1

Konu: İnsan biçimini yitirmek

Köyün Delisi -  23 Aralık 2009


İnsan biçimini yitirmekten ne anladığınızı merak ediyorum.


Sessiz bilginin Naguali kendini silmenin insan biçimini yitirmek olduğunu yazmış...


Kendini silmenin ne olduğunu bilmiyorum ama, insan biçiminin yitirilmesinin insanı fiziksel formunun dışında çakıl taşına, kuşa falan çevirmesi manasına gelmediğini de biliyorum.


İnsan biçimi/kalıbı derken kastedilen şeyin ne olduğunu düşünüyorsunuz?


İnsan biçimi yağmacı zihin tarafından öğretilen bir durum mudur?

2

Cvp: İnsan biçimini yitirmek

Efsunn tarafından Per, 24/12/2009 - 01:45 tarihinde gönderildi.


Derinlikli bir özetleme, insan biçiminin yitirilmesi için en uygun yöntemdir.Bu nedenle görücüler yaşamlarını özetledikten sonra, örneğin kişisel geçmişin silinmesi, kendi kendine verilen önemin yitirilmesi, rutin alışkanlıkların kırılması gibi edimlerden yararlanmak iz sürücüler için daha kolay olur.

İnsan biçiminin yitirilmesinin insanı fiziksel formunun dışında çakıl taşına, kuşa hatta kediye:) çevirmesi manasına gelmiyor.

Ne gerekiyormuş;Hafiyeliği bırakıp,derinlikli bir özetleme yapmak gerekiyormuş:)

3

Cvp: İnsan biçimini yitirmek

Köyün Delisi tarafından Per, 24/12/2009 - 11:16 tarihinde gönderildi.


Özetleme bizi akışkan yapıyor, haklısın ne kadar derin o kadar akışkan ama sadece özetleme yetmez, erk biriktirmek gerekir,

çünkü özetleme her zaman kusursuz olmayabileceği gibi derinlemesine yapılan bir özetleme uzun da sürüyor, dolayısıyla insanı bağlardan kurtulabilmek için özetleme tek başına yeterli değil diye düşünüyorum.


Hafiyeliği bırakma konusuna katılmıyorum :)

Bence bir tür izsürmedir bu da :P özellikle merak nedeniyle yapılan hafiyeliğin sonunda "neden merak ettiğimiz" ortaya çıkacaksa yani aslında kendimize bakıyorsak, neden vazgeçelim hafiyelikten :)

4

Cvp: İnsan biçimini yitirmek

yora tarafından Per, 24/12/2009 - 15:32 tarihinde gönderildi.


Özetleme yapmak çok önemli elbette bir yaşam sürecinde sürekli yapmak gerekiyor o ayrı ama çok zor olan bir şey daha var ki kendimizi özel,önemli,süper,cazibeli,karşı koyulamaz erkek,yada bir bakışıyla ortalığı alev alev yakan kadın ( böyle olmasak bile mış gibi hissedebiliriz dimi ama buna engel olan bir kurum ve kuruluş yokki kafada)neyse sıradanlıkta ve hıyar olmakta kendimizi bulabilirmiyiz mesele burda yatıyor bence.Mesela kendimden örnek vereyim ben sürekli komik duruma düşerim zihnim her şeyin komik yanlarını gösterir bana tinde beni hep komikliklerin tuzağına düşürür.

5

Cvp: İnsan biçimini yitirmek

Efsunn tarafından Cum, 25/12/2009 - 10:23 tarihinde gönderildi.


Birleşim noktasına destek veren farkındalıkta ustalaşmadır. ” Biz belirli bir konumda sabitlenmiş birleşim noktalarından ibaretiz. Bu hem düşmanımız hem de dostumuz; iç söyleşimiz ve kayıtlarımız. Bir savaşçı ol! İç söyleşini kesip, kayıtlarını yapıp bir kenara at. Yeni görücüler kayıtlarını yapıp onlara gülerler. “Kayıt olmazsa birleşim noktası özgür kalır.”

