Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

niyeti kullanmak


Görünüşleri Niyetlenmek


Dj ve castaneda, şehir merkezindeki banka otururlar. CC nin zihni berraklaşır, bunun üzerine DJ şöyle der; "Şayet yaşamı yıllara göre değil, saatlere göre düşünürsen, yaşamlarımız çok ama çok uzundur. Günlere göre düşünsen bile yaşamımız sonsuzdur. Büyücüler yaşamı saat saat yaşar. Bundan dolayı da bir saat içinde bir büyücünün, normal bir yaşama eş yoğunlukta bir yaşam yaşaması mümkündür. Bu yoğunluk ise bileşim noktasının deviniminde bilgi depolanması söz konusu olduğunda üstünlük sağlarmış."


CC bu konu hakkında biraz daha konuşmak ister,

DJ: "Birleşim noktası, en küçük kımıldanışlarında bile, tümüyle ayrı algı adaları yaratır. Bilgi, farkındalığın karmaşıklığı içinde duyumsamalar biçiminde orada depolanabilir. Bilgi duyumsamanın kendisinde depolanır. Sonra, bir büyücü birleşim noktasını tam onun olduğu yere devindirdiğinde, tüm duyumsamayı yeniden yaşar. Yoğunluk bileşim noktasının deviniminin doğal bir sonucudur.


Yoğunluk; fazlaca enerji akışıdır.


Büyücülerin deneyimleri öyle acaiptirki büyücüler onları entellektüel bir gösteriye dönüştürürler, ve bunu kendi izlerini sürmek amacıyla kullanırlar. Oysa onların kozları bizim algılayıcılar olarak, algının aklımızın alabileceğinden çok daha fazla olasılıklara gebe olduğu sarsıcı farkındalığıdır.


Büyücüler o engin olasıklıklara karşı kendilerini koruyabilmek için, acımasızlık, kurnazlık, sabırlılık ve nezaketten oluşan mükemmel harmanlı bir yaklaşımı geliştirirler.


Büyücüler bunları niyet ederek geliştirir. Bu temeller de elbette bileşim noktasının konumlarıdır. bu konumlar büyücüler tarafından kılavuz olarak kullanılırmış. Bileşim noktalarının belirli bir yere geçmelerine neden olan dört ayrı zihinsel yaklaşım..


Ussallığımız bizi iki arada bir derede bırakır, düşüncelerimizi tartmak, sorgulamak, anlamak eğilimindeyiz. Oysa büyücülük düzencesinde bunu yapmanın bir yolu yok. Büyücülük sessiz bilgiye ulaşma sanatıdır, sessiz bilgiye ise ussallıkla ulaşılamıyor. Yalnızca duyumsanabilir o.


İz sürme sanatında büyücülerin çokça kullandığı bir yöntem vardır. Denetlenmiş delilik. Büyücüler denetlenmiş deliliğin genişletilmiş farkındalık durumundayken gündelik yaşam dünyasındaki olaylarla başa çıkmanın tek yolu olarak kullanır. Denetlenmiş delilik denetlenmiş aldatı sanatı olarak ta adlandırılabilir. -mış gibi öyle bir yapılmalı ki kimse bunu gerçeğinden ayırt etmemeli. Denetlenmiş delilik tam bir aldatı sanatı sayılmaz, bu daha çok herşeyin bütünsel bir parçası olarak kalırken herşeyden ayrılmış olmanın incelikli, sanatkare bir yoluymuş. Denetlenmiş delilik uygulaması çok fazla enerji gerektirir, bu yüzden herkes katlanamazmış.


İz sürücüler insanları 3 gruba ayırırmış.

1. grup en iyi sektereterlerin ,yardımcıların, ve refaketçilerinde yer aldığı becerikli, esprili, görgülü, nazik ve duyarlı olan bir grup. Bunların tek dezavantajı kendi başlarına hareket edememeleri. Her zaman onları yönlendirecek birine ihtiyaç duymaları. Kendi başlarına kaldıklarında hiçleşirlermiş.


2. grup insan ise hiç nazik olmazmış, küçük, kinci, hasetçi, kıskanç, benmerkezci, olurlarmış. Salt kendileri hakkında konuşur, insanları hep kendilerine uydurmak isterlermiş. Pek beceremezlersede, her konuda öncülük etmek isterlermiş. Hep gergin olur, gevşeyemzlermiş. Özgüvenden yoksun kaygı içinde yaşarlarmış.


3. grup ise ne iyi ne de kötü olmayanlardan oluşuyormuş. Bunlar kimseye hizmet etmeyen, başkalarınada hiçbirşeyi zorla kabul ettirmeye çalışmayan insanlarmış. Bu kişiler kayıtsız olurlarmış. Kendilerini yüceltilmiş hissetmeleri, salt hayallerinden ve hüsnükuruntularından kaynaklanırmış. Bekler dururlarmış. Onlar keşfedilmeyi ve yenilmeyi beklerlermiş. Vaat ettikleri şeyleri asla gerçekleştiremezlermiş. Böyle bir yetileri yokmuş.


(Bizler hangi gruba giriyoruz? )


Kendi üzerimize odaklanmamız bu gruplara girer. Kendi üzerimize odaklanmayı bıraktığımız an hangi grupta olduğumuzun bir önemi de yoktur.


Nagual Juilana göre kendini beğenmişlik 3 bin başlı bir canavarmış, ve bu canavarı yenmek için 3 yöntem varmış. Birinci yol, canavarın başlarından her birini bir defada kesip koparmakmış. İkincisi acımanın olmadığı yer denen o esrarengiz konuma gelerek canavar orada açlıktan ölene kadar kalmakmış. Üçüncü yol ise canavarın hiç olması içn kişinin simgesel olarak ölmesidir. (Bu yollardan birini seçecek kadar şanslı değiliz, genelde büyücünün yolunu tin belirlermiş.)


Nagual julian bilgiyi hazırlop vermeye inanmazmış, o şekildeki bilginni önemli olmadığını düşünürmüş. Bilgi ima edildiğinde, ilgi duyan kişinin gidip o bilgiyi almak için uğraşması gerekirmiş.


Tulio Öyküsü,

Hesapodası, tarla, kadınlar, hesapodası (yalnız), avlu, hesapodası, avlu, kadınlar, hesapodası, tarla, kadınlar, avlu, çalışmaodası,

Açıklama ister, acımanın olmadığı yerle ilgili açıklama,


İz sürmenin kusursuz örnekleri olarak açıklar NJ tulioları.


DJ acımanın olmadığı yere ulaşır ve bütün herşeyi anlar fakat bu noktanın kalıcı olmadığını bildiği içinde bileşim noktası eski yerine dönecekmiş.


Nagual Julian insan gözünün bir şeyin en bariz yanına odaklandığnı bir müddet sonra ise izleyenlerin kendisine verilenden başka birşeyi göremeyeceği bir hale gelirmiş.


İz sürücüler görünüşlerini bir takım kıyafet ve gereçlerin yardımıyla değil niyet ederek yaratırlarmış. Bir büyücü görünüşlerini tin den dilermiş. Görünüşler istenir, yoğun bir şekilde çağrılırmış. asla ussallıkla bulunamazmış.


İnsanların saydam kozasınn sağ alt bölümünde bir parlaklık varmış. O parlaklık kişinn cevherli olduğunu gösterirmiş fakat aynı zamanda sapkınlığında işaretymiş. O zamanların kara büyücüleri bu imrenilen özelliği çalıştırarark onun insanın karanlık yönüne bağlamaktan zevk alırlarmış.

CC "O halde insanlığın karanlık bir yönü var, sen her zaman sadece erk var derdin" der.

DJ güldükten sonra,

"Elbet var bir karanlık yanımız. Gereksiz yere öldürüyoruz değil mi? Tanrı adına insanları yakıyoruz, kendimizi mahvediyoruz, bu gezegendeki yaşamı siliyoruz, yeryüzünü yok ediyrouz, Sonrada cüppelerimizi giyip tanrının bize anlattıklarını dinliyrouz. Ya tanrı bize ne söylüyor? iyi olmamızı, yoks bizi cezalandıracağını söylüyor. Tanrı bize yüzyıllardır göz dağı veriyor, ama bu hiçbirşeyi değiştirmiyor. Kötü olduğumuzdan değil, kafasız olduğumuzdan. İnsanın karanlık bir yanı vardır, doğru, ona aptallık denir."


Dj insan farkındalığının bin odalı perili bir saraya benzediğini söyler. Gündelik yaşamın farkındalığı o odalardan birine ömür boyu hapsolmak gibiymiş. Biz o odaya sihirli br kapıdan girermişiz: Doğum. ve yine sihirli br kapıdan çıkarmışız: ölüm.

Ne varki büyücüler halaa yaşıyorken bir başka çıkış yolu bulup o odayı terkedebiliyorlarmış. Ama akıllara ziyan başarıları o kilitlenmiş odayı terk ettiklerinde özgürlüğü seçmiş olmalarıymış. O devasa perili sarayın içinde yitip gideceklerine , orayı terk etmeyi seçerlermiş.

sapkınlık özgürlüğe ulaşmak için gereken enerji farkındalığı taşmasının karşıtıymış. sapkınlık büyücülerin yollarını yitirip, bilinmeyenin dolambaçlı, karanlık çıkmazlarında kısılıp kalmalarına neden oluyormuş.


İz sürme bir sanattır. Bi büyücü için kendisi sanatın tüccarı olmadığına göre bi sanat eserine ilşkin tek önemli şeyi o nu icra edebilmektir.


Son olarak DJ:

Bileşim noktanı sessiz bilginin olduğu yere doğru devindir. Birleşim noktasını devindirmek herşeydir. Ama sabırla ve denetimle yapılmazsa bir anlamı olmaz. Onun için kendi üzerine odaklanma aynasını tuzla buz et. Kusursuz ol ki sessiz bilginin yerine ulaşacak enerjiyi bulabilesin.



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön