1

Konu: Bir tanımın tutsakları

“Benlik (ego) derken kastım, “ben” sözcüğünü söylediğimizde kapsanan şeylerin tümüdür. Peki bu “ben” tam olarak nedir? Pek bilmiyorum ama kafamın içinde, gözlerimin arkasında yer alıyormuş gibi geliyor. Peki ya beden? Bedenin “ben” olmadığını, ama kullanmak için sahip olduğum bir şey olduğunu hissediyorum; ulaşım için, başkalarına gösteriş yapmak için vb. Bu yüzden “benim” bedenim olarak anılıyor…


Eğer benlik benim değilse, peki nedir? Neden yapılmıştır? Saçma ama doğru yanıt: hiçbir şey. Eğer kuşkusu olan biri varsa buyursun arasın. Eğer insan bedenini açıp incelersek kalp, akciğer, damarlar, kan, bezler, beyin gibi pek çok şey buluruz. Ama benlik bulamayız. Doğrusu yeni doğmuş bir bebekte de benlik bulamazsınız.


Buna mantıklı, normal bir insan pekala şöyle tepki verebilir: “ama bu olanaksız! Benlik hiçbir şey mi? Ben hiçbir şey miyim? Bu var olmadığım anlamına gelir. Ama tabi ki varım.”


Mantıklı olan ama pek normal olmayan bir insanın yanıtı şu olabilir: “Çok iyi. Sanırım varsın. Ama eğer sen bir “ben” (ego) değilsen ve “ben” dediğinde bedeninden söz etmiyorsan, o takdirde neden söz ediyorsun? Sen nesin? Kendine “ben” dedirten sen kimsin? Neden yapıldın?”


Tipik bir insanın yanıtları:


-ben tembelim


-kadınlardan korkarım


-İyi bir kocayım


-Ben samimi bir insanım


-falanım filanım


Doğru. Benlik bunların hepsidir. Benlik bu tanımdır. Kesinlikle. Benlik bir tanımdır. Sözcükler, sadece sözcükler. Belli bir gerçekliği yoktur sözcüklerin. Dahası, benlik belirli bir hiçlik yığınıdır; onun sözde gerçekliği bizim o sanki gerçek imişçesine davranmakta ısrar etmemizden kaynaklanır.


Hepimiz, benliğin bizim tek gerçekliğimiz olduğuna ve sonsuza dek de hep öyle olacağına inanmak üzere eğitildik. Hep öyle olmamış olduğumuzu unuttuk. Bir zamanlar “biçimsiz” olduğumuzu, bunun bizi hayrete düşürdüğünü, her şeyi ve herkesi bir keşif, bir bilinmez olarak hissetmemizi sağladığını unuttuk. Kendimizin ve dünyanın bilinmezliğini unuttuk, zira belirli sınırlarla tanımlanmış bir şey (benlik) olduğumuza inanmaya çalıştık. Aynısını, çağdaş insanın yaşama alanını oluşturan kara büyünün sihrini güçlendirerek çevremizdeki her şey ve herkes için de yaptık: hayal edilemezliği, bilinmeyeni ve yaşıyor olmanın mucizesini bir yığın zırvalığa indirgedik. Üstelik de can sıkıcı bir zırvalık. Kendimizi bir hapishaneye tıkıyor ve buna “ben” diyoruz. Ne harika! İşte karşımızda “şahsiyet” sahibi bir erkek ve kadın var…


Victor Sanchez - Don Carlos’un Öğretileri – Söz Yayın