1

Konu: Kusursuzluk

Don Juan, olağan koşullar altındaki her insanın, büyük bir olasılıkla, geleneğin (algılarımızı bağlayan gelenekler) bağlarından bir kez olsun kurtulma fırsatı bulmuş olduğunu söyler. Bir coşkunluk anı toplanma noktamızı hareket ettirip sessiz bilgiye girmemizi sağlayabilir. Bunlar aşk, korku, öfke, yüksek ateş gibi durumlarca sağlanabileceği gibi, sadece büyücü çömezi değil, sıradan bir insan da kusursuz yaşayarak bunu başarabilir.


Peki kusursuz yaşam nedir dediğimde, “kusursuzluk basitçe enerji seviyemizin en iyi kullanım biçimidir. Doğal olarak tutumluluğu, düşünceli olmayı, yalınlığı, saflığı ve hepsinden öte kişisel yansımadan yoksun olmayı gerektirir. Büyücüler tini denetleyip, toplanma noktasının hareketini yönetebilmek için kişinin enerjiye gereksinim duyduğunu söylerler. Enerjiyi bizim için biriktirecek tek şeyse kusursuzluğumuzdur.” Demişti.


Toplanma noktasının hareketi en yüksek düzeye çıkarıldığında, hem sıradan insan hem de büyücü çömezi, birer büyücü olurlar, çünkü o hareketi en üst düzeye çıkarmak, devamlılığı onarılamıyacak şekilde tuzla buz etmiş olur.


Bu hareketi en üst düzeye nasıl çıkarırsın diye sorar Castaneda.


Kişisel yansımayı kırarak! Gerçekte zor olan, toplanma noktasını hareket ettirmek ya da kişinin devamlılığını kırmak değildir. Gerçek zorluk, enerjiye sahip olmaktır. Kişinin enerjisi varsa toplanma noktası hareket ettiğinde sorgulanacak olaylar ortaya çıkar!


Don Juan, kendi saklı kaynaklarını sezinleyebilmesinin ama onları kullanmaya cesaret edememesinin insanlığın açmazı olduğunu anlattı. Bu nedenle şamanlar insanlığın kötü durumuna, alıklığı ve bilmezliğinin uyumu derlermiş. İnsanlara şimdi, her zaman olduğundan daha fazla, özellikle kendi içsel dünyalarına yeni ülküler öğretilmesi gerektiğini söyledi. Bu toplumsal ülküler değil şamanın ülküsü, insanlığa ait ve bilinmeyenle, kendi kişisel ölümüyle yüzleşen ülküler.

2

Cvp: Kusursuzluk

Kusursuzluk her eylemimizde tam displinli bir hayat yansızlık ılımlılık ve çözümleme kapasitesine dayanan bir var oluş durumudur.

Esnek olmayı,alçakgönüllülüğü, bağımsız olmayı ayrıntıları kontrol etmeyi, değişkenliği elde eden savaşçının kararları erk yüklüdür.

Kusursuz davranan savaşçı:

İstediğini yapmakta özgürdür, kimse onu bir şeye zorlayamaz;

Yazgımız karşısında her birimiz tek başımıza olduğumuzun farkına varırız hayatımızı kendi elimize alırız.

Bağımsızlık yetisi ve ayrıntıları kontrol etmek başkalarının terk ettiği yerde direşmek kapasitesini üretir.

Hiç bir olay karşısında kendini yetersiz hissetmeyi düşünmez çünkü soğukkanlıdır dolayısıyla hiç kimseye hiç bir şeye ihtiyaç duymaz.

Bütün rutinler enerjiyi dağıtır, rutinlerine son verdiği an eşlik ediliyor olmayı ya da tek başına olmayı önemsemediği zamandır.

Doyumsuzluk hissederek enerjisini boşa harcamaz ne olursa olsun eylemlerinin sonuçlarını acıma yada suçluluk duygusu olmadan kabul etme cesaretine ve yansızlığına sahiptir.

Sıradan ilişkiler güçten düşürücüdür önceden saptanmış davranış modeli talep ederler bu nedenle ilişkilerini bilerek seçer.

