1

Konu: İz Sürücülerin Hüneri: Özetleme

“Rüya gören beden” nasıl rüya görücülerin hüneriyse, “özetleme” de iz sürücülerin hüneridir. Kural, iz sürme ve rüya görmeyi birer “sanat” olarak tanımlar, bu nedenle bunlar uygulamalı edimlerdir. Özetleme, kişinin kendi yaşamını en önemli ayrıntılarına değin anımsayışından oluşur. Kusursuz  bir özetleme, bir savaşçıyı, rüya gören bedenin üzerinde kontrol sahibi olmanın değiştireceği kadar en az değiştirebilir. Bu açıdan, rüya görme ve iz sürme aynı sonuca, üçüncü dikkate girişe varır.

Nagual Juan için özetlemenin anlamı, kişinin yaşamındaki her şeyin tek bir hareketle yeniden yaşanması ve yeniden düzenlenmesidir. Özetleme, kişinin yaşamının bölümlere ayrılarak sistematik biçimde irdelenmesinden oluşur; eleştiri, ya da hata bulma amaçlı bir inceleme değildir bu; kişinin yaşamını anlama ve seyrini değiştirme çabasını içerir. Uygulamacı, yaşamını özetlemenin gerektirdiği tarafsızlıkla bir kez gözden geçirdi mi, artık aynı yaşama dönmesinin hiç yolu yoktur.

İz sürücülerin yaşamlarını böylesine ayrıntılı bir biçimde özetlemek zorunda olmalarının nedenleri şunlardır:
Birinci neden, rüya görebilmek, bileşim noktasını oynatabilmek gibi edimler için gereken enerjiyi, ışıltılı küre içinde hapsolduğu bölgelerden elde edebilmektir.

İkinci neden, ölüm anında farkındalığı koruyabilmektir. Tüm yaşayan varlıkların yazgısını yöneten erk olan ve bir görücünün gözüne—bir kartal olduğu, ya da kartalla herhangi bir ilişkisi olduğundan değil sınırsız büyüklükte boyu sonsuzluğa erişen, dimdik duran simsiyah bir kartal gibi göründüğünden Kartal diye adlandırılmış olan erk tarafından, yaşayan her varlığa, eğer isterse özgürlüğe açılan bir aralık bularak oradan çıkıp gitme erki verilmiştir. Bu aralığı gören görücüler için ve onun içinden geçen varlıklar için, Kartal'ın bu armağanı farkındalık sahibi her varlığa, farkındalığı sürekli kılmak için bağışlamış olduğu apaçık ortadadır. Kartalın armağanı, onun gerçek bir farkındalık yerine, gerçeğin kusursuz bir kopyası olması koşuluyla ikame bir bilinci  farkındalığı de kabul etmek konusundaki istekliliğini de kapsar. Farkındalık, Kartal'ın gıdası olduğuna göre, Kartal'ı, gerçek farkındalığın yerine kusursuz bir özetleme de hoşnut eder.

Üçüncü neden, ölüm anında, farkındalığın korunması ile özgürlüğe geçebilmektir. Özgürlüğe geçiş, sonsuz bir yaşam demek değildir, yani sonsuzluk sözcüğünün genelde çağrıştırdığı gibi ölümsüzlük anlamına gelmez. Bu daha çok, normal olarak ölüm anında terk edilen farkındalığın savaşçılar tarafından korunabilmesi anlamını taşır. Geçiş anında, beden tamamen bilgiyle tutuşmuş durumdadır. Her bir hücre, kendisinin farkında olduğu kadar, bedenin bütünlüğünün de farkındadır.

ÖZETLEMENİN İLKELERİ:
Özetlemenin birinci aşaması, yaşamımızdaki tüm olayların, incelemeye açık bir biçimde yeniden ortaya serilmesinden oluşur.

İkinci aşamada, daha ayrıntılı bir anımsayış söz konusudur. Bu aşama, dizgesel olarak iz sürücünün özetleme sandığının içine girip oturmasından bir önceki andan itibaren başlayabilir, kuramsal olarak doğuş anına değin inebilir. Kuramsal olarak iz sürücüler yaşamlarında deneyimlemiş oldukları her duyguyu anımsamak zorundalardır ve bu süreç aldıkları ilk nefesle başlar.

İz sürmenin üç temel tekniği, sırasıyla “dolap, özetlenecek olayların listesi ve iz sürücünün nefesidir”. Derinlikli bir özetleme, insan biçiminin yitirilmesi için en uygun yöntemdir. Bu nedenle yaşamlarını özetledikten sonra örneğin “kişisel geçmişin silinmesi, kendi kendine verilen önemin yitirilmesi, rutin alışkanlıkların kırılması” gibi edimlerden yararlanmak iz sürücüler için daha kolay olur.