İnsanın kalıbı, organik yaşamın büyük bandı içinde, sadece insanın kozasında görülebilen devasa bir yayılımlar demetidir. Ayrıca görücülerin kendileri için bir tehlike olmadan görebildiği Kartal yayılımları parçasıdır. Farkındalıktaki ustalaşmanı perçinlemen için son aşama algı engelini yıkman ve bunun için de yeterince erke toplamak gerekir.

İnsan için birleşim noktası ifadesi kullanıyor.Bu ifadeyi açabilir miyiz?

6

Cvp: İnsan biçimini yitirmek

Köyün Delisi tarafından Cum, 25/12/2009 - 13:12 tarihinde gönderildi.


Kendimizi özel, önemli, süper cazibeli vs hissetmemizin önüne geçecek şey zaten özetleme değil mi? Yani özetleme yaptıkça hafifleşiyoruz. Kendimize atfettiğimiz değerlerin gereksizliğiyle birlikte bunlara sarılmanın da önemsizliğini görüyoruz. Bazı şeyler hemen değişmese de, neyin neden olduğunu anlamak, yaparken neden yaptığını bilerek yapmak ve eninde sonunda bunları yapmaya hiç ihtiyaç duymamak. Sıradanlık zorlamayla yani bir tür karşı tepkiyle olmamalı, akışına bırakıp sıradanlığa ulaşılmalı. Sıradanlaşmaya çalıştıkça uzaklaşır, sıradanlık bir ego nesnesi olabilir diye düşünüyorum çünkü. Kişisel önemliliğimizi nasıl büyük puntolarla göğsümüzde etiket halinde taşımıyorsak, sıradanlığımızı ya da hıyarlığımızı da aynı şekilde yavaş yavaş büyütmeliyiz. Su akar yolu bulur, ama suyun göl haline gelmesini engellemek lazım. İnsan kalıbımızı yitirmeyi başardığımızda bence sadece farkındalığımız kalacak geriye.


İnsan için bileşim noktası ifadesi bana şunu anımsatıyor, radyo istasyonunu TRT FM e ya da insana sabitleyince o yayını alıyorum. Ama bir şekilde sadece radyonun tek istasyon çalabildiğini sanıyorum. Farkındalık ya da erk arttıkça diğer istasyonların mesela SÜPER FM in yayınları karışmaya başlıyor. Radyonun sabitleşmiş ibresini değiştirebilecek gücü bulduğumda başka kanallar da dinleyebilirim. İnsan ve bileşim noktasına uyarlarsam, kedi bile olabilirim :)))

7

Cvp: İnsan biçimini yitirmek

Efsunn tarafından Cum, 25/12/2009 - 20:41 tarihinde gönderildi.


Özetlemeye devam ozaman:)Şuan için frekansların karışmaması daha iyi olur gibi geliyor.

İçten Gelen Ateş kitabının Rüya Gören Bedenin Yolculuğu bölümünde şöyle denmekte:

"Dünyanın sağlamlığı serap değil," diye devam etti,"birleşim noktasının herhangi bir yerde sabitlenmesi bi seraptır.Görücüler birleşim noktalarını kaydırdıklarında bi hayalle karşılaşmazlar,karşılaştıkları bambaşka bir dünyadır;bu yeni dünya şu anda seyrettiğimiz dünya kadar gerçektir,ama bu dünyayı ortaya çıkaran birleşim noktalarının yeni bir yere sabitlenmesi de eski sabitlenme kadar seraptır."

8

Cvp: İnsan biçimini yitirmek

Efsunn tarafından Cum, 25/12/2009 - 20:59 tarihinde gönderildi.


Kartal'ın Armağanı kitabından:

"Kartal,tüm yaşayan varlıkların yazgılarını yöneten güç,eşit biçimde ve aynı anda tüm bu canlı varlıkların yansımasıdır.