Kusursuz olmak makul olmamaktır; pozisyonları hesaplayarak insani açıdan olanaklı her şeyi ve daha fazlasını yapar.

Enerji biriktirdikçe kusursuz davranır kusursuz davrandıkça enerjimizi katlanarak artırırız. Bu varoluş durumunun sonucu tinin ve niyetin ustası oluruz.

3

Cvp: Kusursuzluk

-Kusursuz ol! Sana bunu düzinelerce kez anlattım. Kusursuz olmak, kararlarını desteklemek için yaşamını tehlikeye atmak, sonra o kararları yerine getirmek için elinden gelenden fazlasını yapmaktır.

-Kusursuzluk, ölçünmeli(yani bile bile yapılan), kesin ve sürekli olan tek bir edimle başlar. Eğer bu edim yeterince uzun süre yinelenirse, kişi sarsılmaz niyet duyumu edinir.

-Savaşçıların sahip oldukları tek özgürlük, kusursuz davranmaktır. Kusursuzluk sadece özgürlük değil, aynı zamanda insan biçimini düzeltmenin de tek yoludur.

-Don Juan niyetin, kişinin kullanabileceği, denetleyebileceği ya da harekete geçirebileceği bir şey olmadığını, yine de onu arzusu doğrultusunda kullanabileceğini, denetleyebileceğini ya da harekete geçirebileceğini söyledi. Bu çelişkinin büyücülüğün özü olduğunu belirtti. Bunu anlayamamak yüzyıllarca büyücülere acı ve üzüntü vermiş. Günümüzün nagualları bu acı dolu bedeli ödememek için, savaşçının yolu ya da kusursuz eylem denilen ve büyücüleri temkinli ve düşünceli olmaya hazırlayan bir davranışlar dizisi geliştirmişler.

-Sana defalarca söylediğim gibi kusursuzluk, dürüstlük değil, dedi. Yalnızca benzer ona. Kusursuzluk basitçe enerji seviyemizin en iyi kullanım biçimidir. Doğal olarak tutumluluğu , düşünceli olmayı, yalınlığı , saflığı ve hepsinden öte kişisel yansımadan yoksun olmayı gerektirir. Bütün bunlar bi manastır hayatı kılavuzu gibi görünmesini sağlıyor ama öyle değil.

-Bir savaşçının yazgısının seyri değiştirilemez. Savaşçının yenmesi gereken zorluk, ne kadar ileri gidebileceği ve o katı sınırlar içinde ne denli kusursuz olabileceğidir.

-Bir bilgi insanı ölümün son tanık olduğunu bilir, zira görür.

-Yaraşıklı bi savaşçı-gezgin isen, kusursuz ol! Dünyanı gözet. Onurlandır onu; yaşamınla himaye et!

-Savaşçılar kendi savaş alanlarını seçmelidir.

Bir savaşçı, en son hamlesini burada ve şimdi yapacağını bilmeli, buna hazır olmalıdır, ancak bu aceleyle gelişigüzel yapılacak bir şey değildir.

Gereksiz olan her şeyi gözden çıkarır.

Rahatla, kendini bırak, hiçbir şeyden korkma.

Dikkatinin dağılmasına izin verme.

Savaşçılar zamanı iyi değerlendirirler; bir anın bile değeri vardır.

İz sürücü hiçbir zaman kendini ön plana çıkarmaz.

-Erk! Kusursuzluk! Kusursuz savaşçılar keçileri kaçırmaz. Dokunulmaz kalırlar. Sana kaç kere kusursuz savaşçıların korkunç dünyalar görüp bi sonraki an şakalar yapıp arkadaşları ya da yabancılarla gülebileceğini söyledim.

-Don Juan’ın velinimeti kendisini iz sürmenin dört koşulu konusunda her gün çalıştırmış ve acımasızlığı sertlik, zekayı zalimlik, sabretmeyi boş vermişlik ve kibarlığı da aptallık olarak algılamaması gerektiği konusunda onu uyarmış.

