1

Konu: Enerji Merkezleri

Don Juan, insanoğlunun doğal eğiliminin enerjiyi canlılık merkezlerinden uzağa itmek olduğunu vurgular. Bu merkezler, bedenin sağ tarafında, göğüs kafesinin tam kenarında karaciğer ve safrakesesi bölgesinde; sol tarafta, gene göğüs kafesinin kenarında pankreas ve dalak bölgesinde; sırtta, obur iki merkezin tam arkasında, böbreklerin çevresinde ve onların tam üzerinde, böbreküstü bezleri bölgesinde; boynun alt kısmında, göğüs kemiği ile köprücük kemiğinin oluşturduğu V noktası üzerinde ve kadınlarda rahim ve yumurtalıklar çevresindedir. İnsanlar bu enerjiyi kaygılanarak, günlük yaşamın stresine yenik düşerek iterler. Ona göre, gündelik eylemlerin baskısı vücuda bedelini ödetmektedir.


Bu enerji, ışıltılı kürenin yüzeyinde bazen kalın kabuk gibi bir tortu haline gelene dek birikir. Sihirli geçişler, insanoğlunun tümünü bir fiziksel beden ve enerji alanları kümesi olarak ele alır. Işıltılı küreye yayılmış olan enerjiyi dalgalandırarak fiziksel bedene geri döndürür. Sihirli geçişler, hem enerjinin dağılmasından acı çeken bedenin kendisini fiziksel bir varlık olarak, hem de o dağılmış enerjiyi yeniden konuşlandırma yetisine sahip aynı bedeni bir enerji varlığı olarak çalıştırır. Don Juan’a göre ışıltılı kürenin yüzeyinde enerjisi olmak yani yeniden konuşlandırılmayan enerjiye sahip olmak, hiç enerjisi olmamakla eşdeğerdir. Pratik amaçlar için ulaşılamayan, gizlice birikmiş, yararsız bir enerji fazlası olmak gerçekten dehşet verici bir durumdur. Don Juan bunu, “Hiç aletin olmadığı için açamadığın bir su tankıyla çölde susuzluktan ölmeye benziyor. Bir taş bile bulamıyorsun o çölde, tankı kırmak için.", diye örnekler. Sihirli geçislerin gerçek sihiri, tortulaşmış enerjinin yeniden canlılık merkezlerine girmesi, böylelikle uygulayıcının esenlik ve üstünlük duygularını hissetmesine neden olmaktır. Eski çağ görücüleri gören gözleriyle bedenlerini tararken, burgaçların varlığını fark ettiler. Bu çok ilgilerini çekti ve onların bir haritasını çıkardılar. Onlar bu merkezlerden binlerce olduğunu gördüler. Don Juan’a göre, insanoğlunun fırıl fırıl dönen binlerce burgaçtan oluşmuş bir kümeden başka biç şey olmadığı söylenebilir; bazıları son derece küçük burgaçlardır bunların; iğne delikleri gibi, ama çok önemli iğne delikleridir. Bunların çoğu enerji burgaçlarıdır. Enerji serbestçe içlerinden akıp geçmektedir, ya da içlerinde sıkışıktır.

Yalnız altısı oldukça büyüktür ve özellikle dikkat çekmektedir. Bunlar yaşam ve canlılık merkezleridir. Enerji onlarda asla takılmaz, ama bazen enerji stoku öyle kıttır ki, merkez güç bela döner. Don Juan, altıncı merkez hakkında konuşmayı düzenli olarak reddetmiştir. Ona göre, insan bir enerji alanları kümesi olarak algılandığında, içine enerjinin giremeyeceği, ve dışına enerjinin kaçamayacağı somut ve kapalı bir birimdir. Zaman zaman herkesin yaşadığı enerji yitirme duyumu, enerjinin beş büyük yaşam ve canlılık merkezlerinden dağılıp uzağa sürülmesinden doğar. Her hangi bir enerji kazanma duyumu ise, daha önce bu merkezlerden dağılmış olan enerjinin yeniden konuşlandırılmasının sonucudur. Yani enerji, o beş yasam ve canlılık merkezine yeniden yerleşmiş olmaktadır.