Ölümün görkemli ya da huzur verici hiçbir özelliği yoktur." dedi."Zira gerçek dehşet ölüm anında başlar.Orada hissettiğin sınırsız güçle,Kartal seni öyle bir sıkacak ki,içinde bulunan,sahip olduğun en ufak bilinç ışıltısı bile silinip gidecek."

Anlattığına göre iz sürücüler yaşamlarının her anını salt anımsamanın ötesinde yeniden yaşayabilmek için kasalar ya da topraktan yapılmış tabutlar kullanırlarmış.İz sürücülerin yaşamlarını böylesine ayrıntılı bir biçimde özetlemek zorunda olmalarının nedeni şuymuş:Kartal'ın insana armağanı,onun gerçek bir bilinç yerine,gerçeğin kusursuz bir kopyası olması koşuluyla ikame bir bilinci de kabul etmek konusundaki istekliliğini de kapsarmış.Bilinç Kartal'ın gıdası olduğuna göre,Kartal'ı,gerçek bilincin yerine kusursuz bir özetleme de hoşnut edebilirmiş.

Don Juan bizlere,bu kabuğu kırmanın,o gizem dolu parıltılı çekirdeği,Kartal'ın gıdası olan o bilinç çekirdeğini kurtarmanın tek yolunun,insan biçiminin yitirilmesi olduğunu açıklamıştı.Bu kabuğu kırabilmek,öteki benliği anımsamak ve kişinin kendi bütünlüğüne ulaşması oluyormuş.

9

Cvp: İnsan biçimini yitirmek

Yaşayan her varlık, onlara çoğalmasına ve evrilmesine izin veren belirli bi kalıba sahiptir. Bizlerde ışıltılı varlıklar olarak gelişimimizden sorumlu enerjisel bi insan kalıbına sahibiz. Kalıp yaşam enerjisini birleştirdiğinde insan biçimi ortaya çıkıyor. Bu kalıp bi tür rahim olan Kuraldan beslenir.

Doğumumuzdan itibaren bize nasıl hisedeceğimiz nasıl düşüneceğimiz nasl algılayacağımız hangi olay karşısında nasıl duygulanacağımız,alışkanlıklarımız,tepkilerimiz herkes (kişi ve kurumlar) tarafından öğretilir. Çocuklar başka türlü algıladığında, normalleşme sürecine girmesi için hemen profesyonel yardım(psikiyatr,psikolog) alınır ve çocuk başka türlü algılamayı unutur. Kız çocukları ve oğlan çocukları başka türlü davranacak ve hissedecek şekilde yetiştirilir.

O çocuklar yetişkin olduğunda farklı düşünemez, kendisinin keşfedeceği yeni bi şey bulamaz, hepsi öğretilmiştir.İnsan biçimimiz bizi biz yapan şey oluşmuştur.

İnsan biçiminden dolayı başka bi gerçeklik olduğu aklımızdan dahi geçmez çünkü öğrendiklerimiz kesintisiz biçimde nesilden nesile aktarılır. Her nesil kendi çocukları olduğunda öğrendiklerini öğretirler ve ne yazık ki bu öğretilenlerin arasında başka bi gerçekliği, enerjiyi doğrudan algılama öğretilmez çünkü onlarada öğretilmemiştir.

Benliğimiz; inançlarımızın, bu güne kadar bize öğretilenlerin, başkasına ait görüşlerin bi birleşimi. Bi anı, hiç bi somutluğu yok. Hafızayı işe katmadan ben kimim sorusuna cevap bile veremeyiz.

İnsan biçimi duygularla beslenir. Burnu büyüklüğümüz, raconlarımız inançlarımız,alışkanlıklarımız,kuyruğu dik tutma hallerimiz... insan biçimini deforme eder. Duygu kalmadığında her şey eşit gelir. Duygularımızı acımanın olmadığı yere kadar yeniden kanalize etmeliyiz.(kararlılık ) Duygular kalmadığında yansızlaşırız her şey eşit gelir.

İnsan biçimi yitmeden birleşim noktası özgürce hareket edemiyor.