-“Bence oldukça ahlaklı bir insansın sen, Don Juan,” diye direttim. “Sen benim kusursuzluğumun ayırtına vardın, hepsi bu. Kusursuzluk, erkenin doğru kullanımından başka bişey değildir,” dedi.

-Savaşçının hiçbir beklentisi kalmadığında, insanların eylemleri artık onu etkilemez.

-Benliğini unut ki hiçbi şeyden korkmayasın, kendini hangi farkındalık düzeyinde bulursan bul, böyle yap.

-Savaşını sürdürürken, niyetinin kusursuz olduğunu bildiği için, savaşçı hep güler, güler.

-Bir savaşçı, erk avlayan kusursuz bir avcıdır; ne sarhoştur, ne de çılgın- blöf yapmaya, kendine yalan söylemeye, ya da yanlış bir adım atmaya izin vermez zamanı da mizacı da.

-Bir savaşçı yalnızca bir insandır, alçak gönüllü bir insan. Ölümünün planlarını değiştiremez o.

-Neşeli ve huzurluydum. Denetim ve disiplinim en keskin halini almıştı, sabır ve zamanlamanın kusursuz savaşçılara neler sağlayabileceğini yakından görmüştüm.

-Savaşçının özgüveni, sıradan insanın özgüvenine benzemez. Sıradan insan, kendisini izleyenlerin gözlerinde kesinlik arar, ve buna özgüven der. Savaşçı ise kendi gözlerinde kusursuzluğu arar ve buna alçakgönüllülük der. Sıradan insan yoldaşlarına bağımlıdır, savaşçı ise yalnızca sonsuzluğa.

-Sözcüklerin kusuru, kendimizi her zaman aydınlanmış hissetmemizi sağlamalarındadır, oysa dönüp dünyayla yüzleşmeye kalkıştığımızda bizi daima ortada bırakırlar, ve her zaman olduğu gibi, dünyayla aydınlanmadan yoksun olarak yüzleşmek zorunda kalırız. Bu yüzden, bir savaşçı konuşmak yerine edimde bulunmayı yeğler.

-Bir savaşçı acısını kabullenir ama ona düşkünlük göstermez. Bilinmeyene giren savaşçının ruhu endişeyle değil, tam tersine sevinçle doludur; zira görkemli talihi önünde başı eğik, ruhunun kusursuzluğundan emin ve hepsinden önemlisi, yeterliliğinin tümüyle farkındadır. Savaşçının sevinci, yazgısını kabul etmiş ve geleceği gerçek anlamda değerlendirmiş olmasından kaynaklanır.

-Savaşçıların dünyasında ısrar yoktur.

-Bir savaşçının hiçbir şeyi şansa bırakması mümkün değildir. Farkındalığının gücü ve sarsılmaz niyeti ile olayların sonuçlarını zaten kendi yaratır.

-Bir savaşçı değişemeyeceğini bilir, ancak yinede tüm gücüyle değişmeye uğraşır. Değişmeyi başaramazsa da asla düş kırıklığına uğramaz.

-Savaşçılar daima bir dizinin ilk olayını, onlar için o andan sonra gelişecek olayların bir planı ya da haritası gibi alırlar.

-Bi noktadan sonra, bi savaşçı-gezginin tek mutluluğu bi başınalığıdır.

-Eski büyücüler kusursuz değildiler ve başkaları üzerinden denetim kurma konusundaki tekdüze çabaları yüzünden, öğrenciye aktarılan bi karanlık ve dehşet durumu yarattılar.

-Yeni görücülerin kanaati; kusursuz bi yaşamın kendiliğinden, kaçınılmaz olarak sağduyu duyumuna neden olduğu ve bunun da sonuçta birleşim noktasının devinimine neden olduğudur.

-“Yani, değişik tür görücüler olduğunu mu söylüyorsun?” “Hayır. Görücü olmayı beceren sayısız embesil var demek istiyorum. Görücüler, kusurlarla dolu insanlardır ya da daha doğrusu kusurlarla dolu insanlar da görücü olma yetisindeler. Aynen sefil biçok insanın fevkalade bilim adamları olmaları gibi, kulağına küpe olması gereken görücü olduktan sonra da kusurlarımızın bizimle olacağıdır.

