır.


Ben biyolog değilimki beni ilgilendirmiyor isin o yani birinci dikkatin bakış açisi elbetteki ilgilendirmiyor derken öyle kaba bir reddedis degil aslolan enerji gercekleri acısindan meseleyi ele almak.bu bakışı yaşamın hem mikro hemde makro yanına uygulayabilmeliyiz bu gözümüz gelişmeli o yuzden ısrarla bunun altını çiziyorum yoksa yazilanlar cizilenler ana enerji gercekleri bağlamindan kopuk oluyor karışıyor.


Bu bakış açısı savaşciya cuk oturacak daha kendine savasciyim demeye korkuyor kimileri korkma kardesim yuksek sesle soyle mütevazilik baska bir sey kusursuzluk baska bir sey.


Kusursuzlaştikcada tonalin bedenimiz uzerinde etkileride minimize olur oteki adli kiside gram yag yoktur demissin bir tahminde bulunmussun e manken yada artiz olsam o acidan dikkat ederim sifır yağ :)) daha yazarken insana bir titreme geliyor.


Lamı cimi yok kardesim bisey var senin yasamini alacak bunu farkettin e o zaman cık hemen o eski durumundan olasi en iyi şekilde yaşamını surdur kusursuz ol o zaman buna eslik eden organik bedenimizde daha az diş etkenlere maruz kalır.


Enerji gercekleri oyle arada uygulanacak birsey degilki 7 gun 24 saat kesintisiz bir durum yari zamanli bir savaşcilik durumu yok yani :))


Arada bir tensegrity yapayim 10 sayfada kitap okuyayim biraz esrime yaşayayim biraz icsel sessizlik yapayim huşu icinde boyle bir sey degilki savascilik.


Savascilik ta huzur falan yoktur o bilesim noktasi huzursuz bi yerdir yada varsada huzurlu bir yer bana denk gelmedi :))


Meseleleri ele alış bicimimden yola cikarak ooo tamam kafasi rahat diye dusunmeyin hic oyle değil her dakika her saniye bakarim bakmak zorundayim o yuzden bu bir savas bende bir savasciyim.


Elbetteki tonalde insan kardeslerimize oranla gorece maruz kaldigimiz dış etkiler farklı ve baktigimiz dikkat araliklari farkli onlarin hirslarina dahil olmak sacma o dikkat araligininda kendine gore bedelleri var savascinin odedigi bedel ozgurlugune ulasmak icindir onun da maddi bir karsiligi yoktur e zaten savasci olmasaydim cok kazanirdim zengin olurdum diyorsan git ol kardesim engel olan yokki.


Sıkıcı tekrar ve rutinler yıpratır bedeni.

Buna rağmen başımıza bisey gelirse onunlada uğraşırız ugrasıyoruz zaten sadece bu niyetmizin dışında bir durum evlerimizde ilaç stoğu yok saçma obsesif beslenme receteleri uygulamayiz zaten bedenimizle bu kadar ilgiliyken birden bire fil olamayız heralde e oluyorsak dönüp meseleyi enerji gerceklerini yanlis anlamısizdir yeniden bakmalıyız.


Her birimizde enerji gercekleri pırıl pırıl tüm açıklığıyla uygulamarıyla karşılık bulmalı savasci bir düşünce daha havada ona dogru gelirken yakalar böyle anik ve uyanik olanin bir beslenme  recetesine ihtiyaci olmaz.


Enerji gerceklerini çok iyi anlayacağız irdeleyeceğiz ancak slhak ne diyor uygulanma olmadan bir anlam ifade etmez diyor budur iste

 


Burada kendi organik sorunlarımdan bahsetmeye gerek yok siz neye maruz kaliyorsaniz bende ayni organik bantta yaşadigim icin bende ayni seylere maruz kaliyorum ama ele alis yontemimiz buna hayiflanmak değil niyetimizden hep bu negatif etkiyi uzaklastirmak disimiz agrisa bile niyetle o agri eşiğini degiştirmek mumkundur bu organik etkenler unutmayalimki bu bilesim noktasi konumuna aittir.gunun birinde insan bicimini yitirip zaten kozayi yakip gidecegiz o zamana kadar icinde durdugumuz bu bedeni bizi idare edebilecek konumda tutmak yeterli estetik kaygilara gerek yok :))


Sevgiler:)



"kedi gibi biraz evcil olmak"



Insanin oldugu seyi kokten degistirmesi ne kadar zor..