Özetlemede anahtar unsur, nefes almaktır. Nefesin hayat veren mahiyeti, aynı zamanda kişiye temizleme kapasitesini de kazandırır. Özetlemeyi uygulamalı bir konu durumuna getiren de, bu kapasitedir.
Özetlemeye, çene sağ omuzun üzerinde başlanır ve baş, yüz seksen derecelik bir kavis yapacak biçimde çevirirken, yavaşça nefes alınır. Nefes alma, sol omuza varıldığında sona erer. Soluk alma edimi sona erdiğinde, baş gevşek bir konuma getirilir. Daha sonra bakışları ileriye dönük olarak nefes verilir.

Daha sonra, iz sürücüler, listesinin en başında yer alan olayı ele alırlar ve bu olay içinde hissedilen duyguların tümü anımsanıncaya değin, o olayla birlikte olurlar. İz sürücüler, anımsadıkları olay her ne ise, ayırtına vardıkları duyguyu anımsadıklarında, yavaşça nefes alarak, başlarını sağ omuzlarından sol omuzlarına doğru çevirirler. Bu soluklanma edimi, enerjinin yeniden kazanılması amacını taşır. Florinda'nın savına göre, saydam beden sürekli biçimde örümcek ağına benzeyen iplikçikler üretir ve her türlü duygu tarafından sevk edilen bu iplikçikler parıltılı kütleden dışarı yansır.

Böylelikle, her etkileşim ya da duyguların devreye girdiği her durum, potansiyel olarak saydam bedenin içine akar.
İz sürücüler, sağdan sola doğru nefes alarak ve aynı anda bir duyguyu anımsayarak, nefes almanın büyüsüyle, geride bırakmış oldukları iplikçikleri toplarlar.

Sonra soldan sağa doğru soluk verilir. Böylelikle iz sürücüler anımsanan olayda; var olan diğer parıltılı bedenler tarafından bırakılan iplikçikleri dışarı fırlatırlar.

İz sürücüler yaşamlarının her anını salt anımsamanın ötesinde yeniden yaşayabilmek için hava deveranı olan bir sandık, dolap, kasa ya da topraktan yapılmış tabut kullanırlar. Kişi, bedeninde uyarılan alanları azaltabilirse, anımsama daha kolay bir biçimde gerçekleşebilir. Özetleme dolabının amacı da budur, böylelikle, nefes alıp verme yoluyla kişi, anılarının içinde giderek derinliklere ulaşabilir, ayrıca fiziksel bedeni sıkıştırdığı için enerji bedeninin fiziksel bedene yakınlaşmasını sağlar. Özetleme dolabı, dikkatin yoğunlaştırmasına yardımcı olur. Ayrıca dolap kişiliğimizin dar sınırlarının bir simgesidir. Velinimeti Florinda'ya, özetleme görevini yerine getirir getirmez, artık kendi kişiliğinin dar sınırlamalarına katlanmak zorunda olmadığını simgeleştirmek üzere dolabı kırmasını söylemiştir.

SONUÇ:

İz sürücüler, özellikle başkalarının bıraktıkları iplikçikleri dışarı atmak üzere, dünyada bırakmış oldukları iplikçikleri yeniden ele geçirebilmek için bu önedimleri uygulamadıkça, kontrollü aptallıkla baş edebilmeleri olanaksızdır, zira bu yabancı iplikçikler kişinin, kendine verdiği önem konundaki sınırsız kapasitenin de temelini oluşturur.

Kontrollü aptallık, başkalarını kandırmanın, onları cezalandırmanın veya onlar karşısında üstünlük elde etmenin bir yolu olmadığına göre, onu uygulayabilmek için kişinin kendi kendine gülebilmesi gerekir. Florinda, ayrıntılı bir özetleme ediminin sağladığı sonuçlardan birinin de, kişinin insanlarla ilişkilerin özünde yer alan kendi kendine hayranlığın bunaltıcı tekrarı karşısında gülebilme olduğunu söyler.

Savaşçılar özetleme dikkatlerini hiç karşılaşmadıkları insanların üzerine bile odaklayabilirler. Bu derin odaklamanın sonucu her zaman aynıdır: Sahneyi yeniden yaratırlar. Yığınlarla hal ve hareket, unutulmuş ve yepyeni, kendini savaşçının kullanımına sunar.