-Seni bulduğum günden beri önemi olan tek şeyin kusursuzluk olduğunda direniyorum. Bi büyücü kusursuz bi hayat yaşar ve bu da çözümü beraberinde getirmiş gibi olur. Niye mi? Kimse bilmez bunu.

-Kusursuz ol, böylece ‘sessiz bilginin yerine’ ulaşacak enerjiyi bulacaksın kendinde.

4

Cvp: Kusursuzluk

-Nasıl olursa olsun, savaşçılar kendilerini tarafsız tanıklar olarak eğitmek, kendi gizlerini anlamak ve kim olduklarını bulmanın coşkusunu tatmak için dünyadadır. Bu yeni görücülerin emellerinin en yükseğidir. Ve her savaşçı buna ulaşamaz. Biz Nagual Julian’ın ulaşamadığını sanıyoruz. O yolda kaldı, La Catalina da.

-Uçucular bizi gelenek ve âdetlerimiz içinde kontrol ederler. Dinin efendileri, tarihin yaratıcıları onlardır. Onların sesini radyodan dinliyor ve fikirlerini gazetelerden okuyoruz. Onlar bütün ortalama bilgi ve inanç sistemlerimizi yönetiyorlar. Örneğin, bir gün aşktan ve özgürlükten konuşan bir adam vardır; onu kendi kendine acıyan ve köle ruhlu bir adama dönüştürürler. Onlar bunu herkese yaparlar, hatta naguallara bile. Bundan dolayı bir büyücünün çalışması münzevidir.

-“Yeni maskeni şekillendirmenin zamanı geldi. Kendinden başka hiç kimsenin damgasına sahip olmayan bir maske. Bu maskenin tek başınayken oyulması gerek. Yoksa doğru dürüst uymaz. Yoksa fazla sıkı geleceği zamanlar olacaktır, fazla gevşek, fazla sıcak, fazla soğuk…”

-Kusursuz bir büyücü olmak için naguala ihtiyacın yok, o artık dünyada olmasa da kusursuzluğun seni ona götürmeli. İçinde bulunduğun koşullar içinde kusursuz bir şekilde yaşamak, senin meydan okuyacağın şeydir. Nagualı yarın ya da bir yıl ya da yaşamının sonunda görmen senin için fark etmemeli.(Florinda)

-İnsanoğulları ölümlü varlıklardır. Büyücülerin ısrarla ileri sürdüklerine göre dünyamızı ve onun içinde ne aradığımızı kavrayabilmenin yolu, bizim ölüm yolunda ilerleyen varlıklar olduğumuzu tümüyle kabullenmekten geçer. Bu basit gerçeği kabul etmeden, yaşamlarımız, eylemlerimiz ve içinde yaşadığımız dünya başa çıkılabilecek şeyler değildir.

-“Özgürlüğün ne olduğunu biliyor musun?” diye sordu bir hatip edasıyla. “Özgürlük kendin hakkındaki kaygıların hepten yok olmasıdır,” dedi yatakta yanıma oturarak. “Ve kendinle ilgilenmeyi kesmesin en iyi yolu da başkaları hakkında kaygılanmaktır.”

-Büyücüler için bütün dünyevi ve dünyevi olmayan meşguliyetlere kusursuz edimler hakimdir ve bütün kusursuz edimlerin arkasında razı olma yatar. Ve razı olma kabullenme değildir. Razı oma dinamik bir öğe gerektirir; eylem gerektirir.(Zuleica)

-Efsaneler olağanüstü rüya görücülerin rüyalarıdır. Bunları sürdürmek için büyük bir cesarete ve konsantrasyona ihtiyacın var. Hepsinden öte, büyük bir hayal gücüne ihtiyacın var. Saklaman için sana devredilmiş olan bir efsaneyi yaşıyorsun sen. Eğer kusursuz değilsen bu efsanenin alıcısı olamazsın. Eğer kusursuz değilsen efsane senden uzaklaşıverir.

-“Bu kulağa korkunç geliyor, Florinda. Nagual dünyasında insanların küçük hesapların üzerinde olmadıklarına ve sabırsız davranmadıklarına inanmaya yönlendirilmiştim.”

