1

Konu: Savaşçı

"Savaş, bi savaşçı için, bireysel ya da topluca yapılan aptallıklar ve nedensiz şiddet anlamına gelmez. Savaş, bi savaşçı için, insanı erkinden yoksun bırakan bireysel benliğe karşı mutlak bir mücadele vermektir."


Savaşçının yolunun asıl anlamı, kendini fazla önemsemeyi yenmekmiş. Nihai amaç "Bilgi adam"ı olmaktır; ancak bu yolda bir savaşçı olduğun takdirde ilerleme şansın olur. Bir savaşçının hayatı boyunca uyması gereken kurallar vardır; bunların en başta gelenlerini şöyle sıralayabiliriz

1. Savaşçı kusursuz yaşar.

2. Savaşçı kendine acımaz.

3. Savaşçı kendini önemsemeyi bırakır.

4. Savaşçı gerekeni yapar.


Büyücülerin, kendini fazla önemsemenin maskesini düşürdüklerini ve bunun bir başka şeymiş gibi görünen KENDİNE ACIMA olduğunu bulduklarını açıkladı.


Kendine acıma, gerçek düşmandır ve insanın umutsuzluğunun kaynağıdır. Kendisine fazla acıma duymadan insan şu anda olduğu kadar kendini önemsemeyi başaramazdı! Her nasılsa kendini fazla önemsemenin gücü bir kez işin içine karıştımı, kendi çekim alanını geliştirir. Ve kişisel öneme sahte bi sıcaklık duygusu veren, onun bu güya bağımsız doğasıdır.

2

Cvp: Savaşçı

Savaşçının yolu

Carlos Castaneda, 12 kitaptan oluşan bir değişim-dönüşüm öyküsünü bizlerle paylaşmıştır. Bu, gündelik dünyanın koşullanmaları sonucu, dünyanın nasıl bir yer ve kendisinin nasıl bir varlık olduğunu bildiğini sanan sıradan bir adamın dönüşüm öyküsüdür.


Yolun başındaki sıradan adam yolu izledikçe sihirli bir varlığa dönüşmüştür. Varlığından haberdar bile olmadığı akıl almaz algı hünerleriyle donatılmış sihirli bir varlığa... Ve dünya da hiç de sandığı gibi bir yer değildir artık, büyülü bir yerdir dünya. Bu yola savaşçının yolu denmiştir. Kendisi dışındaki kişilerle veya koşullarla savaşmak değildir buradaki savaş.


İnsanın kendi zaaflarına karşı, onu sıradan bir insana dönüştüren benliğin bunaltıcı hakimiyetine karşı bir savaştır bu. Bu kitaplar aynı zamanda bir çağrıdır. Bizlerin aslında nasıl varlıklar olduğumuzu keşfetmeye başlayacağımız sonu gelmez bir maceraya çağrı... Başlangıçta sıradan dünyanın sıradan bir adamı olan Carlos Castaneda, bu yolu izleyerek büyülü bir dünyanın sihirli bir varlığına dönüşmüştür. Ve bu dönüşüm herkese açıktır.

Cvp: Savaşçı

Don Juan’a göre, savaşçı yalnızca bir insandır, alçakgönüllü bir insan ve aynı zamanda erk avlayan kusursuz bir avcıdır. Hiç kimse savaşçı doğmaz, tıpkı kimsenin sıradan bir insan olarak doğmadığı gibi. Ancak insanlar kendilerini bunlardan birine ya da ötekine dönüştürür. Savaşçı olmayı dilemekle savaşçı olunmaz.

Bu daha çok, yaşamın son anına dek süren sonsuz bir savaşımdır. Bir savaşçının geliştirmesi gereken şey, yaşamı demek olan bu çılgın yolculuk için gereksindiği her şeyin kendisinde mevcut olduğu duygusudur. Savaşçı için geçerli olan, yaşamını sürdürmektir.Yaşam kendi başına yeterli, kendini açıklayıcı ve eksiksizdir.

Savaşçıların sahip olduğu tek özgürlük, kusursuz davranmaktır. Kusursuzluk sadece özgürlük değil, aynı zamanda insan biçimini* düzeltmenin de tek yoludur.

Savaşçının özgüveniyle, sokaktaki adamın özgüveni ayni şey değildir. Sokaktaki adam, seyircinin gözündeki kesinliği arar, buna da özgüven der. Savaşçı ise kendi gözlerinde kusursuzluğu arar, buna alçak gönüllülük der. Sokaktaki adam arkadaşlarına çengellenmiştir. Savaşçı ise yalnızca kendine bağlıdır.

Savaşçının özgüveninin ardında olması gerekirken, sokaktaki adamın özgüveninin peşindedir. Bu ikisinin arasında olağanüstü bir fark vardır. Özgüven, bir şeyi kesin biçimde bilmeyi gerektirir; alçak gönüllülük, kişinin eylemlerinde ve duygularında kusursuzluğu gerektirir.

Savaşçının hayatında karara bağlanmamış yalnızca tek bir konu yer alır: Kişinin erk ve bilgi yolunda ne kadar uzağa gidebileceği. Bu, açıkta kalmış bir konudur, hiç kimse sonuçları hakkında fikir yürütemez. Kusursuzluksa aslında özgür olan tek edimdir, bu nedenle de bir savaşçının tininin gerçek ölçüsüdür.

Bir savaşçı acısını kabullenir ama ona düşkünlük gösteremez. Onun için, bilinmeyene dalan savaşçının havası hüzün değildir; tersine, talihi yüzüne güldüğü, ruhu kusursuz olduğu, her şeyin ötesinde etkililiğinin ayırtına vardığı için neşelidir. Savaşçının sevinçliliği yazgısını kabul etmekten, önündekini gerçek anlamda değerlendirmekten kaynaklanır.

Don Juan’a göre, “bir savaşçının yaşamının soğuk, yalnız ve duygulardan uzak olması imkansızdır, çünkü, yaşamı, sevgilisine duyduğu şefkat, bağlılık, ve özveri üzerine kurulmuştur. Bir savaşçı için toprak ve dünyadan büyük aşk olamaz. Kişi ancak bu dünyayı tutkuyla severek arınır kederlerinden. Bir savaşçı her zaman sevinçlidir, çünkü sevgisi değişmez; bunu iyi bilen aşkı yani yeryüzü, ona akla hayale gelmez armağanlar sunar. Üzüntü, yalnızca varlıklarına barınak sağlayan şeyden nefret edenlere özgüdür.