Konu: 15- Çalışma Düzeni - 3. Birim
•Bir Dostun Kuralları Vardır•
“Dost” kavramının bileşenleri arasındaki bir dostun kuralları olduğu düşüncesi olmadan, bir dostun ne olduğunun açıklanması olanaksızlaşırdı. Bu öneminden ötürü bu düşünceye, bu yapısal düzenin üçüncü birimi olarak yer vermiş bulunuyorum.
Don Juan’ın yasa diye de adlandırdığı kurallar, bir dostla ilişki kurulmasında yerine getirilmesi gereken tüm edimleri ve gösterilmesi gereken tüm davranışları yönlendiren sıkı düzen kavramıdır. Kurallar, öğretmenden çömeze ikisi arasındaki karşılıklı ilişkiler sürecinde, değiştirilmemeye çalışılarak ve sözlü olarak aktarılır. Demek ki, kurallar, bir yönergeler toplamından öte bir şeydir; bir dostla ilişki sürdürülürken izlenecek yöntemleri düzenleyen bir dizi edim taslaklarıdır.
Don Juan'ın, bir dosta ilişkin “bir insanı kendi sınırlarının ötesine taşıyabilen bir erk” diye yaptığı tanım, kuşkusuz ki, birçok öğeler için de geçerlidir. Bu tanımı temel alarak, işlevi yerine getirebilecek olan herhangi bir şeyin, bir dost olduğunu ileri sürmek olasıdır. Mantıksal olarak, açlık, yorgunluk, hastalık ve bunun gibi durumların neden olduğu bedensel değişimlerin bile bir dost olarak nitelendirilebileceğini savlayabiliriz; çünkü bunlar da insanı olağan gerçeklik durumundan uzaklaştırabilecek güçtedirler. Ne var ki, bir dostun kurallarının bulunması, bütün bu olasılıkları ortadan kaldırmaktadır. Bir dost, kuralları olan bir erk olmaktadır. Tüm öbür olasılıklara, dost denilemez, çünkü onların kuralları bulunmamaktadır.
Kurallar kavramı şu düşünceleri ve bu düşüncelerin şu
çeşitli bileşenlerini içermektedir:
(1) kurallar katıdır;
(2) kurallar artmaz;
(3) kurallar olağan gerçeklikte doğrulanır;
(4) kurallar olağandışı gerçeklikte doğrulanır;
(5) kurallar özel oybirliğiyle doğrulanır.
•Kurallar Katıdır•
Kurallar toplamını oluşturan edim taslakları, öğretilerin uygulayımsal ereğine ulaşabilmek için izlenmesi gereken zorunlu aşamalardır. Kuralların zorunlu olma niteliği, katı oluşuyla belirtilmektedir. Kuralların katılığı, etkinlik kavramıyla yakından ilişkilidir. Olağanüstü çaba harcanması, yaşama savaşının kesiksiz olarak sürdürülmesi sonucunu doğurur, ve bu koşullar altında yalnızca kişinin en etkin edimleri o kişinin yaşamını sürdürmesini sağlayabilir. Kişisel eğilimlere yer verilmediğinden ötürü de, yaşamak için tek çıkar yol edimlerin kuralların buyruğuna uygun olmasıdır. Bu nedenle kuralların katı olma zorunluluğu vardır; ve hükümlerine kesin olarak uyulması da bu yüzdendir.
Ne var ki, kurallara uyulması, değişmez bir koşul olarak gösterilmemektedir. Öğretiler boyunca, notlarım arasında, kuralların bu katılığının yumuşatıldığı bir durum yer almaktadır. Don Juan bu sapma örneğini, dostla doğrudan doğruya karşılaşmanın ürünü olan özel bir lütuf diye açıklamıştır. Olay şuydu: Datura inoxianın içerdiği dostun kullanımında istemeden yaptığım bir hatadan ötürü, kuralı bozmuş oluyordum. Don Jun bu olayı, bir dostun doğrudan doğruya işe el atarak, kuraldışı bir edimin genellikle ölüme yol açan zararlı etkilerini yok edebilme gücüne yormuştu. Kurallardaki bu esneklik durumunun, bir dost ile izdeşi arasındaki güçlü bağdan kaynaklandığına inanılmaktadır.
•Kurallar Artmaz•
Buradaki varsayım, bir dostun kullanımında akla gelen tüm yöntemlerin uygulanmış bulunduğudur. Kuramsal olarak kurallar artmaz; ve onları çoğaltma olasılığı yoktur. Kuralların artmazlığı, yararlılık kavramıyla da ilişkilidir. Çünkü kurallar, kişinin yaşamını sürdürmesi için tek çıkar yol buyurmaktadır, ve bu akışı herhangi bir biçimde değiştirme girişimi, boşuna olmaktan öte, öldürücüdür de. Kişi kurallara ilişkin kişisel bilgisini, ancak, bir öğretmenin ya da doğrudan doğruya dostun kılavuzluğunda artırabilir. Dostun kılavuzluğunda bilgi dolaysız edinilmiş olur ki, bu da kurallar derlemenin artması anlamına gelmez.
•Kurallar Olağan Gerçeklik Durumlarında Doğrulanır•
Kuralların doğrulanması demek, geçerliliklerinin deneysel ve olumlu bir biçimde kanıtlanmasına yol açan edimlerin uygulanması demektir. Kurallar hem olağan hem olağandışı gerçeklik durumlarında uygulanabildiklerinden, doğrulanmaları da bu her iki durumda görülebilir.