Ümitsiz ve şaka içeren bir hareket yaparak, “Benim sabırsız oluşum nagual dünyasında olmamla hiçbir ilgisi yok.” dedi. “Ben, gördüğün gibi, kusursuz sabırsızım.”

“Kusursuz sabırsız olmanın ne demek olduğunu gerçekten bilmek isterim.”

“Örneğin, şu anda talimat istemindeki salak ısrarınla beni sıktığının tam şuurunda olduğum anlamına gelir. Sabırsızlığım seni durdurmam gerektiğini söylüyor. Fakat seni susturan kusursuzluğum olacaktır.”

“Sonuçta, sana dur dememe rağmen, eğer “her şeyi söze dökme” kötü alışkanlığından kaynaklanan talimat isteğinde ısrar edersen sana vuracağım. Fakat sana asla kızmayacağım veya kin güdüp bunu aleyhinde kullanmayacağım.”

-“Kendini fazlaca ciddiye almaktasın,” dedi yavaşça. “Aklınca pek önem vermektesin kendine. Bunu değiştirmelisin! Kendine verdiğin o pis önem yüzünden, birazcık sıkışınca hemen kaçıp gitmeyi düşünebiliyorsun. Herhalde karakter sahibi olduğunu sanıyorsun böylece. Ama saçmalıktır bu! Zayıflıktır, kendini beğenmişliktir!”

-Gündelik işlerin geçici huzuru bizleri uyuşturur, bu yüzden hareketli yaşamlarımız boyunca bu dalgınlık düzeyinin ötesine geçme olanağı bulamayız.

-Carlos, “Sahip olduğumuz yegâne olanak, anne ve babayı reddetmek ve asla geri dönmemek anlamına gelen; toplumsallaşmanın buyruklarının feshedilmesidir. Çocuklara gelince, onları yemekten başka çare yok gibi görünüyor,” dedi. “Eğer çocuğunu yiyemiyorsan, o seni yiyecektir!” Bu sözler gereğinden fazla oldu ve kimilerinin odayı terk ettiğini fark ettim.

5

Cvp: Kusursuzluk

Kusursuzluk ancak ölümlü olduğumuzu anladığımızda mümkündür. Ölümlü olduğumuzu anlamadan kusursuz davranmak mümkün değildir. Kusursuzluk; pişmanlık duymamak üzülmemek kızmamak alınmamak gücenmemek beklentiye girmemek v.b demek. Günlük yaşantımızda çok yemek yedikten sonra suçlu hissederiz, birini kırdıktan üzdükten sonra özür dileriz, biri bizimle ilgilenmediğinde alınırız... Kusursuzluk olması gerekeni yapmaya çalışmak ama olmadığında hiç dert etmeden kafaya takmadan devem etmeyi gerektirir çünkü ölüm her an yanıbaşımızda bizi gözlüyor bunlar için zaman yok. Yalnızca enerjimizi toparlamaya zaman var. Carlos öleceğini öğrenen ve çölde inzivaya çekilen bi kadından bahseder o kadın ölümlü olduğunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde kabullendiği için kusursuz davranacaktır bu nedenle o kadına büyücü topluluğuna katılmayı teklif eder ve kadın için 'oyundur bu' dünyada yarım kalan işi yoktur çünkü ölüm dokunmuştur O'na ve hemen katılır.

Carlos bana teklif etseydi ben ölümlü olmayı kabul etsem bile bi yanım asla ölmeyeceğime inanıyor bu nedenle yapmam gereken yarım kalan işler var henüz, evim işim eşim aşım başım .... henüz hazır değilim Carlos daha şimdi değil bana biraz zaman ver ve ölümlü olduğuma inamadığım için bu doğru zaman kusursuz davranabileceğim zaman belkide hiç gelmeyeceği için hiç bi zaman kabul edemeyebilirdim. Ölüm doğrudan dokunduğunda benim gidebileceğim bi Carlos yok o nedenle ölüm dokunmuş gibi duyumsamaya çalışıyorum tek seçenek.