İnsan aslında olduğu seyi değistirmiyor çünku olduğu şey gerçek kendisi mutlak sağduyu ve algılama özgürlüğü olan bir algılayıci.


Çocuklugumuza dönüp bakalım bulutlara,rüzgarda sallanan ağaç yapraklarına bakarken ve ic diyaloğumuzda ic karartıci hic bir şey dönmezken.


Birden bire bizden buyuk olanlar gibi (anne baba cevremizdeki yetiskinler)

Davranıp konusmaya başlıyoruz bu nasil olabilirki?


Ozgurce bakan korkusuz bir çocuğun giderek dahada özgürlesmesi gerekmiyormu?


Bu tuhaf sıcrama tam tersi bir yere doğru nasıl gidebilir?


Biz büyürken herkes bize defalarca vurgulanmıs bir kaydı ezberletir.


Sonunda bu ezberler bizi öyle bir katilaştirirki (bileşim noktamiz)artik uçucu zihnimize sahip olmuştur ne kadar hüzünlü bir durum.


ecüş bücüş bir benlik iddiacı kibirli havadan nem kapan  kaygılı âçlık çeken bir yaratığa dönüşürüz  bizi


zor gibi görünen bu yabancı donanımı söküp atmak uçucu bunu istermi?


Hertürden kafa karışıklığını yaratarak bir saniye bile konsantre olmamızı istemez konsantre olursak farkedilir çünkü


Sağduyulu disiplinli bir yaklasim sergileyerek ilk sarsıntiyi ucucuya yaşatirız


herhangi bir durumu olduğundan daha büyük yada daha küçük gösterebilir konsantre olmayalım diye herturlu kombinasyonu kullanır.


Değişmek zor değıl bir kere niyetlenildimi uçucu fazla dayanamaz.


Sevgiler :)



uçucunun zihni gittikten sonra çok yalnız kalmıyor muyuz ?



ooo songl selam :), sevgili dostlarımızın sesini duymak ne güzel, neyse konuyu bölmeyeyim, devam...



Insan biçiminizi yitirmeden uçucudan tam kurtulduk diyemeyiz.


Saldirilari biz daha displinli bir savasci oldukça hafifler,artik çok kaba blokajlar yaratamaz ama bu durumu hafife almamak gerekir.


Cok daha acayip manevralarla bizi ağırlaştırabilir oyalayabilir,kendini unutturabilir.


Uçucu konuların konusudur.



Sen insan bicimini yitirdinmi oteki?



merhaba salih



insan biçimi uçucunun zihni ile aynı gibi geliyor bana. uçucunun zihnine meydan okumak, günlük yaşantımızdaki her şeye meydan okumakla aynı. aile bağları iş ilişkileri duyguların tamamı ve diğer şeyler. uçucudan tam kurtulmadığımız için 'içsel yalnızlık' insanı iliklerine kadar donduruyor.



pek çok şeye eskiden olduğu gibi -olumlu ya da olumsuz- tepki veremiyorum; bununla birlikte kimi zaman gündelik yaşamdaki ilişkilere özenirken buluyorum kendimi.



Bir tersinlemeyle cevap vereyim rumana :)


Savasçı yolculuğuna basladığım gün aslında gerçek insan olmaya basladım :)algılayan farkındalığını çoğaltan


Bu bir süreçtir ve aynı zamanda bir bileşim noktası konumudur ilk bilesikliğimizi burada kurduk bu dunya bizim matrisimiz


Ama giderek daha farkli yayılımları vurgular durumdayız yani bu konuma daha az bağlıyız artık baska dunyalarida deneyimliyoruz.


Insan formunun bilesikligini vurgulayan durumlardan ne kadar cozulursek bicim yitirmeye o kadar yaklasiriz.bizim ihyiyaclarimiz tutuyor o formu aslında günun birinde gidecek vedalasacağiz :))



Salih'in selamı da ne kadar iyi geldi :)



merhaba Oteki;

bigi yolunda ilerlerken yalnız hissetmekle yalnız kalmakla ilgili düşüncelerini merak ediyorum, yazdıklarını ilgiyle takip ediyorum



"bize zorla öğretileni" biraz hafife alıyorsunuz. (özetleme)kendimizi beğenmenin ve aşağılamanın aynı şey olduğu bir yerde yazılmıştı.İnsan enerjisi uçucuları besler. Modern kümeslerde yaşayan tavuklar ile insanlar arasında bir fark yok.

İnsanın seçilmiş bir varlık olduğunu kabul etmek şamanizm düşüncesine aykırı bence. insanların uçucuların besini olması ona bir şey katmaz.Kümes den kaçmak gerekir.



Selam songl :)


Savaşçının yalnızlığı içinden geçtigi süreçlere baglıdır.


Baslangicta ozet yaparken ne yapiyoruz eski alışkanliklari tekrarlari bağıl iliskileri gözden geciriyoruz.


 yaşamımızdaki kalabalık yaratan herşeýden çözulüp yaşamımızi sadelestiriyoruz.daha basindan bunu yaparak enerjimizi ekonomize ediyoruz.yoksa bu ruya konumunda hersey çoğalma genleşme eğiliminde bu eğilimler birlesiyor harmanlaniyor yeni ara tayf ve iliskiler olusuyor (yeni öyküsel durumlar)


Sadelik savasçınin makro ve mikronun icinde rahat ve akışkan hareket etmesini sağlar kopegi kedisi eşi dostu olan biri ya birilerinin programına dahil olacak yada hep onlara açıklamalar gerekceler bulmak zorunda kalacak.


Savasçı yol aldikça  siradan insanın can sıkıntısından edindiği yapıştığı yalniz kalmaktan korkarak aman en azından yanımda birileri var diyerek icinde bulunduğu ve aslinda tinine ruhuna iskence gibi gelen durumlari daha net görur.


S0NSUZUN PARCASI OLMAK


insan kardeşlerimizle bir sorununuz yokki sadece ayni yerleri vurgulamiyoruz.tonalin motivasyon araclarıni duygusuna girerek kendilerini vererek aslinda yeniden hayat buluyorlar surekli ayni yerleri vurgulayarak bilesiklik sağliyorlar yoksa kaybolurlar bunda bir yanlislik yok


Savaşçı birinci dikkatin (tonalin)icinde kaybolmadan sonsuzun parcasi olarak varolur.

Herhangi bir talebi beklentisi olmadan anda kalarak devam eder.

Baska turlu nasil olabilirki dusunelim aile var arkadaslar var iliski sevgili var bu yazdiğım durumların içi oyle kalabalikki ve talep ettiği duygu replikleri butun enerjimizi erkimizi emer.


Bu soylediklerim hemen kontra bir duruma itmesin


Kacmak izole olmak itmek otelemek kötu davranmak gerekmiyor kimseye bu durumlarla başa çıkmak icin kontrollü cılginlık yapmak yeterli sanki ayni yerden ayni şeyden bahsediyormus gibi (diygusuna katilmadan)yapmak yeterli


Kontrollu çılgınlıkta yanliş anlaşılıyor :))herseye bulasmak icinde olmak motive eden olmak surekli organize olmak birileriyle ortak hareket etmek :))boyle bir şey yok.


TONALIN KODLARI


Sevgilisi/ iliskisi /flortu olmak

Zaten boyle bir durum varsa hangi savasciliktan bahsedicez.daha varliksal olarak kisi kendini anlamlandiramamis 1.dikkatin (tonalin)sığ ilişki tanımlarından birini yasıyorsak


 tonalin en saglam argumanlarınin kodlarinin icini içerığini (aile/ask/is/devlet/vatan/evlilik)enerji gerçeklerini kullanarak boşaltmamız gerekiyor.


Savaşçı tek başına dururken karsisina çıkıp merhaba diyen birine baktiğında onun tek basina olmadığını arkasında buyuk bir kalabalık olduğunu görür anlattığı yakindığı şeylerin kişiyi nasıl duygu karmaşalarına ittiğini görür simdi soru şu yaşamöykunu ozetlemissin tonalini sadeleştirmissin yasamına boyle biri girsin istermisin?


Cevap evetse o zaman sonuçlari acık zaten erkini enerjini emen ilişki talep eden  uçucusunun insafına kalmıs biriyle birliktesin ne korkunc yazarken bile insan bir titreme geciriyor:))


BIZIM TONAL ZAMANIMIZ


Biz kendi hattimizin buyucu kusağından farkli bir tonal zamana şahit oluyoruz şu an yalnizliktan tek basinaliktan bahsederken bile buyuk kentlerin birinde bir binanin icinde bir kutucuktayiz ve yanda ustte altta diğer kutucuklarda aileler var insanın hic ailesi olurmu yahu :))ne kötü içi boş bir kavram başina bisey gelirse meczup olup is goremez durumda isen bir ailen olur insan erkli bir varlıktir içine düştüğü kuruma bak ismi tumturaklı" Aile"  :))  aileyi de yerle bir ettikten sonra devam edelim.