Kuralların uygulandığı olağan gerçeklik durumları, çoğu kez seyrek rastlanan durumlar olsa bile, bu durumlar ne kadar az rastlanan durumlar olurlarsa olsunlar, kurallar gene de doğrulanmış olurlar. Bu nedenle, bu konu çalışmanın kapsamı dışında kalıyor, ve başka tür bir araştırmayı gerektiriyor. Kuralların o bölümü, dostları içeren erk verici bitkilerin tanınması, toplanması, harmanı, hazırlanması ve bakımında kullanılacak yöntemlerin ayrıntılarıyla, bu tür erk verici bitkilerin kullanımına ilişkin öbür yöntemlerin ayrıntılarıyla ve buna benzer birtakım başka önemsiz ayrıntılarla ilgilidir.
•Kurallar Olağandışı Gerçeklik Durumlarında Doğrulanırlar•
Kuralların olağandışı gerçeklik durumlarında doğrulanması, tıpkı olağan gerçeklik durumlarında olduğu gibi yararcı ve deneysel uygulamalarla olur. Yararcı doğrulanma kavramı, şu iki kavramla ilişkilidir:
(1) dostla karşılaşmalar, ki buna olağandışı gerçeklik durumları diyorum;
(2) kuralların belirli amaçları.
Olağandışı gerçeklik durumları.—Dostları içeren iki bitki, içerdikleri dostların kurallarına uyarak kulandıklarında, don Juan’ın dostla karşılaşmalar, diye adlandırdığı yabansı algılama durumlarına yol açmaktadırlar. Don Juan bu durumlara girmeye büyük önem vermekte, onların kurallarını yararcı ve deneysel bir biçimde doğrulayabilmek için dostlarla elden gelindiğince sık sık karşılaşılması gereğini yorulmadan vurgulamaktadır. Dostla karşılaşmaların sayısı arttıkça, bu kuralların doğrulanması da o kadar fazla gerçekleşebilir denilmektedir.
Kişiyi dostla karşılaşma durumuna getiren tek yöntem, doğaldır ki, dostu içeren bitkinin özel bir biçimde kullanılması olmaktadır. Gene de, don Juan öğrenimin ileri aşamaların da bu karşılaşmaların, bitki kulanılmaksızın da yer alabileceğini sezdirmiştir; yani salt istençle bu karşılaşma sağlanabilmektedir.
Dostla karşılaşmaya, olağandışı gerçeklik durumları demekteyim. “Olağandışı gerçeklik durumları” terimini yeğlememin nedeni, don Juan’ın bu tür karşılaşmaların gündelik yaşamımızdaki gerçeklikten yalnızca biraz farklı bir gerçekliğin süreğenliği içinde ortaya çıktığını belirtmesi olmuştur. Bu bakımdan, olağandışı gerçeklikte herkesin birleştiği kimi belirli karakteristikler bulunmaktadır diyebiliriz. Don Juan bu karakteristikleri düzenli bir biçimde sınıflandırmaya gitmemiştir, ama onun tutumu, her kişinin kendi bilgisinin kendine özgü bir nitelik taşıdığına olan inancından kaynaklanmaktadır.
Kendi kişisel deneyimlerimden çıkardığım aşağıdaki şu ulamlar (kategori), olağandışı gerçekliğe özgü ayırtkanlıkları sergilemektedir. Ne var ki, görünürde pek özel kaynaklardan çıkmalarına karşın, bu ulamlar, don Juan tarafından, kendi bilgisinin temel ilkeleri ışığında pekiştirilmiş ve geliştirilmiştir; don Juan öğretisini, bu karakteristikler, olağandışı gerçekliğin doğal parçalarıymışçasına veregelmiştir:
(1) olağandışı gerçeklikten yararlanılabilir;
(2) olağandışı gerçekliğin bileşen öğeleri vardır.
Birinci ayırtkanlık (karakteristik) olan olağandışı gerçeklikten yararlanılabilir— bunun çıkarlarımız için kullanılabileceğini belirtmektedir. Don Juan, bıkıp usanmadan, bilgisinin en açık amacının yararlı sonuçlar elde etmek olduğunu vurgulamıştır. Bilgisinin, olağan gerçeklikten olduğu kadar, olağandışı gerçeklikten de yararlanmak için bir araç olduğunu ileri sürmüştür. Onun savına göre, dostlar, insanlarda bu durumları, yararlanmaları için yaratmaktadırlar. Don Juan’ın mantığına göre, kişinin dostlarla karşılaşması, onların gizlerini öğrensin diye düzanlenmektedir; ve olağandışı gerçeklik durumlarını kendi birtakım başka kişisel amaçlarına alet etme niyetlerini önlemeyi hedef almaktadır.
İkinci ayırtkanlık, olağandışı gerçekliğin kimi bileşen öğelerinin bulunmasıdır. Bu bileşen öğeler de, kişinin duyuları aracılığıyla, olağandışı gerçeklik durumlarının içeriği diye algıladığı edimler, olaylar gibi kimi özelliklerdir. Olağan dışı gerçeklik tablosunun bütününü oluşturan bu öğeler birbirleriyle uyuşmaz görünseler de hem olağan gerçekliğin hem de bildiğimiz düşlerin özelliklerini taşır niteliktedir.