Eski SessizBilgi - - - - - Yeni SessizBilgi
Alt Limit:
Kaç tane -->

tinin inisi


TİNİN İNİŞİ


BİLEŞİM NOKTASINI HAREKET ETTİRMEK


'Büyücülük öykülerinin dördüncü soyut özü , (Tinin belirmesi,dokunuşu, hilesinin ardından )tinin inişi ya da niyet tarafından harekete geçirilmek olarak adlandırılır. Tin hakkında konuştuğumuz adama büyücülüğün gizemlerini gösterebilmek için onun üzerine inmek zorundaymış. Tin bunun için, adamın şaşkın, korumasız olduğu bir anı seçmiş ve bileşim noktasını özel bir konuma hareket ettirmiş. Bu özel nokta sonradan büyücülerle acımanın olmadığı nokta olarak bilinen konumdur. Böylelikle acımasızlık büyücülüğün ilk ilkesi olmuş.'


' Nagual tin için bir araçtır. Niyetle olan bağlantı hattını yeniden tanımlamak için , kusursuz bir ömür sürdüğü ve sıradan insandan daha fazla erkeye sahip olduğu için , tinin kendisini, onu (nagualı) kullanarak ifade etmesini sağlayabilir. Böylece büyücü çömezinin deneyimlediği ilk şey farkındalık düzeyindeki bir değişmedir ve bu kaynağını nagualın varlığından alır. Ve bileşim noktasını oynatmak için aslında hiçbir yöntem yoktur. Tin çömeze dokunur ve çömezin bileşim noktası hareket eder .Hepsi bu kadar basit.


Sırtıma vurmasının algımı yönlendirmekten çok , dikkatimi toplamam ve kuşkularımdan sıyrılmama için kullandığı bir hile olduğunu söyledi, don Juan. Ve devam ederek ' sihrin bizi yakalamasına izin vermek için tek yapılması gereken kuşkuyu zihnimizden kovmaktır.'


Bir otacının ameliyat seansı ve tin aracılığıyla kendini değiştirmesinden söz ederler. (kadının sesi değişerek erkek sesine dönüşür, Kolomb öncesi bir savaşçının ruhudur bu ve kadını ele geçirir.)


Eğer düşünmezsek (açıklamayı sürdürmek) her şey yerli yerine oturur.


Düşünmenin önemiyle ilgili , konuşmalarını hatırlattı Carlos Castenada,


' Çevremdeki herkesin açık bir şekilde düşünmesini isterim. Ve dinlemek isteyen herkese apaçık düşünmenin tek yolunun hiç düşünmemek olduğunu açıklarım. Büyücülüğe mahsus bir çelişki bu.


Bir büyücü için düşünmenin iki şekli vardır. Bileşim noktasının olağan konumunda gündelik düşünme şekli, bu onun gereksinimlerini karşılamaktan uzak ve kafa karıştıran bulanık bir yol .


Diğeri kusursuz düşünmeydi .Bu işlevsel , tutumlu pek az şeyi karanlıkta bırakan bir düşünce tarzıymış. Don Juan böyle bir düşünme için bileşim noktasının hareket etmesi gerektiğini, en azından gündelik düşünme tarzının , bileşim noktasının hareket edebilmesini sağlamak üzere olan bir konumda durması gerektiğini söyledi.


Düşünmeyi durdurmanın yoluysa bileşim noktasının hareket etmesini niyet ederek olur. Niyet gözlerle çağrılır. Bileşim noktasının acımasızlığın olmadığı noktaya hareketiyle , kendine acıma duygusunun olmadığı yerin yanı başındadır ve bu noktada büyücülerin gözlerinde parıltılı bir tabaka vardır, büyücülerin gözleri çok parlaktır, ne kadar acımasızsa o ölçüde parlaktır.'


'Anımsamak , gündelik düşünme tarzı tarafından yönlendirilir, yeniden toparlamak ise bileşim noktasının hareketi tarafından. Büyücülerin yaptığı gibi özetleme ,yaşamlarındaki önemli olay ve eylemleri anımsamayla başlar. Sadece olay hakkında düşünmek bile onları olayın yanı başına taşır.


Bunu yaptıkları zaman bileşim noktalarını olay anına doğru kaydırmışlardır. Bileşim noktasını oynatma yoluyla , bir olayı bütünüyle geri getirmeye , büyücülerin yeniden toparlanması denir.


Büyücüler , bileşim noktasının hareketi için niyetin işe karışması gerektiğini düşünürler , ve niyetin ne olduğunun bilinmesine olanak olmadığından, gözlerinin onu çağırmasına izin verirler.


Gözlerin kendi belleği olduğundan ve gözlerin niyetle dolaysız bir ilişkisi olduğundan söz eder Don Juan.


Gözlerinini içine bakarak Carlos Castanedayı , ileri farkındalık durumuna sokar.


Birlikteliklerinden ne kazancı olduğu sorusu karşılığında , Don Juan herhangi bir karşılık beklemediğini , bir bedel ödemesi gerekmediğini söyler . Ancak kendi kusursuzluğum için , tüm yaşamımda yapmadığım kadar savaşmak zorunda kaldım. Seninle birlikte olabilmeyi başarmak için,


her gün en dayanılmaz çabaları göstererek ,dönüşmem gerekti.


MERHAMETİN OLMADIĞI YER


Don Juan'ın oyunu ve sonunda :


'Yaşamımda ilk defa , içimdeki iki yapılılığa değin bir bilgim olmuştu. İki ayrı yan apaçık varlığımın içindeydiler. Birisi son derece yaşlı ,rahat ve kaygısızdı. Ağırdı, karanlıktı ve diğer tüm şeylerle bağlantılıydı. Benim umursamayan yanımdı, çünkü her şeye eşitti. Olaylarla umarsızca eğleniyordu. Diğer yanım yeniydi ,yumuşaktı , dalgalıydı. Sinirli ,hızlıydı ve kendini umursuyordu.


Çünkü güvenlikte değildi ,sadece başka şeylere bağlanabilme yeterliliği olmadığından , hiçbir şeyle eğlenemiyordu. Yalnızdı , yüzeydeydi ve incinebilirdi. O dünyaya baktığım yanımdı.'


'Toplanma noktasının hareket edip , merhametin olmadığı yere ulaşmasıyla ussallık ve sağduyunun zayıfladığını söyledi Don Juan. Daha yaşlı , karanlık ve sessiz duyumsamam,zihnin tarihsel geçmişinin bir görüntüsüymüş. İnsanın yaşlı yanının bildiği şey sessiz bilgi olarak olarak bilinir. Büyücüler, insanın bildiğini anladığında ve bildiğiyle ilgili bilinçli olmak istediğinde , bildiğini gözden yitirdiğine inanırlar. Bu açıklayamadığın sessiz bilgi elbette niyettir , soyuttur, tindir. İnsanın yanlışı bunu günlük yaşamı bildiği gibi bilmek istemesinde yatmaktadır. Bunu bilmeyi ne kadar çok isterse, bu bilginin ömrü de o kadar kısa olur.


Bireysel benlik düşüncesi güçlendikçe , insan sessiz bilgiyle olan doğal bağlantısını yitirmiş. İnsanların ahlakı hor görme ve umutsuzluklarının nedeninin ,içlerinde az kalmış da olsa , iki eylemi gerçekleştiren eşsiz bilgiden kaynaklanır. Birincisi , her şeyin kaynağıyla olan eski bağlantıya dair bir sezgi vermesi ve ikincisi bu bağlantı olmadan barış ,tatmin ve erme umudunun olamayacağının bilgisi.


Bir savaşçı için savaş doğal , barışınsa alışılmamış bir şey olduğunu ve savaşın bir savaşçı bireysel ya da topluca yapılan aptallıklar ve nedensiz şiddet kullanmak olmadığından söz ederek, savaş bir savaşçı için insanı erksiz bırakan bireysel benliğe karşı mutlak mücadele vermektir , dedi. Don Juan


Büyücülerin, insanları tamamıyla kendi izlenimlerine düşkün, katil ruhlu bir egoiste dönüştüren şeyin, toplanma noktasının konumu olduğuna ve kaynağa dönme umudunu yitiren insanın avuntuyu kendi benliklerinde aradıklarına inandıklarını söyledi. Bu yöntemle kişisel izlenimini sürdürecek bir biçimde toplanma noktasını sabitlemeyi başarmışlar. Bu nedenle toplanma noktasını alışılmış konumdan uzaklaştıran herhangi bir hareketin , insanı kişisel yansıması ve onunla birlikte olan kişisel öneminden uzaklaştırdığını söyleyebiliriz ki bunun somut sonucu kendini fazla önemsememek olurmuş. Savaşçının yolunun asıl amacı kendini önemsemeyi yenmektir. Kendini önemsemenin örtüsünün altında yatansa kendine acımadır, aslında. Ve kişisel öneme sahte bir sıcaklık duygusu veren ,onun bu güya bağımsız doğasıdır.


Toplanma noktasının en ufak hareketi ölmek gibidir. İçimizdeki her şeyle bağlantısını koparır , sonra yeniden çok daha büyük bir enerji kaynağına bağlanır. Bu enerji yükselişi öldürücü bir kaygı gibi duyumsanır. Bu durumda sadece bekle. Bu enerji taşkınlığı geçecektir. Tehlikeli olan başına geleni bilmemektir. Bir kere bildin mi gerçek bir tehlike yok demektir.


Kişisel yansımanın konumu ,toplanma noktasını düzmece bir acıma dünyası kurmaya zorlar , gerçekte , acımasız ve ben merkezcidir. Bu dünyadaki tek gerçek duygu onları duyumsayan için uygun olandır. Bir büyücü için karalılık acımasızlık değildir. Kararlılık kendine acıma ya da kendini önemsemenin zıt anlamlısıdır. Kararlılık aklı başındalıktır.



Sessizbilgi Listele - - - - - Yeni Siteye Dön