Artik mağaralarda koyaklarda yasayamayız biz yeniyiz yeni buyuculeriz bu kadar kalabaliklar icinden sonsuza cikmak tonalin karmaşasınin izini surmek ve buradan 3.dikkate geçmek buyuk bir meydan okuma ama ayni zamanda eğlenceli ketum ve somurtkan olmaya gerek yok tonalin tafrası kağıttan kaplan benzetmesine uygundur.


Savaşçı tonalin bütününü gorür etki alanlarını nereye doğru evrildiğini gelen zamanın ne getirmekte olduğunun izini surer böyle butunden bakıldığında yalnızlik tek başınalık kavramsal olarak doğru bir yere oturur.


Aslında siradan insan dünyasıyla zaten hergun bir sekilde temas ediyoruz sadece artik niteliği farklı onlar bulaşıklık

Ve çıpa atarak linkler kurarak var oluyorlar biz ise istemediğimiz yerde kesintiye uğratabiliyoruz erkimiz var beklentimiz yok ohh ne güzel cok güçlü bir sey değilmi.:))diğerleri ya tutsak olucak ya tutsak edicek sense cıkıp gidebiliyorsun özgürce temas ediyorsun bu kriteri kaybetmedinmi herhangi bir sorun yok.


Bağıl ilişki talep edene yok kardesim almiim diyebilmek erk ister oda ancak özgurluğunu arayan savaşçida var digerinin oyle bir talebi yok o tam tersine bulastikça linkleri çoğalttıkça hayat buluyor ona yem olmayız olmamalıyiz.


Tonalde özledigimiz aradiğimiz eksikliğini cektigimiz birsey olmamali.hala oralardaysak daha iyi bakmaliyiz ölum bilinci/farkındalığın karanlik denizinin bizdeki karşılıklarina ne anladığımıza tekrar dönup bakalim bakmakta bir sakinca yok niyetimizi bileriz tinimizi parlatıriz su an bile yaptigımız budur.


Xtlan


Her yer ve hic bir yer


evet yeryüzu bizim yuvamiz ama o kadar birgun onuda terkedecegiz ve sonsuza akacağız o gun gelene kadar niyette kalalim


Sevgiler :))



Cok sevdigim biri sunu paylasmisti bir zamanlar:


"Yılkıdan üç türlü at gelir: Bazı atlar, daha diğer atlara vurulan kırbacın sesini duyduklarında terk ederler huysuzluklarını; ruhlarıyla derileri arasında bir mesafe yoktur.Bazı atlar ise, kırbacın açtığı yarayla ruhları arasında gider gelirler, yara açıldıkça ruhlarıyla derileri arasındaki mesafe kapanıverir. Kan ruhlarına damlayınca teslim ederler kendilerini. Bazı atlar da var ki, her kırbaçta açılır ruhlarıyla bedenleri arasındaki mesafe. Sen onu kırbaçladıkça ele geçmez olur onun ruhu. Öylelerinden geriye, cansız bir tay bedeni kalır. Bir de seyisin hafızasında, gururu hiç öldürülemeyen bir tayın gurur kıran görüntüsü... Ustalık, bu tür tayları uslandırmakta değil, ona hiç bulaşmamakta saklı. Kırbaç, zaten yola gelecekler için bir bahane..."


Cok guzel degilmi? Ogretiyi animsatmistir bana hep. Eligio 1. Cesit. Carlos 2. Cesit. 3. Cesidide tahmin edersiniz.. ismi suan aklima gelmedi.. Tuhaf.



açıklama için çok teşekürler Oteki :)



Bilmediğimiz şeyler değil senin bildiğin seyleri bi kez de ben tekrar etmis oldum

Bende tesekkur ederim


Sevgiler:)



Aklima dj'nin av hayvanini oldurme seklini nasil sectigi geldide.. acaba hic icinde ne idigu belirsiz maddeler olan ve skandal sekillerde uretilen sampuanlari dis macunlarini vs kullanmismidir bu adam diye dusundum. Pek sanmiyorum . Sizce?



Kuthan, işte savaşçılığı ve büyücülüğü bunlardan arındırıp varoluşumuzla ilgili olan kısımları görmek gerek.

Mesela kullansa nolur kullanmasa nolur? Bunu düşünmek gerek, eğer kullanmıyorsa bu onun savaşçılığı ile ilgili değildir muhtemelen, daha çok bulunduğu kültürün yaşam tarzı ile ilgili olabilir, yani kendi zamanının koşullarıyla yaşıyodur. Mesela Florinda (eski Florinda) makyaj yapan süslü püslü biriymiş, makyaj malzemeleri veya şampuan kullanınca enerji tükenir ve savaşçılık iptal olur diye bir kural yoktur. Eğer bunları yaparken kişiliğini önemsiyorsan elbette değiştirmen gereken şeyler olabilir. Ama şampuan değiştirmek etkili olmayabilir :)

Mesela kendim yıllarca en pahalı şampuanları kullandıktan sonra, sabuna geçtim :), pek bir fark olmadı, zaten kısa saçlı olduğumdan herşeyle temizleniyor. Pahalı bir şampuan kullanma amacım, içindeki zararlı kimyasallar olmamasıydı. Sonra farkettim ki, insana kendi düşüncelerinden daha fazla zarar veren birşey yokmuş.



Olaya o acidan bakmadim. Ne idugu belirsiz o kadar cok urun kullanmak zorunda kaliyoruzki dedigin gibi su devirde. Neye bulastigimizi bilmiyoruz. Hayvan deneyleri yapiyor mesela butun unlu ve bilindik markalar. Ilac konusunda bir nebze anlasilir belki bu durum ama kozmetik? Savascilar tarafindan onemsenmesi gereken bir konu. Bizler daha duyarli olmaliyiz.

Hem dogal hem hayvan deneyleri yapmayan guzel markalar var. Otaci, tresan.. henuz arastiramadim yeterince ama bulasik deterjani camasir sulari.. her sey uretmisler hem dogal hem hayvan deneyi yapmayan. Arap sabunu mis diyebilirsiniz. Yada beyaz sabun oh. En klasik sekilde ele almaya calisabilirsiniz olayi ama .. mesela hangi sabun markasi? Dalan yapmiyor hayvan deneyi ogrendigim kadariyla. Oteki bizim sectigimiz bir marka yapiyor olabilir. Oyleyse dalana yonelmemiz daha mantikli. Sizlerin fikirlerinizide merak ediyorum elbette. Bu konulari dusunurmusunuz bananemi dersiniz. Sadece kendi isinizemi bakarsiniz. Yoksa bu kadarini yapabilirim diyip dikkat edermisiniz. Ben artik etmeye calisacagim.



Kuthan ben elimden geldigince dikkat ediyorum boyle seylere.balik disinda et yemem.sampuan degil sabun kullanirim dis macunu mecbur ama onun yerine bisey bulamadim.ozellikle sisteme olan guvensizligimden elimden geldigince barkoda yaklasmiyorum



Kuthan ben elimden geldigince dikkat ediyorum boyle seylere.balik disinda et yemem.sampuan degil sabun kullanirim dis macunu mecbur ama onun yerine bisey bulamadim.ozellikle sisteme olan guvensizligimden elimden geldigince barkoda yaklasmiyorum



Neden balik disinda et yemiyorsun?



Köleleştirilmiş hayvanları sömürmeyi doğru bulmuyorum.doğadan kendim avlasam yerim.uçucuların bize yaptığıyla nasıl savaşıyorsak başka türlere bunu yapmamayı da bilmeliyiz bence.



Icgudulerini reddetmeyi reddediyorum. Insanin gozunu et burumezmi. Secilmis veganligida dogru bulmam. Tiksinen ve yiyemeyeni anlarim.. bir de koyunun dogasi evcil.. saf bir hayvan. Sen korumasan dogada fazla bir sansi yok.. insanin korumasiyla varolabiliyor. Boyunduruk takmiyorsun. O zaten olayi bildigi halde orda duruyor. Olayi bilmeseler bu kadar kederli olmazlar. Bence koyun yenebilir. Hatta koyun yenmek icin var:)))) koyun avladim diyenini hic gormedim mesela :p saka bir yana caniniz istemiyormu?



@falan'nın bahsettiği teoriye göre, çiftliklerde yetiştirilen balıklarda var :), alabalık, levrek, çipura bunlar hep çiftlik balığı ve mevsimindende almadığın balıkların çoğu çiftlik balığı.



Koyunlar evcilleştirilmiş hayvanlar evet canm çekiyor ama bunu balıklara kanalize edebildim ckdlgls.koyun bu arada insan korumasıyla varolur siye bişey yok.evet pek çoğu hayatta kalamaz ama kalanlar nesillerini devam ettirir.bu arada yediğiniz hayvanların çidtliklerde barış içinde yaşayan hayvanlar olduğunu zannediyorsanız çok naifsiniz.alayı hayatını kafeslerde ilaçlanarak geçiriyor.bu arada balığı mevsiminde yerim.



peki sebzeler ve meyveler için ne diyeceksin? Onlarda çiftliklerde yetiştiriliyor ve sürekli ilaçlanıp, budanıp, gübreleniyor ve doğal ortamlarında değiller. Onlarda birlikte yaşadığımız canlılardan değil mi, neden sadece hayvanlar korunuyor?



Bu benim vicdanı bi durumum.bırakmak da çok zor gelmedi.sebzelerin hali de çok canımı sıkıyor haklısın gönül ister ki insanlar hep avcı toplayıcı olarak kalsaydı.zaten herşeyi veren bir doğa varken onun kontrolünü başkalarına kaptırıp süpermarketlere mahkum edildik.ancak bunun en ağır faturası da hayvanlara kesildi.elimden bu kadar geliyor ne yapayım?herhangi bi aktivist grupla hareket etmişliğim yok tabi o da yapılabilir de bana göre değil.



Bu konuda, hiç et yememek veya bazı canlıları hiç yememek çözüm olamaz. Büyücüler herşeye teşekkür ederler ve kendi sıraları gelince de bedenlerini doğaya sunacaklarını bilirler.



Ben zaten büyücü ya da savaşçı değilim.kendi deneyimlerimi araştırırken castaneda yı öğrenip okudum.savaşçı tarifini aydınlanma yolunu iyi tarif edişini sevdim.neyse benim kendi tercihim çok disiplinli ve hakkınca da uygulamıyorum zaten



fark etmez, büyücüler yerine insan varlıklar yazarak da okuyabilirsin, çünkü bu bir varoluş biçimidir,



Benim avlanıp yemekle bi sorunum yok.mesele yiyip yememek değil mesele hayvanların özgürlüklerinin ve doğalarının elinden alınması.bu aynı zamanda benim ve büyücü,savaşçıların da meselesi.kendim için istediğim ve çabaladığım özgürlüğü herkes için isterim.kendim için çabalarken onları da görmezden gelemiyorum.hayatını kafeste kimyasalla şişirilerek geçiren tavukla modern insan arasında ne fark var?böyle korkunç birşeyi bence uçuculardan öğrenmişizdir.ve ben onların öğretilerini takip etmek istemiyorum.



Kafeslerde, hapishanede, çiftliklerde bağlı olmak veya saraylarda, ormanlarda, dağlarda olmak özgürlüğü tanımlayıcı bir unsur değildir. Sonsuzluk ve enerji bağlamında hiçbir canlının özgürlüğünü kısıtlamaz bunlar.



Sense8i hatirladim hani nagual adam hapisteydi ama birilerine gorunuyodu falan. Sahi noldu o dizi cekilmiyomu



Ne diyor CC' na Armando'ya "sen marul yada biftek yerken ne yediğini zannediyorsun? yaşam yiyiyorsun." evrende her varlık bilincini sürdürebilmek adına alt varlıkları tüketmek zorundadır. İnsanoğlunun tükettiklerine bakarak uçucularında aslında çok kaliteli bir gıda tükettikleri söylenemez :)Hani atalarımızın ölenler için "toprak kabul etmez" dedikleri bu olsa gerek :)



Doğaya karşı yaptığımız asıl haksızlık, çiftliklerdeki koyunların veya ineklerin 100 gram etini yememiz değildir. Bunun asıl sorumsuz tarafı, ihtiyacımız olmadığı halde canlılara verdiğimiz zararlardır, mesela eğlence olsun diye avcılık yapmak ve hayvanları öldürüp bırakmak, veya koca bir koyunu kesip sakatatlarını çöpe atıp israf etmek, eğer sadece et yiyeceksek zaten kasaplarda et var, koca bir hayvanı sadece eti için öldürmek israftır. Ya da eğlence olsun diye kafeslerde, akvaryumlarda tutmak, yada eğlence olsun diye işkence yapmak, mesela çocuklarımıza anlatırız, küçükken köpeklerin kuyruğuna konserve kutusu bağlayıp eğlendiğimizi, sonrada hayvanlara eğlence olsun diye işkence yapan çocuklar yetiştiririz, işte doğanın hoşuna gitmeyen durumlar bunlar, yoksa bizim beslenmek için yediğimiz etle alakası yok. Hata canlıları tüketirken de, onlara teşekkür etmeyi aklımızdan bile geçirmeyiz, obur obur tüketip kendimizi düşünürüz, sonrada bu gıdalar faydasızca bedenlerimizdeki yağ topaklarına dönüşür.



Oteki siteyi canlandirma cabalariniz bi an cok itici gorundu gozume. Israrla surukluyomussunuz gibi .. cokta sıkıcı hani site. Icten olmayan sorular. Sanki oylesine acemice hazirlanmis şevksiz ödev gibi yazilar. Yakanizdan tutup sarsmak istedim sizi! Şuhsuz musunuz nesiniz ayoll. Ay bi kendinize gelinn kam onn yeeeeh:)))))) oldu o zaman bye



Oteki siteyi derken, tr.castanedadan mı bahsediyorsun yoksa Oteki isimli üyeden mi? Tam anlamadım, iki türlüde manası var gibi :)



Ay onu bende sonradan farkettim yaa.ama artik cok gecti.gerci editormuyum neyim duzenleyebilirdim ama ne bilim hayat gaalesine dusmusuz ayol aklima gelmedi ;p saka bi yana..yeni siteden bahsediyorum



Yeni sitedense, ifadeleriniz hedefini anladım :))


Sorma Rumana böyle bir pasif çağ görmedim, bir forumu canlandıramadık :)


Yok yok tabii ki insanları konuşturalım diye çabamız yok, daha çok yazınsal kaynakları düzenliyoruz, ama tabii orası bir wep sitesi değil, bir forumdur, böyle oluncada yorumların tartışmaların yapıldığı bir ortamda olması gerek, ama bu durum birisinin dürtmesiyle olmaz, kendiliğinden olur. Ve olması gereken budur, çünkü yaşamınızda neyi vurgularsanız öyle yaşarsınız, eğer enerjisel boyut hakkında konuşursanız ilginiz bu yönde olur ve gelişir, ya da sürekli zihinsel ve şikayetleriniz hakkında konuşursanız yaşamınız o yönde yuvarlanır.


Aslında şu anda birçok yazınsal kaynak yükledik, bunlar okunup kavrandıkça üstünde konuşulacak şeyler çıkar, yada zamanı gelir, hem zaten forum sezonu daha açılmadı, forum sezonu Kasım ayında başlar, yani kışın :),



Hemen alinganlik edip farkli yerlerden vurmaya calismana gerek yok. Bu senin tarzin biliyorum ama bunaldim iyice öf;p saka bi yana farkli ilgi alanlari hos oluyo. Mesela mitoloji sitesi cok parlak bi fikir. Zaten bizim cok guzel ve ozel bi sitemiz vardi. Dogal akisinda olusmus ve hos bi yer burasi. Neyse ben yeni olan cogu seye sempati besleyemiyorum zaten. Belki zamanla okuyabilirim. Cogu zaman girip girip cikiyorum sayfalara. Okutmuyo kendini anlamadim.

O siteyle ilgili bikac tavsiye: ana basliklar siteyi acar acmaz gorunse buradaki gibi daha hos olabilir. Bide telefonda siteyi acinca bi tuhaf gorunuyo. 1 satirda azcik kelime var sayfayi yakinlastirinca kelimeler cok buyuyo..

Kullanimla ilgili orda baslik acmissiniz ama neyse ben burdan belirtmis olim



rumana zaten o forumda isteksiz oluşun, seçtiğin nick'ten belli oluyo :)), klavyeye rastgele basmış gibi nick seçmiş ugcgxkhck :))


Şimdi, dediğin durum dikkatimi çekmişti, yani mobil sayfada ekran çok dar görünüyo, sebebide üye isminin sol tarafta bölüm oluşturması, yapılır mı bilmiyorum @sonsuz, mobil sürümde üye ismi mesajın üstünde görünse olur mu?



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön